[Dionysos]

1960'larda Afganistan

AFGANİSTAN'IN TALİBAN'DAN ÖNCE, 1960'LARDAKİ MODERN VE ÇAĞDAŞ HALİ

Mini etekler, güzel arabalar, özgürlükçü ve refahlı yaşam tarzı...Fotoğraflar 1960 yılında UNESCO için çalışan, Amerikalı Üniversite Profesörü Dr. Bill Podlich'in objektifinden çıkma. 2 yıl boyunca UNESCO'nun Afgansitan'daki çalışmalarına katılan profesörün çektiği fotoğraflar ile şimdiki Afganistan arasında dağlar değil dünyalar kadar fark var!

1

Jan ve Peg Podlich Paghman bahçesinde güneşin tadını çıkarırken...

2

Doktor Birleşmiş Milletler Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) için ders verirken. Kadınların hali her şeyin özeti...

3

O zamanlar karma eğitim sistemi uygulanıyordu.

4

Bahçede, ağaçların altında ders işleyen çocuklar...

5

Eğitime verilen önem ülke çapında en üst seviyede.

6

Özellikle çocuklar için...

7

Liseli 3 Afgan kız arkadaş. Üniformaları etekliydi o zamanlar fakat başlarını kısmi olarak örtüyorlardı.

8

Üniversitelerin ise modern ülkelerden hiçbir farkı yoktu.

9

Çocuk öğrenciler bahçede müzik dersi yaparken...

10

Peg Podlich bir otobüs yolculuğunda.

11

Küçük bir yerel pazarı dolaşan kardeşler.

12

Pasta dekorasyonu yapan bir afgan çocuk. kameraya gülümsüyor.

13

İşten çıkış saati trafik.

14

Yerel cins bir köpek.

15

Peg Podlich'in sarı saçlarını garipseyen afgan gençler...

16

Peg Podlich önderliğinde ders yapan afgan kızlar.

17

Kabil yakınlarında, bir pazarda alışveriş yapan Jan Podlich.

18

Afgan yerel yemeklerinden Jilabee pişiren bir adam.

19

Afgan bir otobüs şoförü.

20

Hindikuş Dağı'ndaki Salang Tüneli... 1964 yılında Ruslar tarafından inşa edilmişti.

21

Kamera gören afgan gençler...

22

Sanata şimdikinden çok daha fazla önem veriliyordu.

23

Yerel halkın yaz sıcağına bulduğu çözüm; ağaç altlarındaki oturmalıklar.

24

Bamiyan Vadisi

25

İkindi namazı kılan bir afgan.

26

Sebze pazarı.

27

Öğle arasında dinlenen afgan işçiler.

28

Kabil'e uzaktan bir bakış...

29

Öğrenci kızlar okula giderken.

30

Her yıl yapılan öğrenci sergisi.

31

O zaman çok yaygın olan sokak berberlerinden biri. Müşterisini tıraş ediyor.

32

1967 yılında çekilen muazzam bir fotoğraf karesi.

33

Şehrin ortasından geçen çayda çamaşır yıkayan afganlar ve yüzen ördekler.

34

Ordu bandosu.

35

Kabil Nehri'nde yüzen afgan gençler.

36

Okula giden lise öğrencileri.

[KARTAL]

Afganistan'ın değişimini görünce insan korku ve endişe duyuyor.
Aynı şekilde İran için de bu tür 'Öncesi-Sonrası' videoları yapılıyor.Ki o da bunun kadar kötü.
Hem İran için hem de Afganistan için bir şeyi merak ediyorum.
Bu değişimi destekleyen 'kadın'lar şu anda nasıl yaşıyorlar?

[villager]

Türkiyede günü gününe görüyoruz ve okuyoruz ne düşündüklerini.

[Kierkegaard]

Günümüzde var olan ülkelere baktığımızda kadınların dış görünüşleri ve giyim tarzları ile bu ülkelerin GSMH'ye bağlı refah düzeyleri, OECD kriterleri ile ölçülen yaşanabilirlik dereceleri arasında bariz bir korelasyon olduğunu görüyoruz. Ancak bu bağıntının mutlak olduğunu düşünmüyorum; yani, gelişmişliğin zorunlu şartlarından birisi kadınların özgürleşmesi veya giyim tarzları değil.

Toplum içinde insanların davranışlarının düzenlenmesi ile ilgili hususlar sahip olduğumuz ideolojiye göre değişen subjektif unsurlardır.

İslam dinine inanan bir insanın, kadınların giyim tarzları ile ilgili kutsal kitapta yer alan esasları benimseyeceği olasıdır. Eğer yukarıdaki bağıntıyı mutlak kabul edersek inananlardan oluşan bir toplumun gelişmişlik düzeyinde hiç bir zaman başat olamayacağını söylememiz gerekir.

Afganistan özelinde konuşursak önce SSCB'nin işgaline uğrayan daha sonra ABD'nin desteklediği terörist grupların elinde kalan ve nihayet ABD işgaline maruz kalan bu ülkenin geri kalmasına, İslam geleneklerinin sebep olduğunu düşünmek bana mantıklı gelmiyor.

1960'a kadar var olan toplum da İslam toplumu, fotoğraflardan aslında geleneklere katı bir bağlılık olmadığını ve bu kaidelere bağlı olmayan insanlara karşı gösterilen hoşgörü seviyesini görebiliyoruz.

Nedense her zaman Amerika ve Rusya'nın el attığı yerlerde oluşuyor bu terörist yuvaları ve beraberlerinde getirdikleri sefalet.

Yüzyıllardır insanları sömürgeleştiren batılı devletlerin kanla kurdukları medeniyetlerinde oluşan yaşama biçimlerinin dünyadaki bütün insanları etkilemesi, ele geçirmesi hatta onları savunan bir askere çevirmesi çoktan işgale uğradığımızın bir göstergesi maalesef.

[strateggy]

Yakında bu tarz fotoğraflar Türkiye için de paylaşılır gidişat o yönde. Büyük ekonomik ve sosyal reformlar yapılmıştı Afganistan'da. Sonra Komünistler başa geçti ve reformları daha da genişletmek istedi. (Toprak Reformu gibi) ABD de tüm Müslüman ülkelerde olduğu gibi gericileri, toprak ağalarını destekleyerek iç savaş başlattı. SSCB'yi davet eden hükümet, SSCB ile savaşı kaybetti. SSCB geri çekildi ve hükümet üyeleri öldürüldü. Yıllar boyu iç mücadeleler ve ABD müdahalesi sonrası olan bu şimdi.

"(Bu kurallar Taliban tarafından Afganistan'a girildikten sonra açıklanmış.)

Vatanımızın adı bundan böyle Afganistan İslam Emirliği’dir. Bunlar da bizim koyduğumuz, sizin uyacağınız yasalar:

Bütün vatandaşlar, günde beş vakit namaz kılacaktır. Namaz vakti başka bir iş yaparken yakalanan, kırbaçlanacaktır.

Bütün erkekler sakal bırakacaktır. Meşru ölçü, çenenin altında, en az bir sıkılı yumruk uzunluğundadır. Bu emre uymayanlar, kırbaçlanacaktır.

Bütün erkek çocuklar türban takacaktır. Birinciyle altıncı sınıf arasındakiler siyah, daha yukarı sınıftakiler beyaz türban takacaktır. Bütün erkek çocuklar İslami kılıklar giyecektir. Gömlek yakaları düğmelenecektir.
Şarkı söylemek yasaktır.
Dans etmek yasaktır.
iskambil oynamak, satranç oynamak, kumarın her türü ve uçurtma uçurmak yasaktır.

Kitap yazmak, film izlemek, resim yapmak yasaktır.
Evinizde kuş beslerseniz, kırbaçlanacaksınız. Kuşlarınız öldürülecek. Çalarsanız, eliniz bilekten kesilir. Bir daha çalarsanız, ayağınız kesilir. Müslüman değilseniz, Müslümanların görebileceği bir yerde dua etmeyin. Bunu yapanlar kırbaçlanacak ve hapse atılacaktır. Bir Müslüman’ı kendi dinine döndürmeye çalışan kişi, idam edilecektir.

Kadınların dikkatine: Evinizden dışarıya çıkmayacaksınız. Kadınların sokaklarda amaçsızca dolaşması, caiz değildir. Dışarıya çıkarsanız, yanınızda mutlaka bir mahrem, erkek akrabanız bulunacak. Sokakta tek başına yakalanan kadın dövülecek ve evine gönderilecektir. Her ne şart altında olursa olsun, asla yüzünüzü göstermeyeceksiniz. Dışarıdayken, burka’yla örtüneceksiniz. Aksi halde, şiddetle kırbaçlanacaksınız. Makyaj malzemeleri yasaktır. Mücevher yasaktır. Çekici, gösterici giysiler giymeyeceksiniz. Sizinle konuşulmadan, konuşmayacaksınız. Erkeklerle göz göze gelmeyeceksiniz. Uluorta gülmeyeceksiniz. Gülenler, kırbaçlanacaktır. Tırnaklarınızı boyamayacaksınız. Boyarsanız, bir parmağınız kesilecektir. Kızların okula gitmesi yasaklanmıştır. Bütün kız okulları derhal kapatılacaktır. Kadınların çalışması yasaklanmıştır. Zinadan suçlu bulunursanız, taşlanarak öldürüleceksiniz.

Dinleyin, iyi dinleyin, itaat edin. Allah-ü ekber."

[Kierkegaard]

 uçurtma uçurmak yasaktır.

 Aklıma Khaled Hosseini'nin yazdığı 2003 yılında yayınlanan ve bir çok ödül alan 'Uçurtma Avcısı' kitabını getirdi istemsizce ki bu kitap Amerikan yanlısı bir propaganda kitabıdır.

 Taliban ve ideolojisinin karşısında durmakla birlikte yazdığın yorumla ilgili kaynak göstermen gerektiğini düşünüyorum.

[Dionysos]

Yakında bu tarz fotoğraflar Türkiye için de paylaşılır gidişat o yönde. Büyük ekonomik ve sosyal reformlar yapılmıştı Afganistan'da. Sonra Komünistler başa geçti ve reformları daha da genişletmek istedi. (Toprak Reformu gibi) ABD de tüm Müslüman ülkelerde olduğu gibi gericileri, toprak ağalarını destekleyerek iç savaş başlattı. SSCB'yi davet eden hükümet, SSCB ile savaşı kaybetti. SSCB geri çekildi ve hükümet üyeleri öldürüldü. Yıllar boyu iç mücadeleler ve ABD müdahalesi sonrası olan bu şimdi.

"(Bu kurallar Taliban tarafından Afganistan'a girildikten sonra açıklanmış.)

Vatanımızın adı bundan böyle Afganistan İslam Emirliği’dir. Bunlar da bizim koyduğumuz, sizin uyacağınız yasalar:

Bütün vatandaşlar, günde beş vakit namaz kılacaktır. Namaz vakti başka bir iş yaparken yakalanan, kırbaçlanacaktır.

Bütün erkekler sakal bırakacaktır. Meşru ölçü, çenenin altında, en az bir sıkılı yumruk uzunluğundadır. Bu emre uymayanlar, kırbaçlanacaktır.

Bütün erkek çocuklar türban takacaktır. Birinciyle altıncı sınıf arasındakiler siyah, daha yukarı sınıftakiler beyaz türban takacaktır. Bütün erkek çocuklar İslami kılıklar giyecektir. Gömlek yakaları düğmelenecektir.
Şarkı söylemek yasaktır.
Dans etmek yasaktır.
iskambil oynamak, satranç oynamak, kumarın her türü ve uçurtma uçurmak yasaktır.

Kitap yazmak, film izlemek, resim yapmak yasaktır.
Evinizde kuş beslerseniz, kırbaçlanacaksınız. Kuşlarınız öldürülecek. Çalarsanız, eliniz bilekten kesilir. Bir daha çalarsanız, ayağınız kesilir. Müslüman değilseniz, Müslümanların görebileceği bir yerde dua etmeyin. Bunu yapanlar kırbaçlanacak ve hapse atılacaktır. Bir Müslüman’ı kendi dinine döndürmeye çalışan kişi, idam edilecektir.

Kadınların dikkatine: Evinizden dışarıya çıkmayacaksınız. Kadınların sokaklarda amaçsızca dolaşması, caiz değildir. Dışarıya çıkarsanız, yanınızda mutlaka bir mahrem, erkek akrabanız bulunacak. Sokakta tek başına yakalanan kadın dövülecek ve evine gönderilecektir. Her ne şart altında olursa olsun, asla yüzünüzü göstermeyeceksiniz. Dışarıdayken, burka’yla örtüneceksiniz. Aksi halde, şiddetle kırbaçlanacaksınız. Makyaj malzemeleri yasaktır. Mücevher yasaktır. Çekici, gösterici giysiler giymeyeceksiniz. Sizinle konuşulmadan, konuşmayacaksınız. Erkeklerle göz göze gelmeyeceksiniz. Uluorta gülmeyeceksiniz. Gülenler, kırbaçlanacaktır. Tırnaklarınızı boyamayacaksınız. Boyarsanız, bir parmağınız kesilecektir. Kızların okula gitmesi yasaklanmıştır. Bütün kız okulları derhal kapatılacaktır. Kadınların çalışması yasaklanmıştır. Zinadan suçlu bulunursanız, taşlanarak öldürüleceksiniz.

Dinleyin, iyi dinleyin, itaat edin. Allah-ü ekber."

Bu örgütleri oluşturanlar, zaten bu dine karşı kimseler. Oluşturanlar, destekleyenler de hep aynı kimselerdir. 

İslam ülkelerinin vaziyeti ortada ama bu vaziyeti yapanlar bizler(Müslümanlar) değiliz, bunları yapanlar bize düşman kesilenler. 

Gerçeklikten yoksun vaatler ile oradaki insanları doldurup, size şunu vereceğiz, size bunu vereceğiz diyerek, sadece ama sadece bu dini içten içe yıkmayı planlamaktadırlar, bahsettikleri vaatlerin hangi biri gerçekleşti ki, hala akıllanmayacak mı bu insanlar...

Kendine Müslüman diyenler, benim dinim İslam'dır diyenler eğer ki alıntı da yazılan zorlamaları, doğru buluyor ise bilmeleri gereken çok önemli bir şey var. 

Bu, İslam değildir.

Kitap yazmak, hayvan beslemek, kadınların sokaklarda dolaşması, kızların okula gitmesi, gülmek, gülümsemek... ne zamandan beri kötülenir bir şey oldu?

Toplumun yarısını oluşturan kadın, diğer yarısını da doğurur, büyütür, besler, eğitir. Yahu kadınlara yasaklar getiren, onları evlere hapseden, çoğu şeyden mahrum bırakan kimseler bilmezler mi ki sizi doğuran ana da bir kadındır. Hala akıllanmayacak mı bu insanlar...

İlim, irfan sahibi olmayı öğütleyen, hayvanları hor görmekten kaçının diyen, bir tebessümün bile sevabı vardır diyen bu güzelim, bu yüce dini nasıl olurda anlamazlar. Hala akıllanmayacak mı bu insanlar...

Enbiya 

10: Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki, bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız?

[Awake]

Dinin problem olduğunu düşünmemekle beraber her kötü sonucun suçunu Batı'ya yıkıp, onların medeniyetini benimseyenlere işgale uğramışlar demek Afganistan'ın, Orta Doğu'nun ve yakın gelecekte Türkiye'nin en büyük sorunu olacak.

Dinin politikaya karıştığı her ülke Afganistan gibi olmaya mahkum olacak, Batı medeniyeti "ahlaksızlıkları" yanında düşünmeyi de getirir çünkü, bunları reddetmeye devam ettiğiniz sürece yazdıklarınız boş, yarın Türkiye'nin sıradan bir Orta Doğu ülkesi olmayacağını zannetmeniz ise gerçek dışı.

Batı'nın maalesef üstün kültürü ve yaşam biçimi insanları zorla tutsak etmiyor, etkilemiyor. İnsanlar özgür yaşamayı istiyor, dayatmalardan kaçmak istiyor, geleneklerin binlerce vatandaşın üzerinde kurduğu olağanüstü stresi, baskıyı kırmak istiyorlar. Bunun için nereye bakacaklar? Geçmişe mi? Doğu'ya mı? Sırf bu nedenle doğduğu toprakları geride bırakıp göçen milyonlar var, sırf bu nedenle göçmek isteyen diğer milyonlar da var.

Özümüze dönelim diye tekrar edip dururken insanların yaşam tarzlarına karışmak adına "Batı kültürünün işgaline uğramışsınız" derseniz ne farkınız kalıyor herhangi bir şeyhten? Herhangi bir diktatörden?

Ben bir Türk olarak sizin ahlak anlayışınızı gerçekten benimsemek zorunda mıyım? Yaşadığım tek hayatı sizin iyi kalplerinize borçlu değilim, hepimiz bir arada kardeşçe yaşayabiliriz, insanların yaşam tarzlarına kendi ideolojiniz ya da bilgileriniz doğrultusunda karışmadığınız sürece, İslam'ın gerçekten yol kat etmesini istiyorsanız her kötü şeyin suçunu Batı yaşam tarzına atmak yerine kendinizde aramalısınız. Ben yaşamımı sizin doğrultunuzda asla ve asla değiştirmeyeceğim, inanıyorum ki bu ülkenin önemli bir kısmı hayatlarına sorgulayarak, özgürce, dinin, geleneklerin angaryalarında boğulmadan devam etmek istiyor, bunu kabullenin artık, bu Batı'nın işgali değil, bu hayatın kendisi.

Ben ahlaksızsam senin gözünde bunun cezasını da kesemezsin, değiştirmek için bir şey de yapamazsın, bu benim kararım, benim isteğim, benim yaşam tarzım, istediğim zaman içkimi içerim, istediğim kadınla evlenmeden yaşarım, istediğim şekilde düğünümü yaparım, istediğim şekilde boşanırım, çocuğumu istediğim gibi yetiştiririm, istediğim dine inanırım, ya da inanmam. Bu işgale uğradığım anlamına gelmez, bu insan olduğum anlamına gelir, kendi kararlarımın olduğu anlamına gelir. Benim düşüncelerimin sana baskı uyguladığı, seni değiştirmeye çalıştığı, cahillikle, yobazlıkla suçladığı yerde de senin tarafında olurum, seni savunurum.

Lütfen şu "Batı" şeytanlığını bir kenara bırakın artık, sorun bu değil anlamıyor musunuz?

[turkish lokum]

Bu tip örgütler yobaz din düşmanlarınin eline malzeme veriyor.

[strateggy]

Kuralların kaynağını isteyenler olmuş. Khaled Hosseini-Bin Muhteşem Güneş 

Kaldı ki bunlar yıllardır geçerli olan kurallar. BM'nin bu konuda araştırmaları var. Tecavüzün suç kapsamında olmadığı bir ülke. Burada detaylı bir şekilde ele alınmış. 

https://www.cafrande.org/kadinin-gericil...andelelen/

Pakistan da dahil edilmiş araştırmaya.

[Kierkegaard]

Batı'nın maalesef üstün kültürü ve yaşam biçimi insanları zorla tutsak etmiyor, etkilemiyor. İnsanlar özgür yaşamayı istiyor, dayatmalardan kaçmak istiyor, geleneklerin binlerce vatandaşın üzerinde kurduğu olağanüstü stresi, baskıyı kırmak istiyorlar. Bunun için nereye bakacaklar? Geçmişe mi? Doğu'ya mı? Sırf bu nedenle doğduğu toprakları geride bırakıp göçen milyonlar var, sırf bu nedenle göçmek isteyen diğer milyonlar da var.

  İbn Haldun'a göre yenilen milletler onlara üstün gelen milletin davranışlarını taklit eder.

 Yüzyıllardır gerçekleşen bu durum, tüm dünyayı saran iletişim ağları sayesinde günümüzde inanılmaz bir hıza ulaşmıştır. Bu küreselleşme sürecini yönlendiren kapitalistler medya aracılığıyla toplumlara benimsettikleri tüketim kültürünü oluşturmuştur. 18. yüzyıldan beri serbest ticaret politikası ile hareket eden ve bu uğurda savaşmaktan çekinmeyen İngiltere gibi ülkeler (Bkz. 1838 Baltalimanı Anlaşması, aynı tarihlerde Çin ile yapılan benzer bir anlaşma) demokrasi ve insan hakları gibi kavramların gelişmesiyle yöntemlerini değiştirmiş; manipülasyon, reklam, popüler kültür gibi araçlarla toplumlara aslında özgür oldukları ve kapitalizmi kendilerinin istediği düşüncesini yerleştirmişlerdir. Ancak buradaki asıl sorun kapitalizmin bu imkanlarından herkesin yararlanamayacak olmasıdır. Doğuştan değere sahip olan veya aldığı eğitimler sayesinde belli bir değer üretme kapasitesi yakalayan ve bu değerleri tüketime dönüştürmek isteyen bir kesim insanın liberal olması zaten öngörülebilir bir durumdur. Alt sınıfta bulunan ve aslında modern köle olan insanlar ise gözardı edilir. Sosyal devlet anlayışı, bu insanların sosyalist devrimi gerçekleştirmesine engel olmak için geliştirilmiş olup özünde merhamete dayanmamaktadır. Batı toplumlarında güç odakları(şirketler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları vs.), toplam geliri güçleri oranında paylaşır. Mücadele etmeyenlere pay verilmez. Toplumsal duyarlılık suni ve ikiyüzlüdür.

 Medya ile ilgili bir örnek vermek istiyorum. 2000'li yıllarda yayınlanan televizyon dizilerinde en az bir homoseksüel karakter yer alıyordu. Toplum bu durumu kendi isteğiyle!!! içselleştirdi; çünkü istedikleri bir çok şeyin(senaryo, oyunculuk vs.) yanında bunu da izlemek zorunda kaldılar. Günümüzde ise ensesti normalleştiriyorlar. Toplumları kendi istekleri ile şekillendiriyorlar. Üstelik bağlı oldukları bir etik kod yok; çoğu ateist zaten.

 İslam, varoluşsal bir çok soruna cevap veren bir öğreti; inananlara hicreti tavsiye ediyor fakat bana göre dünya üzerinde hicret edilebilecek bir devlet yok. Bu yüzden burada mücadele ediyorum. Sana, fikirlerine, daha farklı görüşleri olan diğer insanlara ve ideolojilerine saygı duyuyorum; empati kurabiliyorum. Ancak herkesin bileceği üzere bir topluluk üzerinde bir hakim güç bulunur. Her görüşün de tolerans düzeyi farklıdır. İnandığım değerlerin diğer insanları etkilemesi durumu için yapabileceğim bir şey yok; üzgünüm. Nihayetinde inananlar olarak kendimizi kul olarak tanımlıyoruz. :)

 Batı kültürünün en sevmediğim özelliği bütün yapılarının ve ilişkilerinin menfaat üzerine kurulu olması, oysa ben merhamet üzerine kurulu bir medeniyet hayal ediyorum. Bu yüzden Rahman'a ve öğretilerine inanıyorum.

[Awake]

Medya üzerine ders vermene gerek yok, 4 yıllık gazetecilik lisans mezunuyum. Her kültür gibi Batı kültürü de sorunludur, sosyolojik problemlerine bu kadar hakim olabilmenizin sebebi yine Batı kültüründe yetişen sosyologlar, bilim adamlarıdır.

Düşüncelerine genel bakınca kendi istediğin gibi bir devlet yaratmak istediğini gördüm, karşı çıktığım tam olarak bu, dayatmaların. Eve geçtiğimde detaylıca tekrar okuyup editleyeceğim yazımı.

[strateggy]

Batı medeniyeti her ne kadar içinde çelişkiler, ikiyüzlülükler bulunsa da (ki bunu da batılılar söylüyor) insanlığın ulaştığı en ileri noktadır. Hem günlük hayatımızı inşa etmiş hem düşünce hayatımızı. Anadolu Müslümanlığı denen bir kavram var ve bu başlıkta da ortaya çıkmış. Fıkıh, Hadis bilmeden hatta Kuran'ı bilmeden hemen dinde yok, batılıların oyunu, aslında bunlar (Günümüzde IŞID veya bu örnekte Taliban) batının ajanları diyerek savunmaya geçiyorlar. IŞID, Taliban, Suudi Arabistan'ın uygulamalarının dinde bir karşılığı var. Ülkemizde okuma ve araştırma az olduğu ve komplo teorilerinin kullanımı fazla olduğu için insanlar hemen belli şeyleri söylüyor.

[Barış]

Bence ikiyüzlülük belli bir medeniyete ait bir şey değildir. Konuşmalarınızın hayat üzerinden belli bir ağırlık taşıması için örnek vermeniz gerekir. Günün gerekleri hayvana saygı ve kadına saygı gerektirir. Kimse bu devirde kölelik ve kısıtlama istemez. Dükkana giren köpeğe ideoloji gereği affedersiniz köpek giremez demek iyi bir şey değildir.Güzel bir hayvandır bekçidir ve sadakati yüksektir. Batılılar bitki,böceği ve hayvanı tanımaya çalışıyor ve saygı gösteriyor. Maalesef bizde artık gençler başka yetiştiriliyor..

[napolyon94]

Afganistan için bir gelecek var mı?

[turkish lokum]

Afganistan için bir gelecek var mı?

Hz Mehdi

[Kierkegaard]

Afganistan için bir gelecek var mı?

 Neden olmasın? Geçen sene Türkiye'de yüksek lisans yapan bir Afgan öğrenci ile tanıştım. Bir çok Türk gencinin ismini duymadığı Türk düşünce hayatında yer edinmiş fikir adamlarının kitapları hakkında sohbet ettik. Bu insanlar maalesef aşırı ideolojiler tarafından kuşatılmışlar. Sadece bir kısmı kaçıp kurtulma şansı bulabiliyor. Ancak ümitsiz olmaya gerek yok. Bizim doğrudan etki edecek bir gücümüz olmasa da eğitim sayesinde bir sonraki nesli etkileyebiliriz. Bu yüzden devletimizin bu gençleri Türkiye burslusu yabancı öğrenci olarak himaye etmesine çok seviniyorum.

 İslam öğretisinde yer olan bazı uygulamaların aşırı ideolojiler sebebiyle vahşete dönüştüğü gerçek. Ancak bu uygulamalarla ilgili tarihsel süreç içerisinde bir çok yorum farkı olduğunu gözardı etmeyin. Tarihte tolerans seviyesi yüksek bir çok kültür, özellikle Türk-İslam geleneği var.

 Yukarıda Taliban ile ilgili paylaşılan ve İslam'a mal edilmeye çalışılan kuralların çoğunun İslam öğretisi ile ilgisi yok. Bu tür Amerikan yanlısı propaganda yazılarına sorgulamadan inanan oryantalist bakış açısına sahip insanlar önce kendilerini sorgulasınlar.

[Awake]

@"Ibn Khaldun"

İnandığınız şey bir ütopya, komünist dünya gibi.

Türk eğitiminden beklentiniz ise şaşırılacak kadar fantastik. Aynı eğitim sistemlerinde mi okuyoruz?

[Kierkegaard]

@Awake

İdealist olmak, var olan düzene isyan etmenin olumlu sonuçlarından birisi. Fikir adamlarınca genel kabul görmüş erdemler bağlamında daha iyi bir gelecek öngörmeyen bir düşünce yapısı için mücadele vermenin bir önemi var mı? İnandığım şey ütopya evet, bakın peygamberin bile Kur'an'da böyle bir ifadesi var: ''Peygamber: “Ey Rabbim! Doğrusu kavmim bu Kur'ân'ı terk edilmiş saydılar” dedi.'' (Furkan, 30)

İslam öğretisi, tarihsel süreç içerisinde bir çok egemen tarafından menfaat ilişkileri çerçevesinde manipülasyona uğradı. Düşünce üzerindeki yol gösterici özelliği, düşünce dünyamızı karartan mutlak sorgulanamaz metinlere dönüştürüldü.

İslam öğretisi ile ilgili şöyle bir analoji kurabiliriz: Hukuk sistemimizde 'Usul esastan önce gelir' diye bir kaide vardır. Eğer bir konu hakkında şikayette bulunacaksanız öncelikle usulleri doğru olarak yerine getirmeniz gerekir. Yoksa başvurunuz usulden reddedilir. Esasa, yani haklı olup olmadığınıza bakılmaz. Aynı durum İslam öğretisi için de geçerli; fıkıh olarak adlandırdığımız kaideler usullerdir. Esas ise bilinen erdemlerdir.

İşte burada anlaşılması gereken husus bu usulleri tabu haline getiren, dini bunlardan ibaret gören aşırı ideolojilerin İslam'a mal edilmemesi gerektiğidir. Bana göre bu oluşumların düşünce yapıları esas kısmına girecek kadar gelişmemiştir.

Oysa İslam öğretisi bahsettiğimiz bu erdemlere dayanan esas üzerinden anlaşılmalıdır. Usuller, bu esasın korunmasını sağlayan dış kabuğa benzetebileceğimiz unsurlardır, vazgeçilmez değildirler. Tasavvuf öğretisi bunun üzerine kuruludur.

Türk eğitim sistemi nitelikli olmayabilir ancak görece üstünlüğünden bahsedebiliriz. Savaş ortamında büyümüş bir Çeçen gencinin, Türk siyasal ve ekonomik hayatı hakkında akademik düzeyde yorum yapabilecek seviyeye geldiğine gözlerimle şahit oldum.

[Sezar]

Genel olarak forumdaki tartismalari cok seviyesiz buldugumdan katilmiyorum ama burasi simdilik guzel gidiyor gibi bende birseyler yazayim dedim.

Oncelikle Ibn Haldun ve benimde inandigimiz istedigimiz "Islam Duzeni" dunyasi gercekten bir utopya.Ayrica bu utopyanin herkesce kabul edilmis bir teorisyeni yok.Peki bu dunyaya ornek teskil edecek olan olusumlar Taliban, Isid gibi Bati kontrolunde olan orgutlerin kendi tasavvur ettikleri gibi bir dunya degildir. Asil kaynagimiz peygamber efendimiz ve ondan sonra gelen ilk 4 halife donemi olmalidir ki bu donem tum muslumanlarin tek cati altinda oldugu , Islam adaletinin  tecelli ettigi zamanlardir.Bu zamanlarda hicbir gayrimuslimin zorla Islam`a gecmeye veya Islam`in prensiplerini kabul etmesini zorlandigini gormuyoruz.Hepsinin mallari ve canlari Islam devletinin korumasinda.Ayni sekilde inandiklari dini yasamakta serbestler. En bilinen ornegi Enduluste yasayan Yahudilere, Ispanya orayi ele gecirdikten sonra yapilan muameleler olacaktir.

Turk Egitim Sistemi`ne gelecek olursak Ibni Haldun`la ayni fikirde degilim.Usul esastan once gelir ilkesince  kiyaslamasi usulen yalnis.Bu tur seylerde kendi tezinizi savunurken bireysel orneklerden ziyade bilimsel ve istatiksel ornekler vermeniz daha iyi olur. Benim bir dedem var 40 yildir sigara iciyor ama 100 yasina kadar yasadi kanser de olmadi diyerek sigaranin zararli olmadigini savunmak gibi ornekler vererek binlerce bilimsel calismadan bahsetmemek komik oluyor.

Uluslararasi kabul gormus bir sinav olan PISA testi sonuclarina gore oldukca geriyiz.Gelismekte olan ulke ortalamasinin oldukca altindayiz.
http://www.oecd.org/pisa/pisa-2015-results-in-focus.pdf
[url=http://www.oecd.org/pisa/pisa-2015-results-in-focus.pdf][/url]

Bunun disinda iyi bir egitimin uzun vadeli sonuclarindan biri olan yuksek teknolojili urun uretim ve ihracati yuzdemiz yerlerde surunuyor.Iyi bir egitim sistemimiz olmadigindan dolayi teknoloji gerektiren seyler uretemiyoruz.Urettigimiz urunler ancak beyaz esya seviyesinde.