İleti Sayısı: 1,494
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
5
UBOAT
UBOAT İkinci Dünya Savaşı döneminde geçen bir denizaltı simülasyonu oyunudur ama daha önce gördüğün hiçbir oyuna benzemez. Mürettebat yönetme mekaniklerine sahip, hayatta kalmaya dayalı bu serbest dünya oyununun ana teması, Alman denizcilerin yaşamı. Ev bildikleri denizaltı, her an denizcilerin mezarı olabilir.
UBOAT'ta gemini kontrol etmek için mürettebatını kontrol etmen, onların fiziksel ve ruhsal sağlığına göz kulak olman gerekir; çünkü aç, bitkin veya neşesiz olduklarında ufak bir çatışmayı bile kazanamazsın.
İleti Sayısı: 9,627
Üyelik Yılı: 2021
Imperium:
26
İleti Sayısı: 4,014
Üyelik Yılı: 2019
Imperium:
53
%70 indirimle ₺15.
https://store.steampowered.com/app/494840/UBOAT/
Beğendiğim bir Steam incelemesini de paylaşmak istiyorum:
Ogizan :Amirallikten yeni bir görev geldi. Atlantik açıklarındaki sektörde devriye gezmem isteniyor..
1 hafta önceki devriyede torpido odasını su bastığı için sinir krizine giren askerî gemiden kovarak onun yerine sivil hayatında oto tamirci olan yetenekli olduğunu düşündüğüm Heinz ı alıyorum. Depo sorumlusundan da disiplin ve moralin yüksek olması için bolca peynir balık ve sosis alıyorum ki yiğitlerim aç kalmasın, keyifleri yerinde olsun. Eksilen torpidoları, yedek parçaları ve yakıtı da aldıktan sonra serdümenime rotayı ayarlayıp uyumaya gidiyorum. Limandan ayrıldığımızda saat sabahın 6sı. Öğlen olup da uykumdan uyanınca kıyıdan 300 kilometre uzaklaştığımızı ve uçsuz bucaksız okyanusun ortasında olduğumuzu görüyorum. Yanıma 2 askeri alıp kuleye çıkıyorum, etrafa bakmakta fayda var, düşman gemileri her yerde olabilir... Çarkçı beni yanına çağırıyor ve yemeklerin çok kötü olduğunu aşçıdan memnun olmadığını söylüyor. Aşçıya gidip 2 posta fırça kayıyorum ve tuvaletleri temizlemeye gönderiyorum. Aynı hatayı tekrarlarsa cesedini okyanusa fırlatacağımı da söyleyip yemek yapmaya başlıyorum. Ben mutfağa girince tayfanın keyfi yerine geliyor, telsizciye seslenip radyodan güzel bi şeyler açmasını söylüyorum. Tayfanın mutluluğu benim de mutluluğum demek. Saat 3e geldiğinde uyuyan telsizciyi uyandırıp hidrofon araması için dalmasını söylüyorum. Yakınlarda bi Amerikan varsa denizin dibini boylamalı diye de ekliyorum. Hemen periskopu çıkartıp suyun altına dalıyoruz, 50 60 km boyunca hiç kimseyle karşılaşmadan ilerliyoruz. Elektrik motorlarının bataryası bitmek üzere olduğundan tekrar su üstüne çıkıp yola devam etme kararı alıyoruz. Aksiyona girmek istemeyen teknik subay yakıt durumuyla ilgili bilgi verip dizel motorların başına dönüyor. Sakin denizde sabah 6 da devriye gezeceğimiz sektöre ulaşıyoruz, serdümenin gözler kan çanağı, git uyu biraz oğlum diyorum. Emrin olur reis diyip yatağına gidiyor. Öğlen 12ye kadar devriye atıyoruz, hiç hareket yok derken kuleden bi asker ALARM diye bağırıyor. Hay ananı avradını...Elektrik motorlar devreye! Periskop yukarı! Periskop seviyesine dalış! Mavi ışıkları yakın! Her bir tarafa emirler yağdırıyorum. Telsizciyi hidrofona oturtup serdümeni uyandırıyorum, Dayıoğlu kalk! Ufukta direk göründü...
8kilometre ileride 3 tane kargo gemisi var, periskobun başına geçip etrafa bakıyorum. Görünürde zırhlı yok. Korumasız ilerleyen bu andavallar 1 2 saate kadar batmış olacak, çok yazık. Hidrofon başındaki telsizci pervane seslerini doğrulayıp bizi gemilere doğru yönlendirirken çarkçıya torpidoları hazırlamasını söylüyorum. Kendim de kaptan köşküne çıkıp saldırı periskobundan gelenleri izlemeye başlıyorum.
Aramızda 4km kala torpido hesaplamaları için gereken tüm bilgileri toplamış oluyoruz ve serdümen ve telsizciyle birlikte hangi açıyla ne kadar hızla nereye torpido atmamız gerektiğini hesaplamaya başlıyoruz. 2.5 km kala tüm hesaplarımız bitiyor, 2 torpido yuvasını suyla dolduruyorum ve işaretimi bekleyin diyorum. Doğru an geldiğinde torpidolar yola çıkıyor, 40saniye sonra gemilerden biri yanarak batmaya başlıyor. Diğer gemilerden birine çeviriyorum periskobumu ve 3 kişi hesap yapmaya başlıyoruz tekrar. O sırada fırtına da başlıyor. Tam 2 torpido daha gönderecekken kıç tarafımızda beliren ingiliz muhribi elimi ayağıma dolaştırıyor. Nerden çıktın ♥♥♥♥♥♥♥ evladı!! Elektrik motorlarını, havalandırmayı, su pompasını falan her şeyi kapatıyorum ki daha sessiz olursak bizi sonarda görmeleri daha zor olur. Tayfaya dönüp, Ses çıkaran olursa şu 8 metrelik torpidoyu ♥♥♥♥♥♥♥♥ sokarım haberi olsun diyorum. Çıt yok. Diğer gemiye de 2 torpido salladıktan sonra 3. Gemi için vaktimiz olmadığını burdan gitmemiz gerektiğini söylüyorum serdümene. 30 saniye sonra patlama sesleriyle birlikte diğer geminin de batışını izliyoruz, bir yandan da yaklaşan muhribin pervane seslerini dinliyoruz. 120 metreye dalış emri veriyorum. Yorgunluktan ölmek üzere olan çarkçıya ve kendime birer fincan kahve alıp geliyorum. 80metre derine indiğimizde telsizci "tam üstümüzde" diye fısıldıyor. Dua etmeye vakit kalmadan dehşet bi patlama sesi tayfayı skip atıyor. Su altı bombasının verdiği hasar motor departmanındaki ufak bi çatlaktan ibaret. Teknikçiye onarması emrini veriyorum. Derken ikinci bir patlama kaptan köşkünde büyük bi delik açıyor. Tayfayla beraber ben de panik oluyorum. 100 metre derindeyken İçeriye su dolması en fazla 1 dk sürer diyerek su pompalarını çalıştırıp kontrol odasını boşalttırıyorum. Kendine gelemeyen U-Boat um 140 metreye kadar dalıyor. Kurtuluş çaremiz olmadığını farkedip tayfayla helâlleşmeye başlıyorum. Akümülatörde elektrik kalmadığı için ışıklar sönüyor, pompa devre dışı kalıyor. Korkunç demir seslerine, basınca dayanamayan kapıdan içeri giren soğuk deniz suyu tuz biber oluyor. 180 metre derinlikteyiz ve 24 kişi ufacık odada hapsolmuş durumdayız... Anasını skerim böyle hayatın demeye kalmadan boğularak can veriyoruz.....
Çok sevgili dostlar oynayın oynattırın. Mükemmel bi denizaltı tecrübesi sunuyor bu oyun. Türkçe çevirisi henüz bitmemiş ama ağır bi ingilizcesi yok a2 olan biri bile oynayabilir. Onun haricinde grafikler ve oynanış çok iyi. İsterseniz fps isterseniz taktik kamerayla oynayabilirsiniz. Oyun içinde o kadar çok detay var ki, yukarıda anlattığım olayda bile söylemediğim bir ton şey var. Ufak bi şüpheniz varsa, ulan alınır mı acaba falan diyorsanız hiç beklemeyin alın. 13 saatte tek 1 an bile sıkılmadım. 80 90 saat oynanabilir gibi duruyor erken erişim olmasına rağmen. Sevgiler saygılar. AHOYY CAPTAIN
•
İleti Sayısı: 9,627
Üyelik Yılı: 2021
Imperium:
26
•
İleti Sayısı: 609
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
1
İki yıldır erken erişimden çıkmasını bekliyorum, almışım kenarda duruyor öyle.
•
İleti Sayısı: 602
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
8
(15-10-2022, 23:53)Bambukavak : İki yıldır erken erişimden çıkmasını bekliyorum, almışım kenarda duruyor öyle.
Eksiklikleri olmasına rağmen erken erişim sürümü tatmin edici
•
İleti Sayısı: 3,336
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
56
2 Ağustos'ta çıkıyormuş.
Üç yıl önce oynadığımda çok beğenmiştim, erken erişimden çıkınca oynarım diye bırakmıştım. Umarım güzel şeyler yapmaya devam etmişlerdir.
•
İleti Sayısı: 3,336
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
56
Birkaç gündür oynuyorum, çok güzel olmuş. Oyunda bazı bug'lar var, bu yüzden biraz sık save almak gerekiyor ama şu ana kadar eğlenceme engel olmadı.
En güzel taraflarından biri de realizm ayarı. İsterseniz basit bir arcade oyun da yapabiliyorsunuz, sadece kaptan gözünden oynadığınız simülasyon oyun da. Ben orta noktaya getirdim. Torpidoları bazen kendim ayarlıyorum, öyle vurunca daha zevkli oluyor.
Oynadıkça öğrendiğim olay da yüzeydeyken saldırmanın, denizin altındayken saldırmaktan daha iyi olduğu. Gecenin karanlığındayken yüzeyde güzelce saklanabiliyorsun ama 5 metre dahi inersen sonar ile çat diye buluyorlar seni.
Destroyer ve küçük botlardan saklanırken. Mavi silüet, deniz tabanına oturmuş olan denizaltım.
Geceyi beklerken. 30 küsür gemi vardı ama torpidoların yarısı bozuk çıktığı için anca 4 tanesini batırabildim.
Ekstralar:
|