Bu konuda aynı kelimenin farklı dillerdeki karşılığının vb. gösterildiği, dillerle alakalı haritalar paylaşılabilir.
Dillerle Alakalı Haritalar
|
05-06-2019, 15:41
(Son Düzenleme: 25-02-2024, 13:10, Düzenleyen: Elefsar. Toplamda 1 kere düzenlenmiş.)
29-08-2019, 16:54
(Son Düzenleme: 25-02-2024, 13:11, Düzenleyen: Elefsar. Toplamda 2 kere düzenlenmiş.)
29-08-2019, 18:46
Şu görsel Hint-Avrupa ve Ural dil ailesini gösteriyor. Arap, Afrika, Uzak Doğu, Vietkong bölgesi, Endonez ve Altay gibi dil aileleri yok. Ama yine de bir bilgi sahibi olmanızı sağlar en azından.
04-09-2019, 17:53
(Son Düzenleme: 25-02-2024, 13:11, Düzenleyen: Elefsar. Toplamda 1 kere düzenlenmiş.)
25-09-2019, 08:40
(Son Düzenleme: 25-02-2024, 13:12, Düzenleyen: Elefsar. Toplamda 1 kere düzenlenmiş.)
Satrançtaki Fil taşının farklı ülkelerdeki isimleri ve anlamları:
27-09-2019, 13:42
08-10-2020, 22:57
(Son Düzenleme: 05-04-2021, 14:01, Düzenleyen: Attila the Hun.)
Avrupa dillerinde "domates" kelimesinin etimolojisi. İlginçtir ki Almanca başta olmak üzere bazı dillerde Hz. Âdem'in yediği yasak meyveyle bağdaştırılmış. Yasak meyvenin domates olup olmadığına dair bir görüş var mı diye baktım ama göremedim. Elma, üzüm, incir ve nar gibi teoriler olsa bile domatese rastlamadım. Mesela Almancada -ki günümüzde "Tomate" kullanılıyor- "Paradeisapfel", yani birebir çevirisiyle "cennet elması" gibi bir kullanım var. Bizim "cennet elması" olarak adlandırdığımız bitki ise domatesten farklı. Batıda cennet elmasına "persimmon" diyorlar. Bu kelime ise Virginia'da yaşamış Powhatan halkının konuştuğu lisanda "kurumak" kökünden geliyor. Makedoncada domatese "patlıcan" denmesi de ilginç bulduğum hususlardan biri. "patlıcan" kelimesi Sanskritçeden (vaṭingana) Farsçaya (بادنگان bādingān), oradan da Arapçaya (بادنجان bādincān) geçmiş. Avrupa'da konuşulan dillerin neredeyse tümünde "patlıcan" kelimesinin karşılığı bu kökten geliyor. Biraz araştırdıktan sonra şöyle bir sonuca vardım: Makedoncada "patlıcan" kelimesine "модар патлиџан", yani birebir çevirisiyle "mavi domates" deniyor. Aynı zamanda "црн патлиџан", yani "siyah domates" gibi bir kullanım da mevcut.
12-10-2020, 20:34
(Son Düzenleme: 09-11-2020, 19:50, Düzenleyen: Attila the Hun.)
Farklı dillerde "çay" kelimesinin etimolojisi. Haritanın üzerinde de belirttiği gibi; eğer çay dilin konuşulduğu ülkelere deniz yoluyla geldiyse "tea", kara yoluyla geldiyse "cha" kelimesinden geçmiş. "茶" Sinitik dillerde "çay" kelimesine tekabül eden karakter. Fakat Mandarin Çincesinde "chá" olarak telaffuz edilirken Min Çincesinde "te" diye söyleniyor. Aşağıdaki haritada da görülebilceği üzere Avrupalıların ticaret için geldiği güney kıyılarında Min Çincesi konuşulurken, daha iç bölgelerde Mandarin Çincesi konuşuluyor. Avrupalılar çayı kendi vatanlarına Güney Çin'den getirirken, Orta Doğu'daki ülkelere ise çay İpek Yolu aracılığıyla getirilmiş. Avrupa'daki tüm kolonici devletlerin kullandığı kelimeler "te"den gelirken neden Portekizlilerin "cha" dediğini merak edebilirsiniz. Bunun sebebi de şu: Portekizliler "chá" kelimesinin kullanıldığı Macao'da ticaret yaptıkları için dillerine oradan geçmiş. Brezilya eski bir Portekiz sömürgesi olup Portekizce konuştuğu için Batı Yarımküre'de "te" kelimesinin karşılığının kullanılmadığı tek ülke.
30-11-2020, 21:45
(30-11-2020, 12:31)Attila the Hun :İngilizler soccerı ihraç etmişler ama kendileri kullanmıyorlar ya da daha az kullanıyorlar diyeyim. İlginç. İhtiras, keder, heyecan, marjinallik, monşerlik, kaygı ve aşırı miktarda Türklük barındırır.
Sen eğme, eğilsin alnı karalar / Dalkavuklar, p...lar ve maskaralar
22-12-2020, 02:48
(15-12-2020, 15:18)Attila the Hun : İbrancası בָּרִיא / bari' için kökeni bilinmiyor denmiş ama yaratmak anlamına gelen בָּרָא / bará fiiline dayanıyor. İsim hâli ile yaratılış / yaratım anlamına gelen בְּרִיאָה / bri'a kelimesinin eril hâlinden türetilmiş. Neden yaratmak? "Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı." (Tekvin 1:1) Burada da kullanılan fiil ilahiyatçılara göre Tanrı'nın, dünyayı insanlığın barınmasına "uygun" hâle getirip sağlıklı bir yer kılması ile ilgili. Öyle ki yaratılmış bir şey Tanrı'dan kaynaklandığı için zaten "iyi". Bu Sâmî kökten {B}+{R}+{'} Arapçaya da geçmiş: برأ / bara' ve yine yaratmak anlamında. Hatta Kur'an'da da birkaç yerde geçiyor ama bildiğimiz خلق / ḵalaqa'dan farklı bir yaratım söz konusu sanırım. Arapçasından yaratılmış / mahlûkât anlamında Osmanlı Türkçesine de girmiş برية / beriyye şeklinde. İslam peygamberi için de naatlarda, kasidelerde filan "hayri'l-beriyye" terkibinde kullanılır: "yaratılmışların hayırlısı"
Cehd idüp dîdâra ir, çekme beriyye zahmetin
İdegör Kâ'be tavâfın itmeden Haccâc'lık Çalışıp (onun) yüzüne ulaş, yaratılmışların zahmetini çekme. Kâbe'yi tavaf edegör, etmeden Haccac'lık. Mihrî Hâtun
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
|
|
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi