24-05-2020, 14:49
Ülkemizin 16 hükümdarıyım. Atalarım bu ülkeyi büyütmek için nice emekler harcadılar. Nice kanlar döküldü ve kaç milyon insanın vatanı oldu ülkemiz. Bu yüzden ben de atalarım gibi iyi bir hükümdar olmak için çok çaba harcadım hükümdarlığım boyunca. Şu anda hasta yatağımda yatıyorum ve günlerim sayılı. Bu yüzden en azından unutulmamak için hükümdarlığım boyunca neler yaptığımı yazdırmak istedim.
Hükümdarlığımın ilk yıllarında inancımız sadece 16 şehirde çoğunluğu oluşturuyordu. Japonlar ile savaş halindeydik ve eski başkentleri Kyoto'da tırmanan huzursuzluk her an büyük bir isyana dönüşebilirdi.
Bunlar yetmezmiş gibi en büyük ikinci şehrimizi koskocaman bir sel vurdu. Selin hasarlarını ancak saltanatımın son yıllarına doğru tamamen sarabilmiştim.
Hükümdarlığımın ilk yıllarında inancımız sadece 16 şehirde çoğunluğu oluşturuyordu. Japonlar ile savaş halindeydik ve eski başkentleri Kyoto'da tırmanan huzursuzluk her an büyük bir isyana dönüşebilirdi.
Bunlar yetmezmiş gibi en büyük ikinci şehrimizi koskocaman bir sel vurdu. Selin hasarlarını ancak saltanatımın son yıllarına doğru tamamen sarabilmiştim.
Hatırlıyorum da, ülkemize o sıralar çok Norveçli misyoner uğrar durardı. Bundan ruhbanlar rahatsız olmuş olacak ki bana sormadan topyekün bir savaş açmışları inançsızlara karşı.
Tokyo ve Takamatsu'nun çok zorluk çıkartmadan düştüğünü hatırlıyorum. Tabi misyonerlerimiz de sağolsun budizmi Kyoto'dan kovunca halk baya sakinleşmişti. Ama Tokyo ve Takamatsu için aynısını söyleyemem.
Atalarımın kurduğu barajlardan biri sağolsun büyük bir felaketi yaşanmadan önlemiştik. Sadece bunun için kırk gün kırk gece süren festivaller düzenlediğimi hatırlıyorum. Gençlik işte.
Misyonerler de ben ülkeyi ekonomik olarak kalkındırmaya çalışırken boş durmuyorlardı. Eski zamanlarda bizimle rakip olan Budizm ve Katoliklik, artık birkaç yıl vaadesi kalan yerel dinlere dönmüştü.
Tokyo ve Takamatsu'nun çok zorluk çıkartmadan düştüğünü hatırlıyorum. Tabi misyonerlerimiz de sağolsun budizmi Kyoto'dan kovunca halk baya sakinleşmişti. Ama Tokyo ve Takamatsu için aynısını söyleyemem.
Atalarımın kurduğu barajlardan biri sağolsun büyük bir felaketi yaşanmadan önlemiştik. Sadece bunun için kırk gün kırk gece süren festivaller düzenlediğimi hatırlıyorum. Gençlik işte.
Misyonerler de ben ülkeyi ekonomik olarak kalkındırmaya çalışırken boş durmuyorlardı. Eski zamanlarda bizimle rakip olan Budizm ve Katoliklik, artık birkaç yıl vaadesi kalan yerel dinlere dönmüştü.
Japonya ile sınır olduğumuz iki şehir birkaç yılda bir isyan edip duruyor, gereksiz yere çok kan dökülmesine neden oluyorlardı. Kyoto'nun sadakat problemini çözdükten sonra Japonlar ile daha fazla uğraşmama gerek olmadığını fark ettim.
Hatırlıyorum da dünya kongresi baya haraketli geçmişti. Hem afet yüzünden bize yardım edecekleri hem de Kyoto'nun fethi ile dini genişlememiz yüzünden bize karşı savaşacaklarını ilan etmişti Dünya. Tabi Kyoto savaşından kastım İnka ve Japonlardan ibaretti. Dini savaşı hatırlamıyorum bile.
Askerlerimizi hem asiler hem İnka hem de Japonya'nın saldırıları altında çekmemiz biraz zordu ve baya kan döküldü. Bir yandan da topçularımızı koskoca ülkemizde bir petrol bulunmadığı için modarnize edememiştik. Moğol sınırı arasında kalan çorak topraklarda bir, eğer Moğol topraklarına girmediyse iki petrol sahası vardı. Ama ne yazık ki dikkatimi yeterince veremediğim için o meseleye gerektiği kadar özen göstememiştim.
Misyonerlerimiz Protestanlar dışında diğer büyün dinlerin bellerini kırmayı başardı. Almanya biraz dirense de Katolik inancı birkaç on yıla kalmadan yok olmak üzere. Yeterki misyoner savaşına devam edilsin. Diğer yandan dini bir kaos içindeki Moğol topraklarına misyonerler engebeli arazi yüzünden çok zor ulaşıyor. Bir yıl sonra bitecek tüccarı Moğol topraklarının içine yollayarak misyonlerler için yol yapabilirsin. Japonlar da dinlerinin son anlarını yaşıyorlar. Savaş bitince Budizm yok olacaktır.
Askerlerimizi hem asiler hem İnka hem de Japonya'nın saldırıları altında çekmemiz biraz zordu ve baya kan döküldü. Bir yandan da topçularımızı koskoca ülkemizde bir petrol bulunmadığı için modarnize edememiştik. Moğol sınırı arasında kalan çorak topraklarda bir, eğer Moğol topraklarına girmediyse iki petrol sahası vardı. Ama ne yazık ki dikkatimi yeterince veremediğim için o meseleye gerektiği kadar özen göstememiştim.
Misyonerlerimiz Protestanlar dışında diğer büyün dinlerin bellerini kırmayı başardı. Almanya biraz dirense de Katolik inancı birkaç on yıla kalmadan yok olmak üzere. Yeterki misyoner savaşına devam edilsin. Diğer yandan dini bir kaos içindeki Moğol topraklarına misyonerler engebeli arazi yüzünden çok zor ulaşıyor. Bir yıl sonra bitecek tüccarı Moğol topraklarının içine yollayarak misyonlerler için yol yapabilirsin. Japonlar da dinlerinin son anlarını yaşıyorlar. Savaş bitince Budizm yok olacaktır.