06-02-2021, 21:06
Ben Sultan Abdülrezzak ibn Ebûziddin ve size kısa hükmümü anlatacağım.
Benim hükmüm savaşla başlamış savaşla bitmiş hükümdür ve bu savaşların ilki Kahire Dük'ünün Delta'yı almak için olan savaşıydı. Bu savaşta öncelikle dükün başkentini kuşattım ve diğer mülklerine doğru ilerledim ama bu savaşı ezici bir zaferle bitiremeden haçlı seferi başladığı için beyaz barış yapmak durumunda kaldım.
Savaş sırasında generalliğimi geliştirmeye çalışıyordum haçlıya karşı ordularımı bizzat komuta etmek için. Kafirlere karşı savaşma konusunda özellikle yetenekli olduğumu keşfettim.
Haçlı seferinde bütün çabalarıma rağmen utanç içinde Kudüs'ü kafirlere teslim etmek zorunda kaldım ama geri döneceğim...
Haçlı sırasında bir Bizans dükü Şeyzer için bana savaş açtı ama haçlılara teslim olduktan sonra ordularımla kuzeye gidip dükü yendim ama tam artık barış dönemine geçtim sanarken...
Bir diğer Bizans dükü savaş açtı ve onu da yenip Anadolu'ya geri yolladım.
Savaşlar bittikten sonra ilk işim daha önce edinilmiş bir borcu ödemek oldu.
Vasallarınım gerçek dini bulmasına yardımcı oldum.
Artık ülkem daha stabil bir hâle geldikten sonra ziyafet düzenlemeye karar verdim.
Artık kendimi bilime adamaya karar verdim bu barış döneminden yararlanmak için.
Genç oğlum Rasul'ü Sirenayka emiri ilan etmeye karar verdim.
Bu güzel barış dönemi sırasında kulağıma gelen bir komplo oldu zamanında bu komployu hiç önemsemedim, ah ah ne büyük aptallıktı.
Ülkemde isyan etmek isteyen bazı emirler vardı, ben de yapılabilecek en mantıklı şeyi yaptım ve onları hapse attım.
Artık hükmümün en büyük utanç kaynağını telafi etme vakti geldi. Ordular ilk hedefiniz Kudüs, ileri.
Ordularım Kudüs şehrini düşürmüştü, tüm muharebeleri zaferle sonuçlandırıyorlardı. Bütün bunlar arasında bir falcı kampıma gelip geleceğimin benim için ne kadar iyi şeyler getireceğinden bahsetti. En kötü ne olabilirdi ki artık bu noktadan sonra...
Demek bu olurmuş.
Oğlum sana tek bir vasiyetim var hatamı telafi et ve haçlılara kaybettiğim toprakları geri al
Benim hükmüm savaşla başlamış savaşla bitmiş hükümdür ve bu savaşların ilki Kahire Dük'ünün Delta'yı almak için olan savaşıydı. Bu savaşta öncelikle dükün başkentini kuşattım ve diğer mülklerine doğru ilerledim ama bu savaşı ezici bir zaferle bitiremeden haçlı seferi başladığı için beyaz barış yapmak durumunda kaldım.
Savaş sırasında generalliğimi geliştirmeye çalışıyordum haçlıya karşı ordularımı bizzat komuta etmek için. Kafirlere karşı savaşma konusunda özellikle yetenekli olduğumu keşfettim.
Haçlı seferinde bütün çabalarıma rağmen utanç içinde Kudüs'ü kafirlere teslim etmek zorunda kaldım ama geri döneceğim...
Haçlı sırasında bir Bizans dükü Şeyzer için bana savaş açtı ama haçlılara teslim olduktan sonra ordularımla kuzeye gidip dükü yendim ama tam artık barış dönemine geçtim sanarken...
Bir diğer Bizans dükü savaş açtı ve onu da yenip Anadolu'ya geri yolladım.
Savaşlar bittikten sonra ilk işim daha önce edinilmiş bir borcu ödemek oldu.
Vasallarınım gerçek dini bulmasına yardımcı oldum.
Artık ülkem daha stabil bir hâle geldikten sonra ziyafet düzenlemeye karar verdim.
Artık kendimi bilime adamaya karar verdim bu barış döneminden yararlanmak için.
Genç oğlum Rasul'ü Sirenayka emiri ilan etmeye karar verdim.
Bu güzel barış dönemi sırasında kulağıma gelen bir komplo oldu zamanında bu komployu hiç önemsemedim, ah ah ne büyük aptallıktı.
Ülkemde isyan etmek isteyen bazı emirler vardı, ben de yapılabilecek en mantıklı şeyi yaptım ve onları hapse attım.
Artık hükmümün en büyük utanç kaynağını telafi etme vakti geldi. Ordular ilk hedefiniz Kudüs, ileri.
Ordularım Kudüs şehrini düşürmüştü, tüm muharebeleri zaferle sonuçlandırıyorlardı. Bütün bunlar arasında bir falcı kampıma gelip geleceğimin benim için ne kadar iyi şeyler getireceğinden bahsetti. En kötü ne olabilirdi ki artık bu noktadan sonra...
Demek bu olurmuş.
Oğlum sana tek bir vasiyetim var hatamı telafi et ve haçlılara kaybettiğim toprakları geri al