IOANNES TZIMISKES
İyi liderlerle dopdolu bir çağda muhtemelen en enerjik komutan olan Tzimiskes, doğuda Suriye ve Anadolunun kalan kısmına ilerlerken Bizansın dirilişini yönetmiş ve Dorostolondaki Ruslara karşı zafere bizzat komuta etmiştir.
Tzimiskes o zamanki bir yazara göre "son derece kuvvetli, kahraman bir ruha sahip, korkusuz ve gözü pek" olarak tanımlanmıştır. Diyakoz Leo onun tahta çıkmadan önceki portresini çizerken "hırslı ve iyi bir savaşçı' demiştir.
Tzimiskes güçlü bir yapıya sahipti ve muharebelerde pervasız bile denilecek kadar cesurdu. Yetenekli bir asker ve lider olup, ok ve mızrakta becerikliydi ve iyi bir biniciydi.
Tzimiskes, 925 yılında Armenia'da(doğu anadolu), Kourkouas klanının bir oğlu olarak dünyaya geldi. Bu aile I. Romanos zamanında domestikos ton sholon(başkomutan) seçilen General Ioannes Kourkoas'ı yetiştirmişti. Kourkoas Edessa(Urfa) ve Melitenenın(Malatya) ele geçirilmesi dahil önemli bir başarı kazanmıştı.
958'de Tzimiskes, mezopotamia ve Suriyedeki Bizans gücünün ciddi bir rakibi olan Halep valisi Hamdani emiri Sayf ad-Dawla'ya karşı, doğu sınırına yönelik büyük bir harekata liderlik etti. Amida( bugün Diyarbakır) yakınlarında, Çerkez generali Naja tarafından yönetilen on bin kişilik Hamdani ordusuyla karşılaştı. Tzimiskes'in kuvvetleri Müslüman ordusunu tümüyle yok ettiler. Beş bin kişiyi öldürüp üç bin kişiyi esir aldılar. Sonbaharda Tzimiskes, Samosata'yı(Adıyaman) zapt etti.
Bir askeri darbeyle gücü ele geçiren Nikephoros, onu domestikos ton sholon makamına getirdi. 964'deki Tarsos emirliğine yapılan saldırılan süresinde Tzimiskes, Bizans sol kanadını yönetti. Ancak 965 yılında tahtla ters düştü ve emekli edildi. 969 yılında amcasına(Nikephoros) komplo kurarak tahta geçti.
Tahta çıktıktan sonra Tzimiskes tüm ordunun, Asya ve Avrupadaki o en mükemmel ordunun(o dönemde bizans ordusu öyle tanımlanırdı herkes tarafından), başına geçti. Seleflerinden farklı olarak Tzimiskes, Bizans ordusunu saldırı için eğitti.
Yüzünü doğuya çevirmeden önce Tzimiskes'in Rus Prensi Sviatoslav ile başa çıkması gerekiyordu. 968'de Rusların kendine bağladığı Bulgar Kralı Boris'e karşı yardım etmişti. Ruslar topraklarını Tunanın güneybatısına kadar genişletmişti. Bizanslılar ise bunu tehlike olarak görmekteydiler. 970'de güçlü bir Rus ve Peçenek(Türk bir kavim, Ruslarla anlaşmışlardı) kavimleri Trakyaya saldırıda bulundu, sayıca Bizanslılar az olmasına rağmen, Bardas Skleros komutasındaki ordu bu orduyu yendi. Bir yıl sonra İmparator Bulgar başkenti Preslav'a yürüdü. Kısa bir süre sonra Preslav alındı.
Tzimiskes daha sonra, kendisini 60.000 kişilik ordusuyla bekleyen Ruslara karşı yürüdü. Bizans ordusu ise 30.000 kişi idi. Dorostolonda(Bugünkü Silistre) iki taraf çatışmaya girdi. Ruslar ağır bir yenilgi aldı. Kurtulabilenler Dorostolon surlarının arkasına sığındılar.
Ertesi gün Romalılar kuşatmaya başladılar. Ruslar bir zaman sonra hücuma geçti ama geri Dorostolona sürüldüler, bozguna uğradılar ve Rus prens geri çekildi.
972'de Tzimiskes gözünü Doğuya çevirdi. Romalılar Hamdani kuvvetlerini hırpalamaktaydı ve Tzimiskes artık işi bitirmeyi istiyordu. 974'te Amida bölgesini hakimiyeti altına aldı, daha sonra müslümanların mevkii olan Mayyafarakin'e ilerledi. Burası dize getirildi, oradan Tzimiskes Nisibis'e gitti. Buradan dınea Bağdatı tehdit etmek üzere güneye döndü.
975'te Şama yürüdü ve üstünlüğünü kabul ettirdi. Kaynaklar bize Müslüman halifesinin Tzimiskesten korktuğunu, tabiri caizse titrediğini yazmaktadır.
Gerçekten de o dönemdeki Bizans ordularının karşısında ne Müslüman Doğu, ne de Bulgarlar, Ruslar duramazdı ve duramamışlardı. Ioannes Tzimiskes 10 Ocak 976'da hastalanarak elli bir yaşında öldü.
Onun döneminde Filistinin büyük bölümü, Suriye, Lübnan ve Mezopotamya Bizans hakimiyetine girdi. Bu, Iustinianos ve Herakleios döneminden, yani 400 yıl öncesinden beri görülmeyen bir başarıydı.
970-976 yılları arasında tahtta kalmış imparator, bu kısa hakimiyeti süresince en büyük Bizans İmparatorlarından biri olduğunu kanıtlamıştır. Rusları, Bulgarları, hem bağdat hem Kahire halifelerini yenmiş, cesareti ve şövalye ruhu bedeniyle hem dostlarından hem de düşmanlarından saygı görmüştür.
Barış zamanında akıllı ve adil bir yönetici, yoksulların ve hastaların dostu olmuştur. Işık saçan kişili göz kamaştırmaktadır....