04-07-2021, 02:20
(Son Düzenleme: 28-02-2024, 14:12, Düzenleyen: Elefsar. Toplamda 1 kere düzenlenmiş.)
Aristo, Etika Nikomaheya adlı eserinde erdemi bir spektrumdaki iki zıt kutbun ortasında sağlanan denge olarak tanımlar. Ona göre insanı tanımlayan her şey bir fazlalık ve eksiklerle açıklanabilir. Cesaret insanın korkularıyla yüzleşmesidir, fazla cesaret pervasızlıklıktır, yeterince cesur olmamak ise korkaklıktır. Aristo'ya göre insanın karakteri sadece alışkanlıklarını değil, aynı zamanda keyif aldığı ve acı hissettiği unsurların da belirleyicisidir ve insanların davranışlarını şekillendiren en önemli faktör bu ikisidir.
Dördüncü yüzyılın başlarında, Evagrius Ponticus isimli bir Hristiyan rahip, diğer rahipler için bir kaynak oluşturmak adına "sekiz kötücül düşünce"yi sıraladı.
- Gastrimargia: Oburluk
- Porneia: Zina
- Philargyria: Açgözlülük
- Lype: Mutsuzluk
- Orge: Öfke
- Akedia: İlgisizlik
- Kenodoxia: Böbürlenme
- Hyperephania: Kibir
- Gula: Oburluk
- Luxuria: Şehvet
- Avaritia: Açgözlülük
- Tristitia: Keder
- Ira: Öfke
- Acedia: Tembellik
- Vanagloria: Böbürlenme
- Superbia: Kibir
Ölümcül günahlar Dante Alighieri tarafından sevgilinin sapkın ve yozlaşmış hali olarak tanımlanmıştır. Şehvet, oburluk ve açgözlülük bir öğeye duyulan aşırı sevgi; öfke, kıskançlık ve kibir ise başkalarının zarar görmesine duyulan sevgidir. Bunun tek istisnasının tembelliktir, o da sevginin yokluğundan kaynaklanır. Kibir çoğu kaynakta günahların babası olarak tasvir edilir.
Yedi Ölümcül Günah
- Kibir: Kibir ölümcül günahların en büyüğü, çoğu zaman diğer tüm günahların kaynağı olarak kabul edilirdi. Kişinin kendisinin diğerlerinden daha iyi, daha önemli olduğunu düşünmesi, başkalarının başarılarını görmezden gelmesi, kendi sınırlarını tanıyamaması şeklinde tanımlanırdı. Kibir genellikle mütevazılığın eksikliği olarak görülürdü.
- Açgözlülük: Papa Gregory açgözlülüğü sadece para hırsı veya servet tutkusu olarak değil, aynı zamanda ihtişam ve makam hırsı olarak da tanımlar. Maddi olmayan unsurlar da açgözlülüğün hedefi olabilir. Bazı günahlar listeden listeye değişirken, açgözlülük bu listelerin hepsinde vardır. Thomas Aquinas'a göre "Açgözlülük Tanrı'ya karşı işlenen bir günahtır zira açgözlü insan geçici varlıkları ebedi kurtuluşun önünde tutan kişidir."
- Şehvet: Şehvet Hristiyanlığa göre sadece evlilik dışı ilişkileri değil, evlilik içi ilişkileri de ilgilendiren bir kavramdır. Cinselliğe duyulan ölçüsüz arzuyu temsil eder. Dante'ye göre şehvet, insanın bir başka insana duyduğu düzensiz sevgidir. Şehvet genellikle ölümcül günahlar arasında en masumu kabul edilir, bunun sebebi teolojide bedensel günahların ruhani günahlara nazaran daha hafif görülmesidir.
- Oburluk: Oburluk, bir şeyi israf yaratacak düzeyde tüketmek olarak tanımlansa da Orta Çağda oburluk çok daha geniş bir şekilde ele alınmıştır. Aquinas'a göre oburluğun 5 farklı türü vardır: pahalı şeyler yemek, zarif bir şekilde yemek, çok yemek, erken yemek, istekli yemek. Bunlar arasında en büyük günah dünyevi zevk içermesi sebebiyle istekli yemekti. Buna örnek olarak ilk oğulluk hakkını bir çorbaya feda eden Esav örnek gösterilir.
- Tembellik: Tembellik de geniş bir kavramdır. Acedia kavramı ilk olarak dini görevlerini yerine getiren rahiplerin bunu şevkle yapmamaları üzerine ortaya atılmıştır. Umursamazlık, ilgisizlik, sorumlulukların yerine getirilmemesi şeklinde tanımlanabilir. Diğer günahlar bir eylemin gerçekleştirilmesi üzerineyken, Tembellik eylemsizlik üzerinedir. Kötü insanlara karşı iyi insanların eylemsizliği de bu günahın bağlamında görülürdü.
- Öfke: Öfke kontrolsüz kızgınlık, hiddet ve nefret olarak tanımlanır. İntikam ve şiddet gibi kavramlarla ilişkilidir. Katolik Kilisesine göre, tarafsız bir kızgınlık masum bir kişiye yönlendirildiğinde öfke günahına dönüşür. Henry Edward'a göre öfke insanı kendisinin kölesi haline getirir.
- Kıskançlık: Kıskançlık tıpkı açgözlülük ve şehvet gibi doyurulamayan arzular üzerine tanımlanır. Günah olarak görülmesinin On Emir'deki "çalmayacaksın" emiriyle bağlantılı olduğu düşünülür. Dante kıskançlığı, başkalarının elindekini kaybetmelerine duyulan sevgi olarak tanımlar. Habil ve Kabil hikayesinde, Kabil Habil'i kıskançlık sebebiyle öldürmüştür. Bertrand Russell'e göre mutsuzluğun en önemli sebeplerinden birisi kıskançlıktır.