01-03-2018, 07:02
Bir şeyler karalayabilmek için Aydınlanma Çağına ve genel olarak Aydınlanma konseptine dair yazılar okurken farkettim ki çoğu zaman 'aydınlanma'nın tanımları bile kişiden kişiye, hatta kültürden kültüre değişmiş. Mesela doğuda çok daha farklı bir konseptte aydınlanma (orada daha çok iç huzur temalı) varken batıda bizim üzerinden gittiğimiz daha maneviyattan uzak ve entellektüel bir aydınlanma sözkonusu. Bu da aslında biraz felsefi bir noktaya getiriyor durumu, aydınlanma nedir? kime aydın denir? Mesela Türkiye'de bile bazı kişiler veya topluluklar için aydın, aydınlar tabiri kullanılıyor ama aydın olmanın koşulları dediğim gibi yine sanki muğlak kalıyor.
Yukarıda Emmanuel Kant'ın Aydınlanma tanımı ile ilgili videoyu izlerken Kant'ın "bir rehbere ihtiyaç duymadan" vurgusu ister istemez Reformasyon döneminde incilin farklı dillerde bastırılması ve neyin nasıl olması gerektiği konusunda rahip papaz faktörünün 'aradan çıkartılması' unsurunu hatırlattı. Genel olarak düşünmenin, felsefenin özünde bi' başkasının sözüne yardımına muhtaç olmama faktörü var. Bu sebeple sanki Rönesans Reformasyon ve Aydınlanma'yı genel bir gelişimin basamakları olarak görmek mümkün.
Yukarıda Emmanuel Kant'ın Aydınlanma tanımı ile ilgili videoyu izlerken Kant'ın "bir rehbere ihtiyaç duymadan" vurgusu ister istemez Reformasyon döneminde incilin farklı dillerde bastırılması ve neyin nasıl olması gerektiği konusunda rahip papaz faktörünün 'aradan çıkartılması' unsurunu hatırlattı. Genel olarak düşünmenin, felsefenin özünde bi' başkasının sözüne yardımına muhtaç olmama faktörü var. Bu sebeple sanki Rönesans Reformasyon ve Aydınlanma'yı genel bir gelişimin basamakları olarak görmek mümkün.