Konu Dizisi: Kayıp Halklar #1: Vandallar
#1
picfYUZ.png

KAYIP HALKLAR: VANDALLAR
Kayıp Halklar konu dizisinin ilk konusunda isimleri günümüzde yakıp yıkmakla özdeşleşmiş Vandallardan bahsedeceğiz. Vandallar kimdir? Nereden gelmişlerdir? Kimlerle savaşıp nihayetinde nasıl yokolmuşlardır? Bu konuda Vandalların tarih sahnesine girişlerinden tarih sahnesinden silinişlerine kadar bir serüvene çıkacağız.

Her konuda ilk kısım bu halkın tarihteki serüveninin kısa bir özeti niteliğinde olurken, birinci bölümden itibaren sıfırdan alarak daha derinlemesine inceleyeceğiz. Dolayısıyla dilerseniz ilk kısmı okuyup bırakabilirsiniz, dilerseniz konunun tamamını okuyup derinlemesine bilgi sahibi olabilirsiniz.

GEZGİNLER
Tarihte Vandallardan ilk olarak Romalı tarihçi Yaşlı Pliny, Doğa Tarihi adı verdiği kitabında bahsetmiştir. Aynı zamanda bir diğer Romalı tarihçi Tacitus Germania adındaki eserinde Vandallardan Lugi ismiyle de bahseder. Vandilii kelimesinden türeyen Vandal isminin Gezginler anlamına geldiği tahmin edilmektedir. Günümüzde Vandal kelimesinin yıkmakla eş anlamlı hale gelmesinin sebebi Romalı tarihçilerin yazılarında Vandallardan bahsediş şekli ve en önemlisi MSS 455 yılında Vandalların Roma şehrini yağmalaması olayıdır. 

Tarihçi Torsten Cumberland Jacobsen başta olmak üzere hatrı sayılır miktarda tarihçi Vandalların kendilerinden önce gelmiş ve sonra gelecek olan diğer barbar halklarla karşılaştırılıdğında aslında çok da vahşi davranışlar sergilemediklerini, dolayısıyla isimlerinin sebepsizce yakıp yıkmakla eş anlamlı hale getirilmesinin kendilerine az da olsa haksızlık olmuş olabileceğini savunur. 

Çok sayıda halk ile birlikte Vandallar da 376-476 yılları arasında yaşanan Kavimler Göçü'nün önemli bir parçası olmuştur. Kavimler Göçü esnasında -genellikle Hunlar sebebiyle- çok sayıda halk Roma İmparatorluğu'nun topraklarına göç etmek zorunda kalmıştır. Bu halklardan bugün incelediğimiz Vandallar ilk olarak 270 senesinde Roma sınırına gelmiş, 533 yılında Kralları Gelimer'in Romalı General Belisarius'a yenilmesiyle tarih sahnesinden silinmiştir.

BÖLÜM 1: TARİH SAHNESİNE GİRİŞ
Vandalların İskandinav kökenli oldukları ve 130 senesinde Silezya bölgesine göç ettikleri tahmin edilir. Demir Çağı Przeworks kültüründen oldukları belirlenmiştir ancak Gotların Wielbark kültüründen çıkmasıyla bu durum tartışma konusu olmuştur. Jacobsen Vandalların Tarihi adlı kitabında şu satırları yazar:

Jacobsen :Vandalların kökenini net bir şekilde bulabilmek için hem arkeolojik hem de tarihsel kaynaklar kullanmamız gerekiyor ve bu kaynaklar genellikle güvenilir değil. Dolayısıyla Vandalların kökenine dair kurduğumuz her cümleyi "tahmin ediyoruz ki" diye başlatıp "ancak buna yönelik kaynağımız ya çok az ya da yok" diye bitirmemiz gerekir.

İşin doğrusu isimlerinin orijinal halinin Vandal olup olmadığı dahi belli değildir, Tacitus onlardan hem Vandal hem de Lugi olarak sözeder. Kimi tarihçiler Vandalların ana kavim olup Lugi'lerin onların altında kalan ve onlarla birlikte hareket eden başka bir kavim olduğunu savunurken bazı tarihçiler Vandallarla Lugilerin aynı kavim olduğunu düşünmektedir. Tacitus'un yazılarına göre Romalılar tarafından Vandallar olarak adlandırılan çok sayıda Cermen kavmi bulunduğu görülmektedir. Bir tarihten sonra Vandallar farklı yönlere ilerlemeye karar verirler ve güneye inen Vandal kavimlerine Silingi ve Hasdingi ismi verilir.

Silingi Vandalları çok uzağa gitmeyip Silezya'da kalmayı terci ederken Hasdingi Vandalları Südet Dağlarına ilerlemişlerdir. 166 ila 180 yılları arasında gerçekleşen Markomanni Savaşları esnasında Romalılar onları müttefik olarak Daçya'ya davet etmiştir. İlerleyen senelerde Hasdingi'lerin Roma'ya çözümden çok dert oluşturduğu görülür.  Burada Jacobsen'in bahsettiği sıkıntılı kaynaklar devreye girer, Şehirli Peter'in Tarih kitabına göre Vandallar Marcus Aurelius'un müttefiğidir, Eutropius'un yazılarına göre ise Vandallar Marcus Aurelius'un düşmanıdır. Bir diğer tarihçi Cassius Dio Vandalların ne dost ne düşman olduğunu, 171 yılında kralları Raus ve Raptus'un önderliğinde Daçya'ya yerleşmelerine izin verildiğini belirtir. Roma ile ilişkilerinin doğası tam olarak bilinmese de kesin olan şey bir zaman sonra Roma ile savaşa giriştikleridir.

Vandalların Göçü

BÖLÜM 2: ROMA İLE SAVAŞ
Vandallar 270 senesinde Roma topraklarına sıradan akınlar düzenlemeye başlamış, 271 senesinde ise İmparator Aurelian tarafından yenilgiye uğratılmışlardır. Bundan öncesinde tıpkı Gotlar gibi Vandalların da Roma'nın müttefiği olduğu ve Roma ordusunda yer aldığı söylenir. Aurelian'a yenilen Vandallar Tuna nehrinin ötesine geri çekilmek zorunda kalmıştır. Gotların Tarihinde Jordanes şöyle yazmaktadır:

Jordanes :Bugün Gepidae'lerin bulunduğu topraklarda, Marisia, Miliare, Gilpis ve Grisia nehirlernin etrafında bulunuyorlardı. Doğularında Gotlar, batılarında Markomanniler, kuzeylerinde Hermunduliler ve güneylerinde Histerler bulunuyordu. Vandallar bir süre sonra Gotların Kralı Geberich ile Marisia nehrinin yakınlarında muharebeye girişti. Bu muharebe eşit şartlarda ilerlese de Vandalların Kralı Visimar devrildi. Gotların meşhur lideri Geberich Vandalları yendikten sonra geldiği yere geri döndü. Vandallardan geriye kalanlar topraklarını terkedip İmparator Constantine'den Pannonia'ya yerleşmek için izin istediler. Burada 60 yıl boyunca yaşayıp İmparatorun taleplerine boyun eğdiler.

Vandallar genellikle nehir kenarına yerleşmeyi tercih eden, çiftçi bir halktı. Genellikle çiftçilikle ve ticaretle geçinirlerdi. Evlerinde 1 veya 2 oda bulunurdu, duvarları ahşaptan olurdu. Vandal zanaatkarlar arasında silah üretebilenler yüksek saygı görürdü. Çeşitli mücevher eşya yapımında, seramikte ve örgüde de yeteneklilerdi. Kimi zaman 1, kimi zaman ise birbiriyle eş yetkiye sahip 2 kral tarafından yönetilirlerdi. Binicilik yetenekleriyle dikkat çekerlerdi. 

Antik kaynaklara göre Vandallar uzun boylu, sarışın, güzel görünen bir halktı. Roma İmparatoru Probus 277 ve 278 senelerinde Vandalları iki kere daha yenilgiye uğrattı. Bu saldırıdan sonra canlı kalanlar ya Roma ordusuna katılmaya zorlandı ya da Roma Britanya'sına gönderildi. İmparator Constantine 330 yılında Vandallara Pannonia'da yaşama izni verdi. Vandallar Aryan Hristiyanlardı, öte yandan Romalılar Trinitaryan Hristiyanlardı. Bu dinsel farklılık Vandallar ve Romalılar arasında sorunların belirmesine sebep olsa da, Hun saldırısıyla birlikte bu sorunlar unutuldu. 376 senesinde Hunlardan kaçan Gotlara İmparatorluğa giriş izni verilmişti, Pannonia'daki Roma vatandaşlarına da bu izin verilmişti ancak aralarında Vandalların da olduğu çok sayıda kavime bu izin tanınmamıştı. Hun İstilası 406 senesine kadar devam etti ve bu süre zarfında Roma sınırlarında geniş miktarda barbar kavim birikti. Romalı general Stilicho Alaric önderliğindeki Got Ordusuna karşı koyabilmek için sınırı koruyan garnizonun asker sayısını azaltmak zorunda kalmıştı.

406 senesinde bir gece Vandallar donmuş nehiri geçerek İmparatorluk topraklarına girdiler. Galya'da karşılarına çıkan tüm şehirleri yağmalayıp İspanya'ya ilerlediler. Vandallar, Franklar ve Romalılar arasındaki düşmanlık 420 senesine kadar devam etti. Vandallar İspanya'da çok sayıda limanı ele geçirip kendilerini Roma'dan korumak için gemi yapımına başladılar. Ancak İspanya'ya ilk gelen kavim Vandallar değildi, Vandallar Romalılara karşı başarılı olsa da İspanya'ya onlardan önce gelmiş olan Vizigotlara karşı başarı gösteremedi. Hem Vandalların hem de Alanların Kralı olan Gunderic 428 senesinde hayatını kaybetti ve yerine üvey kardeşi Gaiseric geçti. Gaiseric Vandalların bu zamana kadar gelmiş en iyi Kralı ve antik dünyanın gördüğü en etkili liderlerden biri olacaktı.

BÖLÜM 3: GAISERIC'İN HÜKÜMDARLIĞI
Vandallar İspanya'da güç toplamaya çalışıp Vizigotlarla mücadele ederken Romalılar her zamanki saray entrikalarını çevirmekle meşguldu. Batı Roma İmparatoru 3. Valentinian daha çocuk yaştaydı ve imparatorluğun yönetimindeki asıl söz sahibi olan kişi imparatorun annesi Galla Placidia ve general Flavius Aetius'tu. Romalı generaller ne Aetius'tan ne de Galla'dan hazediyordu ve bu ikili de sürekli birbirine köstek olmaya çalışıyordu. 428 yılında Aetius Kuzey Afrika'ya hükmeden Boniface'nin vatan hainliğiyle suçlanmasını sağladı. Aetius Galla'dan Boniface'nin Kuzey Afrika'dan gelip bu suçlamalara cevap vermesini isterken, Boniface'ye haber gönderip gelirse Galla'nın onu infaz edeceğini söyledi. Boniface duyurduğunda Aetius bunu Boniface'nin vatan haini olduğunun bir kanıtı olarak öne sürdü.

Tam olarak bu dönemde antik tarihçi Procopius Boniface'nin İspanya'daki Vandalları olası bir Roma saldırısına karşı Kuzey Afrika'ya davet ettiğini belirtir. Boniface vatana ihanet suçlamasıyla suçlansa da böyle bir suç işlememişti ve Kuzey Afrika'daki 6 bölgenin yöneticisi olarak oldukça ciddi bir askeri güce sahipti ve açıkçası Vandallara ihtiyacı yoktu. Yine de Aetius ve Galla oldukça tehlikeli düşmanlardı ve bu sebeple Boniface gerçekten bu şekilde bir davette bulunmuş olabilir. 

Bir diğer iddiaya göre Vandalların Kralı Gaiseric attan düşer ve ancak topallayarak yürüyebilmeye başlar, bunun üzerine savaşı karada değil denizde yapmaya karar verip Kuzey Afrika'ya yerleşerek Kartaca şehrine üs kurar. Tarihçiler bu iki iddia arasında net bir kanıya varabilmiş değildir. Olası açıklama Gaiseric'in halkı için hatrı sayılır bir miktarda kaynağa sahip, Vizigotlardan uzak bir ev istediğidir ve Kuzey Afrika'nın bu eşsiz durumundan yararlandığıdır. Kuzey Afrika Roma'ya ciddi bir miktarda buğday ithalatı yapmaydı ve Gaiseric bu bölgeleri ele geçirirse bu ithalatı Roma'ya karşı antlaşmada kullanabilirdi. 

429 yılında Gaiseric ve onu takip eden 80 bin Vandal İspanya'dan Kuzey Afrika'ya hareket eder. Tarihçiler bu sayının 80 bin mi yoksa 20 bin mi olduğuna dair net bir bilgiye sahip değildir. Vandallar Kuzey Afrika'ya geldikten sonra ilk olarak Hippo şehrini 14 ay boyunca kuşatmak zorunda kalıp ele geçirir, ardından 1-2 yıl içerisinde Kartaca şehrini alırlar. Zaman içerisinde Vandallar Kuzey Afrika'nın tamamına hükmeder hale gelmiştir. 

Vandal Krallığı

BÖLÜM 4: ROMA'NIN YAĞMALANMASI
Kartaca'yı üs olarak kullanan Vandallar kısa sürede Akdeniz'deki kontrolü eline geçirir. Gaiseric'in donanması karşısına çıkan tüm gemileri ve kıyı şehirlerini yağmadan geçirir. Romalıların Gaiseric'i ve Vandalları geri püskürtme çabaları başarısızlıkla sonuçlanır. 442 yılında Romalılar Kuzey Afrika'daki Vandal Krallığını meşru bir devlet olarak tanıdıklarını belirten bir antlaşma imzalamak zorunda kalırlar. 455 yılında Valentinian Aetius'u suikastle ortadan kaldırtır, kısa bir süre sonra da Petronius Maximus tarafından öldürülür. Gaiseric Valentinian'ın öldürülmesiyle antlaşmanın geçerliliğini kaybettiğini iddia eder ve Ostia kentine çıkıp Roma'ya doğru ilerler. Romalılar askeri kapasitelerinin Vandallarla karşılaşmaya yeterli olmadığını düşünür ve Papa 1. Leo'nun diplomatik yeteneklerine güvenerek Vandallarla antlaşması için görevlendirirler.

Leo Gaiseric'in dilediği takdirde şehri yağmalayabileceğini belirtir ancak şehirde yaşayanlara zarar verilmemesini ister. Bu antlaşma Gaiseric için oldukça avantajlı bir antlaşmadır çünkü o dönem İtalya uzun bir süre kıtlık geçirmiştir ve Roma'nın uzun süre kuşatılması durumunda Vandal ordusunun erzağının yetmeme olasılığı çok yüksektir. Vandallar şehre girip kişisel eşyalardan heykellere kadar ne varsa yağmalarlar, bu yağmalama esnasında Petronius Maximus kaçmaya çalışırken Romalılarca yakalanıp öldürülür. Vandallar şehri yağmalayıp aralarında Valentinian'ın karısı ve kızları gibi oldukça önemli esirler aldıktan sonra Kartaca'ya geri dönerler. 

Kuzey Afrika'daki Vandal aktivitesini sonlandırmak isteyen Romalılar Vandallara saldırmak için hazırlıklara başlasa da Gaiseric bunu önceden sezip Roma gemilerinin büyük bir kısmını yokeder veya ele geçirir. 468 yılında imparatorluğun doğu ve batı parçaları donanmalarını Vandallara karşı birleştirirler. Gaiseric sürpriz bir saldırıyla Romalıları yenilgiye uğratır, 600 gemiyi yokeder ve geri kalanını ele geçirir. Romalılar barış masasına oturmak istediklerinde 442 senesinde Valentinian ile yapılan antlaşma tekrardan yürürlüğe girer.

BÖLÜM 5: GAISERIC'İN ÖLÜMÜ
Gaiseric 478 yılında doğal sebeplerden hayatını kaybetti. Gaiseric'in hükümdarlığı süresince Vandallar güvenli bir yaşam sürdüler ancak Gaiseric'in ölümü sonrasında Vandal Krallığı yavaş yavaş güç kaybetmeye başladı. Gaiseric'in ölümü üzerine oğlu Huneric tahta geçti ve hükümdarlığının büyük bir kısmını topraklarındaki Trinitaryan Hristiyanlarını öldürmekle geçirdi. 484 yılında öldüğünde tahta yeğeni Gunthamund geldi ve Gunthamund Huneric'in tam tersi politika izleyip daha önceleri ülkeden kovulmuş Katolik rahipleri ülkeye geri çağırdı. Gunthamund 496 yılında öldü ve yerine 523 yılına kadar etkili bir yönetim sergileyen Thrasamund geldi. Thrasamund'ın ölümü üzerine tahta Huneric'in oğlu Hilderic geçti.

Gaiseric'in düzenlediği veraset sistemine göre ailedeki en yaşlı erkek tahtın meşru varisi sayılıyordu. Gaiseric bu yolla veraset esnasında yaşanabilecek sorunları çözmek istemişti ve büyük oranda da çözmüştü ancak bu durum Vandalların Krallarının hep yaşlı olmasına sebebiyet verdi. Hilderic Kral olduğunda 60 yaşındaydı. Hilderic öldüğünde başa geçen Kral da 60'larındaydı. Vandal Krallarının bu "enerjiden yoksunluğu" Vandal Krallığını olumsuz yönde etkiledi ve Vandallar yüzleştikleri problemlere çözüm üretemez hale geldiler.

Hilderic'in hükümdarlığı esnasında Moorlar isyan başlatır ve Hilderic'in ordusunu yenilgiye uğratır. Bu olay üzerine Thrasamund'ın yeğeni Gelimer Hilderic'in kötü yönetiminden dolayı onu devirmenin vaktinin geldiğini düşünür ve Hilderic'i zindana attırır. Hilderic'in hapse atılmasının yegane sebebi Moorlara karşı başarısızlığı değil, aynı zamanda Hilderic'in Trinitaryan Hristiyanlığını benimsemesidir. Gelimer, tıpkı Gaiseric ve Vandalların büyük bir çoğunluğu gibi Aryan Hristiyanıdır. Gelimer tahtı ele geçirdikten sonra Huneric'in dönemindeki Trinitaryan Hristiyanlarına karşı yapılan ayrımcılığı tekrardan başlatır.

Gelimer'in Trinitaryan karşıtı politikası İmparator Justinian'ın dikkatini çeker ve Justinian Gelimer'e bu zulmün sonlandırılması için mektup gönderip Hilderic'e yapılanları da kınadığını belirtir. Gelimer Justinian'a yazdığı cevabında "gerçek bir hükümdar ne yapacağına kendisi karar verir" der ve Trinitaryanlara karşı zulme devam eder. Katı bir Trinitaryan olan Justinian Gelimer'in cevabını Kuzey Afrika'ya bir saldırı düzenlemek için iyi bir sebep olarak görür ve Kuzey Afrika'daki Trinitaryanları kurtarma süsüyle Vandallara savaş ilan eder.

BÖLÜM 6: FLAVIUS BELISARIUS
Belisarius 500 gemi, 20 bin denizci, 10 bin piyade, 5 bin atlı ile Kuzey Afrika'ya çıkar. Bu esnada Gelimer Roma ordusunun Constantinople'ı terkettiğinden dahi haberdar değildir. Roma ordusunun Kartaca'ya çok kısa bir mesafede olduğunu duyduğunda Hilderic ve ailesini öldürtür, Hilderic'in arkadaşlarını ve Hilderic'i destekleyenleri yakalatıp infaz ettirir. Böylelikle Justinian kendisini yense dahi kendisini meşru bir şekilde tahttan indirip Hilderic'i tahta geçirtemeyecektir. Fuller Gelimer'in savaş planını şu şekilde yazar:

Fuller :Gelimer'in Romalılara karşı kurduğu savaş stratejisi oldukça komplike bir stratejiydi. Roma ordusu Ad Decimum hattına gelince Vandallar 3 ayrı yönden saldırı başlatacaktı. Kardeşi Ammatus denize açılıp denizden saldırıya geçecek, yeğeni Gibamund tepelik bölgeye geçip düşmana saldıracak, kendisi ise düşmanı ortadan karşılayacaktı. 

Ammatus düşmanla diğer 2 saldırı gücünden çok önce karşılaşır ve öldürülür. Ammatus'un ölümü üzerine Vandal ordusu paniğe kapılıp Roma ordusu tarafından kılıçtan geçirilirler. Gibamund Roma ordusunun sol kanadına saldırsa da Belisarius'un Hun atlılarına karşı koyamaz. Gelimer ise savaş alanına geç gelir ve geldiğinde ölü Vandallarla dolu bir savaş alanıyla karşılaşır. Yine de sahip olduğu güçler karşısındaki Belisarius'un güçlerine oranla sayıca fazladır. Ancak kardeşi Ammatus'un ölümü üzerine Roma ordusuyla savaşmayı reddedip kardeşinin kendisine yakışır bir seremoniyle gömülmesini ister. Bu gecikme Belisarius'un Kartaca'ya ulaşmasına ve çok bir çaba göstermeden ele geçirmesine sebep olur.

Ardından Gelimer Kartaca'ya yürüyüp kuşatmaya başlar. Şehre giren su yollarını kapatan Gelimer, Belisarius'u şehirden çıkmaya zorlar. 533 yılında Tricameron'da Vandal ve Roma orduları karşılaşır. Belisarius başarılı bir komutanlık sergilerken Gelimer savaş alanından kaçar. Belisarius Gelimer'i 534 yılının Mart ayında yakalatır ve zincirlerle Constantinople'a gönderir.

BÖLÜM 7: VANDALLARIN SONU
Kuzey Afrika'daki Vandal Krallığının yıkılmasıyla birlikte Vandallar da tarih sahnesinden silindi. Çok sayıda Romalı, Vandal kadınlarla evlendi ve onları Constantinople'a götürdü. Vandal erkeklerinin büyük bir kısmı Ad Decimum ve Tricameron muharebesinde hayatını kaybederken, geri kalanlardan hatrı sayılır bir kısmı Moorlarca öldürüldü. Vandallar arasında Trinitaryan ve Aryan Hristiyanlar arasındaki çatışma tekrardan alevlendi ve bu gruplar birbirlerini öldürmeye başladılar. İmparator Justinian'ın Kuzey Afrika seferinin 5 milyon Vandalı etkilediği belirtilir. Hayatta kalan Vandalların bir kısmı Kuzey Afrika'da kalmaya devam ederken bir kısmı da Avrupa'ya göçeder. Vandallar krallıklarının yıkılması sonrasında bir daha bir araya gelerek etnik bir grup kuramayıp tarih sayfasından silinirler.
[+] 19 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#2
hikayenin sonu üzdü...
FxO_A92WYAI--2l.jpg
Ara
Cevapla
#3
Işte aradığımız tarih serisi.
G0kMNN.png
[+] 2 üye GaulTurk nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#4
Ya @Duman paylaşma şöyle şeyler işimi gücümü bırakıp okuyorum sonra :D Çok güzel içerikler paylaşıyorsun gerçekten
Ara
Cevapla
#5
Başlıkta spoiler var zaten.
Ara
Cevapla
#6
Kavimler göçü sırasında favorimin böylesine güzel bir seride ilk sırada yer alması <3
Ara
Cevapla
#7
Hiç bir ulus Türkler gibi değil ki tekrardan birleşip varlığını sürdürsün...

Yalnız büyük azim varmış sen Avrupa'yı gezip Afrika'ya gitmişler :D

Vandalların soyunun tam olarak İskandinav bölgesinden hareketlenen bir halk olduğu doğrumudur? Bir yerde Viking'ler ile alakalarının olmadığını okumuştum, durum böyle ise Viking'lerin atalarının çok önceden Akdeniz'i gördükleri bir gerçektir. (Oralara ilk ben gideceğim diye kafayı yiyen bir kaç tane daha Viking okumuştum.)
"c" tuşum çalışmıyor copy-paste yapıyorum.Lütfen "c"leri büyük yaz demeyiniz, iyi forumlar :)
Ara
Cevapla
#8
Evet, ilk haritada gösteriyor.
G0kMNN.png
Ara
Cevapla
#9
(18-02-2017, 21:16)Duman : Gaiseric sürpriz bir saldırıyla Romalıları yenilgiye uğratır, 600 gemiyi yokeder ve geri kalanını ele geçirir.

Bu sürpriz saldırıyı açıklayalım.
Doğru Roma'nın iktisadını çökme noktasına getirip toparladığı donanma, Vandal korsanlarından sayıca çok fazlaydı. Karaya çıkabilselerdi Vandalları tarihten daha erken sileceklerdi.
Bunun farkında olan Vandallar, küçük gemilerin içini patlayıcı yağ çömlekleriyle doldurup bunları yangın gemileri hâline getirdi.
Bu yangın gemileri, tipik olarak sıkı düzende toplu hâlde seyreden Roma donanmasının aralarına girip patladığında sonuç dehşet vericiydi.
Bunu sahneyi izleyen Gaiseric'in yüzünde ise M2TW'da içi tamamen askerle dolu düşman gemisini batırdığınız zaman yaşadığınız zevkin bir benzeri vardı.  :imp:
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
[+] 8 üye uçan erişte nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
#10
Devamını merakla beklediğim bir seri. Eline sağlık.
Ara
Cevapla
#11
Devamını merakla beklediğim bir seri.
[+] 1 üye Pierro nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 9 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.