24-07-2018, 00:39
(Son Düzenleme: 24-07-2018, 00:43, Düzenleyen: napolyon94.)
Şubat başında Arnavutluk'a yapılan düşman çıkartmaları, kontrol altında tuttuğumuz Yunanistan'ı tehdit ediyor. İtalyan Genelkurmayı bizzat bölge de insiyatif almamızı talep etti. Buna göre 7 yeni İtalyan Tümeni Yunanistan'a sevk edilecek, subay kademesi çoğunlukla türk olacak ve lojistik olarak Ankara'ya bağlı olacaklar.
IV.Ordu'da sular durulmuyor. Silah, personel, subay, hava desteği ve moral eksikliği yüzünden büyük zorluk çekiyoruz.
Yeni 65.Kolordu ve acemi erleri IV.Ordu'nun "boşluklarını" doldurmak için cepheye yollanıyor.
7 tümenin Genelkurmayımıza bağlanması gerçekleşiyor. Mihver devletleri ile bir kara bağlantısına sahip olmadığımızdan tümenlerin sevki tehlikeli Adriyatik sularından yapılacak. Mussoilini bizzat arayarak Regia Marina'nın geçiş yollarını güvenceye alacağını belirtti. Buna göre elit İtalyan 2. Forza Zırhlı Tümeni dahil 4 tümen Arnavutluk'a konumlandırılacak. Diğer üç tümen ise Taselya ve Selanik'de ihtiyatta tutulacak.
Doğu Cephesin de ki sessizlik fazla uzun sürmüyor. Bizzat Cahit Paşa bana Nisan'dan evvel düşmanın bir daha atağa kalkamayacağına güven vermişti. Bu kudretli dağlar ve yeni "Çakmak Hattı" düşmanı baharda durdurabilecekti. Fakat 13 Şubat gecesi başlayan Kızıl Ordu Taarruzu bizi şoka uğrattı.
Yeni 55.Kolordu artık 2 ordu kapasitesinde ki III.Ordu'ya veriliyor. Cahit Paşa bu kadar çok elementi kontrol etmekte zorlanıyor. Cephe sakinleşince 6.Ordu'nun kurulumuna bizzat karar veriyorum.
14 Şubat sabahı gelen telefon bana birkaç paket Tekel sigarası daha yaktırıyor. İtalyan konvoyu havadan ve denizden eş zamanlı olarak Korfu açıklarında vurulmuş. Açılan ilk ateşte sözde "Sezar" Muharip Filosu kruvazörleri anında konvoyu terk etmiş. 65 bin İtalyan personeli sulara gömülüyor. Arnavutluk'a sadece 2.Forza ve 347. İtalyan tümeninin kılıç artıkları ayak basabiliyor.
Hava kuvvetlerimiz felç olmadan önceki son koşusunu yapıyor. Bizzat kırmızı telefona davranarak Şark cephesini kurtarmaya çalışıyorum.
Yeni 56. Kolordu'da cephenin kaderini değiştiremiyor. Kazım Paşa'nın 1941 yılı beklentileri raporu ise hayli can sıkıcı. Mühimmat ve malzeme krizi kapıda. Kazım Paşa herhangi bir yardımın gelmemesi durumunda Haziran Ayı ve sonrasının çok daha sıkıntılı geçeceğinin altını çiziyor.
24 Şubat günü Erzurum ve çevresi kaybediliyor. Halk ve ordu panik içinde batıya kaçıyor. Bizzat Bayar'ı arayarak tüm çimento döküm kapasitemizi Doğu'da ki geçitlere dökmemiz gerektiğini üstüne basa basa söylüyorum. Her m3 beton, Ankara'nın ömrünü birkaç saat uzatacaktır. Berlin'den gelen haberler Alman Ordusunun Mart Ayında kütlesel bir karşı taarruz hazırlığında olduğunu gösteriyor.
Erzurum ve hava alanının kaybı ile Doğu Cephesinde ki hava üstünlüğü bir daha asla kazanılamayacak şekilde kaybediliyor. Yeni Strateji Trabzon-Malatya- hattında tutunabilmek üzerine gelişiyor.
V.Ordu büyük oranda boşaltılan Basra Bölgesine yoğun bir taarruz başlatıyor.
General Franco aktif savaşa katılmasa da bizzat bize bir kolordu sözü veriyor.
İzmir pek kısa bir direniş ile düşmana düşüyor. İzmir müdafaası hayal kırıklığı oluyor. Antalya'nın savunulması bu kadar kolay pes etmemeli , bizzat Antalya'daki mevzilere bir ziyaret düzenleyeceğim.
IV. Ordu'nun kötü gidişatı büyük oranda sevk ve idarenin yetersizliğinden kaynaklanıyor. Maalesef değerli paşalarımızın çoğuna Doğu Cephesinde ihtiyaç duyuluyor. Antalya Müdafaası ve karşı taarruzu için büyük bir gizlilik ile hazırlanacağız.
Romanya Mihver Devletleri'ne katılarak Sovyetler'e karşı savaş ilan ediyor. Rumen Ordusu 6 Mart sabahı Prut nehrini geçerek Ukrayna'ya hücum etti./ Zippo Gazetesi/
Almanların hava desteği sözü bir sandık dolusu Fw190 plan ve şemalarından ibaret oluyor. FW190'nın Türk versiyonunu üretmek ve Ordu'da kullanmak için en aşağı 8 aya ihtiyacımız var. Hurricane bile toplamda 260 adet üretilebildi ve sadece 85 adeti faal halde.
Antalya şehri birkaç gün boyunca başarılı bir sınav veriyor. Bir çok takviyeyi Toroslar'a kaydırarak bölgeyi sağlama alıyoruz. Tüm takviyeleri bizzat Antalya'ya sevk ediyorum.
Maalesef ne kadar büyük bir hata verdiğimin farkına birkaç gün sonra varıyorum. Düşman Unsurları Çanakkale'ye çıkarak Güney Marmara'da umarsızca ilerliyor. 16.Piyade Tümeni vaktinde çekilemedi ve Manisa kentini son adamına kadar korumasını arzulasam da elinde ki kuvvetler 2 gün içinde dağılıp teslim oluyor. Bursa'nın Müdafaası için elde ne varsa gönderiyoruz.
Bu harbin en büyük destanı şüphesiz Rize'de yaşanıyor. Tam 60 gündür sayısız taarruza direndi ve göğüs gerdi.
Antalya'dan başlatılan karşı taarruz başarılı olsa da, Çanakkale, Balıkesir, Kütahya ve Manisa'nın kaybı yüzünden pek ses getiremiyor. Yine de 2 İngiliz Tümenini imha etmeyi başarıyoruz.
Nisan başında Kanal'da durum değişiyor. Britanya güçleri inanılmaz bir yığınak yaparak yoklama taarruzları gerçekleştiriyorlar.
5 gündür süren şiddetli çatışmaların ardından Bursa'da beyaz bayrak çekiyor. Savunma sanayimizin dörtte birini kaybediyoruz. İtalyan tanklarının performansı hayal kırıklığı oluyor.
Yeni Gazi Osman Paşa olma konusunda iddialı olan Mahmut Paşa'yı yeni VI.Ordu komutanı tayin ediyoruz. Bundan böyle Trabzon-Sivas-Malatya savunmasını kademe kademe üstlenecek olan VI.Ordu düşmanı yıldıracak bir savunma icra etmek ile yükümlü. III.Ordu ise azalan kuvvetleri ile başta Musul petrolleri olmak üzere Van- Elazığ istikametini koruyup kollayacak.
Irak'ta ki çarpışmalar gerilla harbi formatında devam ediyor. Kuveyt alınsa da Basra'yı ele geçirmekte başarılı olamadık.
5 gün süren çarpışmaların ardından II.Ordu Filistin'e çekilerek yeni bir savunma tertip etmeye karar veriyor.
Yeni 44. kolorduda IV.Ordu'ya eklemleniyor. Fakat Uşak'ın da kaderi düşmana düşmek oluyor.
II.Ordu'nun geri çekilme rotaları düşman tarafından şiddetle taciz ediliyor. Maalesef gerçekleşen çekilme panik halinde bir bozguna dönüşüyor.
Büyük umutlar ile başlayan Alman Mart Ayı karşı taarruzu Unternehmen Dolsch ağır bir hayal kırıklığı oluyor. 6 hafta süren çarpışmalarda Wehrmacht kuvvetleri az miktarda ki kazanım için 770 bin zayiat gibi korkunç bir rakamı ödedi. On binlerce Alman askeri esaret yollarına girdi.
Durum böyle iken Ruslara karşı verilen kutsal savaşın kaderi de sessizce kabullenilmiş oldu. Rumen orduları bir fark yaratamadı. Alman ordusu 4 aydan kısa bir sürede 1.4 milyon kayıp verdi.
Anadolu halkı ise katlanarak artan bedelleri ödemeye başladı. Buna göre 6 ayda gerçekleşen harp sürecinde her 4 Türk askerinden birisi öldü, yaralandı yada kayboldu. 6 ay içinde yeniden bir ülke inşa etmek varken, mevcut ulusumu uçurumun kıyısına getirmiş gözükmek yüreğimi parçalıyor.