Sohbet: Fikir Söyleşileri #3: Türkiye'de Dindarlık Azalıyor Mu?
#1
msg2rl.png

Birkaç gün önce önüme gelen bir haberden duyduğuma göre Türkiye'de kendine dindar diyen kişilerin sayısında gerileme olmuş. Bunun arkasında olan sebepler sizce nelerdir ? ya da sizce tam tersine dindarlık artıyor mu? Tartışalım.

Böylelikle Strategyturk Kültür Kulübü tarafından düzenlenen Fikir Söyleşilerinin üçüncüsüne hoş geldiniz diyorum ve sözü size bırakıyorum.

Haber linki: https://tr.sputniknews.com/turkiye/20190...iya-dustu/
Ara
Cevapla
#2
Dünyanın her yerinde azalıyor.turkiyede de azalıyor.bos yere ahir zaman denmedi.
FxO_A92WYAI--2l.jpg
[+] 1 üye jax61 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#3
İletişim imkanları arttıkça azalması normal diye düşünüyorum.
[+] 2 üye Aeschyli nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#4
Bilgiyi arama ve bulma imkanı arttıkça bütün kutsal kitapların ''sıradan bir insan eseri'' olduğunu anlamak çok da zor değil. Ben eminim ki bilgiyi arama ve bulma imkanları bu kadar geniş ölçüde artmasaydı Türkiye'de ve hatta Dünya'da dindarlık bu kadar azalmazdı. Dindarlığı geçtim, dindar olmayan ancak dinine sahip çıkan insanlar bile dinlerini terk etmeye başlıyor; benim gibi.

imla
[+] 8 üye EspadadelAlba nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#5
Dindar değilim ama dinime sahip çıkarım. Zaten dindarlığın yarardan çok fayda getirdiğini düşünüyorum. Şahsen her şey dengeli olmalı diyorum.
Adım DEATH, ölümün vücut bulmuş haliyim. -YAA
Ara
Cevapla
#6
(20-03-2019, 19:10)DEATH : Zaten dindarlığın yarardan çok fayda getirdiğini düşünüyorum.
???
[+] 2 üye mmmutlu93 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#7
Gelecekte din diye bir şey olmayacağından eminim. Sadece Türkiye değil, tüm dünya'da azalıyor. Bir kısım, yaratıcıya ve dinlere inanmıyor bu kişiler Ateist. Diğer bir kısım ise dinlere inanmıyor, savaş malzemesi olduğuna inanıyor ki bende böyle düşünüyorum ama bir yaratıcıya inanıyor. Bu kişilerde Deist. Bu hız ile gidilirse, en az 50 veya 100 yıl içinde dünya'da sadece Ateistler ve Deistler hakim olacak.
Ara
Cevapla
#8
(20-03-2019, 20:01)mmmutlu93 :
(20-03-2019, 19:10)DEATH : Zaten dindarlığın yarardan çok fayda getirdiğini düşünüyorum.
???
Aşırı dindarlığın diye düzelteyim orayı. Çünkü bir şeye sıkıca bağlı kalmak bana ters geliyor. Evet dini görevlerimi yerine getiriyorum, tamam ama aşırı tutucu olmak sıkıntı çıkarır. Bu gelişmek için fedakarlık yapmak gibi. Yani ben olsam büyük bir kitleyi kurtarmam gerekiyorsa daha küçük bir kitleyi feda ederim. Mesela bir askeri birlik kumandanı olsam, operasyon savaşta önem taşıyorsa, intihar olsa bile yaparım. Yani gelişmek için bazı düşünce ve ideallerden taviz verilmeli diyorum.
Adım DEATH, ölümün vücut bulmuş haliyim. -YAA
Ara
Cevapla
#9
Herşey simülasyon zaten
[+] 1 üye yafeshan nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#10
Zaman zaman Türkiye'de dindarlık seviyeleri (kişinin kendini dindar olarak nitelemesi) ölçülür. Akparti'den sonra bu oran hep yükseldi. Fakat bugün ufak da olsa düşüşlerin gözlendiği anketler de açıklanmaya başladı. Yukarıda diğer arkadaşların da dediği gibi, bilgiye ulaşmanın kolaylaşması bu durumu sağlamış olabilir. Ama ben din olgusunun toplumumuzda son yıllarda fazla kullanılıp yıpratıldığını, din adına ülkede yapılan uygulamaların insanları dinden uzaklaştırdığını düşünüyorum.

Son yıllarda kendimi ateist olarak tanıtan birisi olarak, kendi kişisel deneyimimi kısaca anlatmak istiyorum;
Lisenin son yıllarından üniversitenin ilk yıllarına kendimi İslamcı olarak tanımlardım. Baya da faaldim, oturduğum yerden İslamcılık yapmıyordum yani. İdealisttik, pek çok konuda kendimizden vazgeçmiş insanlardık. Akparti'nin askeriyeyle kapıştığı, başörtüsü yasaklarının devam ettiği yıllardı, Ergenekon davaları vs. Akabinde gelen süreç pek çok insanın adaletsizliklere maruz kalması, çevremizde fikirlerine değer verdiğimiz abilerimizin bizde bu iktidardan faydalanır mıyız acaba diye yumuşamaları derken ortamdan koptum. Dindarlığımı da bir kurum olmadan kendimce yaşamaya başladım. İlk zamanlar dinin toplumları yönlendirmede çok işlevsel olduğunu farketmemle dine bakış açım değişmeye başladı. Sonra da Kur'an'ın içeriği hakkındaki kendimce sıkıntılı bölümlerin mantıklı açıklamalarını bulamadım. Derken kendimi bugün bu konumda buldum.
Yani kısacası dinin temsilcileri/inanları hayatlarını düzgün yaşamayıp kötü örnekler olarak arz-ı endam etmeye devam ettikçe, önce dinden soğuma ve uzaklaşma akabinde tamamen dini terk etme olarak bu istatistikler artmaya devam edecektir.
[+] 2 üye perverende nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#11
Sadece dindarlık değilki birçok manevi değer önemini kaybetmeye başladı. Birçok şey önemsenmez oldu. İnsanlar maneviyatı boş verip maddiyata yöneldi.
Ara
Cevapla
#12
...................
[+] 7 üye Pierro nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#13
Şahsen ben gelecekte dinlerin çok daha önemli bir yer tutacağına inanıyorum. Biliyorum bir çoğunuz bana katılmayacaksınız ancak bence geçmişe bakarsak bir çok özgürlükçü ve daha bilimle ilgili dönemlerin ardından çoğu zaman daha dine dönük baskıcı rejimlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Belki şuan çoğumuz dünyadaki globalleşmenin ve bilgiye bu kadar kolay ulaştığımız dönemlerin çok uzun süreler daha var olacağına inanıyoruz ama bence bu yanlış bir öngörü. Bence yakın gelecekte "Yeni Dünya" dediğimiz bu düzenin dışına ittiğimiz toplumlardan bir tanesi bu düzene büyük bir darbe vurarak günümüzde yavaş yavaş popülerliğini kaybeden din, kültür gibi kavramları tekrar canlandıracak. Tabi bir kez daha söyleceğim gibi bunlar tamamen benim görüşlerim saçma veya yanlış gördüğünüz bir çok yeri olabilirim.

Ikinci olarak bir çok arkadaşın dinden uzaklaşmada gerekçe olarak inandıkları dindeki insanların davranışlarını gerekçe gösterdiğini görüyorum birinci olarak merak ettiğim kendi yaşantılarınızın doğru olduğundan nasıl bu kadar eminsiniz? Onun veya bir başkasının değilde sizin yaptığınız doğru olduğundan emin ve size ters fikirlere karşı bu kadar saldırgansınız? Bu yaptığınız o kötülediğiniz insanlardan birisi yapmaz mı sizi? Dini kitapta okuduklarını sorgusuzca kabul edip burada yazanların her türlü doğru olduğuna inanan insanları her yazanın doğru olduğuna inandığınız bilimsel kitaplarla kesinlikle tartışmaya açmadan haksız göstermeye çalışmanız sizide ohaksız gördüğünüz insanlardan yapmaz mı? Sizin böylesine büyük bir sosyolojik olay dinle açıklanmaz demeniz, bunu bilimle açıklayamazsın bunlar tanrının alemetleri diyen bir insanla sizi aynı yapmaz mı? Bence artık bir birimize kendi inandığîmız doğruları zorla enjekte etmeye çalışmak yerine bize yanlış gelen yerleri diğeri ile konuşurak doğruyu anlamak veya anlatmak gerekiyor. Şayet kendi doğrunuzu karşınızdakine tam olarak anlatamıyorsanız karşınızdaki cahil herif demek yerine bu durumda belkide şüphe etmeniz gereken sizin doğrunuzdur.
Ara
Cevapla
#14
(21-03-2019, 01:24)savastutkunu : Şahsen ben gelecekte dinlerin çok daha önemli bir yer tutacağına inanıyorum. Biliyorum bir çoğunuz bana katılmayacaksınız ancak bence geçmişe bakarsak bir çok özgürlükçü ve daha bilimle ilgili dönemlerin ardından çoğu zaman daha dine dönük baskıcı rejimlerin ortaya çıktığını görüyoruz. Belki şuan çoğumuz dünyadaki globalleşmenin ve bilgiye bu kadar kolay ulaştığımız dönemlerin çok uzun süreler daha var olacağına inanıyoruz ama bence bu yanlış bir öngörü. Bence yakın gelecekte "Yeni Dünya" dediğimiz bu düzenin dışına ittiğimiz toplumlardan bir tanesi bu düzene büyük bir darbe vurarak günümüzde yavaş yavaş popülerliğini kaybeden din, kültür gibi kavramları tekrar canlandıracak. Tabi bir kez daha söyleceğim gibi bunlar tamamen benim görüşlerim saçma veya yanlış gördüğünüz bir çok yeri olabilirim.

Ikinci olarak bir çok arkadaşın dinden uzaklaşmada gerekçe olarak inandıkları dindeki insanların davranışlarını gerekçe gösterdiğini görüyorum birinci olarak merak ettiğim kendi yaşantılarınızın doğru olduğundan nasıl bu kadar eminsiniz? Onun veya bir başkasının değilde sizin yaptığınız doğru olduğundan emin ve size ters fikirlere karşı bu kadar saldırgansınız? Bu yaptığınız o kötülediğiniz insanlardan birisi yapmaz mı sizi? Dini kitapta okuduklarını sorgusuzca kabul edip burada yazanların her türlü doğru olduğuna inanan insanları her yazanın doğru olduğuna inandığınız bilimsel kitaplarla kesinlikle tartışmaya açmadan haksız göstermeye çalışmanız sizide ohaksız gördüğünüz insanlardan yapmaz mı? Sizin böylesine büyük bir sosyolojik olay dinle açıklanmaz demeniz, bunu bilimle açıklayamazsın bunlar tanrının alemetleri diyen bir insanla sizi aynı yapmaz mı? Bence artık bir birimize kendi inandığîmız doğruları zorla enjekte etmeye çalışmak yerine bize yanlış gelen yerleri diğeri ile konuşurak doğruyu anlamak veya anlatmak gerekiyor. Şayet kendi doğrunuzu karşınızdakine tam olarak anlatamıyorsanız karşınızdaki cahil herif demek yerine  bu durumda belkide şüphe etmeniz gereken sizin doğrunuzdur.

Doğrudur çünkü inanç insanın temel ihtiyaçlarından biridir. Kendilerini inanmaya zorlarlar. Şuan Ateistler bile bir şeye inanıyor. Bu bilim olabilir başka bir şey olabilir. Şekil değiştirse bile din var olacaktır.
Adım DEATH, ölümün vücut bulmuş haliyim. -YAA
[+] 1 üye DEATH nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#15
Gereksiz tartusmalara girmemek adına silindi
FxO_A92WYAI--2l.jpg
[+] 1 üye jax61 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#16
'[...] tutkulu, kargaşalı bir çağ her şeyi devirecektir, her şeyi alaşağı edecektir; fakat bir tefekkür çağı, yani düşünen ve aynı zamanda tutkusuz olan bir çağ, o güç ifadesini diyalektik bir maharete dönüştürür: her şeyi ayakta bırakır fakat kurnazca içlerini boşaltıp anlamsızlaştırır. bir ayaklanmayla doruğa tırmanmak yerine, bütün ilişkilerdeki iç gerçekliği düşünsel bir gerilime indirger, bu da her şeyi ayakta bırakırken hayatın bütününü belirsiz hâle getirir: öyle ki, her şey olgusal olarak var olmaya devam ederken bir yandan da diyalektik bir aldatmacayla, privatissime, gizli bir yorumda bulunur; aslında hiçbir şey var değildir. [...]' (søren kierkegaard)

kierkegaard'ın yok etmek istediği mit her şeyin nedensel olarak belirlenmiş olduğunu ve dolayısıyla eğer sadece uğraşırsak ve yeterince iyi gözlersek ilkece davranışın ve her şeyin tam ve nesnel olarak doğru bir açıklamasının yapılabileceğini iddia eden bilimsel mittir. bu bilimsel mit bir insanın yalnızca ahlaksal değil dinsel yaşamını da yönetebilir ve kierkegaard'ın en şiddetli saldırısı bu mitin baskınlığınadır:*

"hristiyanlık nesnelliğin her formuna karşı çıkar; hristiyanlık öznenin, kendisi hakkında sonsuzca endişelenmesini arzular. hristiyanlık öznellikle ilgilidir ve onun hakikati, eğer varsa, yalnızca öznelliktedir. nesnel olarak, hristiyanlığın kesinlikle bir varoluşu yoktur. eğer hakikat yalnızca tek bir öznede varsa bir tek onda var olur; ve hristiyanlık cennette bu tek kişi için evrensel tarihten veya genel bir sistemden daha büyük bir mutluluk vaat eder." (felsefe parçalarına bilimsel olmayan sonuçlandırıcı notlar - søren kierkegaard)

*yazı kamuran gödelek'in yayıma hazırladığı kierkegaard kitabından alıntıdır.

Özetle, dindarlık konformizme dönüşmüş durumda; diğer bir deyişle münafıklığın bir formuna. Dini açıdan çoğunluğun bir önemi yoktur. Öznellik hakikattir.

'nesnel olarak vurgu söylemin ne olduğudur; öznel olarak vurgu söylemin içten olup olmadığıdır. bu ayrım estetik olana da uygulanabilir ve bir kişi söylediğinde doğru olan bir şeyin bir başka kişi söylediğinde yalan olduğunu düşündüğümüzde tam da bunu ifade ederiz.' (felsefe parçalarına bilimsel olmayan sonuçlandırıcı notlar - søren kierkegaard)

Sonuç olarak içsellik hesaplanamayacağından öznel olarak dindarlığın artması yahut azalması bilinemez. Buradaki dindarlık nesnel olarak tartışılıyor ki bir dindar için bu tartışma delilerin sayıklamalarından farksızdır.
[+] 3 üye Kierkegaard nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#17
Yukarıda @perverende 'nin hikayesi gayet açıklayıcı.

Ben insanların kendileri farkında olmasalar da dinden uzaklaştıklarını düşünüyorum.
Her şey bir şüphe,başa gelinen olaylar veya din'in sunduğu açıklamaların yetersizliği ile başlıyor

Uzaklaşmanın ilk aşaması pratikler oluyor.
Bir dinin pratikleri insanın sıkça yapması gereken davranışlardır.Namaz kılmak, kiliseye gitmek gibi.
İnsanlar daha serbest bir çevredeyse bir anlamı olmadığını düşünerek bunları bırakmaya başlıyor.Özgür olmayan bir çevredeyse aynı şekilde devam ediyor ama bu kopuşu hızlandırıyor.Bu sefer de zorlanma psikolojisi ile nefret duyulabiliyor

Çoğu insan bu aşamada kalıyor.Çevrenizde bunları yapmayıpta kendini dindar olarak tanımlayanlar vardır

Sonraki adımda temel kavramlar sorgulanıyor.
Din'in sunduğu yaşam önerileri, Evren ve Tanrı kavramlarına şüphe ile yaklaşılıyor.
Eğer bunlar da ret edilirse geriye dinin özü Tanrı kalıyor.Tabi direk ben reddediyorum demiyor sadece ilgisiz ve kayıtsız kalıyor.Haliyle kişi deist oluyor.

Ve son olarak Tanrı'yı da çıkartıp yerine başka bir varoluş öyküsü koyanlar var.Bu bilim olabilir düzen,kaos vs
Bu insanların çoğu tepki görmemek için bir üst maddedeymiş gibi davranıyorlar.

Bunlara bir ekleme yapmak lazım.
Yaşanılan çevrede eğer dindarlık prim yapıyorsa,insanlar öyle olmasalar bile dindar taklidi yapabiliyor.Bu da anketlerde veya istatistiklerde oranın artması demek.Üstelik tek tipleşme de artıyor.

Ama kimse kimsenin dinini umursamıyor ve problem yaşanmıyorsa, o çevrede dindar insanlar dinlerine daha içten bağlı oluyor (çünkü onu zorlayan bir şey yok,bu onun kendi seçimi). Farklı fikirler daha kolay cemaatleşiyor ve zenginlik oluşuyor.
300_b69ab634-c366-4d3d-9536-1dc2a8fdbfaa.png
[+] 2 üye KARTAL nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#18
(20-03-2019, 19:04)EspadadelAlba : Bilgiyi arama ve bulma imkanı arttıkça bütün kutsal kitapların ''sıradan bir insan eseri'' olduğunu anlamak çok da zor değil. Ben eminim ki bilgiyi arama ve bulma imkanları bu kadar geniş ölçüde artmasaydı Türkiye'de ve hatta Dünya'da dindarlık bu kadar azalmazdı. Dindarlığı geçtim, dindar olmayan ancak dinine sahip çıkan insanlar bile dinlerini terk etmeye başlıyor; benim gibi.

imla

'Şimdi aklın tanrıbilim açısından salt spekülatif bir kullanımı için bütün girişimlerin tamamen verimsiz olduğunu, aklın doğanın incelenmesinde kullanımının ilkeleri ne olursa olsun hiçbir tanrıbilime götürmeyeceğini ileri sürmekteyim. Dolayısıyla, akılsal bir tanrı bilim yalnızca ahlaksal yasaları temele almakla veya yol gösterici olarak kullanmakla mümkündür. Çünkü anlığın bütün sentetik ilkeleri yalnızca yaşantıda içkin olarak geçerlidirler; ancak bir en yüksek (supreme) varlığın bilgisi bunların transendental kullanımını gerektirir ki bizim anlığımız bunun için hiçbir şekilde yeterli değildir.' (Transendental Diyalektik, Kitap II, Bölüm III, Kısım 7, Immanuel Kant)

'Aklın kuramsal kullanımı bilginin nesneleriyle ilgilidir. [...] bu, aklın pratik kullanımından büyük oranda farklıdır. İkincisinde, akıl iradenin belirlenmesinin temelleri ile ilgilidir.' (a.g.e., s.296)

Dini öğretileri nesnel bilgi olarak öğrenmeye çalışan insanlar elbet 'sıradan bir insan eseri' görür. Yazdıklarınız, söyledikleriniz daha çok kendiniz hakkında bilgi verir; der Spinoza.

Tanrıya ilişkin; inanmaya ihtiyacım yok, biliyorum diyen Carl Gustav Jung nasıl bir bilgi eksikliği yaşıyordu acaba? :)
[+] 3 üye Kierkegaard nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#19
Bilgiye ulaşmanın kolaylaşmasının insanların imanını olumsuz etkilediğini düşünmüyorum. Okumadığı kitabı tümden inkar edenler her zaman oldu zaten değişen bir şey yok. Ben internet sayesinde ilkokul ve lisede din diye öğrendiğim şeylerin aslında dinde yeri olmayan şeyler olduğunu gördüm. Bunu görmeyen birisi bunu din sanıp imanını kaybedebiliyor. Din hocası diye yetiştikleri adam müşrik olursa onun öğrencilerinin de ateist olması gayet normaldir.
[+] 3 üye Lothebork nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
#20
@Ibn Khaldun çok iyi konuşuyor. :D
Adım DEATH, ölümün vücut bulmuş haliyim. -YAA
Ara
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 20 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.