03-04-2017, 22:54
(Son Düzenleme: 04-04-2017, 02:22, Düzenleyen: napolyon94.)
Kızıl Dev' in silah bırakması doğuda ki cehennemi söndürse de müttefik kanadı için beklenen demorilizasyonu sağlayamadı. Kızıl Ordu onlara göre görevini icra etmiş ve Miğfer devletleri ile amansız bir mücadaleye girerek müttefiklerin Avrupa' ya ayak basmalarını kolaylaştırmıştı. Miğfer siperlerin de de zafer nidalarından çok ölüm ve perişanlık sesleri hakimdi. Sibirya ve Rusya' da çatışan birlikler uzun süren çatışmalar, kötü arazi koşulları ve facia lojistij hatlar ile perişan olmuşlar, pratikte savaşma kabiliyetlerini yitirmişlerdi. Özellikle Mançurya, Mançuko ve Çin Uygu devletlerimiz bu kadar uzun ve yıpratıcı takaatleri kalmamış, kendi tümenlerini besleyememişlerdi. Kızıl deve yürütülen savaşın kazancı birkaç fabrika ve bir kaç ton günlük hacimli alüminyum rezervi dışında kayda değer bir ganimet sağlamamıştı. Bakü petrollerinin kontrolünü eline geçiren Tojo olası bir Alman-Japon Çıkar Çatışmalarına karşı elini güçlendirse de Japonya dünya petrollerinin %40' ını hali hazırda kontrol etmekteydi.
6,7,8,9 ve 10. Denizaltı Filotillaları Atlantik' te ki yeni görev sahalarına gönderiiliyor.
Akdeniz'in düşman dolu suları karşısında Kaidai VII sınıfı denizaltılar kendilerinden 2 kuşak üstün düşman güçlerine karşı mücadele vermek zorunda.
1.Harp Filosu Akdeniz' de düşman filolalarını sindirmek görevi ile gönderiliyor. Amiral Kondo eski ve zayıf filosu ile modern ve hiçte azımsanmayacak güçteki düşmanlarımızın konsantre donanmaları ile mücadele etmek zorunda. Japonya' nın en modern gemi tasarımı olan Kansai sınıfı 2 adet ağır kruvazör de 1.Harp Filosuna takviye edilse de bu kruvazörlerin bile haleflerinden bir kuşak geride teknik kapasitelere sahip. 4 yıl önce Varlık Donanması dünyanın en modernize donanması iken, 1944' ün 2.Yarısı ile birlikte bu durum dramatik bir biçimde tersine dönüyor. Gemi üretim kapasitesi ve gemi araştırma geliştirmelerinde Japon İmparatorluğu bariz bir biçimde geri kaldı. Ana vatandan binlerce km uzaktaki operasyonlar da beklenen verimin çok altında seyreden Varlık Donanması' nın ciddi bir politik desteğe ve kaynak ayrımına ihtiyacı var.
Sibirya ve Rusya gazisi tümenlerde yapılan teftişler hayli dramatik. Bazı tümenlerin mevcutları ve malzemeler, %20'ye düşmüş vaziyette. Özellikle uydu devletlerimizin tümenleri pratikte yer yer alay seviylerinde mukavemete sahipler. Yayınlanan benzer raporlar Genelkurmayı bu tümenleri beslemeye itiyor.
Uydu devletlerimize acil ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Genelkurmay "Ekim Yardımları" adı altında binlerce askeri ekipman ve malzemeyi uydu devletlerine paylaşıyor. Bu malzemelerin büyük kısmını Avustralya, Yeni Zelanda, RAJ ve Sovyet ganimetleri oluşturuyor.
Atlantik Cephesin de ise kuşatılan 3 tümen Moskova' nın düştüğü 14 eylül de yoğun motorize ve zırhlı birimlerin General Kibaru' nun emir ve komutaları dışında kurtarılıyor. Bu hadise General Kibaru' yu koltuğundan ederek, kuşatma altında muazzam mücadelelere imza atan General Yamashita' yı Atlantik Cephesinin başına getiriyor.
Genelkurmay ayrıca bazı organizasyon reformlarına imza atıyor.
Atlantik Cephesinin ismi Batı Cephesi olarak değiştirilirken,
Sovyet cephesinde ki Kuzey Ordular Grubu, 99.Ordu olarak yeniden organize edilirken,
Merkez Ordular Grubu ise 98.Ordu olarak organize oluyor.
99,98 ve 11.Ordular Rusya' dan Atlantik Cephesi' ne takviye olarak sevk ediliyor.
Geçici olarak Sovyetler'e karşı savaşan tüm ordular Sibirya Rezervleri olarak lanse ediliyor.
Mısır'da konuşlanmış olan 14.Ordu Franco'ya destek olmak için İspanya' ya sevk edilecek. Bu iş için İzmir-Valancia limanları kullanılacak. Hergün hava saldırısına uğrayan İskenderiye limanı harabeye dönmüş bir vaziyette.
Sovyet cephesinde savaşan son ordu olan 6.Ordu ise Mısır' a sevk ediliyor. 6.Ordu yoğun süvari tümenleri ile çöller için biçilmiş kaftan.
15.Ordu ise farklı bir cephe formu kaznıyor. Başarısız fakat fedakar Trieste hücumları ile bilinen 15.Ordu Trieste Cephesi olarak ironik bir isim alıyor.
Kondo ve 1.Harp Filosu Akdeniz'e varamadan Chester Nimitz Varlık Donanmasının zayıf ve geri kalmış 4,000 tonaj lı denizaltılara büyük bir av başlatıyor. Uzun menzil sonar, su akustiği ve dip bombalarına karşı önlemleri olmayan Kaidai VII' ler hızla lsitelerden siliniyor. Varlık Donanması 1 hafta içinde 43 denizaltıyı sadece Doğu Akdeniz'de kaybediyor!
Yeni ismiyle Batı Cephesi komuta kademesi Köln için sınırlı bir taarruz denemesinde bulunuyor. Batı Cephesi subayları Sovyet cephesinden gelecek olan takviyelere başlangıçta hevesli yaklaşsalar da , Doğu tümenlerinin kötü raporları geldikçe onların takviyelerini beklemeden Kuzey Belçika hatlarında genel bir taarruz planlıyorlar. Bölgede ki muazzam hava gücüne karşı doğudan gelen hava filolaları ile son 6 aydır yaşanan çarpışmalara oranla nispeten daha agresif bir hava tepkisi ortaya koyabiliyoruz. Özellike Taktik Bombardıman anlamında Japon Havacılığı bitme noktasına geliyor.
Wehrmacht da olanca imkanları ile Batı Cephesinde tutunmaya çalışıyor. Doğudan çekmeye çalıştığı tümenlerden önce tüm Batı cephesinde sadece Yaşlı Volksturm düzensiz birlikleri, fanatik fakat acemi Hitler Gençliği üyeleri ve yine nispeten iyi donatılmış kötü kordineli SS birimleri ile mücadele etti. Sadece isimleri Mekanize ve Panzer tümeni olan birkaç tümende yine batı cephesinde yer alsa da Eylül 1944 başında bu cephe boyunca sadece 700 kadar zırhlı personel taşıyıcı ve 460 tank bulunmaktaydı (evet açtım saydım baktım). Doğuda ki Alman tümenleri de umut vaat etmese de toplamda 113 Wehrmacht ve SS tümeni Doğu cephesinden 6 hafta içinde Batı Cephesi hatlarına katılacak. 88 Japon tümeni ve 19 Romen-Macar tümeni de yine Doğudan batıya intikal etmekte. Tüm bu tümenler binlerce personel ve malzeme eksiklikleri ile gelmekteler. Alpleri aşan ABD-İngiliz orduları ise Münich-Stutgart hattına doğru yavaş manevralar ile yaklaşmakta. Gerilla harpleri ve kötü lojistik imkanlar müttefik ordularının da hızını hayli kesmekte. İyi tahkim edilen Münich ve Stutgart savunmaları ise müttefikler için bir kabus yaratacak izlenimi vermekte. Tüm bu koşullar altında Wehrmacht ve Japon Genelkurmayı arasında genel bir kordinasyon bulunmuyor.
Başlangıçta umut veren Köln baskını geri tepiyor. 20 eylül ile birlikte düşman tüm kazanımlarımızı geri itiyor ve Köln' ü müthiş bir mücadele ile savunuyor. Ren üstünde ki son köprü başları olan Köln için aylardır on binlerce zayiatı müttefiklere göze alabildi. Miğfer ise bu rakamların muhtemelen 2-3 katı kadarını başarısız hücumlar ile feda etti. Amsterdam'ın dığu mahlelerine de bir baskın ile başlayan mikro çaplı taarruz da düşmanın takviyeleri ile birkaç gün sonra kesin kez durduruluyor. Batı Cephesi 1917' nin zalim sabitliğini anımsatıyor.
Avcı uçaklarında Japonya kayıplarını karşılayabilmiş iken, uçak gemisi tabanlı avcı uçaklarında tam bir uçurum bulunmakta. A5M,A6M ve A7M fiolalarının %40 oranında ancak dolu olduğunu bilmek Donanmanın bileklerinin kesildiğini söylemek ile eşdeğer. Örneğin Shokaku uçak gemisinin hangarında sadece 3 adet avcı uçağı bulunmakta.
Balkanlara destek olması amacıyla ganimet uçaklardan oluşan bir filo tertipliyoruz. Spitfire uçakları da bu ganimet filonun en prestijli parçaları oluyor. Japon gözlemciler bu uçağın manevra ve radyal motor tasarımı için Ki-43'lere kıyasla çok ötede bir tasarım olarak bahsediyorlar.
23 Eylül 1944' de Flander hücumuna onay veriliyor ve yoğun motorize ve zırhlı birimler Kuzye Belçika'ya gecenin örtüsü ile kaydırılıyor. ABD tümenlerinin önemli bir kısmı Stutgard-Münich hücumları için güneye kaydırılmış durumda.
Doğu da ise Higuchi'nin 19.Ordusunun hücumları neticesinde Hollandalılar Java'ya çekiliyorlar.
ispanyollar Murcia'da ki çıkartmayı püskürtmeyi başarıyorlar. Fakat aynı durum Galiçya'da ki müttefik çıkartması için geçerli değil.
Bakü petrollerinden vazgeçmeyen Tojo hükümetine cevap sert geliyor. Almanya bir kez daha alüminyum ambargosu ile ülkemiz sınıyor. Japon Havacılık endüstrileri bir kez daha çakılıyor................ (diyecek tek kelime bulamıyorum.)
Ana vatan da ise Uçak işçileerimiz iyice göbek bağlıyorlar.
Malta açıklarında ise 1.Harp Filosu ve Amiral Kondo düşmanın Akdeniz Armadası ile temas sağlıyor. Kondo tüm gücüyle hücum ediyor. İmparatorluk Varlık Donanması Akdeniz sularını bir kez daha kızıla bulayarak batan 43 denizaltının intikamını alacak. IJN Ryujo ve IJN Zuiho kendilerinden 3 kuşak üstün düşman uçak gemilerine karşı müthiş bir mücadele sergilemek zorundalar.
Batı Cephesin de ise Flander hücumu 2 Ekim 1944 günü ön hücum ile başlatılıyor. 9 tümenin Köln üstüne yaptığı ağır fakat şaşırtmaca olan taarruz karşısında düşman yemi yutmuyor ve şehri takviye etmek yerine 2 gün süren sert çarpışmaların ardından şehirden kuşatılma tehlikesine karşı geri çekiliyorlar. Bu Batı Komuta Kademesi için beklenmeyen bir reaksiyon. Köln ele geçirilse de , bu manevra Kuzey'den başlatılacak asıl ağır taarruzun yükünü hafifletmek yerine ağırlaştırmış gözüküyor. Japon Havacıları ise 4 Ekim ile birlikte 850 farklı tipte uçak ile gökleri kısıtlı bir hava üstünlüğü ile ele geçiriyorlar.
"Japon İmparatorluk Varlık Donanması 1.Harp Filosu Akdeniz' de ki Malta adası açıklarında ağır bir taktik yenilgi almıştır." diye yazıyordu Köln' de ölü bir ABD askerinin üzerinde ki katlanmış bir propaganda bülteninde...
6 Ekim günü Eindhoven üzerinde ki düşman mevzilerine havacılarımız yüzlerce sorti gerçekleştiriyorlar. Beklentilerin aksine şehirde ki uçaksavar ateşi muazzam boyutlarda , sadece 3 gün içerisinde Batı Cephesi 87 CAS uçağı kaybedecektir. Üretiminin neredeyse sıfır olduğu günlerde CAS kayıpları moral bozmaktadır. Öte yandan İmparatorluğun elinde bulunan 184 adet taktik bombardıman uçağı da Doğu Almanya'da konuşlandırılır. Vakitleri geldiğinde Hollanda Limanlarını tahrip etmeleri için geri planda bekletilmektedirler.
7 Ekimde düşman kuvvetleri Eindhoven'ın şiddetli bombalanması sonucu Köln'ün batısında ki bataklık arazilerden çekiliyorlar.
Doğudan ise 1,3 milyon Japon İmparatorluk Askerinin vagonlarla taşınması Urallar'ın doğusundan Ren nehrine kadar sürüyor.
1.Harp Filosu aşağılayıcı bir yenilgi aldı. Zuiho ve Ryujo ağır isabetler aldılar ve mevcut hava güçlerini kaybettiler. Aylarca Hindistan'da tamamlanan yeni bir donanma üssünde tamir olacaklar.
Murcia'da ki ABD koçbaşı birlikleri 7 Ekim'de teslim olsa da Kuzey İspanya'ya yapılan bir dizi çıkartma sonucu Franco ülkenin kuzeyinde ki kıyıları kaybetti. Fransa'da direnmeye devam eden İspanyol tümenlerini tehlikeye sokan bu durum Miğfer'in Fransa da ki son kontrol ettiği bölgelerin sonu olabilir. İspanya'ya yardım için gönderilecek 14.Ordu ise 1.Harp Filosunun eskortluğundan mahrum İspanya kıyılarına ulaşamaz. Akdeniz' de ne yazık ki Müttefik üstünlüğü galip durumda. Cebalitarık ve Süveyş'in kontorlüne rağmen Oran'da ki Fransız deniz üssü Akdeniz'de ki müttefik filolalarını yeterince besleyebilmektedir. El-Alemein' ne kadar sürülen Miğfer kuvvetleri değil Oran'ı ele geçirmek, Oranı'ı bombalayacak menzilde ki hava üslerine bile sahip değildir. 1944-45 Kış'ı Varlık Donanması için sert çatışmalara gebe olacaktır.
Büyük Flanders hücumu öncesi tema müziği
12 Ekim' e kadar cephenin birçok yerinde yapılan şaşırtma taarruzlarının ardından nihayet Flanders'in ilk Operatif hedefi olan Eindhoven için genel taarruz başlar. 2.Ordunun zırhlılarının şehrin kuzeyini ele geçirmesi çok uzun sürmez fakat müttefik direnişi sert olur. Eindhoven'ın ardından Antwerp'in alınması ile Batı Hollanda'da ki müttefik pozisyonlarının Fransa bağlantısı kesilecek. Limanlara yapılan sert bombardımanlar ile Hollanda üzerinde ki baskının bizlere 35 esir alınmış düşman tümeni kazandırması bekleniyor.
Eindhoven binlerce zaiyatın ardından ancak 14 Ekim sabahın erken saatlerinde kontrol altına alınır. Fakat müttefik karşı taarruzu öylesine hızlı gerçekleşir ki iki taraf içinde karşılıklı bir kaos söz konusudur. Motorize ve zırhlı birimlerin şehir merkezinde toparlanması ile gece saatlerinde düşmanın karşı hücumu durdurulur. Ağır Churchill tankları Ke-Ni Kuzu Keri'ler için tam bir kabus yaşatmıştır. Fakat sayısal üstünlük Eindhoven üstünde bizden yanadır.
15 Ekim'de hırpalanan düşman karşı saldırısına beklenmeden takip hücumu yapılır. Antwerp doğusunda ki kırsal arazide ki düşman kuvvetleri dağılır ve bozgun yaşarlar. Japon zırhlıları doğruca Atlantik sahillerine hücum ederler. Antwerp-Köln hattının kuzeyinde kalan müttefik güçleri ise alelacele güneye çekilirler. Malesef yoğun düşman hava tacizleri, yer yer kaybedilen hava üstünlüğü ve Ardenler'in facia ulaşım imkanları geri çekilen müttefik tümenlerini kuşatmamızda başarısız olmamımızın ana nedenlerinden.
Tojo hükümeti Almanya'ya yaptığı müracat sonucu Doğu Hollanda topraklarının kontrolünü alarak altyapı çalışmaları yapmak istedi. Reichstag hızla bunu reddetti.
17 Ekim'de bir dizi alelacele dizginlenmiş müttefik karşı saldırıları ile karşı karşıya kalındı. İnce savunma hatlarında çoğunlukla fedakar havacılarımız ve şahin gözlü topçularımız ile kurtulabildik. Batı Cephesi Komuta kademesi özellikle Antwerp'in doğu kırsalında yaşanan karşı taarruzda elinde ki tüm rezerv kuvvetleri kullanmak zorunda kaldı. Majinot hattında ise Sibirya'dan gelen birimlerin yerleşmeye başlaması ile Ardenler üstüne 4 tümeni kaydırma şansı bulundu. Bu 4 tümen Belçika'da gerçekleşen kırılgan savunma çatışmalarında hayati roller oynayacak.
19 Ekimde ise Antwerp kötü ve acele organize olmuş savunması ile birlikte düşer. İkinci operatif hedefimiz olan Anwerp genel taarruzun 7.gününde elimize geçmiştir. Atlantik kıyılarına ulaşılsa da henüz Hollanda ve Fransa arasında ki temas kesilmemiştir. Antwerp'in batısında kalan bataklık arazilerinin güvenlik altına alınması birkaç gün daha sürecektir. Yine de Antwerp'in düşüşü Köln ve Eindhoven'ın aksine müttefik karargahında şok etkisi yaşatmıştır.
20 Ekim ile birlikte tümenlerin üzerinde ki baskı azaldı, özellikle Ardenler' de ki derin boşluklara tümenlerimiz hızla nüfuz ettiler. Belçika üstünde ki kara hakimiyeti elimize geçmiş görünüyor.
21 Ekim şafağında Liege kenti ciddi bir direniş olmadan elimize geçiyor. Meuse nehri gibi ciddi bir doğal engeli aşarak böyle bir köprü başı elde edebilmek şüphesiz muhteşem bir başarıdır. Liege'in güneyine ve güney batısına sarkan taarruzlar devam ederken batıda da Antwerp'in batı bataklıkları düşmek üzeredir.
22 Ekim şafağında Namur kentide ciddi bir direniş olmadan ele geçirilir, Antwerp bataklıkları ise öğlen saatlerinde kontrol altına alındığına dair bildirilir. Bu Batı Hollanda sahillerinde kalan müttefik güçlerinin sıkıştığının göstergesidir. Belçika da yaşanan operasyonlar adeta almanların tam 5 sene önce yaptıkları Ardenler Yıldırım Harekatını anımsatmaktadır.
Avrupa'ya giden nakliye yollarının günden güne denizler de daha tehlikeli olması üzerine Tojo kanun hükmünde ki kararnameyi imzalayarak Büyük Güney Asya Demiryolu Projesine onay verir. Hirohito Varlık Donanmasına hayli güvenmektedir, 3 gün sonra KHK'yı veto eder ve o narif otoritesini konuşturur. Proje askıya alınır fakat İran üstün de ki bazı altyapıların geliştirilmesine onay verilir.
23 Ekim'de düşmanın reaksiyonu sert olur, nispeten toparlanan ABD güçleri sert bir karşı saldırı ile Nabur ve Antwerp'den bizleri atmayı denemektedirler. Elinde rezerv birlikler bulunmayan Batı Komuta Kademesi mecburen Köln'ün güneyinde yapacağı kuşatma manevralarından vazgeçerek bu iki noktaya kuvvet kaydırır. Antwerp ve Namur şiddetli çarpışmalara sahne olur. Doğu Almanya'da konuşlu taktik bombardıman filolalarını cepheye çeken komuta kademesi Roterdam başta olmak üzere Hollanda Limanlarını ağır bir bombardımana tabi tutmaya başlar. Hollanda üzerinde ki baskı arttırılarak bir an önce teslim olması hedeflenir.
2 gün süren ağır çatışmaların ardından Antwerp üzerindeki baskı püskürtülür, dahası zırhlı birliklerin karşı saldırısı ile Kıyı şeridinde ki bazı mühim ve stratejik bölgeler ele geçirilir. Nabur üstünde ise işler o kadar da parlak geçmemiştir. Nabur hatları özellikle Bostogne kasabasında şiddetle dirense de büyük fedarkarlıklar gerektirmiştir. Nabur'u savunan motorize birimler insan kaybının yanı sıra büyük miktarda motorlu araç ve malzeme kaybederek mobilite yeteneklerini kaybetmişlerdir.
Libya'da ise 6.ordu ve başında ki Çöl Apaçisi Naruhiko komtasında uzun seferine başlar. Tripoli limanını ele geçirerek Kuzey Afrika'da ki insiyatifi ele geçirmek isteyen Çöl Apaçisi Avrupa'da ki çatışmaların aksine güçlü ve üstün bir hava desteğine sahiptir.
98 ve 99.Orduların da desteklediği Münich-Stutgart hatlarında Ekim boyunca şiddetli taarruzlar yaşansa da bunlar engebelli arazilerinde yardımı ile püskürtülmüş ve çok az miktarda mevzi kaybedilmişti. 15.Ordu ise inatla Trieste mevzilerinde tutunarak Yugosvlavya'nın müttefik bağlantısını tehdit etmekte.
Bir dönem sayıları 750'yi geçen taktik bombardıman filolarımızdan geriye kalanlar sadece 174 uçak. Gerek ele geçirilen çift motorlu bombardıman uçakları olsun, gerek G4M yada G3M olsun, Japonya istediği yüksek bombardıman kabiliyetine kavuşamadı. 4 motorlu uçaklar için kullanabileceği motor senkronizasyon teknlojilerinde geri olan İmparatorluk uzun menzil yada bomba kapasitesi uçaklar geliştirmekte sınıfta kaldı. Varşova'nın bile bombardıman altında kaldığı bu günlerde bizim G4M'ler 1700km menzilleri ile ancak yakın hedefleri çok az bir bombardıman kabiliyeti ile vurabiliyorlar.
Ekim ayının sonuna kadar düşmanın zavallı karşı hücumlarına marus kalan Batı Cephesi için Flander Taarruzu yüksek kayıplar, yetersiz rezervler ve hava üstünlüğün kaybedilmesi sebebiyle bitiriliyor. 2 operatif hedefi de başarı ile ele geçiren İmparatorluk Güçleri bunun karşılığında 90 bin zayiat, 12 bin malzeme kaybı ,320 uçak, 2400 motorlu araç ve 700-750 kadar tank yada kundağı motorlu obüs kaybederek bedeli ağır stratejik bir atılım yapmıştır. Düşmanın kayıpları ise tahmini 750 uçak, 150 bin zayiat ve 16 bin malzeme olarak raporlanmıştır. Bu denli riskli bir operasyonda bile lojistik hatlarımızın iyi işlemesi, düşman reaksiyonlarına hızlı tepki verebilmemiz bizi zafere taşıdı. Japonya eğer savaşı bir antlaşmaya bağlamak istiyorsa tıpkı 1918 Kasım'ın da Almanya'nın düştüğü durumu müttefiklere Avrupa ana karasında yaşatmalı.
27.bölümü sonu...
6,7,8,9 ve 10. Denizaltı Filotillaları Atlantik' te ki yeni görev sahalarına gönderiiliyor.
Akdeniz'in düşman dolu suları karşısında Kaidai VII sınıfı denizaltılar kendilerinden 2 kuşak üstün düşman güçlerine karşı mücadele vermek zorunda.
1.Harp Filosu Akdeniz' de düşman filolalarını sindirmek görevi ile gönderiliyor. Amiral Kondo eski ve zayıf filosu ile modern ve hiçte azımsanmayacak güçteki düşmanlarımızın konsantre donanmaları ile mücadele etmek zorunda. Japonya' nın en modern gemi tasarımı olan Kansai sınıfı 2 adet ağır kruvazör de 1.Harp Filosuna takviye edilse de bu kruvazörlerin bile haleflerinden bir kuşak geride teknik kapasitelere sahip. 4 yıl önce Varlık Donanması dünyanın en modernize donanması iken, 1944' ün 2.Yarısı ile birlikte bu durum dramatik bir biçimde tersine dönüyor. Gemi üretim kapasitesi ve gemi araştırma geliştirmelerinde Japon İmparatorluğu bariz bir biçimde geri kaldı. Ana vatandan binlerce km uzaktaki operasyonlar da beklenen verimin çok altında seyreden Varlık Donanması' nın ciddi bir politik desteğe ve kaynak ayrımına ihtiyacı var.
Sibirya ve Rusya gazisi tümenlerde yapılan teftişler hayli dramatik. Bazı tümenlerin mevcutları ve malzemeler, %20'ye düşmüş vaziyette. Özellikle uydu devletlerimizin tümenleri pratikte yer yer alay seviylerinde mukavemete sahipler. Yayınlanan benzer raporlar Genelkurmayı bu tümenleri beslemeye itiyor.
Uydu devletlerimize acil ihtiyaçlarını karşılayabilmek için Genelkurmay "Ekim Yardımları" adı altında binlerce askeri ekipman ve malzemeyi uydu devletlerine paylaşıyor. Bu malzemelerin büyük kısmını Avustralya, Yeni Zelanda, RAJ ve Sovyet ganimetleri oluşturuyor.
Atlantik Cephesin de ise kuşatılan 3 tümen Moskova' nın düştüğü 14 eylül de yoğun motorize ve zırhlı birimlerin General Kibaru' nun emir ve komutaları dışında kurtarılıyor. Bu hadise General Kibaru' yu koltuğundan ederek, kuşatma altında muazzam mücadelelere imza atan General Yamashita' yı Atlantik Cephesinin başına getiriyor.
Genelkurmay ayrıca bazı organizasyon reformlarına imza atıyor.
Atlantik Cephesinin ismi Batı Cephesi olarak değiştirilirken,
Sovyet cephesinde ki Kuzey Ordular Grubu, 99.Ordu olarak yeniden organize edilirken,
Merkez Ordular Grubu ise 98.Ordu olarak organize oluyor.
99,98 ve 11.Ordular Rusya' dan Atlantik Cephesi' ne takviye olarak sevk ediliyor.
Geçici olarak Sovyetler'e karşı savaşan tüm ordular Sibirya Rezervleri olarak lanse ediliyor.
Mısır'da konuşlanmış olan 14.Ordu Franco'ya destek olmak için İspanya' ya sevk edilecek. Bu iş için İzmir-Valancia limanları kullanılacak. Hergün hava saldırısına uğrayan İskenderiye limanı harabeye dönmüş bir vaziyette.
Sovyet cephesinde savaşan son ordu olan 6.Ordu ise Mısır' a sevk ediliyor. 6.Ordu yoğun süvari tümenleri ile çöller için biçilmiş kaftan.
15.Ordu ise farklı bir cephe formu kaznıyor. Başarısız fakat fedakar Trieste hücumları ile bilinen 15.Ordu Trieste Cephesi olarak ironik bir isim alıyor.
Kondo ve 1.Harp Filosu Akdeniz'e varamadan Chester Nimitz Varlık Donanmasının zayıf ve geri kalmış 4,000 tonaj lı denizaltılara büyük bir av başlatıyor. Uzun menzil sonar, su akustiği ve dip bombalarına karşı önlemleri olmayan Kaidai VII' ler hızla lsitelerden siliniyor. Varlık Donanması 1 hafta içinde 43 denizaltıyı sadece Doğu Akdeniz'de kaybediyor!
Yeni ismiyle Batı Cephesi komuta kademesi Köln için sınırlı bir taarruz denemesinde bulunuyor. Batı Cephesi subayları Sovyet cephesinden gelecek olan takviyelere başlangıçta hevesli yaklaşsalar da , Doğu tümenlerinin kötü raporları geldikçe onların takviyelerini beklemeden Kuzey Belçika hatlarında genel bir taarruz planlıyorlar. Bölgede ki muazzam hava gücüne karşı doğudan gelen hava filolaları ile son 6 aydır yaşanan çarpışmalara oranla nispeten daha agresif bir hava tepkisi ortaya koyabiliyoruz. Özellike Taktik Bombardıman anlamında Japon Havacılığı bitme noktasına geliyor.
Wehrmacht da olanca imkanları ile Batı Cephesinde tutunmaya çalışıyor. Doğudan çekmeye çalıştığı tümenlerden önce tüm Batı cephesinde sadece Yaşlı Volksturm düzensiz birlikleri, fanatik fakat acemi Hitler Gençliği üyeleri ve yine nispeten iyi donatılmış kötü kordineli SS birimleri ile mücadele etti. Sadece isimleri Mekanize ve Panzer tümeni olan birkaç tümende yine batı cephesinde yer alsa da Eylül 1944 başında bu cephe boyunca sadece 700 kadar zırhlı personel taşıyıcı ve 460 tank bulunmaktaydı (evet açtım saydım baktım). Doğuda ki Alman tümenleri de umut vaat etmese de toplamda 113 Wehrmacht ve SS tümeni Doğu cephesinden 6 hafta içinde Batı Cephesi hatlarına katılacak. 88 Japon tümeni ve 19 Romen-Macar tümeni de yine Doğudan batıya intikal etmekte. Tüm bu tümenler binlerce personel ve malzeme eksiklikleri ile gelmekteler. Alpleri aşan ABD-İngiliz orduları ise Münich-Stutgart hattına doğru yavaş manevralar ile yaklaşmakta. Gerilla harpleri ve kötü lojistik imkanlar müttefik ordularının da hızını hayli kesmekte. İyi tahkim edilen Münich ve Stutgart savunmaları ise müttefikler için bir kabus yaratacak izlenimi vermekte. Tüm bu koşullar altında Wehrmacht ve Japon Genelkurmayı arasında genel bir kordinasyon bulunmuyor.
Başlangıçta umut veren Köln baskını geri tepiyor. 20 eylül ile birlikte düşman tüm kazanımlarımızı geri itiyor ve Köln' ü müthiş bir mücadele ile savunuyor. Ren üstünde ki son köprü başları olan Köln için aylardır on binlerce zayiatı müttefiklere göze alabildi. Miğfer ise bu rakamların muhtemelen 2-3 katı kadarını başarısız hücumlar ile feda etti. Amsterdam'ın dığu mahlelerine de bir baskın ile başlayan mikro çaplı taarruz da düşmanın takviyeleri ile birkaç gün sonra kesin kez durduruluyor. Batı Cephesi 1917' nin zalim sabitliğini anımsatıyor.
Avcı uçaklarında Japonya kayıplarını karşılayabilmiş iken, uçak gemisi tabanlı avcı uçaklarında tam bir uçurum bulunmakta. A5M,A6M ve A7M fiolalarının %40 oranında ancak dolu olduğunu bilmek Donanmanın bileklerinin kesildiğini söylemek ile eşdeğer. Örneğin Shokaku uçak gemisinin hangarında sadece 3 adet avcı uçağı bulunmakta.
Balkanlara destek olması amacıyla ganimet uçaklardan oluşan bir filo tertipliyoruz. Spitfire uçakları da bu ganimet filonun en prestijli parçaları oluyor. Japon gözlemciler bu uçağın manevra ve radyal motor tasarımı için Ki-43'lere kıyasla çok ötede bir tasarım olarak bahsediyorlar.
23 Eylül 1944' de Flander hücumuna onay veriliyor ve yoğun motorize ve zırhlı birimler Kuzye Belçika'ya gecenin örtüsü ile kaydırılıyor. ABD tümenlerinin önemli bir kısmı Stutgard-Münich hücumları için güneye kaydırılmış durumda.
Doğu da ise Higuchi'nin 19.Ordusunun hücumları neticesinde Hollandalılar Java'ya çekiliyorlar.
ispanyollar Murcia'da ki çıkartmayı püskürtmeyi başarıyorlar. Fakat aynı durum Galiçya'da ki müttefik çıkartması için geçerli değil.
Bakü petrollerinden vazgeçmeyen Tojo hükümetine cevap sert geliyor. Almanya bir kez daha alüminyum ambargosu ile ülkemiz sınıyor. Japon Havacılık endüstrileri bir kez daha çakılıyor................ (diyecek tek kelime bulamıyorum.)
Ana vatan da ise Uçak işçileerimiz iyice göbek bağlıyorlar.
Malta açıklarında ise 1.Harp Filosu ve Amiral Kondo düşmanın Akdeniz Armadası ile temas sağlıyor. Kondo tüm gücüyle hücum ediyor. İmparatorluk Varlık Donanması Akdeniz sularını bir kez daha kızıla bulayarak batan 43 denizaltının intikamını alacak. IJN Ryujo ve IJN Zuiho kendilerinden 3 kuşak üstün düşman uçak gemilerine karşı müthiş bir mücadele sergilemek zorundalar.
Batı Cephesin de ise Flander hücumu 2 Ekim 1944 günü ön hücum ile başlatılıyor. 9 tümenin Köln üstüne yaptığı ağır fakat şaşırtmaca olan taarruz karşısında düşman yemi yutmuyor ve şehri takviye etmek yerine 2 gün süren sert çarpışmaların ardından şehirden kuşatılma tehlikesine karşı geri çekiliyorlar. Bu Batı Komuta Kademesi için beklenmeyen bir reaksiyon. Köln ele geçirilse de , bu manevra Kuzey'den başlatılacak asıl ağır taarruzun yükünü hafifletmek yerine ağırlaştırmış gözüküyor. Japon Havacıları ise 4 Ekim ile birlikte 850 farklı tipte uçak ile gökleri kısıtlı bir hava üstünlüğü ile ele geçiriyorlar.
"Japon İmparatorluk Varlık Donanması 1.Harp Filosu Akdeniz' de ki Malta adası açıklarında ağır bir taktik yenilgi almıştır." diye yazıyordu Köln' de ölü bir ABD askerinin üzerinde ki katlanmış bir propaganda bülteninde...
6 Ekim günü Eindhoven üzerinde ki düşman mevzilerine havacılarımız yüzlerce sorti gerçekleştiriyorlar. Beklentilerin aksine şehirde ki uçaksavar ateşi muazzam boyutlarda , sadece 3 gün içerisinde Batı Cephesi 87 CAS uçağı kaybedecektir. Üretiminin neredeyse sıfır olduğu günlerde CAS kayıpları moral bozmaktadır. Öte yandan İmparatorluğun elinde bulunan 184 adet taktik bombardıman uçağı da Doğu Almanya'da konuşlandırılır. Vakitleri geldiğinde Hollanda Limanlarını tahrip etmeleri için geri planda bekletilmektedirler.
7 Ekimde düşman kuvvetleri Eindhoven'ın şiddetli bombalanması sonucu Köln'ün batısında ki bataklık arazilerden çekiliyorlar.
Doğudan ise 1,3 milyon Japon İmparatorluk Askerinin vagonlarla taşınması Urallar'ın doğusundan Ren nehrine kadar sürüyor.
1.Harp Filosu aşağılayıcı bir yenilgi aldı. Zuiho ve Ryujo ağır isabetler aldılar ve mevcut hava güçlerini kaybettiler. Aylarca Hindistan'da tamamlanan yeni bir donanma üssünde tamir olacaklar.
Murcia'da ki ABD koçbaşı birlikleri 7 Ekim'de teslim olsa da Kuzey İspanya'ya yapılan bir dizi çıkartma sonucu Franco ülkenin kuzeyinde ki kıyıları kaybetti. Fransa'da direnmeye devam eden İspanyol tümenlerini tehlikeye sokan bu durum Miğfer'in Fransa da ki son kontrol ettiği bölgelerin sonu olabilir. İspanya'ya yardım için gönderilecek 14.Ordu ise 1.Harp Filosunun eskortluğundan mahrum İspanya kıyılarına ulaşamaz. Akdeniz' de ne yazık ki Müttefik üstünlüğü galip durumda. Cebalitarık ve Süveyş'in kontorlüne rağmen Oran'da ki Fransız deniz üssü Akdeniz'de ki müttefik filolalarını yeterince besleyebilmektedir. El-Alemein' ne kadar sürülen Miğfer kuvvetleri değil Oran'ı ele geçirmek, Oranı'ı bombalayacak menzilde ki hava üslerine bile sahip değildir. 1944-45 Kış'ı Varlık Donanması için sert çatışmalara gebe olacaktır.
Büyük Flanders hücumu öncesi tema müziği
12 Ekim' e kadar cephenin birçok yerinde yapılan şaşırtma taarruzlarının ardından nihayet Flanders'in ilk Operatif hedefi olan Eindhoven için genel taarruz başlar. 2.Ordunun zırhlılarının şehrin kuzeyini ele geçirmesi çok uzun sürmez fakat müttefik direnişi sert olur. Eindhoven'ın ardından Antwerp'in alınması ile Batı Hollanda'da ki müttefik pozisyonlarının Fransa bağlantısı kesilecek. Limanlara yapılan sert bombardımanlar ile Hollanda üzerinde ki baskının bizlere 35 esir alınmış düşman tümeni kazandırması bekleniyor.
Eindhoven binlerce zaiyatın ardından ancak 14 Ekim sabahın erken saatlerinde kontrol altına alınır. Fakat müttefik karşı taarruzu öylesine hızlı gerçekleşir ki iki taraf içinde karşılıklı bir kaos söz konusudur. Motorize ve zırhlı birimlerin şehir merkezinde toparlanması ile gece saatlerinde düşmanın karşı hücumu durdurulur. Ağır Churchill tankları Ke-Ni Kuzu Keri'ler için tam bir kabus yaşatmıştır. Fakat sayısal üstünlük Eindhoven üstünde bizden yanadır.
15 Ekim'de hırpalanan düşman karşı saldırısına beklenmeden takip hücumu yapılır. Antwerp doğusunda ki kırsal arazide ki düşman kuvvetleri dağılır ve bozgun yaşarlar. Japon zırhlıları doğruca Atlantik sahillerine hücum ederler. Antwerp-Köln hattının kuzeyinde kalan müttefik güçleri ise alelacele güneye çekilirler. Malesef yoğun düşman hava tacizleri, yer yer kaybedilen hava üstünlüğü ve Ardenler'in facia ulaşım imkanları geri çekilen müttefik tümenlerini kuşatmamızda başarısız olmamımızın ana nedenlerinden.
Tojo hükümeti Almanya'ya yaptığı müracat sonucu Doğu Hollanda topraklarının kontrolünü alarak altyapı çalışmaları yapmak istedi. Reichstag hızla bunu reddetti.
17 Ekim'de bir dizi alelacele dizginlenmiş müttefik karşı saldırıları ile karşı karşıya kalındı. İnce savunma hatlarında çoğunlukla fedakar havacılarımız ve şahin gözlü topçularımız ile kurtulabildik. Batı Cephesi Komuta kademesi özellikle Antwerp'in doğu kırsalında yaşanan karşı taarruzda elinde ki tüm rezerv kuvvetleri kullanmak zorunda kaldı. Majinot hattında ise Sibirya'dan gelen birimlerin yerleşmeye başlaması ile Ardenler üstüne 4 tümeni kaydırma şansı bulundu. Bu 4 tümen Belçika'da gerçekleşen kırılgan savunma çatışmalarında hayati roller oynayacak.
19 Ekimde ise Antwerp kötü ve acele organize olmuş savunması ile birlikte düşer. İkinci operatif hedefimiz olan Anwerp genel taarruzun 7.gününde elimize geçmiştir. Atlantik kıyılarına ulaşılsa da henüz Hollanda ve Fransa arasında ki temas kesilmemiştir. Antwerp'in batısında kalan bataklık arazilerinin güvenlik altına alınması birkaç gün daha sürecektir. Yine de Antwerp'in düşüşü Köln ve Eindhoven'ın aksine müttefik karargahında şok etkisi yaşatmıştır.
20 Ekim ile birlikte tümenlerin üzerinde ki baskı azaldı, özellikle Ardenler' de ki derin boşluklara tümenlerimiz hızla nüfuz ettiler. Belçika üstünde ki kara hakimiyeti elimize geçmiş görünüyor.
21 Ekim şafağında Liege kenti ciddi bir direniş olmadan elimize geçiyor. Meuse nehri gibi ciddi bir doğal engeli aşarak böyle bir köprü başı elde edebilmek şüphesiz muhteşem bir başarıdır. Liege'in güneyine ve güney batısına sarkan taarruzlar devam ederken batıda da Antwerp'in batı bataklıkları düşmek üzeredir.
22 Ekim şafağında Namur kentide ciddi bir direniş olmadan ele geçirilir, Antwerp bataklıkları ise öğlen saatlerinde kontrol altına alındığına dair bildirilir. Bu Batı Hollanda sahillerinde kalan müttefik güçlerinin sıkıştığının göstergesidir. Belçika da yaşanan operasyonlar adeta almanların tam 5 sene önce yaptıkları Ardenler Yıldırım Harekatını anımsatmaktadır.
Avrupa'ya giden nakliye yollarının günden güne denizler de daha tehlikeli olması üzerine Tojo kanun hükmünde ki kararnameyi imzalayarak Büyük Güney Asya Demiryolu Projesine onay verir. Hirohito Varlık Donanmasına hayli güvenmektedir, 3 gün sonra KHK'yı veto eder ve o narif otoritesini konuşturur. Proje askıya alınır fakat İran üstün de ki bazı altyapıların geliştirilmesine onay verilir.
23 Ekim'de düşmanın reaksiyonu sert olur, nispeten toparlanan ABD güçleri sert bir karşı saldırı ile Nabur ve Antwerp'den bizleri atmayı denemektedirler. Elinde rezerv birlikler bulunmayan Batı Komuta Kademesi mecburen Köln'ün güneyinde yapacağı kuşatma manevralarından vazgeçerek bu iki noktaya kuvvet kaydırır. Antwerp ve Namur şiddetli çarpışmalara sahne olur. Doğu Almanya'da konuşlu taktik bombardıman filolalarını cepheye çeken komuta kademesi Roterdam başta olmak üzere Hollanda Limanlarını ağır bir bombardımana tabi tutmaya başlar. Hollanda üzerinde ki baskı arttırılarak bir an önce teslim olması hedeflenir.
2 gün süren ağır çatışmaların ardından Antwerp üzerindeki baskı püskürtülür, dahası zırhlı birliklerin karşı saldırısı ile Kıyı şeridinde ki bazı mühim ve stratejik bölgeler ele geçirilir. Nabur üstünde ise işler o kadar da parlak geçmemiştir. Nabur hatları özellikle Bostogne kasabasında şiddetle dirense de büyük fedarkarlıklar gerektirmiştir. Nabur'u savunan motorize birimler insan kaybının yanı sıra büyük miktarda motorlu araç ve malzeme kaybederek mobilite yeteneklerini kaybetmişlerdir.
Libya'da ise 6.ordu ve başında ki Çöl Apaçisi Naruhiko komtasında uzun seferine başlar. Tripoli limanını ele geçirerek Kuzey Afrika'da ki insiyatifi ele geçirmek isteyen Çöl Apaçisi Avrupa'da ki çatışmaların aksine güçlü ve üstün bir hava desteğine sahiptir.
98 ve 99.Orduların da desteklediği Münich-Stutgart hatlarında Ekim boyunca şiddetli taarruzlar yaşansa da bunlar engebelli arazilerinde yardımı ile püskürtülmüş ve çok az miktarda mevzi kaybedilmişti. 15.Ordu ise inatla Trieste mevzilerinde tutunarak Yugosvlavya'nın müttefik bağlantısını tehdit etmekte.
Bir dönem sayıları 750'yi geçen taktik bombardıman filolarımızdan geriye kalanlar sadece 174 uçak. Gerek ele geçirilen çift motorlu bombardıman uçakları olsun, gerek G4M yada G3M olsun, Japonya istediği yüksek bombardıman kabiliyetine kavuşamadı. 4 motorlu uçaklar için kullanabileceği motor senkronizasyon teknlojilerinde geri olan İmparatorluk uzun menzil yada bomba kapasitesi uçaklar geliştirmekte sınıfta kaldı. Varşova'nın bile bombardıman altında kaldığı bu günlerde bizim G4M'ler 1700km menzilleri ile ancak yakın hedefleri çok az bir bombardıman kabiliyeti ile vurabiliyorlar.
Ekim ayının sonuna kadar düşmanın zavallı karşı hücumlarına marus kalan Batı Cephesi için Flander Taarruzu yüksek kayıplar, yetersiz rezervler ve hava üstünlüğün kaybedilmesi sebebiyle bitiriliyor. 2 operatif hedefi de başarı ile ele geçiren İmparatorluk Güçleri bunun karşılığında 90 bin zayiat, 12 bin malzeme kaybı ,320 uçak, 2400 motorlu araç ve 700-750 kadar tank yada kundağı motorlu obüs kaybederek bedeli ağır stratejik bir atılım yapmıştır. Düşmanın kayıpları ise tahmini 750 uçak, 150 bin zayiat ve 16 bin malzeme olarak raporlanmıştır. Bu denli riskli bir operasyonda bile lojistik hatlarımızın iyi işlemesi, düşman reaksiyonlarına hızlı tepki verebilmemiz bizi zafere taşıdı. Japonya eğer savaşı bir antlaşmaya bağlamak istiyorsa tıpkı 1918 Kasım'ın da Almanya'nın düştüğü durumu müttefiklere Avrupa ana karasında yaşatmalı.
27.bölümü sonu...