Gözlerini ne zaman açtığını bilmeyen sıradan bir fare ve canavar yaratma konusunda oldukça başarılı olan sapkın ruhlu fare lordunun hikayesi. Çürük Diş Grotchrot hayata ne zaman geldiğini bilmiyor. Gözlerini açtığından beri ilk defa güneş ışığı gördü. Uzunca bir masası ve hiç temizlemediği aletleri ile uzun yıllardır lorduna hizmet ediyor. Bu hizmetler lordunun verdiği emirler doğrultusunda çeşitlilik gösteriyor. Kimi zaman bir esiri konuşturmak için ölümcül yaralar açarak acı çektiriyor ve esir konuşunca da cesedini kendi yaşadığı çukurdan daha derin bir çukura atıyor. Bazen de kol, bacak ve göz gibi parçalar ile lordunun ordusuna asker sağlıyor. Hayatı boyunca lorduna hiç ihanet etmemiş ve verilen emirleri her zaman yerine getirmiş olan bu fare bugün yeryüzüne çıktı. İlk başta güneş ışınları gözlerini yaktı daha sonra derisini kızarttı ancak lorduna hizmet etmek ve içindeki kötülük sayesinde çok fazla zarar almadı.
Lordunun hemen gerisinde birkaç gün onu takip etti. Lord Throt Pis yeryüzündeki hayata alışması için onu erken çağırmıştı. Tüm dünyayı kirletecek olan planlara sahip ancak zamana sahip değillerdi. Cehennem Çukuru olarak adlandırılan laboratuvarlardaki diğer fareleri o kadar iyi eğitmişti ki Çürük Diş'in yokluğunda işler gayet iyi devam ediyordu. Throt'un Çürük Diş'e yukarıda ihtiyacı vardı. Cüceler ve insanların arasında sıkışıp kalan farelerin son çareleri vardı. Ya savaşıp türlerini geliştirecek ve pisliği yayacaklardı ya da çukurlarında diğer ırkların üstlerine toprak atmalarını bekleyeceklerdi.
Diğer ırkların tiksindikleri, iğrendikleri ve daima uzak durmaya çalıştıkları fareler bir orduya sahiptiler. Sadece bir ordu. Tam anlamıyla bir ordu değildi bu. Kurt sıçanlar, ogreler, mutasyonlu haşereler ve ellerindeki silaha göre mutasyon geçirmiş farelerden oluşuyordu. Aynı sürüye ait olduklarını hisseden, ölmekten korkmayan ve laboratuvarlarında daha iyi bir bedene sahip olup geri gelen bir ırkı kim durdurabilir? İçlerindeki nefretten dolayı gözü dönen piyadelere sahipti Lord Throt. Sayıları azdı fakat her bir asker ölmek için yapılmıştı. Hepsinin tek bir hayali vardı. Diğer ırkların çöpleriyle beslenen bu fareler onların en değer verdikleri şeyleri kemirmek ve sindirmek istiyorlardı.