İlginç Etimolojik Bağlantılar
#21
Aynen.
Aşağıdaki videoda da bahsi geçiyor. Tam bir siyasî terim şöleni...


Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
[+] 2 üye uçan erişte nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#22
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
[+] 2 üye uçan erişte nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#23
Hepsini okudum uçan erişte ne bilgi varmış yav hakkaten baya hoşuma gitti bu yazılar helal moses de hemen bağlantıları kurmuş bravo... Ha bu arada bu bravonun da bi dillerle olan bağlantı veya bağlantıları var mıdır @uçan erişte
Ara
Cevapla
#24
Rica ederim, @Feldmarschal. Beğendiğine sevindim.
Bravo, İtalyancadan Türkçeye geçmiş kelimelerden. Latince kökten İngilizceye brave (cesur) kelimesi de türemiş.
Aslında Latince pravus ile barbarus ve sonrasında Eski Frenkçe brahaigne (barren) gibi olumsuz anlama gelebilecek kelimelerden benzeştirme yoluyla türetilmiş. Özellikle şahıs sıfatlarında olumsuz anlama gelen bir kelimenin zaman içinde ve duruma göre olumlu bir anlama bürünmesi yaygındır. Orta Çağ'da "elikanlı, zalim ve cani haydut" gibi anlama sahipken Yeni Çağ'da "muharebede yiğitlik yapan" gibi bir anlama bürünüyor.
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
[+] 1 üye uçan erişte nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#25
Anladım demek ki çağlar geçtikçe olumsuzlar olumlu olarak algılanabiliyor teşekkür ederim aydınlattığın için @uçan erişte
Ara
Cevapla
#26
Sevk-ül Ceyş
Osmanlı aydınlarının "strateji" kelimesi için türettiği bir tabir.
Sevk سوق  / sewK fiili yönetmek / idare etmek anlamında kullanılsa da asıl anlamı gütmek, sürmek ve götürmek.
Ceyş جيش  / ceyş ise ordu anlamında yine Arapça bir isim.
Bu kelimeye Aramca גיסא/ gaysa' kelimesi kaynaklık ediyor.
Fiil biçiminde yağmalamak, soymak, çalmak ve akın etmek
Telaffuzunu gayasa' şeklinde söyleyip isim yaptığımızda ise isim biçimlerini elde ediyoruz.
İsim biçimde yağmacı, soyguncu, hırsız ve akıncı
Askerî açıdan "ordunun idaresi" anlamına geliyor.
Buradaki idareden kasıt, her türlü ihtiyacın karşılanmasının yanı sıra daha çok sahada hareket ettirilmesi.
Bir meydan muharebesinde ordunun hareketi, dizilimi, taktiklerin belirlenmesi ya da aslında tamamı.

Strateji ise Türkçeye Fransızca stratégie kelimesinden girmiş.
Grekçe στρατός / stratós ve ἄγω / ágō kelimelerinden oluşan yine bileşik bir isim.
Bileşiğin son kısmındaki ágō, birinci kişi zamiri eki almış bir cümle aslında. Anlamı Güderim, Sürerim veya Götürürüm
Bileşin ilk kelimesi olan stratós ise ordu anlamına gelen bir isim.
Grekçedeki bu kelimenin ÖHA biçimi ise *sterh.
Fiil olarak yaymak, yatırmak, sermek ve döşemek anlamlarına geliyor.
İsim olarak "sahayı kaplayan meydan boyunca yayılmış askerleri" diğer bir deyişle orduyu belirtiyor.
Terim olarak askerlerin sahada nasıl döşeneceği, nereye götürüleceği, arazi üzerine ne şekilde sürüleceğini ifade ediyor.

ÖHA'daki *sterh kökünün Farsçadaki karşılığı ise şöyle:
Mastar biçiminde گستردن / gostardan, yalın hâlde ترد / star ve edat eki almış isim hâli ise بستر / bestar.
Yani yatırmak -> yat -> yatak.
Osmanlı Türkçesine de geçmiş olan بستر / bister kelimesi yatak veya döşek anlamında.

Örneklere bakalım.

Alıntı:Sen bister-i gülde yatasın şevk ile handân,
Ben kül döşenem külhan-ı mihnette, sebeb ne


Sen gül döşenmiş yatakta neşeyle gülerek yatarken,
Ben zahmet ve eziyet içinde küle batayım, neden
Cem Sultan'dan II. Bayezid'e yazılan mektuptan alıntı


Alıntı:Hâmûş yatma bister-i gafletde subh-dem
Gel mergzâra gulgule-i mürg-i zârı gör


Gaflet döşeğinde sabah akşam sessiz bir şekilde yatma
Mezara gel de inleyen ölümün gürültüsünü dinle
Bâkî


Alıntı:Ya bister-i kemhâda ya viranede can ver
Çün bay û geda hake beraber girecektir


İster ipek döşekte ister viranede can ver
Çünkü zengini de fakiri de Hakka beraber gidecektir
Ziyâ Paşa


Alıntı:Canım kardeşim. Bakınız, askerlik herhâlde yan gelip yatma yeri değil.
Recep Tayyip Erdoğan
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
[+] 5 üye uçan erişte nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#27
Ne kadar etimolojik bağlantı sayılır bilemiyorum ama paylaşayım.

Duman kelimesinin anlamı esasen sis veya bulut demek iken 17. yy'da günümüzdeki duman kelimesinin anlamına gelen tütün kelimesinin tütün bitkisiyle özdeşleşmesi sonucu anlam değişimine uğrayarak yanan maddelerden çıkan gaza denmeye başlanmış. Duman kelimesi 1000'li yıllarda tuman olarak geçiyor.

Rusça'da sis kelimesinin karşılığı da tuman, yani onlar bu kelimeyi zamanında bizden almışlar, sonraları bu kelime bizde yumuşayıp anlam değiştirip duman olurken onlarda aynı anlamda tuman olarak kalmış.

Rusça olarak araştırıldığında ilk şu sonuç çıkıyor: https://en.wiktionary.org/wiki/%D1%82%D1...0%B0%D0%BD
Burada kelimenin esas kökeni olarak Ön Türkçe'de soğuk anlamına gelen dum veya Zentçe'de sis anlamına gelen dunman kelimesi gösteriliyor.
[+] 3 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#28
Daucus carota.
Yani havuç.

İngilizcedeki carrot kelimesi, Fransızca carrotte üzerinden Latince carota kelimesinden geliyor; nihai kökü ise Grekçe κᾰρωτόν ‎/ karōtón.
Grekçe kelimenin kökü ise κέρας / kéras. Anlamı boynuz ya da daha genel bir ifadeyle kafanın üst kısmı.
Bu kökten organik kimyada sarı ila kırmızı/turuncu renk verici bir pigment olan karoten ve kıl ile boynuzun yapıtaşı olan keratin kelimeleri türetilmiş.
Grekçe kelimenin ÖHA'daki ilk kökü ise *ḱerh. Birçok dilde kafa anlamının yanı sıra kafatası, beyin, baş ve yüz anlamlarına sahip. Örnek olarak beynin bir bölümü olan cerebrum ve İngilizce yüz/çehreden hareketle elde edilen sevinmek anlamındaki cheer fiili de bu kökten türetilen kelimelerden.

Türkçe ağızlardaki diğer adları şöyle: balkamış, deber/teper, gelinparmağı, hart, hatılhırtıl, kalagezen, kızılot, piçekli, pörçüklü, sarıot, yerebatan, yeregeçen, yerekaçan, yerkökü vs.
Azerice de kullanılan şekli yerkökü.
Havuç ise Farsçadan Türkçeye geçmiş. Osmanlı Türkçesindeki şekli هاوچ / havuç. Farsçadaki aslı هویج / havic.
Farsçada bir de eşanlamlı olarak kullanılan گزر / gazar var. Hint-İran kökenli bir sözcük.
Sanskrit गार्जर ‎/ gārjara, Ermenice գազար ‎/ gazar, Kürtçe gêzer ve Türkmen dillerinde kazir/kaşir/kesür/keçür.
Buradan Sâmi dillerine geçmiş: Süryanice ܓܙܪܐ / gezzārā, İbranca גֶּזֶר ‎/ gézer ve Arapça جزر / cezer.
Mâlum, Arapçada G sesi olmadığından alınılarda bu C sesine dönüşür.
Kök olarak Semitik dillerde G+Z+R kökü kesmek, yarmak, deşmek ve hatta sünnet olmak ile ilişkili. Burada toprağı dikine kesip yarması kast ediliyor.
Arapçada C+Z+R kökü de kesmek anlamının yanı sıra budamak, batmak ve dalmak anlamlarına sahip.
Osmanlı Türkçesinde de Arapça alıntı yine kullanılmış: جزر / cezer.
Çukurova'ya özgü dillere destan bir Arap tatlısı olan cezerye de ismini buradan almış.
Şimdi gönül rahatlığıyla şunu yiyebilirim.
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
[+] 3 üye uçan erişte nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#29
:think:
[+] 2 üye cezerye nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#30
Žemyna
39b99f9dc4b78493a59cfb7dc6507103.jpg

Gelmiş geçmiş birçok yerel dinde bir ana tanrıça kavramı vardır.
Toprak, doğurganlık, çoğalma, bahar, canlılık ile ilişkilendirilir.
Çeşitli kültürlerde Toprak Ana, Mother Earth, Terra Mater, Matka Ziemia, Mokoş ana kavramlarıyla ifade edilir.
Temel terimler toprak ve annedir.
Dünyanın hemen hemen her yerindeki birçok yerel dinde bu kavrama denk düşen bir tanrıçaya tapılmış.
Kibele, Venüs, İsis, Gaia, Juno, Minerva, Durga, Dewi Sri vs.
Hıristiyanlıktaki uzantısı ise Meryem'dir. Yunanca Theotokos Tanrı'nın annesi ya da Süryanice ܝܳܠܕܰܬ ܐܰܠܳܗܳܐ‎ / Yoldath Alloho Hıristiyanlıktaki paganlık izlerindedir.

Bu kavramın Litvan paganlığındaki karşılığı ise Žemyna. Türkçe okunuşu "jemina".
Bu tanrıça için seçilen isim ise tipik bir ÖHA yolculuğunu yansıtan kelimelerden.
Bu kelime ek almış isim: žemė +‎ ynas.

Ekten başlayalım. +ynas Litvancada topluluk belirten bir çokluk eki. Örnek: kalnas +‎ ynas => kalnynas: sıradağlar
Dişil isimlerle birleşince ek de dişilleşerek +yna hâline geliyor.

Žemė ise toprak demek. Dayandığı ÖHA kökü *dʰéǵʰōm.
Bu kökün diğer bazı dillerdeki karşılıkları ise şöyle:
Grekçe: χαμαί / khamai - bkz. Bukalemun
Latince: humus
Ermenice: ցամաք / camak
Letonca: zeme
Lehçe: ziemia
Rusça: земля́ / zemlya
Sanskrit: क्षम् / jmáḥ
Kürtçe: zevî
Pehlevice: zamig'
Farsça: زمین / zemin

Farsça ve Urducada zemin kelimesi toprak anlamının yanı sıra yer ve Dünya gezegeni için de kullanılır.
Tıpkı İngilizcedeki earth ve land kelimesi gibi.
Türkçede ise anlamı giderek taban ve döşeme şeklinde daralmış.

Hindistan coğrafyasındaki toprak ağaları olan yani bir tür landlord olan asilzâdelere verilen zemindâr unvanı da buradan gelir.

Demiryolu ile karayolunun aynı seviyede (yani alt veya üst geçit olmadan) toprak üstünde kesiştiği yerlere ise hemzemin geçit denilir. 


Yeri gelmişken Latince toprak anlamına gelen humus kelimesinden türetilen humilis kelimesine değinelim.
Humilis'in İngilizce karşılığı olan earthling yani topraklık kelimesi "insan" anlamında kullanılır.
Küçültme eki işlevi de gören bir ek alması ise ilgi çekicidir.
Human'ın yani insanın tanrılar nezdinde aciz ve küçük oluşunu mu ifade eder?
Ya da evrenin minyatürü insanı mı niteler?

Hindistan'da bir zemindarlık arazisinde bulunan bir hemzemin geçitteki toprak yere bir Zemynas heykeli dikip taparken Âşık Veysel'den Benim Sadık Yârim Kara Topraktır türküsünü dinlerseniz çok anlamlı olur.[/b]
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
[+] 6 üye uçan erişte nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#31
Rusça: земля́ / zemiya

Şu kısım zemlya olacak.
[+] 1 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#32
Haklısın, yanlış yazmışım. Düzelttim. Zaten л en sevmediğim Kiril harfidir. Yine de pe ile karıştırmadığım için kendimi kutluyorum. Zempya da yazabilirdim.
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
Cevapla
#33
"berd" Ermenicede hisar demekmiş. Anadolu'da bazı yerleşim isimlerinde (Harput veya Bayburt gibi) bu kelimeyi görebilirsiniz.

https://en.wiktionary.org/wiki/%D5%A2%D5%A5%D6%80%D5%A4

[+] 1 üye Moses nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#34
Belur-Chennakesava-Temple.jpg

Hindistan'daki Hoysala İmparatorluğu'nun başkenti Belur.
Görkemli Çennakeşava Tapınağı'na ev sahipliği yapan bu kentin eski adı Velur veya Vellur.
Telugu dilinde వెలి / veli beyaz ve ఊరు  / uru şehir demek. Yani bu birleşik ismin kelime anlamı "Akşehir".
4. yüzyılda yaşamış Sanskrit dilbilimci Panini'ye göre bu şehrin adı Vidura olup zengin kristal madenleriyle meşhur olduğu "Ak" veya "Parlak" denmiş.
400 yıl kadar hüküm sürmüş ve edebî anlamda zengin bir imparatorluğu altın çağına çıkarmış bir başkent için ideal bir isim.
Sanskrit dilinde वैडूर्य / vidūra şeklinde ifade edilen kelime, Prakrit ve Eski Farsçaya geçen ويلوريا / veluriya kelimesinin de kaynağı oluyor.
Buradan göçüşmeye uğrayarak Greklere geçmiş: βηρυλλος / bēryllos. İki dudaksıl ses B ile V sesleri diller arasında değişkenlik gösterir.
Eski Ermenicede բերիւղ / beriwł ve Kürtçede belûr şeklinde de karşımıza çıkıyor.

Antik Çağda Mısır'ın Batlamyus Hanedanı'ndan beri kullanılmış olan bir zümrüt türü olarak ifade edilen "beril" taşı için kullanılmış. Latince beryllus.
18. yüzyılda ise başlı başına bir element olduğu anlaşıldıktan sonra berilyum adı verilmiş.
Halk Latincesinden evirilen İtalyancada brillare fiili parlamak ve parıldamak demek. Bunun isim hâli olan parıldayan ise brillante. Aynı zamanda İngilizcede parlak, göz alıcı ve ışıl ışıl anlamlarının yanı sıra mecazen "parlak zekâyı" ifade eden brilliant kelimesinin de kökeni.
Bu kelime Ceneviz ve Venediklilerden Osmanlılara da geçmiş: پيرلانتي / pirlantî.
Bugün kristal elmas kesiminde kullanılan pırlanta şekliyle kullanıyoruz.

Yeri gelmişken Yunanca κρύσταλλος / krústallos berrak buz demek.
Grekçe κρύος / kruos buz ve don anlamlarına gelen bir kelime.
Hroso şekliyle Cermen dillerine geçip İngilizce frost kelimesinin kökeni olduğu da iddia edilir.
Fen bilimlerinde maddelerin donarken büründüğü parlak şekilli yapılar için kullanılır. Misal, kar kristalleri.

Farsçaya bir geri dönüş yapalım. Eski Farsça ويلوريا / veluriya Semitik dillere de girmiş. Benzer şekilde V->B dönüşümü ile Aramca בלורא / blūrā ve Arapça بِلَّوْر / billawr ve بيلور / bilur şeklinde karşımıza çıkmış. İsim ve sıfat olarak Osmanlı Türkçesine kristal anlamıyla بلور / billûr şeklinde girmiş.
Hatta Hırvatça ve Sırpçadaki kristal anlamına gelen биљур / biljur, Türkçeden alıntıdır.

Parlak kristalden yapılmış cam eşyaların yanı sıra zamanla doğrudan bu nesnelerin de adı hâline gelmiş. Yani birçok yerel ağızda camdan yapılmış bardak, şişe veya kâse anlamında kullanılır.

Ayrıca halk arasında "koç yumurtaları" için de bu isim kullanılıyor.
Etimolojik kökenine rastlamadım. Fikir yürütürsek koyun sürüsünün devamı için gereken sperm gibi üreme için değerli bir hücreyi barındıran (kâselik) ve kristal cam gibi hassas bir organ için düşünülmüş olabilir.

Tam bu noktada şunu eklemeden olmaz:



Bu durumda yapmanız gereken ilk şey, Belur'daki tapınağın önüne kristal bir kâse içine bir çift koç yumurtası bırakıp üzerini karla kaplamaktır.
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
[+] 2 üye uçan erişte nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#35
Zanzibar ve Zenci kelimeleri de bağlantılıdır.
Zang, Farsça "pas" demek, zangi de paslı, pas rengi. Arapçaya zanci olarak geçiyor.

Zanzibar da Zancibar'ın değişime uğramış hali. -bar yine Farsça bir ek, getiren demek. (Peygam-ber=haber-getiren)
Bu durumda Zancibar veya Zanzibar siyahi kölelerin geldiği yer anlamına geliyor.

Hatun kelimesinin ise Türkçeden-Farsçaya ordan tekrar Türkçeye geçmesi ise enteresan. Türkçe kadın Farsçaya khatun olarak geçiyor. Sonra Farsçadan tekrar bize hatun olarak geri geliyor. Biz bugün hem kadın hem hatun kelimelerini kullanıyoruz. Bunun etimolojide bir ismi vardı ama hatırlayamadım şimdi.
Dil dediğin şey bu kadar kaypak ve ilginç.
[+] 2 üye perverende nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#36
Tolkien'in oluşturduğu yüksek elf dilinde ateş anlamında kullanılan 'nor' kelimesi, Arapça'da 'nar' kelimesini karşılıyor. Yine Silmarillion'da geçen 'Melkor' ismi 'M - L - K' kökünden gelen 'Melik' ismine benziyor.
[+] 1 üye Kierkegaard nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#37
Kiosk kelimesi ile köşk kelimesi aynı kökten geliyor. Kelime Farsça'dan Türkçe'ye, Türkçe'den Fransızca'ya, oradan da İngilizce'ye geçmiş.
[+] 2 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#38
Portakal kelimesi de ilginç. Eskiden turunçgillere narenc derdik, narenciye de denir. Karakteristik özelliklere sahip sebze meyveler yetiştirildikleri yerin ismiyle anılır bilirsiniz. Malatya Kaysısı, Deveci Armudu, Tokat yaprağı gibi. Bize tarihte bir zaman Portekiz'den narenciye ithal geliyor. Bu narencin özelliği de tatlı olması, piyasada portugal narenciyesi diye geçiyor. Fakat bir zaman sonra dildeki kolaya kaçma evrimi kendini gösteriyor ve narenciyeyi atıp sadece portugal kalıyor. Washington portakalındaki garabeti anlatmaya da paragraflar yetmez herhalde.

Sevdiğim bir etimolojik gariplik de İskender isminde. Adamın adı Aleksander. Arapçaya tabii ki el artikeliyle geçiyor yani el Aleksander. Fakat el artikeli Arapçada okunmadığı için Aleksander diyorlar. Bir zaman sonra Aleksander'ın başındaki "al" hecesini de, el artikeli gibi düşünüp onu da okumamaya başlıyorlar, oluyor sana Eksander. muhtemelen ks sesleri metateze uğrayıp yer değiştiriyor İskender kelimesi ortaya çıkıyor.
[+] 1 üye perverende nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#39
İngilizce algorithm, Türkçesiyle algoritma 800'lü yıllarda Harezm topraklarında doğmuş matematikçi el-Harizmi'den geliyormuş.
[+] 1 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#40
İngilizcede bilimle ilgili bir kelimenin başında "al" varsa o genelde Arapçadan geçmiş oluyor. Alcohol, alchemy, alkali gibi. Arapların şimdiki vaziyetine bakınca nerden nereye.
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.