Bölüm 1 – Nasriye ve Malazgirt Muharebeleri
Not: Tüm hikâye boyunca isim ve yer adlarını Türkçe okunuş biçiminde yazacağım.
Çeşitli entrikalar, suikastler ve saray darbeleri ile birbiri ardına değişen imparatorlar Roma ülkesini son 40 senede sarsmıştır. Bir zamanların kudretli Akdeniz İmparatorluğu şimdilerde sadece bir Anadolu devleti durumundadır. Dahası, Roma’nın içinde bulunduğu siyasi durum pek yakın bir gelecekte arzulanabilir bir durum olabilir. Zira doğuda kabaran bir güç, Roma’nın geleceğini tehdit etmektedir. Roma, daha evvelde sayısız istila tehdidi geçirmiş, atlatmış ya da kötüsü yaşamıştır. Bu Selçuklu tehdide bunlardan farklı mıdır?
İmparator X. Konstantin 60 yaşındadır. 7 senelik hükümdarlığı tıpkı ardılları gibi çalkantılar ile geçmiştir. Konstantin, başkent Konstantiniye’ de ki ucuz entrikalara kulaklarını kapatmış, gözlerini doğudaki tehlikeye dikmiştir. Selçuklular 25 senedir Doğu sınırlarını talan etmektedir. Bir kartopu misali katlanarak büyüyen Selçuklu tehdidi şimdi hiç olmadığı kadar büyüktür. Sultan Alparslan 25 bin kişilik ordusu ile Ermeni vilayetlerimize girmiştir. X. Konstantin’e gönderdiği tüm hediye, haraç ve elçilere karşı Selçuklular vatandaşlarımızı mızraktan geçirmektedir. İmparatorluk fakirdir, nitelikli ordudan yoksundur ve dahası birlik halinde değildir. İstila karşısında tema dükleri kayıtsız kalmıştır. X. Konstantin ve onun zavallı 10 bin kişilik “Roma Ordusu” bu istilayı durdurmaya yetecek kudretten yoksun gözükmektedir.
Alparslan Urfa çevresinden istilaya girişmiştir. Ermeni diyarındaki kalelerimiz pek iyi durumda değildir. Çoğu 6 aydan kısa sürede düşmanın eline geçebilir.
Roma hazinesi meteliğe kurşun atar vaziyettedir. Fakat 10 binden az milis ile bu istilayı durdurmamız imkansızdır. Bizim sert savaşçılara ihtiyacımız var. İmparatorumuz ülke içindeki prestijli paralı askerlere başvuruyor. Roma’nın Çobanları isimli bu yırtıcı sert savaşçılar bize zaferi kazandıracak. 700 süvari, 350 seri savaşçı ve 1500 yeni milis ile pekala şansımız artacaktır. Roma hazinesi daha fazla savaşçıyı almamıza müsaade etmiyor.
Hazine suyunu çekince bizim yaşlı imparator çözüm aramaya başladı. 60 yaşına kadar kitap, defter açmayan Konstantine bir anda iktisadi bilimlere merak saldı.
Kısa sürede iktisadi bilimlere ilgi kazanan Konstantin, bu sayede daha iyi vergi toplamanın yollarını araştırmaya başladı. Artık daha güvenilir adamları hazineye memur olarak atıyor. Buda %10 daha fazla vergi geliri demek oluyor.
Batı Trakya’daki oğlum Kont Micheal ve Kocaeli’ne ki yeğenim ile karşılıklı çıkara dayalı ittifak kuruyorum.
Doukas Hanedanı güçlü ve köklü bir aile olmalı. Irsi olarak doğurganlığı arttıran bazı efsunlu ilaçlar kullanmaya başlıyorum. Ailecek daha daha azgın olacağız diye umuyorum.
Seferberlik ve Paralı askerler zaten bitik olan hazineyi çok zorluyor. Hazine memurları iflas bayrağını açıyorlar. İmparator ise buluruz bir çare diyor ve Hazine odasına geliyor. Karanlık zamanlar, karanlık tedbirler gerektirir diyor. Kilise ve manastırların değerli altın ve gümüş varlıklarının bir kısmına el koyduruyor. 170 düka değerinde altın toplayabiliyoruz. Böylece darphanemiz para basmaya devam edebiliyor. Tabi bu durum dindar kesim ile imparatorumuzu karşı karşıya getiriyor. Özellikle Patrik bu durumu dinsizlik, vahşilik olarak tanımlıyor. Patrik bu noktadan sonra imparatorumuz ile çok karşı karşıya gelecek.
Ordumuz en sonunda cephe vilayetlere ulaştı. 12 bin kişilik Roma Ordusu dağınık halde ki düşmana hiç vakit kaybetmeden hücum ediyor. Komutada, imparatorun en güvendiği subaylardan Hadrian bulunuyor. Nasriye tepelerinde Roma Ordusu düşmanı yakalıyor. Sadece 1700 kişilik Selçuklu kampını basıyoruz ve çatışma başlıyor. Sabaha karşı çevre bölgelerden Selçuklu kuvvetleri akın akın takviyeye geliyorlar. Çarpışmalarda üstünlük kuramıyoruz. Düşmanı sindirmeyi başaramadan sayıları bizi geçiyor.
Günler süren yıpratıcı savaşın ardından zafer ucu ucuna ellerimizden kayıp gidiyor. Hadrian geri çekilme talimatı veriyor. Roma İmparatorluğu, Nasriye Meydan Muharebesi’ni kaybetti.
Düşman bu savaşta bizden daha fazla can kaybetti. Üstelik biz nitelikli paralı askerlerimizin çoğunu elde tutmayı başardık. Düşmanın ise pek de milisten başka bir birimi yok gözüküyor. Eğer biz kazansaydık çok sayıda esir ve yaralı ele geçirirdik. Sayısal olarak eşitlenme fırsatımız olurdu. Hadrian moralleri bozmuyor ve bir sonra ki muharebeye hazırlanmaya başlıyor. 1068 baharında bir kez daha hücum edeceğiz.
Hadrian kışı takviye birlikleri ve erzak toplamak ile geçiriyor. Düşmanda kış boyunca ileri harekata devam etmeyip, kuşatmalarını sürdürmeye devam ediyor. Böylece Malatya- Erzurum hattı boyunca birkaç yüz takviyeyi orduya kazandırabiliyoruz. Bu noktada Selçuklu ordusu ikiye ayrılmış biçimde kentleri kuşatmaktadır. Urfa bölgesinde bulunan 15 binlik Selçuklu ordusu 3 kaleyi kuşatırken, 10 bin kişilik başka bir Selçuklu gücü Van bölgesinde 2 kaleyi kuşatmaktadır. Hadrian hızlıca orduyu Van bölgesine sürer. Malazgirt kalesi düşmeden bölgeye yetişmek gereklidir.
Hadrian bölgeye vardığında Malazgirt kalesinin düştüğünü haber alır. Selçuklu güçleri, Roma ordusunun gelişini haber almıştır. Kaleye garnizon bırakıp geri çekilirler. Hadrian bu yemi yutmak istememektedir. Malazgirt kalesi yeni düşmüştür ve bu yüzden düşman garnizonu yerleşemediğini ummaktadır. Hadrian kaleyi kuşatmak için ordusunu ileri sürer. 3 ay içinde kaleyi almalıdır, yoksa Urfa’dan gelecek Selçuklu orduları Roma ordusunu zor durumda bırakacaktır.
2 ay süren kuşatmanın ardından bölgedeki Selçuklular, Roma ordusunun yeterince yıprandığını düşünerek hücuma geçer. Hadrian şaşkındır. Zira sayısal olarak iki tarafta eşittir ve nitelik olarak Roma ordusu daha iyi elementlere sahiptir. Hadrian kuşatmayı kaldırmaz, ne kadar risklide olsa kale düşmek üzeredir. Hayır, onları burada, Malazgirt ovasında karşılayacaktır. Hadrian birliklerini hazırlar.
Hadrian ve onun Roma Ordusu günlerce düşmana göğüs gerer. Gerek kaleden yapılan gece hücumları, gerek şafakta başlayan Selçuklu hücumları Roma ordusunu hatlarından söküp atamaz. Fakat ordu dayanma sınırına yaklaşmaktadır. 3500 kişilik bir Selçuklu kolu savaş meydanına katılınca Hadrian yenilgiyi kabullenir. Birliklerine geri çekme emri verir, fakat bu bozguna yol açar. Roma Ordusu neredeyse imha edilir. Hadrian bu savaşta göğsüne aldığı bir mızrak darbesi ile ölür. Başsız Roma ordusu Anadolu’ya kaçışır. 1068 Malazgirt Savaşı ile Selçuklular artık rahatça çevre kaleleri kuşatabilir hale gelir.
Roma Ordusunun yenildiği haberi Temmuz 1068’de Konstantiniye’ye ulaşıyor. İmparator şok oluyor. Hadrian’ın ölümü ve ordunun neredeyse imha olması Selçuklular ile girişilen mücadelenin artık kaybedildiği anlamına geliyor. Fakat X. Konstantin hemen vazgeçecek birisi kesinlikle değil. Artık daha fazla alt tabaka insanı kabul ediyor ve daha fazla iktisadi manevra cambazlıklarına girişiyor. Geçenlerde bir yabancı çiftçiye 165 altın düka karşılığında 5 senelik arazi kiraladı. Bu gibi örnekler ile Roma hazinesi biraz olsun kendisine geliyor. Yeni genç bir subay olan Demeteryan ordunun başına getiriliyor. Ankara civarında bulunan Roma güçlerinin kalıntıları takviye ediliyor. Çok kısa bir sürede Roma ordusu yeniden 9 bin kişilik bir mevcut ile Urfa bölgesine yol alıyor. Demeteryan komutasında ki güçlerimiz düşmana amansızca saldıracak ve kayda değer bir zafer elde edecek.
Urfa’da dört kola ayrılmış olan Roma Ordusu kendisinden iki kat daha kalabalık Selçuklu güçlerine taarruz etmek için hazırlanıyor. Beklenmedik bir gelişme bu hücumu iptal edecek.
https://drive.google.com/file/d/1XmLIr1w...sp=sharing
http://www.mediafire.com/file/qwq61e2x3k...1.pdf/file