İleti Sayısı: 26,422
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
139
Tüketimciliği kişisel olarak tasvip etmesem de (son 10 yılda belki 2 kere telefon değiştirmişimdir) günümüz ekonomik sisteminin yürümesinde faydalı bir faktör olduğunu düşünüyorum. Bu da biraz bana doğal seçilim çağrışımı yapıyor, eğer paran varsa her çıkan telefonu alarak kendini mutlu edebilirsin - eğer yoksa ve bunu yapıyorsan bu bir seçilim meselesi, eğer kendine sahip çıkabiliyorsan o da öyle.
Bu tüketimciliğin insan psikolojisi dışında satıcı yönünden körüklenmesini (örneğin bir süre sonra bozulacak şekilde yapılan beyaz eşyalar, güncellemeyle yavaşlatılan telefonlar) tasvip etmiyorum ve hatta yasadışı olması gerekir diye düşünüyorum.
•
İleti Sayısı: 254
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
3
Kitlesel tüketim sonucunda zenginlerin zenginliğine zenginlik katılması sorun değildir; kapitalizmin temel felsefesiyle çelişmez, bir sonraki yatırımlar için paranın para çekmesi gibi bir şeydir. Nitekim bu süreç sonucunda yoksul kesimin de refahının yükseleceği umulur, ki umulanlar gerçekleşmiştir de. Ancak Thomas Piketty de bildiğim kadarıyla bu eğilim konusunda endişeli; üst katlardaki birikim astronomik biçimde artıyor. Bu tezi işlediği kitabını okumak, konu hakkında daha verimli bir fikir beyan etmeyi sağlayabilir.
kalemler kaldırılmış ve sayfalar kurumuştur.
•
İleti Sayısı: 301
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
0
Bize iktisatta isteklerin sınırsız olduğu öğretilmiştir.Acaba öyle midir yoksa bir kapitalizm zorlaması mıdır? Aslında cevap bellidir. Sürekli her sene çıkan pes fifa benzeri oyunları ele alacak olursak takım kadroları dışında bir sene içinde yeni ne eklenmiş olabilir ki fiyatı bu kadar yüksek olmayı hak etsin. İktisadi açıdan bakmaya devam edersek her arz kendi talebini oluşturur gibi bir söylem mevcut yani her üretilen malın bir tüketicisi vardır. Şimdi hepimiz hayatımızı sorgulayalım gerçekten sahip olduğumuz şeylere ihtiyacımız var mı?.Bence yoktur tüketimcilik popülizmin bize bir dayatmasıdır.
İleti Sayısı: 66
Üyelik Yılı: 2018
Imperium:
0
Her ne olursa olsun komünist rejimlerden kaçan insanların gariptir kapitalist ülkelerde daha mutlu olduğu görülmüştür.Ancak İskandinav Komünizmi dedikleri Norveç,İsveç ve Finlandiya gibi ülkelerde telefon,internet ve bilimum temel ihtiyaçlar bizzat devlet tarafından karşılanmaktadır.Vatandaşların doğru eğitimi ile doğaya zarar da azalarak dengeye oturmuştur.Ben her zaman nüfusun eğitiminden yanayım.Ama büyük ihtimalle taşlanarak öldürülür yada kahkahalar altında rezil olurum bunları anlatmaya çalışsak.
•
İleti Sayısı: 26,422
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
139
Tüketimciliğin doğaya zarar verdiği doğru ancak bu zarar verme eylemini ben düzelişe ve daha doğayla uyumlu bir sistemin oluşmasına giden yolda bir araç gibi düşünüyorum. Böyle düşünmemin sebebi gelişmiş milletlerde doğurganlığın çocuk yapma oranının azalması, yani normal şartlarda doygunluğa ulaşmış milletlerde nüfusun "doğal bir şekilde" düşmesi gerekiyor bu da doğaya zarar verme/kaynakları israf etme noktasını etkiliyor. Burada istisna yaratan durum örneğin Avrupa'da Amerika'da nüfus ilerlemesi yavaşlar ve birçok ülkede nüfus azalırken gelişmemiş milletlerin nüfus patlaması yapması, bence dünyayı asıl zorlayacak şey bu olacak ileride.
Tüm bu tüketimcilik meselesi bana özünde insanın nefsini kontrol etmesi çevresinde şekilleniyor gibi geliyor, ancak kontrol etmeyen, kullandığı telefonun bir üst modeli çıktığında parası yetiyorsa onu satın alan adamı kınama hakkı da görmüyorum kendimde, eğer parası yetmiyorsa ancak yine de satın alıyorsa burada biraz sanki modern bir doğal seçilim devreye giriyor.
•
İleti Sayısı: 796
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
20
Tüketimcilik de sanayi devrimi sonrası üretim patlaması sonucu ortaya çıkan bir şey. Belirli bir üretime ulaşan her toplum yaşanan bolluk yüzünden gereksiz harcamalara yönelmesi normal. Nasıl ki 80'lerde kredi kartları ilk geldiğinde herkes kredi kartına abanıp borçlandıysa tüketimcilik de aynı şekilde. Avrupa artık doygunluğa ulaştığı için gereksiz harcamalar az yapılıyor orada. Ülkemiz ise daha tam bir refaha, ya da bir ders verici krize ulaşamadığı için hala bir tüketim çılgınlığı var. Bu elbet düzelecektir bir gün.
İleti Sayısı: 795
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
12
Tüketimcilik dayatılan değil dayattığımiz bir olgudur.İstekler sonsuzdur ancak ihtiyaçlar sınırlıdır.Rasyonel insan kendi konumunu bilerek hareket eder.Normalde kullandığı şeyi fiyatı düştü diye veya herkes onu kullanıyor diye kullanmamak iktisatta zübbelik olarak tanımlanır.Bu tabiki rasyonel insan davranışı değildir.
Bir gruba lâyık olduğunu gösterme çabası da rasyonel davranış değildir.Örneğin bir gurup bir lüks restorantta yiyor diye orada yiyip içmek.
İnsanların bunu istemesini normal buluyorum ancak davranışa dönüştüğünde tüketimini gereksiz yere arttırır.Doğal olarak israftır.
Biz bunları yaptığımızda tabiki bazıları ellerini açıp gel sende bizdensin diyecek.Yani biz istediğimiz için tüketicilik artar.Bu bizim dayatmamizdir.
Tabi bu dayatma karşıdan da gelebilir.Buraya gelirsen bunu kullanırsan sende onlardan olabilirsin propagandaları yapacaklardır.Ancak sorun da çözümde tamamen bizdedir.Seçim bizim.
Aşağıdaki 1 üye etzel nickli üyenin bu iletisini beğendi:1 üye etzel nickli üyenin bu iletisini beğendi.
• Raijin
İleti Sayısı: 155
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
1
Bu kültür biter mi bilmiyorum. Gelinlik kraliyet geleneğinden kalma, pırlanta batılıların zorla hak ediyorsunuz diye yaygınlaştırdığı bir durum. Ve medya durmadan bunları devam ettiriyor. Spora başlayınca çoğu abur cuburu bıraktım. Bakıyorum şuan besin değeri yok niye yemişim bu kadar diye reklamlar, özenti. Medyanın gücü hep.
•