[PCOyun]

Devlet-i Aliyye-i Osmâniyye



Rahmetli Padişahımız, Fatih Sultan Mehmet Han'ın ağzından:

Ben ki, Kayzer-i Rûm Fatih Sultan Mehmet. Memlukların akınlarına son verdik, Dulkadir oğullarını yıllar süren Memluk esaretinden kurtardık. Köle Memluk askerlerini iki defa yenilgiye uğrattık. Lehlerin bize dur demesine göz yummadık, kendi taleplerimizi ilettik.

Yirmi beş yıl içerisinde gücümün yettiğince her yere sefer düzenledim, Memlukları önce Filistin'de sonra da Medine'de yendim, Kara koyunlu hanını mağlubiyete uğrattım Anadoluyu tek bayrak altında birleştirdim. İsyanlar ile özgür kalmış Yunan Prensliğini haritalardan sildim. Daha nice işler yaptım fakat yaşım ilerledi. Altmış yaşına dayandım, çok bile yaşadım. En kısa sürede babam gibi inzivaya çekilme vakti geldi. Tüm bu olayların içinde beni en çok etkileyen varisim Cem'in ölümüdür. Cem vefat ettikten sonra en büyük oğlum Osman'ı varisim ilan ettim.

Ben ki, Fatih Sultan Mehmet, artık yaşlıyım fakat Allah'ın kaderine karışılmaz. Oğlum vali ahad Osman varisimdir. Şayet ki ben vefat edersem hiç bir karşılık görmeden Topkapı'daki tahtına oturacaktır. Allah yardımcımız, gazamız mübarek olsun.

Padişahımız, Yavuz Sultan Osman Han'ın ağzından:

Ben ki Kayzer-i Rûm Fatih Sultan Mehmet'in oğlu Memluk Fatihi, Yavuz Sultan Osman. Tahta geçtiğimde ilk yaptığım iş babamın vacip kıldığı kardeş katline dayanarak tahtımı sallayabilecek tüm akrabalarımı katlettirdim.

Ardından ise Devlet-i Aliyye ordusunu toplatıp Memluklara sefere çıktım. Memluklar babamın döneminde korkmuş olacaklar ki bana karşı hiç direnç göstermeden Halep, Şam ve çevrelerini bize teslim ettiler. Savaş için tımarlarından gelen askerler ganimetsiz eve dönmek istemediler. Bunun üzerine Lehler üzerine bir sefer düzenledim. Seferin asıl amacı bize bağlılığını kanıtlamış olan Kırım Hanı'na hakkı olan toprakları geri vermekti. Fakat Lehler de bize karşı durmadılar. Tek damla kan dökülmeden bir savaş daha sona ermişti.

Sonrasında balkanları tek bayrak altında toplamak için Bosna, Macaristan ve Hırvatistan krallıklarına savaş ilan ettim. Yenilmez Devlet-i Aliyye ordusu hızlıca kaleleri zapt etti ve tez vakitte barış imzalandı. Böylelikle tüm balkanlarda artık tek bayrak hüküm sürüyordu.

Babamın izinden gitmeye devam ettim ve bu sefer Kara Koyunlu hanından Kafkas topraklarının bir kısmını ele geçirip Gürcistan Prensini tekrar başa getirdim ve Devlet-i Aliyye'ye bağlı özerk bir devlet olarak sınırlarıma kattım.

Yıllar geçti ve artık Doğudaki zehir Perslerin yenilgiye uğratılması gerekti. Tez vakitte yüz yirmi bin askeri Pers devleti üzerine harekete geçirdim ve savaş ilanından sonra işgale başladım. Persler diğer herkes gibi çok korkmuş olacaklar ki bize karşı hiçbir direnç göstermediler. Paralarını ve tüccarlarını ellerinden alarak Konstantiniyye'ye geri döndüm.

Bir padişah olarak sadece savaşmadım. Benim dönemimde ülkenin kalkınması için Avrupalı zenginlerden yatırımlar alındı ve devletimizin her bir köşesine atölyeler inşa edilmeye başlandı. Zira akçe harcanır gider, ama üretilen mal bizde kalır.

Bazı atölyelerin inşaatını bizzat inceledikten sonra asıl görevimi yerine getirmek için hazırlandım. Artık ilk kıblemiz Kudüs'ü bizzat yönetmenin vakti gelmişti. yüz kırk bin genç asker hazırlandı ve Memluklar üzerine sefere çıktı. Memluk Sultanı bu sefer kan dökmekte kararlıydı. Kahire'ye kadar hiçbir karşı güç ile karşılaşmadık. Kahire kuşatmasının bitmesine yakın bir dönemde ufukta Memluk askerleri görünmeye başlamıştı. Son anda kuşatmaya yetiştiler fakat hem nitelik hem de nicelik bakımından üstün ordumuzu mağlup edemediler. Kahire'nin düşüşüyle birlikte Güneye kaçan Memluk ordusunu kovaladık ve tek bir kişi bile sağ kalmayacak şekilde bozguna uğrattık. Bundan kısa süre sonra Memluk Sultanının intihar haberi geldi. Hızlıca geriye kalan kaleleri kuşattık ve yeni Sultana taleplerimizi ilettik. Artık ilk kıble Kudüs ve Musul kentleri Devlet-i Aliyye'nin elindeydi.

Bu seferden sonra Leh birliğinin artık tek bayrak altında birleştiğini öğrendik. Avrupalı sistem nasıl işler bilmeyiz, bize yabancıdır fakat o cahiller hak yolunu tercih etmedikleri sürece asla cennete ulaşamayacaklardır.

Haberlerden sonra Lehistan üzerine bir sefer daha mecburi hale gelmişti. yüz elli bin genç silahlarına sarıldı ve harekete geçti. Bu sefer hedef Moldova ve Transilvanya voyvodalıklarını Devlet-i Aliyye'ye bağlamaktı. Leh Kralı bu sefer direnmeye karar vermişti. Önce Besarabya'da Kral ve ufak Prensciğinin ordusunu mağlup ettik. Ardından hızlıca kaleleri zapt edip Kuzeye ilerledik ve Prensin ordusunu yakaladık. İkinci mağlubiyetten sonra Bir daha karşımıza çıkmaya cürret edemediler ve başkente ilerledik. Kısa süre sonra Krala teklifimizi sunduk ve kabul edildi. Artık Moldova ve Transilvanyanın bir kısmı Devlet-i Aliyye'ye bağlıydı.

Savaşın ardından birkaç yıllık barış hüküm sürdü. Bu sürede daha çok yatırım aldık ve ordumuzu genişlettik. Persler ile olan ateşkesimizin sonuna yaklaştığımızda ise tekrar Devlet-i Aliyye ordusu Doğuya yol almaya başladı. Persler üzerine ikinci seferimize çıktık. Pek çok kenti ele geçirdik ve Pers Şahının taleplerimizi kabul etmesini başkentinde kahvaltı yaparak bekliyoruz. Ey Şah! Eğer yiğitsen çık meydana bir yiğit gibi geber, eğer itsen, devam et, saklan deliğinde utancın elbet biter!

Ben ki, Yavuz Sultan Osman, yaşım ilerledi fakat hiç olmadığım kadar dincim. Kaderde ne varsa onu yaşarız ama biline, oğlum vali ahad Selim varisimdir. Şayet ki ben vefat edersem hiç bir karşılık görmeden Topkapı'daki tahtına oturacaktır. Allah yardımcımız, gazamız mübarek olsun.