23-12-2015, 14:01
çiftbaşlıkartal ' ın 'emperyalizm' adlı konuda yazdıklarına katılıyorum. Ve bu konuda kişisel görüşümü belirtmek istedim, aşağıda yazdıklarım kişisel görüşümdür ve kimsenin alınmayacağını da bilmeme rağmen belge niteliğinde dursun diye buraya bulunsun :) .
Ek olarak Osmanlılar'ın bir cihan devleti kurma hedeflerinin yanı sıra, o cihan devletinde yaşayan halklara karşı tutunacağı tavırı da değerlendirmek gerekir. Osmanlılar, 'devlet seviyesinde' sınırları içerisinde yaşayan halkların hiçbirine dini, politik veya kültürel tacizde bulunmamışlardır. Osmanlıların yayılmacılığının hedefi hepimizin bildiği üzere bir cihan devleti kurmaktı ve bu cihan devletini 'adalet' ile yönetmekti, nitekim yayılabildiği bölgelerde halk devlet geri düşene kadar ne bir terör, ne bir başıbozukluk ne bir isyan, ne bir 2. vatandaşlık hissi duymamıştır.
Fakat coğrafi keşifler ve sanayi devrimi sonrası üretimin makineleştirilmesi konusunda ilerleyen Avrupalılar, Amerika ve Afrika kıtalarından bölge halkının yer altı kaynaklarını, köleleştirdikleri bölge halkına çıkartıp, avrupaya yollayıp, kurdukları fabrikalarda yine bu kolonilerden getirilen kölelerin çalıştırılmasıyla elde ettikleri ürünleri piyasaya sürerek, dünya'nın en büyük köleleştirme hareketinin altına imzalarını koymuşlardır.
Bana sorarsanız, bunun adı emperyalizmdir. Güce sahip olan devlet bunu seçip seçmeme konusunda emperyalistlikten ayrılır. Roma, dağılırken dahi, hristiyanlığı bozarak, bögle halklarının göçlerini manipüle ederek, kendi ideolojisini bugünkü avrupaya empoze etmiştir. Avrupalı kolonist devletler, gittikleri yerde soykırım, köleleştirme ve doğal kaynakların zaptı ile halen devam eden emperyalizme, aşık olduruldukları romadan esinlenerek devam etmiştir.
Fakat Osmanlıların, ellerinde Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren, küresel düzeyde kıyaslanamayacak güce sahip oldukları halde, sınırları içerisinde yaşayan yüzbinlerce hristiyan ve şiinin, kılına dahi zarar vermedikleri, 'kiliselerine dahi' gitmelerine izin verdikleri, devlet yönetiminde üst düzey yönetim kademelerine getirdikleri için örnek bir cihan devleti olarak tarihte kaldığını düşünüyorum.
Devletin yönetimi bozulur, asker bozulur, ekonomi bozulur, ama devlet geleneği hiçbir zaman masum halkın yerinden edilip, asimile edilip, köleleştirilmesine izin vermemiştir. Bu da cihanın adalet üzere yönetimi için istendiğinin bir göstergesidir. Buna emperyalizm denmemelidir.
Yazımı okuduğunuz için teşekkürler :) .
Ek olarak Osmanlılar'ın bir cihan devleti kurma hedeflerinin yanı sıra, o cihan devletinde yaşayan halklara karşı tutunacağı tavırı da değerlendirmek gerekir. Osmanlılar, 'devlet seviyesinde' sınırları içerisinde yaşayan halkların hiçbirine dini, politik veya kültürel tacizde bulunmamışlardır. Osmanlıların yayılmacılığının hedefi hepimizin bildiği üzere bir cihan devleti kurmaktı ve bu cihan devletini 'adalet' ile yönetmekti, nitekim yayılabildiği bölgelerde halk devlet geri düşene kadar ne bir terör, ne bir başıbozukluk ne bir isyan, ne bir 2. vatandaşlık hissi duymamıştır.
Fakat coğrafi keşifler ve sanayi devrimi sonrası üretimin makineleştirilmesi konusunda ilerleyen Avrupalılar, Amerika ve Afrika kıtalarından bölge halkının yer altı kaynaklarını, köleleştirdikleri bölge halkına çıkartıp, avrupaya yollayıp, kurdukları fabrikalarda yine bu kolonilerden getirilen kölelerin çalıştırılmasıyla elde ettikleri ürünleri piyasaya sürerek, dünya'nın en büyük köleleştirme hareketinin altına imzalarını koymuşlardır.
Bana sorarsanız, bunun adı emperyalizmdir. Güce sahip olan devlet bunu seçip seçmeme konusunda emperyalistlikten ayrılır. Roma, dağılırken dahi, hristiyanlığı bozarak, bögle halklarının göçlerini manipüle ederek, kendi ideolojisini bugünkü avrupaya empoze etmiştir. Avrupalı kolonist devletler, gittikleri yerde soykırım, köleleştirme ve doğal kaynakların zaptı ile halen devam eden emperyalizme, aşık olduruldukları romadan esinlenerek devam etmiştir.
Fakat Osmanlıların, ellerinde Fatih Sultan Mehmet döneminden itibaren, küresel düzeyde kıyaslanamayacak güce sahip oldukları halde, sınırları içerisinde yaşayan yüzbinlerce hristiyan ve şiinin, kılına dahi zarar vermedikleri, 'kiliselerine dahi' gitmelerine izin verdikleri, devlet yönetiminde üst düzey yönetim kademelerine getirdikleri için örnek bir cihan devleti olarak tarihte kaldığını düşünüyorum.
Devletin yönetimi bozulur, asker bozulur, ekonomi bozulur, ama devlet geleneği hiçbir zaman masum halkın yerinden edilip, asimile edilip, köleleştirilmesine izin vermemiştir. Bu da cihanın adalet üzere yönetimi için istendiğinin bir göstergesidir. Buna emperyalizm denmemelidir.
Yazımı okuduğunuz için teşekkürler :) .
Open Up Tech, Build Up Economy, Let Mercenaries Swarm Through