[brk007]

Tür: Politik Roman
Yayım Tarihi: 8 Haziran 1949
1984

İngiliz yazar George Orwell'in yazdığı 1984, ''Karşı Ütopya'' türünün en bilinen örneklerinden biridir. İkinci dünya savaşından sonra oluşan Totaliter rejimlere eleştiri niteliğinde yazılmıştır.

Konusu: Dünya 3 ayrı süpergüç tarafından yönetilmektedir: Okyanusya, Avrasya ve Doğu Asya. Bu üç devlet de Totaliter rejimle yönetilmekte, halkını en ağır propagandalar ile beynini yıkamakta; (2+2=5 bunun en iyi örneklerinden biridir), halkının düşünce, hareket ve tutumlarını en ince ayrıntısına kadar incelemektedir. Bu devletlerden Okyanusya devleti Büyük Birader adlı birine bağlıdır.  Büyük biradere karşı yeratlı örgütü olarak kurulan Kardeşlik'in lideri Goldstein, devletin ve toplumun en büyük düşmanı olarak görülmektedir. Okyanusya'da 4 büyük bakanlık vardır: Gerçek Bakanlığı, Varlık Bakanlığı, Sevgi Bakanlığı ve Barış Bakanlığı. İşte hikayemiz bu Okyanusya devletinde yaşayan, Gerçek Bakanlığında çalışan Winston adlı karakterimizin bu Disütopik cehennemde yaşadığı bazı olayları anlatmaktadır. 

''Savaş barıştır, Özgürlük köleliktir, Cahillik güçtür.''

Spoiler

[Onur34]

Distopik romanlara giriş kitabımdır.Yavaş ilerlemesine karşı gayet doludur.Alıp okuyun.Büyük ihtimalle pişman olmazsınız.

[Atakan]

Bende yaklaşık bir ay önce Cesur Yeni Dünya kitabından sonra okudum ve gerçekten çok beğendim.

[kilical12333]

Bu kitabı beğendiyseniz ki, kitapta çok yoğun bir eleştiri vardır. Yevgeni ZAMYATİN'den Biz adlı kitabı okumanızı şiddetle öneririm :)

Edit:Aklımdan geçenle yazdığımı çoğu kez karıştırıyorum kusura bakmayın...

[strateggy]

Bu kitabı beğendiyseniz ki çok yoğun bir eleştiri vardır Yevgeni ZAMYATİN'den Biz adlı kitabı okumanızı şiddetle öneririm :)

Tam anlamadım ne demek istediğini. Kitaba yönelik mi çok yoğun eleştiri var yoksa kitap mı yoğun eleştiri içeriyor?

[ErkutErdem]

İkisi de doğru.  Öncelikle George Orwell asıl adı ile Eric Arthur Blair Sosyalist bir insan. İspanya İç Savaşına gönüllü olarak katılıp keskin nişancı ateşiyle neredeyse hayatını kaybetmiştir. Eleştirisi Totaliter rejimlerin geneline olsa da kitaptaki eleştiri direk Staline yapılıyor gibi görülür genelde ancak bu kitabın genel mesajını indirgemekten başka bir şey değildir. Kitaba doğru olan eleştiriyi ele alacak olursak Distopik türde eserlerin bağlamında bir eleştiri. Orwell ile Huxleyi kıyaslayıp hangisinin distopyalarının daha gerçeğe yakın olduğu kıyaslanır ve bu durumda Huxley ipi göğüslüyor. 

Gereksiz müziği kapatırsak güzel bir kıyaslama

[Justicar]

Yüksek kesimin amacı, bulunduğu yeri korumaktır. Orta kesimin amacı Yüksek kesimle yer değiştirmektir. Aşağı kesimin amacı ise -bir amacı varsa kuşkusuz, çünkü Aşağı kesimin temel özelliği, ağır ve sıkıcı işlerin altında çoğu zaman gündelik yaşam dışında hiçbir şeyin bilincine varamayacak kadar ezilmesidir- tüm ayrımları ortadan kaldırmak ve tüm insanların eşit olacağı bir toplum yaratmaktır. O yüzden, ana çizgisi değişmeyen bir savaşım tarih boyunca tekrarlanıp durmaktadır. Yüksek kesimin uzun dönemler boyunca iktidarı güvenli bir biçimde elinde tuttuğu görülmüş, ancak önünde sonunda ya kendine olan inancını ya da güçlü bir biçimde yönetme yeteneğini yitirdiği, hatta her ikisini birden yitirdirdiği dönemler  de hep yaşanmıştır. Böyle dönemlerde, özgürlük ve adalet uğruna savaşıyor görünerek Aşağı kesimi de yanına alan Orta kesim tarafından devrilmiştir. Ne var ki , Orta kesim, hedefine ulaşır ulaşmaz, Aşağı kesimi eski kölelik konumuna geri gönderir ve kendisi Yüksek kesim konumuna geçer. Çok geçmeden, öteki kesimlerin birinden ya da her ikisinden kopan yeni bir Orta kesim ortaya çıkar ve savaşım yeniden başlar. Bu üç kesimden, hedeflerine geçici de olsa hiçbir zaman ulaşamayan, yalnızca Aşağı kesimdir. Tarih boyunca hiçbir somut gelişme olmadığını söylemek abartılı olabilir. Günümüzdeki çöküş döneminde bile ortalama insan, birkaç yüzyıl öncekinden fiziksel olarak daha iyi durumdadır. Ama refahın artması da, hareket tarzındaki yumuşamalar da, reformlar ya da devrimler de, insanlığı eşitliğe bir adım bile yaklaştırmamıştır. Aşağı kesim açısından, hiçbir tarihsel değişiklik, efendilerinin adının değişmesinden başka bir anlam taşımamıştır.[/align]

Yazar Notu

George Orwell'i ilk olarak Hayvan Çiftliği ile tanıdım. Hayvan Çiftliği, kitabı okurken sürekli iyi bir şeylerin olmasını beklediğin, ancak devamlı olarak her şeyin daha da kötüye gittiği ve en sonunda en başa döndüğün bir kitaptı. Açıkçası 1984'ü elime aldığımda tecrübeli olduğumu düşünüyordum. Okurken kısmen de bunun doğru olduğunu gördüm. Ancak George Orwell 1984'e Hayvan Çiftliğinde göremediğimiz inanılmaz bir kurgu katmış. Kitapta yazarımızın tipik rahatsız edici üslubunun yanında bir de sizi her seferinde şaşırtan bir hikaye görmekteyiz. Özellikle kitap içerisinde kitap yazarak ve benim çok hoşuma giden bir paragrafını sizlerle paylaşmak istedim. Kitabın açıklamasına ne yazıcam diye düşünürken belkide çok ince kitabın ve neredeyse tüm insanlık tarihinin özetini bu paragrafta görebiliriz. 

George Orwell ile bu kadar geç tanışmış olduğum için üzülüyorum. Artık bu ismi duyduğumda büyük bir saygı ile anıyorum. 20. yüz yılın bana kalırsa en iyi yazarlarından diyebilirim. Henüz okumadıysanız ölmeden önce bu kitabı okuyun ve çevrenizdeki insanlara okutturun.

 

[Yabgu Khan]

Hayatımda okuduğum en iç karartrıcı ve bir o kadar da ürpertici romanlardan biriydi. Fakat daha sonradan anladım ki bu kitap adeta gelecek için bir uyarı kitabı niteliğinde. O kadar çok beğenmiştim ki, Erasmus'tayken George Orwell ve distopik tema hakkında bir dönem ödevi bile yazdım. Ben de geç tanıştığım için üzülüyorum ancak geç olsun güç olmasın. Herkese şiddetle tavsiye ediyorum.

[Kurt Knispel]

Benim için sıkıcıydı. Lise çağında da okumanızı önermem.

[scelik]

big brother is watching you!

[Emirhan]

Cesur Yeni Dünya ile çok karşılaştırılır. Ben ikisini de okumuş ve ikisini de beğenmiş biri olarak Cesur Yeni Dünya’yı 1984’e göre yaşanması daha olası görüyordum. Ama şu son iki üç yılda dünya ve ülke siyaseti gidişatı sağolsun 1984’ü yaşamaya başlıyoruz diye düşünüyorum.

[KARTAL]

Hayvan Çiftliği ile birlikte en çok etkilendiğim kitaptır.

Spoiler

• O'Brien: Sana geçmiştekilerden farklı olduğumuzu söylemiştim. Partiye karşı olan birini yok etmeyiz. Onu öldürmeden önce bizden biri yaparız. Beynini uçurmadan önce mükemmel hale getiririz. Ve sonra... Geride Büyük Birader sevgisinden başka bir şey kalmayınca onu tarihten sileriz... Ne demek istediğimi anlıyor musun Winston? Buraya giren hiç kimse iyileşmeden çıkmaz. Seni değiştireceğiz. Eski duygularına asla kavuşamayacaksın, içindeki her şey ölmüş olacak. Sevgi, arkadaşlık kurabilme yeteneklerin, yaşama sevincin yitmiş olacak, gülmeyeceksin, merak duymayacaksın, cesaret gösteremeyeceksin, onur duyamayacaksın. Bomboş olacaksın. Seni boşaltıp yerine kendimizi dolduracağız.
  
  

[Aeschyli]

Elindeki gücün farkında olmayan proletarya...

[SchrödingersCat]

Hükmetmek, insanların zihinlerini darmadağın etmek, sonra da dilediğin gibi yeniden biçimlendirerek bir araya getirmekle olur.


Kitap Winston'la birlikte yaşadığı dünyayı sorgulamaya ve günümüz ile kıyaslamakla geçti kitap 8 Haziran 1949 yılında basılmış olmasına rağmen halen günümüzde geçen olaylarla bağlantı kurabilmesi beni çok şaşırttı. Çok sürükleyici bir kitaptı açıkçası bir kez olsun elimden bırakmak istemedim.Kitap heycan ve asksiyon dolu olduğu kadar da tedirgin edici bazen acaba Büyük Bilader beni de izliyor olabilir mi diye düşünmedim değil    Kitabın son kısımları beni şoke etti hatta inanamayıp bazen tekrar cümle başı yaptım. 

Herkese şiddetle tavsiye edeceğim bir kitap olarak aklımda kalacak 1984 

[Celebrind]

Distopya tipi eserler arasında ilk okuduğum ve beni bu türe aşık eden eserdir. 1984'ü okumamın ardından ünlü distopyaların hemen hemen hepsini okudum. 1984 ile tanışmamın hikayesi ise biraz sıra dışı. Bu kitabı okumamın sebebi okulda bize verilen bir ev ödeviydi. 11.sınıfta felsefe öğretmenimiz bize 1984'ü okumamızı, ardından da aldığımız ilham ile kendi ütopyamızı veyahut distopyamızı yazmamızı istemişti. Bunun üzerine ben de insanlardan mutluluk hormonlarının çalındığı ve manasız hale gelen bu yeni dünyada insanların yönetim tarafından köle gibi kullanıldığı bir distopya yazmıştım.

[windofchange]

"Geçmişin resmen silinip yok edildiğini kavrayamıyor musun? ... Artık Devrim'le, Devrim'den önceki yıllarla ilgili hemen hiçbir şey bilmiyoruz. Bütün kayıtlar ya yok edilmiş ya da çarpıtılmış, bütün kitaplar yeniden yazılmış, bütün resimler yeniden yapılmış, bütün heykeller, sokaklar ve yapılar yeniden adlandırılmış, bütün tarihler değiştirilmiş. Üstelik bu işlem her gün, her dakika uygulanmaya devam ediyor. Tarih durdu. Parti'nin her zaman haklı olduğu sonsuz bir şimdiden başka bir şey yok. Geçmişin çarpıtıldığını biliyorum, ama bu çarpıtmaları ben yaptığım halde bunu asla kanıtlayamayacağım. İş bittikten sonra geride tek bir kanıt kalmıyor. Tek kanıt kafamın içinde ve benim anılarımı paylaşacak bir kişi daha var mı, bilemiyorum." 

Winston'un bu konuşması her şeyi özetliyor aslında. Bu alıntı bile kitaptaki gerçeklerin yanında hiçbir şey. Kitap korkunç gerçeklerle dolu.

[Fe_oxay]

Amerika'da pro komünist diye yasaklanıp aynı zamanda SSCB'de anti komünist diye yasaklanan çok güzel bir kitaptır. Kesinlikle öneririm.

[Defterdar]

Lise çağında da okumanızı önermem.

Ben lise çağımda okumama rağmen zevk almıştım. Bence lisede de okunabilir.

[Reflexssm]

Bundan önce George Orwell'ın "Paris ve Londrada Beş Parasız" adlı kitabını okumuştum, açıkçası o kitapta hissettiğim çaresizliği başka hiçbir kitapta bulamadım .d bu yüzden George Orwell'ın başka bir kitabına bakmayı düşündüm. Distopik eserler arasında en çok övülen olması sebebi ile 1984 romanını okumaya başladım şu an ilk sayfalardayım. Biraz yavaş ilerliyor ve mekansal olarak pek algılayamıyorum ama devamında ki olayları merak ediyorum.