07-04-2021, 18:25
(Son Düzenleme: 07-04-2021, 18:27, Düzenleyen: SoberII. Toplamda 2 kere düzenlenmiş.)
Çok korkunç bir fırtına benim adamlarımı uzaklara savurdu... kimisi sirenlere yenik düşüp kayalıklarda kanadılar, kimisi de korsanlar tarafından ele geçirildi. Tuzlu suyun tadını sevmiyorsanız burun deliklerinizdeki halini düşünün...
Artık bir kişiye bağlı olmadığıma göre kendimce bir kral olabilirdim.
Kral olarak ilk icraatım 4 tarla kurmak oldu yönetim merkezimizin bulunduğu ile. Sonuçta büyümeye ihtiyacımız olacak. Ardından da bir ili daha müzakere yoluyla ele geçirdik, bizim başarımızı duymuş olacak herhalde çevre köyler.
Evrakları kontrol ederken diplomatım Frederik bana haberdar etti. Kendisine iletilene göre başka gemi ve tekneler de adadan çıkartma yaparken görülmüş. Bunlar bizden geriye kalanlar mı, yoksa farklı ameller peşinde mi? Bunun ne sonucu olacağını göreceğiz bakalım.
YALNIZ DEĞİLİZ. @Craetus (4 tarla ekilip 1 yerleşim birimi alınmıştır.)
Benim eski dünyadaki adım Carle Van Der Leur, Kutsal Roma İmparatorluğu diyarından bir düktüm. Kendi hırsımla hayatımın en büyük hatasını yaptım, Galiçya ve Bask civarlarından kaşifler beni türlü zenginlikler vaadettiler. Beni onların seferlerine hem destek sağlamaya, hem de o hayali diyarlarda kendi krallığımı kurmaya ikna ettiler. Keşke en azından lorduma haber verseymişim de beni bu topraklardan çıkarmak için sefer düzenleselermiş.
En yakım muhafızlarıma baktım, beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan danışmanlarıma. Ne yazık ki en başlı generalimi bulamadım, umarım bu sonun başlangıcı değildir.
Bu adada ilginç şeyler vardı, düşündüğüm kadar yalnız gözükmüyorduk. Gittiğimiz yerlerde köyler görüyorduk, bu adanın hükümdarı hakkında bilgi edinmeye çalıştık ama nafile. Köylerin kendileri en büyük otorite boyutu olarak gözüme çarpmıştı.
Su kaynaklarına yakın olan bir yer bulduk, bizi misafirperverlikle karşıladılar yöre halkı olarak. Yöre yaklaşık birkaç ay önce bir savaşa girmiş karşı köylerden biriyle, yeterince gücü kuvveti kalmamıştı.
O sebeple muhtemelen bana teklif gelmişti, eğer ben o karşı köyü yenersem bana bağlanmayı kabul etti köy lideri. Kabul ettim kuşkusuz, hayatta kalmam lazım bu adada. Güçlerimi oluşturmam lazım.
Birkaç ay çevre beldelerden adam toplamak ve yeniden organize olmakla geçti. Zaman geldiğinde köy bizi gördüğüne şaşırmış olmalı, bu kadar ağır zırha sahip bir orduyu görünce ürkmüşler meğer. Bana verilen söz tutuldu, ve bu bölgede şimdilik yönetim merkezimiz bulunmakta.En yakım muhafızlarıma baktım, beni hiçbir zaman yalnız bırakmayan danışmanlarıma. Ne yazık ki en başlı generalimi bulamadım, umarım bu sonun başlangıcı değildir.
Bu adada ilginç şeyler vardı, düşündüğüm kadar yalnız gözükmüyorduk. Gittiğimiz yerlerde köyler görüyorduk, bu adanın hükümdarı hakkında bilgi edinmeye çalıştık ama nafile. Köylerin kendileri en büyük otorite boyutu olarak gözüme çarpmıştı.
Su kaynaklarına yakın olan bir yer bulduk, bizi misafirperverlikle karşıladılar yöre halkı olarak. Yöre yaklaşık birkaç ay önce bir savaşa girmiş karşı köylerden biriyle, yeterince gücü kuvveti kalmamıştı.
O sebeple muhtemelen bana teklif gelmişti, eğer ben o karşı köyü yenersem bana bağlanmayı kabul etti köy lideri. Kabul ettim kuşkusuz, hayatta kalmam lazım bu adada. Güçlerimi oluşturmam lazım.
Artık bir kişiye bağlı olmadığıma göre kendimce bir kral olabilirdim.
Kral olarak ilk icraatım 4 tarla kurmak oldu yönetim merkezimizin bulunduğu ile. Sonuçta büyümeye ihtiyacımız olacak. Ardından da bir ili daha müzakere yoluyla ele geçirdik, bizim başarımızı duymuş olacak herhalde çevre köyler.
Evrakları kontrol ederken diplomatım Frederik bana haberdar etti. Kendisine iletilene göre başka gemi ve tekneler de adadan çıkartma yaparken görülmüş. Bunlar bizden geriye kalanlar mı, yoksa farklı ameller peşinde mi? Bunun ne sonucu olacağını göreceğiz bakalım.
YALNIZ DEĞİLİZ. @Craetus (4 tarla ekilip 1 yerleşim birimi alınmıştır.)
Rejoice!