[majester]

       Ben Sardinya ve Bizans İmparatoriçesi Dorotea. Tahta ilk çıktığımda üvey erkek kardeşimin ihaneti ile Afrika'daki vilayetlerim kontrolümden çıkmıştı. Afrika'daki vilayetleri geri almak için hazırlıklara başlamışken can düşmanım Amiriler bunu fırsat bilerek erkek kardeşime saldırmış, Afrika'da egemenlik kurmuşlardı. Ülke zor durumdaydı, borç içindeydi. Ayrıca Müslümanların tehdidi altındaydık. Bu nedenle halkımdan ekstra vergiler almaya karar verdim. Bu vergilerle ordumuzu güçlendirecek, güçlenen ordumuzla da Akdeniz kıyılarını yağmalayarak ekonomimizi toparlayacaktık. Nitekim Papalığı bile yağmalayarak başarılı oldum.
       
       Müslüman kafirlerin tehditleri devam ederken Bizans İmparatoru Basileus Megistos vefat etmişti. Kocam Niketas ülkeye çağrılmış, tahta geçmişti. Ülkede yalnız kalmıştım ancak kocamın derdi daha büyüktü. Ülkesindeki Ortodokslar ayaklanmaya başlamıştı çünkü kocam, babam Kral Ugu'un kurmuş olduğu Liberators dinine mensuptu. Ülkede büyük isyanlar patlak verdi ancak benim de kocama destek vermemle birlikte uzun yıllar sonunda da olsa isyanı bastırmıştık. İsyanın bastırılmasıyla birlikte Bizans İmparatorluğu'nda büyük bir dini dönüşüm başlamıştı. Liberators dini yayılıyordu.

       Ordumuz güçlü, ekonomimiz iyiydi. İspanya'da ise cehennem yaşanıyordu. Amiri İmparatoru Melik-i Muazzam Mirza İbn Abd-al-Melik ölmüş, yerine oğlu Samir İbn Mirza geçmişti. Bunu fırsat bilen halk baskıcı yönetime karşı geldi ve isyan başlattı. İsyanlar kısa sürede İmparatorluğun her yerine yayılmıştı. Afrika'daki siyasi yenilgimizin karşılığını kılıçla vermeliydik. Tüm orduyu Amiri İmparatorluğu başkenti Kurtuba'ya yağmaya gönderdim. Samir İbn Mirza'nın ordusu bizden sayıca kalabalıktı ancak köylülerden oluşuyordu. Benim ordum ise profesyonel katillerden oluşuyordu. Kurtuba önlerinde bize saldıran orduyu yenilgiye uğratarak Kurtuba'yı yağmaladık. Yağmada imparatorun iki kız kardeşi, iki kızı, erkek kardeşi ve bazı saray mensuplarını ele geçirdim ve idam ettirdim. Yeterince zarar vermiş, intikamımı almıştım. Ordumu vatana geri çağırdım.

       Hayatım Bizans İmparatorluğu'ndaki siyasi otoriteye destek vermekle geçti. Artık Bizans İmparatorluğu ile hanedanım aynı geleceği paylaşıyordu. Kızım Elena hem Sardinya Krallığı'nın hem de Bizans İmparatorluğu'nun varisiydi ve zamanı geldiğinde durdurulamaz bir imparatoriçe olacaktı.