25-08-2018, 02:37
(Son Düzenleme: 25-08-2018, 02:37, Düzenleyen: Ecdad Computer.)
Fallout Evrenindeki Türkiye/İstanbul
Geçen gün Dungeons & Dragons için Fallout evreninde geçen ve mekanın İstanbul olduğu bir lore yazmıştım. Fakat daha çok bir alternatif tarih senaryosu oldu. İyi okumalar.
2. Cihan Harbi'nden sonra başlayan Soğuk Savaş bütün devletleri bir kutuba itmişti. Türkiye ise Batı Bloğuna katılmıştı ve SSCB'ye karşı bir tampon bölge görevi görmekteydi. 1965 Küba Füze Krizinden sonra Türkiye'den çekilen Satürn füzeleri ABD'nin Sovyetler Birliğine karşı olan kozlarını azaltmıştı, ancak ABD pes etmeyecekti...
alibri, serif]Demokrat Parti hükümetinin anayasaya aykırı davranışları yüzünden 24 Mayıs 1960 tarihinde Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu ve Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı oldu. Darbe sürecinde 1961 anayasası hazırlandı ve demokrasi yeniden tesis edildi. Temmuz 1974'de Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi bütün siyasi unsurları bir araya getirmişti ancak 70'lerin sonlarına doğru yaşanan siyasi iktidarsızlık ve başarısız koalisyon hükümetleri ülke içinde çatırdamalar yarattı ve Sağ-Sol çatışmalarını tetikledi.
Ülkedeki karışıklar hat safaya gelince Silahlı Kuvvetler Kenan Evren komutasında tekrar yönetime el koydu. 1982 Anayasasının kabulünden sonra TSK yönetimi sivillere devretti ve Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi. 1983'de düzenlenen genel seçimlerinde Milli Güvenlik Konseyi'nin de desteğini alan Turgut Sunalp'in seçimi kazanması beklenirken sürpriz bir şekilde Halkçı Parti seçimleri kazandı ve Necdet Calp hükumeti kuruldu.
1983 Genel Seçimleri
alibri, serif]Demokrat Parti hükümetinin anayasaya aykırı davranışları yüzünden 24 Mayıs 1960 tarihinde Silahlı Kuvvetler yönetime el koydu ve Cemal Gürsel Cumhurbaşkanı oldu. Darbe sürecinde 1961 anayasası hazırlandı ve demokrasi yeniden tesis edildi. Temmuz 1974'de Türkiye'nin Kıbrıs'a müdahalesi bütün siyasi unsurları bir araya getirmişti ancak 70'lerin sonlarına doğru yaşanan siyasi iktidarsızlık ve başarısız koalisyon hükümetleri ülke içinde çatırdamalar yarattı ve Sağ-Sol çatışmalarını tetikledi.
Ülkedeki karışıklar hat safaya gelince Silahlı Kuvvetler Kenan Evren komutasında tekrar yönetime el koydu. 1982 Anayasasının kabulünden sonra TSK yönetimi sivillere devretti ve Kenan Evren Cumhurbaşkanı seçildi. 1983'de düzenlenen genel seçimlerinde Milli Güvenlik Konseyi'nin de desteğini alan Turgut Sunalp'in seçimi kazanması beklenirken sürpriz bir şekilde Halkçı Parti seçimleri kazandı ve Necdet Calp hükumeti kuruldu.
1983 Genel Seçimleri
Halkçı Parti hükümeti iktidarı boyunca sorunlara daha özgürlükçü yaklaştı ancak bu durum Kenan Evren'in ve MGK'nın hoşuna gitmedi. 1987 seçimlerinde Halkçı Parti galip gelmesine rağmen önemli oranda oy kaybetti. 1987 Hükümetinin Ana Muhalefet görevini ise Doğru Yol Partisi üstlendi. 1989'da Kenan Evren'in görev süresinin dolması üzerine Erdal İnönü Cumhurbaşkanı seçildi. Bu olaydan sonra Kenan Evren Muğla'ya yerleşip Türk Sanat Müziği üzerine çalışmalar yaptı.
Erdal İnönü'nün Cumhurbaşkanı olması sayesinde HP ülkeyi daha rahat yönetiyordu. Böyle bir durumu istemeyen eski darbeci subaylar Bnb. Tahir Solak önderliğinde MGK'yı tekrar kurdular. Bir derin devlet örgütlenmesi oluşturarak Doğu'da kontrgerilla faaliyetlerine başladılar. Bunun üzerine daha da silahlanan ve Sovyet Desteği gören PKK eylemlerini daha da sertleştirdi. Doğu'daki karışıklıklar HP iktidarının politikalarının daha da sorgulanmasına yol açtı ve ANAP, DYP ve diğer küçük partiler 1991 Genel Seçimlerine Güzel Türkiye Partisi adı altında katıldıldılar.
Sol Partiler ise Halkçı Parti çatısı altında birleştiler. 1991 Seçimlerini GTP %53 oranında kazandı ve Mesut Yılmaz hükümeti kuruldu. Kürt Hareketi bu dönemde eylemlerine devam etti ancak Kontrgerilla 2002 Senesinde PKK'ya beyaz bayrak çektirdi. İktidar ise 2022'ye kadar GTP ile HP arasında gidip geldi. 2022 Seçimleri ise hepsinden daha farklıydı. Necmettin Erbakan'ın öğrencilerinden olan Dursun Akmolla'nın kurduğu Emin Parti halk tabanından bayağı destek görüyordu. Ve şaşırtılan olmadı; 2022 Seçimlerini %42 ile EMİP kazandı.
EMİP iktidarı boyunca kendisine ve Milli Görüş'e karşı olan tehditleri gizlice ortadan kaldırmaya çalıştı. Ordu içerisindeki Solcu ve Ulusalcı subaylar tasfiye edildi, memurluk mevkilerine yandaşlar getirildi ve EMİP karşıtı olan örgütlenmelere operasyonlar yapıldı. Ancak MGK varlığını titizlikle gizlediği için yaşamaya devam etti. Ancak bu gizlilik MGK'nın Akmolla'yı devirmek için hazırlanmasını da imkansız kılıyordu. Akmolla ülkeyi 2042'ye kadar yönetti. Ancak 2040'da, güvenlik ihmalleri sonucu Balıkesir Mesut Yılmaz nükleer santralinde yaşanan patlama EMİP hükümetinin sonunu getirdi. 2041 Erken seçimlerinden başarılı seçim kampanyası sayesinde milliyetçi Hür Türkiye Partisi galip çıktı.
Vahip Kaya başkanlığında Türkiye Çin tehtidine karşı ABD ile daha sıkı ilişkiler kurdu. Bu sırada dünyada doğal kaynaklar konusunda kıtlık yaşanmaktaydı. Ve 2052 senesinde, Avrupa ile Ortadoğu ülkeleri arasında bir savaş başlamıştı. Türkiye ise o dönemde seçimlere hazırlanıyordu. 2053 seçimlerinden az bir farkla galip çıkan, sol görüşlü Memleket Partisi bütün dengeleri değiştirecekti... MP hükümeti NATO'dan ayrılmadı ancak ABD ile olan ilişkilere kesin bir sınır koydu. O sıralar Power Armor projesi ile ilgilenen ABD, Türkiye'nin bu projeye katılmak istememesi üzerine başka yollar aramaya başladı
ABD, Power Armor projesi bitince bu projenin bir takım belgelerini gizlice MGK'ya verdi. MGK, acil bir durumda bunlar ile yönetimi ele geçirip ABD'ye yardım edecekti. 2060'larda yaşanan kaynak krizi ve ABD-Çin savaşı sonucu yaşanan ekonomik sorunlar Memleket Kabinesini zora soktu ve erken seçimlere gidildi. Akmolla'nın parti içindeki varisi ve damadı Selim Asilzade 2061'deki erken seçimlerden galip geldi. 2. EMİP dönemi boyunca ABD ile yumuşayan ilişkiler sayesinde Bilecik'de Power Armor üretim tesisi açıldı ve buna karşılık ABD EMİP hükümetini destekledi.
ABD ile Çin arasındaki savaş günden güne zora gidiyordu,. Bu zor şartlarda 2073'de ABD Türkiye'den savaşa katılmasını istedi. Selim Asilzade ise ülkenin henüz savaşa hazır olmadığını belirterek bu istekleri erteledi fakat bu EMİP'in ABD desteğini kaybetmesine yol açtı. 2077'de düzenlenecek genel seçimlerde EMİP hükmen mağlup gözüküyordu. Fakat ABD ile Çin'in karşılıklı olarak birbirlerine atom bombaları atmaları sonucu dünya genelinde olağanüstü durum ilan edildi. Türkiye'de ise OHAL ilan edilip seçimler iptal edildi. Dünyada oluşan kaos ortamından uzak durmak için EMİP bütün sınırları kapattı, radyoaktif serpintiden korunmak için yeraltı sığınakları kurdu. Ancak şehirlerdeki alan yetersizliği ve maddi yetersizlik soncunda istenilen kadar sığınak yapılamadı. Sadece 2 milyon insan sığınaklara alınabildi. 50 Sene içerisinde Türkiye nüfusunun %80'ini kanser yüzünden kaybetti. Bu duruma rağmen Selim Asilzade ülkeyi bir Polis devletine çevirdi ve kimseye söz hakkı tanımadı. 2114 senesinde Selim Asilzade'nin ölümü sonucunda EMİP'de bir iktidar mücadelesi başladı. 20 Sene boyunca parti içi sorunlar ülkede gizli örgütlenmelerin artmasına sebep oldu. MGK zaman içerisinde, elindeki Power Armor teknolojisinin verdiği gücün etkisiyle, Demirel isimli bir cunta örgütüne dönüştü. Türkiye'deki Komünistler savaş öncesi Sovyet desteği sayesinde Power Armor üretiminin sırlarını ele geçirdiler ve THKO'yu tekrar kurdular. Lider çatışmaları olmaması için ise Deniz Gezmiş'i tanrısal bir lider olarak kabul ettiler.
2138 Yılında EMİP'in iktidar kavgalarını fırsat bilen Atatürkçü subaylar ordu içerisinde örgütlenmeye başladılar. 2140 senesinde de askeri bir darbe ile başa geçtiler. Bütün EMİP üyeleri idam edildi ve muhafazakar-islamcı harekete karşı bir baskı yapıldı.
Fakat 40 Sene boyunca ülkeyi yöneten Halk Partisi içerisinde yozlaşmalar başladı. İktidar yanlısı paşalar valilik yaptıkları şehirlerde güç kazanmaya başladılar. 2182'de Malatya'da çıkan bir isyan çıktı ve Kayseri Valisi Korgeneral Sami Bozok isyanı bastırmak için görevlendirildi. Bozok isyanı bastırdı ancak isyanı bastırdıktan sonra Ankara'ya doğru hareket etmeye ve hükümeti devirmeye çalıştı. İyice istikrarsızlık yaşayan Türkiye bu darbe girişimi sonucunda dağılma sürecine girdi. Valilik Yapan Paşalar teker teker kendi yönetimlerini kurmaya başladılar. Doğu'da ise Kürt aşiretleri kendi feodal sistemlerini oluşturdular.
Türkiye'de artık anarşi hüküm sürüyordu. Paşalar birbirleriyle savaşıyor, bağımsız bazı bölgeleri ise örgütler yönetiyordu. Radyasyon yüzünden tarımsal ve hayvansal üretim minimuma inmişti. Halk açlık içerisinde yaşıyordu. Bu durumu gören eski subay Mehmet Enver Işık 2196'da ülkeyi tekrar birleştirmek için Bakırköy'de Yeni Rumeli Cumhuriyeti'ni kurdu. Vatan ve Cumhuriyet Partisi içinde yapılan seçimle Milli Şef ilan edildi. İktidarı Paşalar ile savaşmakla geçti. Edirne'den Gebze'ye kadar Yeni Rumeli Cumhuriyetini genişletti. Ne yazık ki 2209'da onun ölümü bir istikrarsızlığa sebep oldu. VCP içinde hizipleşme başladı, İslamcılar ve Türkçüler örgütlenmeye başladılar. İstanbul'daki Rum ve Ermeni esnaflar ticari olarak YRC'ni dışladılar ve sonunda Beyoğlu ve Adaları kapsayan Pera Konfederasyonunu kurdular.
Bakırköy Meydanı - 2221
Türkçüler 2211'de Nihal Atsız'ın evinde "İlteriş" Kağan'ın önderliğinde Köktengri'nin Çocukları olarak kendi yönetimlerini kurdular. İslamcılar ise aynı sene Sultanahmet meydanında toplanıp Burak Akar'ın başkanlığında VCP'ye karşı ayaklandılar. Silahlanıp Üsküdar, Eyüp, Zeytinburnu ve Gaziosmanpaşa'yı ele geçirdiler. 3 sene boyunca Suriçinde İslamcılar ve VCP arasında çatışmalar döndü. Çatışmalardan bir sonuç çıkmayınca Suriçi tarafsızlaştırıldı, silahsızlandırıldı. Ancak suriçindeki Mafya, Gazino Sahipleri ve Para babaları yönetimi ele geçirdiler. İstanbul'un en güçlü tefecisi olan Bilal Bankeroğlu'nu Suriçi'nin başına geçirip kendi mafya yönetimlerini yaşattılar. Bankeroğlu varlığını sürdürmek için İslamcılarla da, VCP ile de dengeli ilişkiler kurması gerekmekte. Bu çatışmalardan bıkan burjuvazi, müzisyenler ve sinema sektörü Yeşilçam Derneği'ni kurarak İstanbul'da kültürel işlere giriştiler. Yeni filmler çekip şarkılar yazdılar. Ancak kaos ortamı yüzünden bu eserleri yayınlatmak zor olduğu için semt semt dolaşıyorlar. Suriçi Yönetimi ve Pera Konfederasyonu ise bunların içlerinde barınmasına sıcak bakıyor ve gelirlerden yüksek oranda pay alarak bu eserleri kendi gazinolarında ve sinemalarında yayınlıyorlar.
Bilal Bankeroğlu, Mafya babası Mahmut Harranlı ve ünlü şarkıcı Hasibe ile beraber.
2223 senesine gelindiğinde ise Türkiye Cumhuriyeti'nin 300'üncü yıl dönümü kutlanıyor; sadece VCP içerisinde. Bazı kişiler cumhuriyeti bile hatırlamıyorlar artık. 2223'de Yeni Rumeli Cumhuriyeti'nin cumhurbaşkanı seçilen Necip Bulancak ise parti içi hiziplenmeleri bitirme ve kaos ortamına son vereceğine karar vermiş gibi gözüküyor....
İstanbul'daki Unsurlar
Yeni Rumeli Cumhuriyeti
Yönetim Şekli: Cumhuriyet - Tek Parti Rejimi
Lider: Necip Bulancak
İktidar: Vatan ve Cumhuriyet Partisi (Neo-Kemalizm)
Hilal'in Aslanları
Yönetim Şekli: İslami Cumhuriyet
Lider: Burak Akar
İktidar: Volkan Hareketi (İslamcılık)
Pera Konfederasyonu
Yönetim Şekli: Oligarşik Cumhuriyet
Lider: Aphrentos Aynacıyan
İktidar: Esnaflar Meclisi
Köktengri'nin Çocukları
Yönetim Şekli: Kağanlık
Lider: İlteriş "Kağan"
İktidar: Kağan'ın Kendisi
Suriçi Yönetimi
Yönetim Şekli: Mafya Bölgesi
Lider: Bilal Bankeroğlu
Demirel
Yönetim: Askeri Örgüt
Lider: Cahit Keşanlı
THKO
Yönetim Şekli: Komünist Örgüt
Ruhani Lider: Deniz Gezmiş
Örgüt Genel Sekreteri: Osman Yıldız