İleti Sayısı: 6,456
Üyelik Yılı: 2019
Imperium:
79
Yakın zamana kadar çoğunlukla düşünce kitapları okurdum. Romanlardan ziyade bilgi ağırlıklı kitapları tercih ederdim. Bazı klasikleri severek okusam da romanların çoğu beni sarmıyordu. Fakat Yüzüklerin Efendisi'nin romanını okuduktan sonra romanların da gayet eğlenceli olabileceğini fark ettim. O zamandan beri okuduğum kitapların içerisinde romanların kapladığı yer fazlasıyla arttı.
Herhangi bir edebi değeri olmayan ve tek yaptığı şey zaman öldürmek olan bazı aşk romanları haricinde her türlü kitabı okurum. Genelde bir kitabı "sırf x türünde" diye okumaktan ziyade kitabın kendi içeriğine odaklanırım. Romanlardaki psikolojik tasvirler çok hoşuma gider, karakterin iç dünyasının ustalıkla kağıda dökülmesi bana göre yazarın dehasını simgeler.
İleti Sayısı: 190
Üyelik Yılı: 2020
Imperium:
0
Ben yıllardır bilgi içerikli kitapları okurum.Tarih olur,matematik olur veya kimya olur hiç fark etmez.Yeter ki bana bir şeyler katsın.Sevdiğim roman türleri de
vardır örneğin polisiye ve fantastik türler de okurum ama bunlar benim için istisnadır yani okuyacağım kitabın çok kaliteli olması gerekir.Bunların yanında sıkı bir Tolkien hayranıyım.Ama dediğim gibi okuduğum kitap bana bilgi vermiyorsa okumam için istisna olması gerekir.
Aşağıdaki 1 üye MAB nickli üyenin bu iletisini beğendi:1 üye MAB nickli üyenin bu iletisini beğendi.
• Elefsar
İleti Sayısı: 4,014
Üyelik Yılı: 2019
Imperium:
53
Açıkçası her tür kitap okumuşumdur ve hiçbiri için bir daha bu türde bir kitap okumam demedim. En komik olanlar kişisel gelişim kitapları olsa da bazı noktalarının işe yarar şeyler olduğunu düşünüyorum. Aslında tür sayılmazlar ama mottosu "pozitif enerji ile her şeyi elde edebilirsin" olan kitaplar kesinlikle uzak duracağım bir tarz.
Okuduklarıma bakıyorum ve sanırım en çok tarihi kurgu ve tarihi roman kitaplarını sevmişim. Hem tarihten bir döneme dair bilgi ediniyorsun hem akıcı bir şekilde bitirebiliyorsun. Tabi bu tür kitaplara "her söylediği gerçek" gibi yaklaşmamak gerek, özellikle İskender Pala, Beyazıt Akman gibi yazarlarda gördüm ki aslında hiç olmamış bir olayı gerçekten olmuş gibi anlatabiliyorlar. Dikkatli olmak lazım diye düşünüyorum. Yine de keyifle okuyorum nihayetinde.
Polisiye, korku, felsefe ise en az okuduğum türler diyebilirim. Polisiye olarak Glenn Meade ilginç bir şekilde çok fazla ilgimi çekiyor anlatımı. Belki de tarihi olaylar üzerinden gitmesidir asıl sebebi.
Bunlar haricinde tasavvufi kitapları da zaman zaman severek okurum. Özellikle "Su Üzerine Yazı Yazmak" benim için bu türü okunabilir kıldı.
Klasikler benim favorilerim olmasa da, modern klasikler diye tabir edilen kitapları daha çok beğeniyorum. Özellikle her kitabını okuduktan sonra Jack London keşke daha çok yaşasaymış ve daha çok kitap yazabilseymiş diye düşünürüm.
Nihayetinde kendimi asla bir türün fanı olarak görmedim. Ama belirttiğim üzere tarihi romanlar benim üzümlü keklerim :)
•