Kitap: Zaman Makinesi | H. G. Wells (1895)
#1
Görsel


Tür: Bilimkurgu
Yayım Yılı: 1895

Wells’in ilk olarak okul gazetesinde yayınladığı bir öyküden hareketle kaleme aldığı kısa romanı Zaman Makinesi, 1895’ten beri bilimkurgunun önde gelen eserlerinden biri oldu. Hem geleceği hayal etmek hem de biliminsanının karakterini göstermek adına derin saptamalarda bulunan, politik göndermelerle yüklü bu distopya, hâlâ gerçekleştiremediğimiz bir fantezinin peşinden yıllardır sürüklüyor bizi.

Zamana karşı bir makinenin, ölümlülüğe karşı bir yaşamın hikâyesi bu. Wells’in en büyük üç romanından biri olan Zaman Makinesi’ni okurken, hepimiz bir Zaman Yolcusu’yuz!
76561198034761601.png
[+] 2 üye Craetus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#2
İki gün önce bitirdiğim kitap. Daha henüz Einstein'ın özel görelelik teorisi veya kuantum teorisi piyasada yokken yazar Wells, üç boyutun üzerine dördüncü boyutun da zaman olduğunu yazıyor bu bilimkurgu kitabında ve üç boyutta hareket edebildiğimiz gibi dördüncü boyutta da hareket etmeye çalışan bir adamın geliştirdiği makine ile başına gelen hikayeyi okuyoruz. Oldukça vizyoner bir bakış açısı. Gelecekte ise başta ütopya sandığı bir topluluğun aslında bir distopya olduğun fark ediyor. Benim oldukça hoşuma gitti. Bilimkurgu kitabı arayanlara tavsiye ederim.

Kitabın tanıtım yazısı: Victoria dönemi Londra’sında yaşayan bir bilim insanı zamanda yolculuk yapmak üzere icat ettiği makineyle geleceğin İngiltere’sini ziyaret eder. Sekiz Yüz İki Bin Yedi Yüz Bir yılında yaşadığı macerayı bir dost meclisinde anlatır. Geleceğin dünyası ayrıcalıklı insanların; güzel, narin ve tembel Eloi’ların rahat ve kaygısız bir yaşam sürdükleri bir yerdir. Ancak Zaman Gezgini bu macera sırasında çok geçmeden yeraltı dünyasına ait hortlaksı Morlock’ları da keşfetmiştir. Wells, Victoria dönemi İngiltere’sinde varsıllarla yoksullar arasında giderek büyüyen uçuruma yönelik keskin eleştirisinde, tarihin ve gelişmenin anlamını sorgular. Toplumsal adaletsizliğin sürüp gitmesi halinde yol açabileceği felaketlere dair uyarıda bulunur. 1895’te yayımlanan Zaman Makinesi, bilimkurgu edebiyatının köşe taşlarından biri olarak, kuşaklar boyu yazarları etkiledi. 21. yüzyılda yaklaşan çevre felaketlerine ve gezegenimizin yazgısına ilişkin kaygılara dair bir öngörü barındıran eskatolojik boyutuyla güncelliğini bugün de koruyor.
76561198034761601.png
[+] 2 üye Craetus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#3
Yukarıda güzel güzel anlatmışlar arkadaşlar zaten. Muazzam bir kitap, o tarih için inanılmaz bir yaratıcılık. Bence bilim kurgu severlerin kaçırmaması gereken bir eser.
[+] 1 üye GespensterPanzer nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#4
(18-09-2022, 18:43)Craetus : Oldukça vizyoner bir bakış açısı. Gelecekte ise başta ütopya sandığı bir topluluğun aslında bir distopya olduğun fark ediyor. Benim oldukça hoşuma gitti. Bilimkurgu kitabı arayanlara tavsiye ederim.
Okuyalı yıllar oluyor fakat o kadar da distopik gelmemişti. Yanlış hatırlamıyorsam insanlar iki gruba ayrılmıştı, biri üst sınıfı temsil eden fakat ağır işten uzak yaşamları ile pasifleşen ve yerüstünde yaşayan topluluk, bir de ağır işlerde çalışan ve fabrikaların/madenlerin karanlığına alışıp daha güçlü fakat daha vahşi bir topluluk daha vardı sanırım. Çok iyi hatırlamıyorum çünkü epey oldu, yanlışım varsa düzeltin. Kitapta en çok dikkatimi çeken nokta, Wells'in yapıtlarının çoğuna da etki eden Darwinizm çerçevesinde, gelecekte insan evrimi nasıl şekillenebilir sorusu... Kullanılan organların gelişip kullanılmayanların körelmesi ve güçlü/zayıf ilişkisi prensibi üstüne... Oldukça iyi bir bilim-kurmaca kitabı. Döneminin bilimsel araştırmaları ve düşüncelerinden yola çıkarak alternatif bir gelişim veya gelecek tasavvuru yapan Wells, kitap kısa olsa da okuyucuyu içine çekmeyi başarmış. Bilim kurmaca türüne girmek isteyenlere başlangıç kitabı olarak tavsiye ederim.
Sinkaf-ül Tertibat
[+] 1 üye Doraemon nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#5
(18-09-2022, 20:18)Doraemon : Okuyalı yıllar oluyor fakat o kadar da distopik gelmemişti. Yanlış hatırlamıyorsam insanlar iki gruba ayrılmıştı, biri üst sınıfı temsil eden fakat ağır işten uzak yaşamları ile pasifleşen ve yerüstünde yaşayan topluluk, bir de ağır işlerde çalışan ve fabrikaların/madenlerin karanlığına alışıp daha güçlü fakat daha vahşi bir topluluk daha vardı sanırım. Çok iyi hatırlamıyorum çünkü epey oldu, yanlışım varsa düzeltin.

Belki de bana distopik gelmiştir bilmiyorum. Başta içine geldiği bu zamanda tüm insanların dertsiz tasasız, çalışmayan, tüm gün oyun oynayıp, dans edip, eğlenip, sevişip, meyve yiyip gezen insanlar olduğunu sanıyor ve barış içinde yaşanılan bir ütopya gibi görüyor. Yer altındaki topluluğun geceleri yer yüzüne çıkıp bu yer üstünde yaşayan dertsiz tasasız topluluktan birilerini alıp yediğini öğrendiğinde ise distopyaya dönüşüyor.

Yer altına ilk indiğinde bir ceset buluyor ancak kibrit ateşinde neyin cesedi olduğunu tam anlayamıyor. Gece bu topluluğun yer yüzüne çıktığını öğrendikten sonra, yer üstünde yaşayanların ise karanlık olunca dışarı çıkmayıp hep beraber iç içe aynı yerde uyuduklarını öğrendiğinde, yer üstünde yaşayanların, yer altında yaşayanlar için et kaynağı olarak beslendiğini düşünüyor. Bir nevi besi hayvanı gibiler.
Buraları okuduktan sana bana öyle geldi.
76561198034761601.png
[+] 1 üye Craetus nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#6
Bu kitabın ''The Time Machine'' adında 2002 çıkışlı bir film uyarlaması var. Birebir bir uyarlama olmasada bayağı iyi.
俺たち 自由 に なれる の か ?
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.