Sohbet: CK3 - Genel Sohbet: Kralın Sarayı
Bir yayincidan izledim biraz dlc yi. Parali asker oluyor,asker basiyor askerlerin bakim masrafi yok sadece basarken yemek ya da altin harciyorsun. Aranin iyi oldugu kontlardan para isteyebiliyorsun iliski karsiligi bu da bir sacmalik. Asil sacmalik ise basit bir parali asker olarak iliski karsiligi lorddan turnuva duzenlemesini istiyorsun ve duzenliyor. Bu oyunun kolayligi beni cidden oyundan soguttu. Papadan para iste hak iddasi iste lorddan para al. Asiri kolay bir oyun ve zevksiz. Paradox oyunlarini birakma vaktim gelmis benim.
Ara
Cevapla
Bir de o maceraci ordularini napmislar oyle 2 kat buyuk orduya tek atiyor :D
Ara
Cevapla
Sadece 4 ek pakete 26 dolar vermek keriz gibi hissettiriyor. bin lira neredeyse. ilk 2 chapter olmasaydı microsofttan alırdım gönül rahatlığıyla.çok rahatsız edici bir durum.
Ara
Cevapla
2024 yılında çıkan 3 DLC'nin de Steam'de yakın zaman incelemeleri Mixed.

Birinin all time Mostly Negative, birinin Very Positive, diğerinin Mixed.

Elbette satış rakamlarını bilemiyoruz fakat bu sonuçlar profesyonel firmalarda geliştirmeden sorumlu kişilerin görevlerinden alınmasını gerektirir.
[+] 4 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
Üç dlcye de bakma gereği bile duymadım, oradan hesap etmek lazım. Patates oyunun patates dlcleri.
Ara
Cevapla
Roads to power in hakkini yememek lazim. O iyi bence.
Ara
Cevapla
Son bir yıldır çıkan hiçbir DLC'yi satın almadım, indirim gelmezse de almam sanırım.
Ara
Cevapla
Arkadaşlar gözümüz aydın, yama en geç 12 şubat'ta çıkıyor
Ara
Cevapla
Son çıkan DLC epey olumlu yorum almış ama 17 dolar, indirim gelmeden çok zor ya. Geforce ile deneyecektim.
Ara
Cevapla
Nomad DLC si geliyor
[+] 2 üye casaryus96 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
Anladığım kadarıyla Cengiz Hancılık yapabileceğiz.
Ara
Cevapla
Trade mekanikleri ve İpekyolu gelmeden oyunu açmam bile, oyunda doğru düzgün bir ekonomi mekaniği bile yok
Ara
Cevapla
Karakter onersenize beyler sıkıldım.
Ara
Cevapla
(16-02-2025, 12:18)casaryus96 : Karakter onersenize beyler sıkıldım.

Kıbrıs'tan bi kont alıp full entrika giderek orta doğu ve balkan siyasetine karışmak zevkli oluyor.
[+] 2 üye Elefsar nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
Çevirinin testleriydi vs. derken oyunu oynama fırsatımız da oldu, oyunun durumu çok kötüymüş. Biraz daha oynayıp ayrıntılı bir ileti hazırlarım.
[+] 2 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
(17-02-2025, 07:52)Duman : Çevirinin testleriydi vs. derken oyunu oynama fırsatımız da oldu, oyunun durumu çok kötüymüş. Biraz daha oynayıp ayrıntılı bir ileti hazırlarım.

Geride kalan 6 günde 2 ana oyun oynadım:
  • İlk oyunda 867 yılında topraksız karakterler arasından seçilebilen, Danimarka dolaylarındaki Efendi Guttorm ile başladım. 
  • Kamp geliştirmelerini ve orduyu tamamlayıp Kutsal Roma'ya istila düzenledim. Yaklaşık 200 yıl oynadım.
  • İkinci oyunda yine 867 yılında Oğuz Cend şefi Kılıç ile başladım, maceracı olup Anadolu'ya kadar göç ettim ve Anadolu'ya yerleştim. Yaklaşık 100 yıl oynadım.
Oyunun Vaziyeti ve Yorumlarım:
  • Oyunun ana sıkıntısı tamamen eventler üzerinden kurgulanmasına karşın, bu eventlerin nasıl bir oynanış ortaya çıkardığının yeterince analiz edilememesinden kaynaklanıyor:
  • Tempo: Sürekli (ama sürekli) bir şekilde event geldiği için, oyun tamamen dur kalklar şeklinde oynanıyor, akıcılık yok, tempo yok, ritim yok. Sürekli bir şekilde ekranınızda beliren pop-up sizden bir aksiyon bekliyor, seçeneklere ezbere bastıkça oyunun akışı zedeleniyor. Temponun zedelenmesi oyunun hiçbir zaman heyecan verici bir hale gelmemesine ve kendinizi oyuna kaptıramamanıza sebep oluyor, oyuncuyu normalden daha hızlı bir şekilde yoruyor.
  • Tekerrür: Tasarım gereği sürekli tekrarlanan döngüler bir yerden sonra tecrübeyi/alınan keyfi zedeliyor, örneğin seyahat ediyorsunuz aynı event tetikleniyor, seyahatten döndüğünüzde aynı kararın bekleme süresi bitmiş oluyor, o karara bastığınızda aynı event tekrar tetikleniyor, üstüne etkinliğin süresi bitiyor ona basıyorsunuz (av vb.) tekrar birebir aynı eventle karşılaşıyorsunuz. Benim bastığım seçenekler aynı eventi 24. kez aldığımda değişmiyor, seyahat ederken 30. kez biri arkada kaldığında 30. kez bekleyelim demenin oynayışa bir şey kattığını düşünmüyorum. Maceracı olarak oynarken süresi doldukça erzak topla kararına basmak zorundasınız. Hepsinde birebir aynı şey yaşanıyor. 3 yıl olmasa bile 5 yılda bir bunu yapmaya mecbursunuz. 200 yılda en az 30 kez topraklarında av düzenlediğim adamın "neyse ki avlanmak için izin aldım" seçeneğine tıkladım. Oyunun oynanışı, sürekli tekrar edilen etkileşimler ve bu etkileşimler üzerinden güç/kaynak toplamak üzerine.
  • Öncelik: Event tabanlı oyun tasarımının sebep olduğu bir diğer sıkıntı, oyunun oyuncunun önceliğini tespit etmek gibi bir derdinin olmamasıyla birleştiğinde can sıkıcı bir oyuncu deneyimi oluşmasına sebep oluyor. Örneğin Anadolu'da Bizans'a karşı sefere çıkıyorsunuz, orduları topladınız nereye hareket edeceklerini belirlediniz, oyun size çocuğunuzun ağladığına dair event çıkartıyor. Onu geçiyorsunuz, İstanbul surlarındasınız şehir düşecek, sarayda bir entrika olduğunu ve bu entrikanın hedefinde en ufak bir değer taşımayan bir karakter bulunduğuna dair bir event alıyorsunuz. Tamamen rastgele bir event yağmur dizaynı, maksat oyuncunun üstüne içerik fırlatalım. Oyun hangi içeriği oyuncuya ne zaman çıkaracağına, hangi şartlarda hangi içerikleri saklayacağına dair bir sistemi varmış gibi yapma kaygısına dahi sahip değil. Her an her şey başınıza gelebilir, İstanbul surlarındayken çocuğunuz ağlayabilir ve bundan sizin haberiniz olmak zorunda.
  • Önemsizlik: Total War oyunlarını oynayanlar (Three Kingdoms vs.) ikilem adı verilen fakat oyunun akışını temelden etkileyen event tasarımını hatırlar, yüzlerce evente boğulan CK3'te eventlerin neredeyse tamamı önemsiz şeyler üzerine. 50 tane gereksiz mesele üzerine event geldikten sonra 51. eventi insan okumuyor bile. Çoğu event seçeneklerin üzerine mouse'u getirip hızlıca yüzdeler varsa yüzdelere bakmak, hangisi yeşil hangisi kırmızı onu tespit etmekle çözülüyor. Oyunda kararlar, etkinlikler, seyahat hepsi hızlıca geçiştirmeye çalıştığınız bir içerik yığınına dönüşüyor. Oyunun oyuncuyu heyecanlandırabilecek bir silahı kalmamış oluyor böylelikle.
  • Tehlikeler: Bu oyunda verilen kararların hiçbir geliştiricinin gelecekte "bunu denedik ve olmadı, o yüzden artık böyle yapacağız" diye ders hikayesine konu olmaması gerekir. Event seçeneklerine yüzdesel şanslar eklemek bir hataydı, yeni gelen bazı eventlerde yüzdeler bile verilmiyor ya tutarsa mantığıyla seçenekler var. Seyahatle karakterin harita üzerindeki fiziksel konumu değişiyor fakat savaşlarda ordu komuta edildiğinde oyun içerisinde bu mantık takip edilmiyor, bu da hata ve oyun içerisinde saçmalıkların yaşanabilmesine sebep oluyor, örneğin kampınız İngiltere'de, Almanya'daki bir savaşa katılıyorsunuz paralı asker olarak, Almanya'da muharebenin ortasındayken İngiltere'de kampınızın bulunduğu toprağın dükü sizi hapsediyor, çünkü oyunun mantığına göre seyahatte değilsiniz. Seyahatte olunsa sefere çıkıldığında naiplik tetiklenir, seyahat eventleri tetiklenir, ordudan orduya general ışınlamak mümkün olmaz. Daha bu gibi oyunda mantıksal birçok sıkıntı ve yaklaşım tarzı olarak tehlikeli bulduğum noktalar var.
  • Sebep ve Sonuç: Paradox oyunlarında içerik en kolay üretilebilen ve en çok satılabilen şey. Az çok herkes event kodlayabilir, az çok herkes EU4'e görev ağacı yapabilir, HOI4 için odak ağacı hazırlayabilir. Bu basit bir para kazanma metodu. Ben sonuç olarak CK3'te ileride bazı eventlerin nadirliğiyle oynanacağını, eski eventlerin daha nadir hale getirilerek gizleneceğini düşünüyorum. Atmosferi bu kadar zayıf bir oyunda hiçbir şeyi üzerindeki yazıyla değerlendirmeye gerek yok. Bir buton (Av etkinliği) parayı prestije dönüştürüyor, diğer buton (Hac etkinliği) parayı dindarlığa dönüştürüyor, diğer butona (Ziyafet etkinliği) bastığınızda para verip stres düşürüyorsunuz vesaire. Oyunda oynanış olarak yansıtılan tek şey Vikinglerin para kazanma yolu, yağmalamak. Oyunun geri kalanı ya otomatik gerçekleştiriliyor (vergi toplamak) ya da eventlerle perdelenerek butonların arkasına gizleniyor. İçerik yığını, sığ bir oyun.
CK3'ün tarzından dolayı aslen strateji oyuncusu olmayan, biraz daha soft bir kitlesi var. Oyunun DLC'leri iyi yorum almasa da oyuncu sayısı makul seviyelerde devam ediyor ancak bu gidişle potansiyeline hiçbir zaman ulaşamaz.
[+] 10 üye Duman nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Cevapla
Şu oyunu son zamanlarda oynamaya dair en ufak bir motivasyon bulamıyorum. Cidden o kadar sığ ve event dolu ki insan oynarken önce boğulduğunu hissedip canını kurtarmaya (yani oyunda keyif alabileceği bir şeyler arayıp onlara tutunmaya) çalışıyor. Sonra baktı böyle bir seçenek mevcut değil, sigarayı hafif üfleyip duvara baka baka ölümü kabulleniyor ve oyundan çıkma seçeneğine tıklıyorsunuz.

Ben şu anda bu oyunu oynadığımda tek bir motivasyonum var. O da oyunun başlangıç tarihinden bitiş tarihine kadar ailenin ne kadar büyüyeceğini, kimlerin gelip neler yapacağını, kısacası kronik olarak adlandırabileceğimiz bir aile tarihi oluşturmayı istiyorum. Fakat oyun boş ama aşırı yorucu mekanikleri, bitmek bilmeyen saçma salak olayları ve her anı spamlayan eventleriyle buna bile müsaade etmiyor. Oyun akmıyor arkadaşlar, cidden akmıyor. Hani onunla bununla uğraşmadan sadece karakterlerimle ne yapmak istiyorsam onlara odaklanabileyim diye hile açıyorum (ki şu bu beni etkilemeden, ona buna dikkat etmem gerekmeden amacımı gerçekleştirmeye odaklanabileyim ve gramcık da olsa zevk alabileyim) ama o bile oyunun akmayışı sebebiyle bir noktadan sonra boğucu olup beni yine sigara yakıp duvar izlemeye itiyor.

Topluluktan tek beklentim şu akış sorununu çözecek, eventleri ve kıytırık mekanikleri komple yok edecek, her şeyi basitleştirip benim gibi sülale ve sülalaler yaratıp "Vay be, o kadar insan geldi geçti ve hanedan ilk gününden bugüne şunları bunları yaşayıp yine de ayakta kaldı." demek isteyen insanları rahatlatacak bir veya birkaç mod ortaya çıkarılması. Onun haricinde şu oyunu, yanında rakamcı eşantiyonu Victoria 3'ü ve her şeye odak yapıp buton ekleyen yeni çıkış yılları sonrası HoI4'ü çöpe sallasak yeridir.
Ara
Cevapla
Oğuz'ların lideriyim, yatalak oldum. Yaş 60'ın üstü.
Bana toprak veren süzeren için "baştan çıkar" seçeneği aktif göründü.
Dedim bi tıklayayım ne olacak?

adam beni evire çevire... Yatalağım... karşı da koyamıyorum.

Başka bir oyunda, konseyden birini hapse atmışım. Akşam ziyafet var. aaaa, karşımda... event üzerine event chalenge yapıyoruz. Evladım sen zindanda değil misin? tıklıyorum karakter üstüne, evet?

Duman'ın dediği gibi, düzelmesi zaman alacak :)
[+] 1 üye Pashalunda nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
Bu sorunlar yabancı forumlarda ya da Paradox'un kendi forumunda konuşuluyor mu, yoksa herkes memnun mu? Her ne kadar hoşuma gitse de, falan filancanın kaç kilometre mesafedeki karısını ayartmak hâlâ düzeltilmiş değil. Şaka maka ata atlayıp adamların karısını elden geçiriyorum, sonra dönüp kaleme yerleşiyorum. Kimse de demiyor ki, "Kralım, neredeydiniz?"

İngiltere Kralı IV. Edward yılın 9 ayını kalesinde geçirmiyordu. Daha sonradan anlaşıldı ki, kral yılın büyük bir kısmını at üstünde seyahat ederek farklı kalelere gidiyor ve oradaki kadınlarla beraber oluyordu. :unhappy:
Ara
Cevapla
(23-02-2025, 20:01)Duman :
(17-02-2025, 07:52)Duman : Çevirinin testleriydi vs. derken oyunu oynama fırsatımız da oldu, oyunun durumu çok kötüymüş. Biraz daha oynayıp ayrıntılı bir ileti hazırlarım.

Geride kalan 6 günde 2 ana oyun oynadım:
  • İlk oyunda 867 yılında topraksız karakterler arasından seçilebilen, Danimarka dolaylarındaki Efendi Guttorm ile başladım. 
  • Kamp geliştirmelerini ve orduyu tamamlayıp Kutsal Roma'ya istila düzenledim. Yaklaşık 200 yıl oynadım.
  • İkinci oyunda yine 867 yılında Oğuz Cend şefi Kılıç ile başladım, maceracı olup Anadolu'ya kadar göç ettim ve Anadolu'ya yerleştim. Yaklaşık 100 yıl oynadım.
Oyunun Vaziyeti ve Yorumlarım:
  • Oyunun ana sıkıntısı tamamen eventler üzerinden kurgulanmasına karşın, bu eventlerin nasıl bir oynanış ortaya çıkardığının yeterince analiz edilememesinden kaynaklanıyor:
  • Tempo: Sürekli (ama sürekli) bir şekilde event geldiği için, oyun tamamen dur kalklar şeklinde oynanıyor, akıcılık yok, tempo yok, ritim yok. Sürekli bir şekilde ekranınızda beliren pop-up sizden bir aksiyon bekliyor, seçeneklere ezbere bastıkça oyunun akışı zedeleniyor. Temponun zedelenmesi oyunun hiçbir zaman heyecan verici bir hale gelmemesine ve kendinizi oyuna kaptıramamanıza sebep oluyor, oyuncuyu normalden daha hızlı bir şekilde yoruyor.
  • Tekerrür: Tasarım gereği sürekli tekrarlanan döngüler bir yerden sonra tecrübeyi/alınan keyfi zedeliyor, örneğin seyahat ediyorsunuz aynı event tetikleniyor, seyahatten döndüğünüzde aynı kararın bekleme süresi bitmiş oluyor, o karara bastığınızda aynı event tekrar tetikleniyor, üstüne etkinliğin süresi bitiyor ona basıyorsunuz (av vb.) tekrar birebir aynı eventle karşılaşıyorsunuz. Benim bastığım seçenekler aynı eventi 24. kez aldığımda değişmiyor, seyahat ederken 30. kez biri arkada kaldığında 30. kez bekleyelim demenin oynayışa bir şey kattığını düşünmüyorum. Maceracı olarak oynarken süresi doldukça erzak topla kararına basmak zorundasınız. Hepsinde birebir aynı şey yaşanıyor. 3 yıl olmasa bile 5 yılda bir bunu yapmaya mecbursunuz. 200 yılda en az 30 kez topraklarında av düzenlediğim adamın "neyse ki avlanmak için izin aldım" seçeneğine tıkladım. Oyunun oynanışı, sürekli tekrar edilen etkileşimler ve bu etkileşimler üzerinden güç/kaynak toplamak üzerine.
  • Öncelik: Event tabanlı oyun tasarımının sebep olduğu bir diğer sıkıntı, oyunun oyuncunun önceliğini tespit etmek gibi bir derdinin olmamasıyla birleştiğinde can sıkıcı bir oyuncu deneyimi oluşmasına sebep oluyor. Örneğin Anadolu'da Bizans'a karşı sefere çıkıyorsunuz, orduları topladınız nereye hareket edeceklerini belirlediniz, oyun size çocuğunuzun ağladığına dair event çıkartıyor. Onu geçiyorsunuz, İstanbul surlarındasınız şehir düşecek, sarayda bir entrika olduğunu ve bu entrikanın hedefinde en ufak bir değer taşımayan bir karakter bulunduğuna dair bir event alıyorsunuz. Tamamen rastgele bir event yağmur dizaynı, maksat oyuncunun üstüne içerik fırlatalım. Oyun hangi içeriği oyuncuya ne zaman çıkaracağına, hangi şartlarda hangi içerikleri saklayacağına dair bir sistemi varmış gibi yapma kaygısına dahi sahip değil. Her an her şey başınıza gelebilir, İstanbul surlarındayken çocuğunuz ağlayabilir ve bundan sizin haberiniz olmak zorunda.
  • Önemsizlik: Total War oyunlarını oynayanlar (Three Kingdoms vs.) ikilem adı verilen fakat oyunun akışını temelden etkileyen event tasarımını hatırlar, yüzlerce evente boğulan CK3'te eventlerin neredeyse tamamı önemsiz şeyler üzerine. 50 tane gereksiz mesele üzerine event geldikten sonra 51. eventi insan okumuyor bile. Çoğu event seçeneklerin üzerine mouse'u getirip hızlıca yüzdeler varsa yüzdelere bakmak, hangisi yeşil hangisi kırmızı onu tespit etmekle çözülüyor. Oyunda kararlar, etkinlikler, seyahat hepsi hızlıca geçiştirmeye çalıştığınız bir içerik yığınına dönüşüyor. Oyunun oyuncuyu heyecanlandırabilecek bir silahı kalmamış oluyor böylelikle.
  • Tehlikeler: Bu oyunda verilen kararların hiçbir geliştiricinin gelecekte "bunu denedik ve olmadı, o yüzden artık böyle yapacağız" diye ders hikayesine konu olmaması gerekir. Event seçeneklerine yüzdesel şanslar eklemek bir hataydı, yeni gelen bazı eventlerde yüzdeler bile verilmiyor ya tutarsa mantığıyla seçenekler var. Seyahatle karakterin harita üzerindeki fiziksel konumu değişiyor fakat savaşlarda ordu komuta edildiğinde oyun içerisinde bu mantık takip edilmiyor, bu da hata ve oyun içerisinde saçmalıkların yaşanabilmesine sebep oluyor, örneğin kampınız İngiltere'de, Almanya'daki bir savaşa katılıyorsunuz paralı asker olarak, Almanya'da muharebenin ortasındayken İngiltere'de kampınızın bulunduğu toprağın dükü sizi hapsediyor, çünkü oyunun mantığına göre seyahatte değilsiniz. Seyahatte olunsa sefere çıkıldığında naiplik tetiklenir, seyahat eventleri tetiklenir, ordudan orduya general ışınlamak mümkün olmaz. Daha bu gibi oyunda mantıksal birçok sıkıntı ve yaklaşım tarzı olarak tehlikeli bulduğum noktalar var.
  • Sebep ve Sonuç: Paradox oyunlarında içerik en kolay üretilebilen ve en çok satılabilen şey. Az çok herkes event kodlayabilir, az çok herkes EU4'e görev ağacı yapabilir, HOI4 için odak ağacı hazırlayabilir. Bu basit bir para kazanma metodu. Ben sonuç olarak CK3'te ileride bazı eventlerin nadirliğiyle oynanacağını, eski eventlerin daha nadir hale getirilerek gizleneceğini düşünüyorum. Atmosferi bu kadar zayıf bir oyunda hiçbir şeyi üzerindeki yazıyla değerlendirmeye gerek yok. Bir buton (Av etkinliği) parayı prestije dönüştürüyor, diğer buton (Hac etkinliği) parayı dindarlığa dönüştürüyor, diğer butona (Ziyafet etkinliği) bastığınızda para verip stres düşürüyorsunuz vesaire. Oyunda oynanış olarak yansıtılan tek şey Vikinglerin para kazanma yolu, yağmalamak. Oyunun geri kalanı ya otomatik gerçekleştiriliyor (vergi toplamak) ya da eventlerle perdelenerek butonların arkasına gizleniyor. İçerik yığını, sığ bir oyun.
CK3'ün tarzından dolayı aslen strateji oyuncusu olmayan, biraz daha soft bir kitlesi var. Oyunun DLC'leri iyi yorum almasa da oyuncu sayısı makul seviyelerde devam ediyor ancak bu gidişle potansiyeline hiçbir zaman ulaşamaz.


Şuana kadar CKIII ile ilgili düşündüğüm ne varsa hepsini bir bir yazmış. Gerçekten adım başı saçma sapan bir event ile karşılaşmaktan oyundan nefret etmeye başladım. Bu durumdan kaynaklanan olumsuz dönüşlerin çok da umurlarında olduğunu sanmıyorum o yüzden ileride de bu durumun düzeleceğine dair bir inancım yok.
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 8 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.