11-12-2015, 14:44
Türkçenin Latin harfli geçmişi, dediğim gibi, daha çok yeni.
Yeni olan her şey gibi ilk başta mümkün olduğu kadar telaffuzu karşılayacak şekilde harfleri düzenledik.
Ancak, dediğim gibi, zamanla telaffuz ile yazım arasındaki fark derinleşecek.
Alfabe değiştiren diller bu farklılığı diğerlerinden daha farklı şekilde yaşar.
Örneğin, daha Orta Asya'dayken Latin harflerini kullanmaya başlasaydık, günümüzde edgü yazıp iyi olarak okuyacaktık.
Aynı şekilde kanı yazıp hani diye okuyacaktık; şol yazıp şu diye okuyacaktık.
Ve daha bir sürü örnek...
Bunun tersi de geçerli olacaktı. Orhun tamgaları kullanılmaya devam ediyor olsaydı günümüz Türkçesinin yazımından ödün verilecekti.
Yazım ile telaffuz farklılığı belirginleşeceki.
Osmanlı döneminin sonlarına doğru, kullanılan Arap harfleri ile telaffuz farklılığına çözüm yolu bulmaya çalışıyordı aydınlar.
Ne de olsa 700 küsür senelik bir geçmiş. Ne kadar ölçünlü hâle getirmeye çalışsan da zamanla ölçünden sapılınması kaçınılmaz.
Bu işin geleceği de böyledir. kâğıt şeklinde yazarsın kâat diye okursun, gazete şeklinde yazarsın gaste diye okursun, bir dakika şeklinde yazarsın bi' dakka diye okursun, yazıhane şeklinde yazarsın yazzane diye okursun. vs. vs.
Şu an size "halk dili ağzı" gibi gelen neredeyse her okunuş tarzı gelecekte baskın hâle gelecek ve kanıksanıp yaygınlaşacak.
Ama yazılış eskide kalacak. Bu da yazıldığı gibi okunmayacak anlamına gelir.
Kanıt mı? Kanıt diğer artık yazıldığı gibi okunmayan dillerin tarihi.
Yeni olan her şey gibi ilk başta mümkün olduğu kadar telaffuzu karşılayacak şekilde harfleri düzenledik.
Ancak, dediğim gibi, zamanla telaffuz ile yazım arasındaki fark derinleşecek.
Alfabe değiştiren diller bu farklılığı diğerlerinden daha farklı şekilde yaşar.
Örneğin, daha Orta Asya'dayken Latin harflerini kullanmaya başlasaydık, günümüzde edgü yazıp iyi olarak okuyacaktık.
Aynı şekilde kanı yazıp hani diye okuyacaktık; şol yazıp şu diye okuyacaktık.
Ve daha bir sürü örnek...
Bunun tersi de geçerli olacaktı. Orhun tamgaları kullanılmaya devam ediyor olsaydı günümüz Türkçesinin yazımından ödün verilecekti.
Yazım ile telaffuz farklılığı belirginleşeceki.
Osmanlı döneminin sonlarına doğru, kullanılan Arap harfleri ile telaffuz farklılığına çözüm yolu bulmaya çalışıyordı aydınlar.
Ne de olsa 700 küsür senelik bir geçmiş. Ne kadar ölçünlü hâle getirmeye çalışsan da zamanla ölçünden sapılınması kaçınılmaz.
Bu işin geleceği de böyledir. kâğıt şeklinde yazarsın kâat diye okursun, gazete şeklinde yazarsın gaste diye okursun, bir dakika şeklinde yazarsın bi' dakka diye okursun, yazıhane şeklinde yazarsın yazzane diye okursun. vs. vs.
Şu an size "halk dili ağzı" gibi gelen neredeyse her okunuş tarzı gelecekte baskın hâle gelecek ve kanıksanıp yaygınlaşacak.
Ama yazılış eskide kalacak. Bu da yazıldığı gibi okunmayacak anlamına gelir.
Kanıt mı? Kanıt diğer artık yazıldığı gibi okunmayan dillerin tarihi.
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.