05-12-2017, 16:34
Oyuncu kararlarıyla şekillenen oyunlar özellikle izleme yönünden oldukça eğlenceli oluyor, açıkçası FPS bir oyunu veya strateji bir oyunu başkası oynarken izlemeye pek anlam veremiyorum ancak hikayeli oyunlarda tüm bu lets play unsuru anlam kazanıyor. İlk olarak konudaki bir önceki mesajımda bahsettiğim Hidden Agenda'yı yorumlayayım:
Oyunun en büyük sıkıntısı, yanlış kararlar verildiğinde oyunun çok kısa (yaklaşık 2 saat) sürmesi. Oyun içerisinde kazanmak (doğru kararları vermek) ve kaybetmek (yanlış kararlar almak) arasında net bir çizgi var dolayısıyla verdiğiniz kararlarla hikayeyi şekillendirmekten ziyade, sanki hikayede başarılı veya başarısız olduğunuzu hissediyorsunuz ve bu optimal olmayan bir oyun deneyimiyle sonuçlanıyor, bu şekilde kararlarla işleyen oyunlarda başarısız olunmasına karşı değilim ancak başarısızlığın da derinlemesine işlenmesi lazım (hayatın kaydı hapse girdin bitti yüzeyselliğinden ziyade)
Oyunun konusunu yüzeysel buldum, pek şaşırtıcı değil çoğu yerde gerçekçi olmasına kasılmış ancak gerçekçi olamayan yönleri var (oyunu oynamayı planlıyorsanız siyah kısımlardan kaçının) (katilin bir peruk bir makyajla kimseyi şüphelendirmeden kimi zaman hayat kadını kimi zaman garson rolüne girebilmesi gibi) katili bulma, kriminal bir gizemin çözümü gibi konular bu tarz oyunlarda güvenli oynamak olarak görülebilir (Wolf Among Us'un başarısı buna bir örnek) ancak bu oyun o güvenceyi çarçur etmiş gibi geldi bana. Karakterler arası ilişkiler çok yüzeyseldi, çoğu noktada verilen kararlar sanki farklı şeylermiş gibi görülse de aslında belli bir doğrultuda zorlama içeriyordu (cins polis memurunun ölümü üzerine ortağımız dün gece neredeydin diye sorduğunda verdiğimiz 2 tepkinin de aşırı tarzda "bana güvenmiyor musun?" tarzında olması buna örnek)
Gelelim Until Dawn'a, Hidden Agenda ile benzerlik içermesi şaşırtıcı değil çünkü SONY tarafından aynı geliştiriciye yaptırılmış ancak Until Dawn'da hem konu hem oynanış çok daha iyi ele alınmış. Her şeyden önce "başarısız olsanız bile" oyunun uzunluğu çok fazla etkilenmiyor, oyun içerisinde daha fazla oynanış mekanikleri, daha fazla puzzle var. Hidden Agenda'da quicktime eventleri bulunan bir film izliyorsunuz ve sadece arada kararlar alıyorsunuz, Until Dawn ise biraz daha Telltale oyunlarına benziyor (ancak Telltale tüm bu hikaye tabanlı oyun işinin yüzkarasıdır bunu bir kenara yazalım) oyundaki 1 değil toplamda 3 hikaye var (Mystery Man, 1952, The Twins) ve bu 3 hikayenin kendince bir gizemi var.
Until Dawn'ın zayıf kaldığı kısım korku yönünde, çok fazla jumpscare kullanılmış ve bir yerden sonra bu ağızda ucuz bir tat bırakıyor. Her ne kadar karakterler teenagerlar olsa da, bu karakterlerin arasında Hidden Agenda'ya oranla çok daha derin ilişkiler var (belki de teenager olmasından faydalanılıyor), birbirini sevmeyen karakterler var, birbirini çekemeyen, birbirine aşık karakterler var ve daha da önemlisi her karakterin belli bir kişilik özelliği var kimisi daha espriliyken kimisi daha romantik. Oyun içerisindeki hamlelerinizle bunları manipule edebiliyorsunuz ve bu oyunda size çeşitli avantajlar/dezavantajlar sağlıyor. Oyunda bazı karakterler fazla ön plana çıkarken bazı karakterler silik kalabiliyor öyle bir sorunu var, örneğin Mike bir yerden sonra oyunun başrol karakteri gibi bir hal alırken Jess oyunun başında kayboluyor oyunun sonunda ortaya çıkıyor daha dengeli dağıtılabilirmiş bazı roller. Genel itibariyle özellikle Hidden Agenda'ya oranla (her ne kadar doğaüstü unsurlar içerse de) Until Dawn'ın hikayesini daha çok beğendim, tüm bu Wendigo (Amerikan yerlisi laneti) olayı bir başka hikaye bazlı oyun olan Beyond Two Souls'u anımsatıyor
Bu tarz hikaye tabanlı oyunların "gerçek bir oyun olmamaları yönünden" aldığı belli eleştiriler var ve bu eleştiriler genel olarak haklı yönde. Quicktime eventler oyun dünyasında sevilmiyor, ekranda bir anda çıkan üçgen sembolü üzerine üçgene basarak oyunda ilerlemek gameplay anlamında bir şey ifade etmiyor. Bu tarz hikaye oyunlarına gerçek bir gameplay katabilen firma müthiş bir formül üretmiş olur, ancak SONY tarafından yaptırılan Until Dawn, Hidden Agenda, Beyond Two Souls, Heavy Rain gibi kaliteli yapımların dışında bu işin baba firması Telltale ve Telltale oyunlarında 1 gram ilerleme olmuyor oynanış açısından.
Oyunun en büyük sıkıntısı, yanlış kararlar verildiğinde oyunun çok kısa (yaklaşık 2 saat) sürmesi. Oyun içerisinde kazanmak (doğru kararları vermek) ve kaybetmek (yanlış kararlar almak) arasında net bir çizgi var dolayısıyla verdiğiniz kararlarla hikayeyi şekillendirmekten ziyade, sanki hikayede başarılı veya başarısız olduğunuzu hissediyorsunuz ve bu optimal olmayan bir oyun deneyimiyle sonuçlanıyor, bu şekilde kararlarla işleyen oyunlarda başarısız olunmasına karşı değilim ancak başarısızlığın da derinlemesine işlenmesi lazım (hayatın kaydı hapse girdin bitti yüzeyselliğinden ziyade)
Oyunun konusunu yüzeysel buldum, pek şaşırtıcı değil çoğu yerde gerçekçi olmasına kasılmış ancak gerçekçi olamayan yönleri var (oyunu oynamayı planlıyorsanız siyah kısımlardan kaçının) (katilin bir peruk bir makyajla kimseyi şüphelendirmeden kimi zaman hayat kadını kimi zaman garson rolüne girebilmesi gibi) katili bulma, kriminal bir gizemin çözümü gibi konular bu tarz oyunlarda güvenli oynamak olarak görülebilir (Wolf Among Us'un başarısı buna bir örnek) ancak bu oyun o güvenceyi çarçur etmiş gibi geldi bana. Karakterler arası ilişkiler çok yüzeyseldi, çoğu noktada verilen kararlar sanki farklı şeylermiş gibi görülse de aslında belli bir doğrultuda zorlama içeriyordu (cins polis memurunun ölümü üzerine ortağımız dün gece neredeydin diye sorduğunda verdiğimiz 2 tepkinin de aşırı tarzda "bana güvenmiyor musun?" tarzında olması buna örnek)
Gelelim Until Dawn'a, Hidden Agenda ile benzerlik içermesi şaşırtıcı değil çünkü SONY tarafından aynı geliştiriciye yaptırılmış ancak Until Dawn'da hem konu hem oynanış çok daha iyi ele alınmış. Her şeyden önce "başarısız olsanız bile" oyunun uzunluğu çok fazla etkilenmiyor, oyun içerisinde daha fazla oynanış mekanikleri, daha fazla puzzle var. Hidden Agenda'da quicktime eventleri bulunan bir film izliyorsunuz ve sadece arada kararlar alıyorsunuz, Until Dawn ise biraz daha Telltale oyunlarına benziyor (ancak Telltale tüm bu hikaye tabanlı oyun işinin yüzkarasıdır bunu bir kenara yazalım) oyundaki 1 değil toplamda 3 hikaye var (Mystery Man, 1952, The Twins) ve bu 3 hikayenin kendince bir gizemi var.
Until Dawn'ın zayıf kaldığı kısım korku yönünde, çok fazla jumpscare kullanılmış ve bir yerden sonra bu ağızda ucuz bir tat bırakıyor. Her ne kadar karakterler teenagerlar olsa da, bu karakterlerin arasında Hidden Agenda'ya oranla çok daha derin ilişkiler var (belki de teenager olmasından faydalanılıyor), birbirini sevmeyen karakterler var, birbirini çekemeyen, birbirine aşık karakterler var ve daha da önemlisi her karakterin belli bir kişilik özelliği var kimisi daha espriliyken kimisi daha romantik. Oyun içerisindeki hamlelerinizle bunları manipule edebiliyorsunuz ve bu oyunda size çeşitli avantajlar/dezavantajlar sağlıyor. Oyunda bazı karakterler fazla ön plana çıkarken bazı karakterler silik kalabiliyor öyle bir sorunu var, örneğin Mike bir yerden sonra oyunun başrol karakteri gibi bir hal alırken Jess oyunun başında kayboluyor oyunun sonunda ortaya çıkıyor daha dengeli dağıtılabilirmiş bazı roller. Genel itibariyle özellikle Hidden Agenda'ya oranla (her ne kadar doğaüstü unsurlar içerse de) Until Dawn'ın hikayesini daha çok beğendim, tüm bu Wendigo (Amerikan yerlisi laneti) olayı bir başka hikaye bazlı oyun olan Beyond Two Souls'u anımsatıyor
Bu tarz hikaye tabanlı oyunların "gerçek bir oyun olmamaları yönünden" aldığı belli eleştiriler var ve bu eleştiriler genel olarak haklı yönde. Quicktime eventler oyun dünyasında sevilmiyor, ekranda bir anda çıkan üçgen sembolü üzerine üçgene basarak oyunda ilerlemek gameplay anlamında bir şey ifade etmiyor. Bu tarz hikaye oyunlarına gerçek bir gameplay katabilen firma müthiş bir formül üretmiş olur, ancak SONY tarafından yaptırılan Until Dawn, Hidden Agenda, Beyond Two Souls, Heavy Rain gibi kaliteli yapımların dışında bu işin baba firması Telltale ve Telltale oyunlarında 1 gram ilerleme olmuyor oynanış açısından.