Bölüm 1 : Yeniden Doğuş
Yıl 1444 etrafı düşmanlarla çevrili,eski haşmetini kaybetmiş bir imparatorluğun himayesi altında bastırılmış bir halkın,Atina halkının hikayesi.Bu gidişata artık bir son vermenin ve eski günlerimize dönemenin vakti gelmedi mi diye düşündü Kral Nerio.Bu duruma bir çözüm şarttı ve bu yolda Bizans bizim baş düşmanımızdı.Artık onların himayesinde bir gün bile geçirmiyecektik,artık yunan halkı özgür ve yeniden güçlü olucaktı.İlk adımı atıp Bizansa karşı Ceneviz hükümdarıyla gizliden anlaşmalar imzalayıp doğru anı beklemeye koyuldu.
Bir yandan cenevizle ilişkilerini güçlendiren diğer yandan da güç toplayıp Bizansa karşı bir fırsat bekleyişi meyve vermiş Osmanlı Bizansa karşı savaş açmıştı.Bu fırsatı kendi özgürlüğümüzü kazanmak için kullanmalıydık.Hemen ordumuzu Moraya gönderek savaş ilan ettiğimizi açıkladık.
Moranın kuşatılmasıyla mora halkı bizansa karşı çabucak isyan edip kale kapılarını gerçek kralları Nerio için açtılar bu sırada ise Bizansın sonunun geldiğinin haberleri yayılmaktaydı Costantinople düşmüştü.İmparatorluğun çöküşü bizim yeniden doğuşumuzun habercisiydi artık özgürdük.
Bizans yok olmuştu evet ama kutlama bile yapamadan Venedik ve Osmanlının hedefi haline gelmiş,Venedik tarafından diplomatları tarafından tehdit edilmiştik.Bunun üzerine Kralımız Neiro yeni çözümler üretmeliydi.Ceneviz bizi ne Osmanlıya ne de Venedike karşı savunabilecek bir güç değildi ve güvenirliği ise bizi tereddüt ediyordu.Kral ülkenin en yetenekli diplomatlarını etraftaki dost ülkelere göndermeye başlamıştı.Neyseki Avusturya ve Macaristan bizim güvenliğimiz temin edebilceklerini duyurmuş ve bizlerle Osmanlıya ve Venediğe karşı ittifak ettiklerini ilan etmişlerdi.Bu bizi bir süre dahi olsa koruyacaktı.
Artık tek yapmamız gereken fırsatları değerlendirmek ve bu doğrultuda kendimizi ve halkımızı yüceltmekti.Tam bu sıralarda Bizansın yok olmasıyla barbarların elinden kaçan sanatçıların İtalya'ya doğru yola çıkmak için limanlarımızda beklediklerini öğrendim.Neden italya'ya gittiklerini sorduğumda burda yeterli desteği bulamayıp İtalyan zengin ailelerin onlara destek sağlıyabileceklerini düşündüklerini söylediler.Bu kabul edilemezdi.Emrimle onları himayeme almaya karar verdim.
Sanatçıların himayeye alınmasıyla geçen uzun barış dolu yıllar acaba büyük bir fırtınanın yaklaşmasının habercisimiydi.Kral bunu sanki Tanrıdan gelmiş bir haber gibi algılamış ekonomik açıdan ülkeyi buna hazırlamış ve orduya gerekli askeri sağlamıştı ki Avrupada büyük bir savaş Patlak verdi.Bu savaş Burgon kralı ölene kadar sürecek ve Avrupayı kana bulayacaktı.
Savaşların sonucunda Burgon kralı bir savaşta mağlup edilerek öldürülmüş bunu sonucunda ise toprakları Avusturya ve Fransa arasında bölüşmüştü.Bu bizim için iyi miydi diye düşünmeden edemiyorduk.Gelecek savaşların habercisimiydi yoksa müttefiğimizin güçlenmesiyle bizim için zaferin habercisi mi.
Kral ülkesi için çok büyük planlara sahip olsada hiç bir şekilde mücadele edemiyordu.Aklındaki özgür yunan halkı fikrini umutsuzluğa doğru olanıksızlığa itmişti.Ama halen umudunu yeşerten olayların vuku bulması hayalinin tamamen sonlanmadığını gösteriyordu.Osmanlı venedik savaşında Naxos serbest kalmış ve tek başına bırakılmıştı.Kral Nerio hemen sefere hazırlandı ordusu ve donanmasıyla Naxosu dizginleyip asıl sahibi yunan halkına bağışladı.
Seferin ardından Kral yılların verdiği yorgunlukla halkının arasında Naxos'da hayatını kaybetti.Onun kendinden sonrakinlere bıraktığı ise hayalleri ve özgür bir ülkeydi.Oğlu ise babasının ölümünün haberi üzerine yas bile tutamadan hemen Atinaya dönmüş ve tacını giyerek yunan halkının kaderinin taşıyıcısı olacağına yemin etmiştir.
Not:Hikayeye kral kral devam edeceğim,her an yok olma tehlikesiyle geçen 29 yıl geçmiş yıl 1473 olmuştur.