Yıl:1836
Oyun modu: Victoria 3.04-Vickymod
Amacımız:
Oyun modu: Victoria 3.04-Vickymod
Amacımız:
Zamanında başka bir forumda yazdığım bir hikayeyi buraya aktaracağım.Değerli yorumlarınızı bekliyorum.
Hikaye: Avrupa'nın Hasta Adamından Avrupa'nın Korktuğu Adama
|
Yıl:1836
Oyun modu: Victoria 3.04-Vickymod Amacımız: Zamanında başka bir forumda yazdığım bir hikayeyi buraya aktaracağım.Değerli yorumlarınızı bekliyorum.
06-07-2017, 12:03
Güzele benziyor takip +1
06-07-2017, 12:44
Takip.
06-07-2017, 12:54
Sonunda bir vic 2 hikayesi takip :D
(06-07-2017, 19:59)Snykdel : Vicky yerini HPM'e bırakmamış mıydı? Son versiyona sen uyarladın galiba? Artık geliştirilen bir mod değil ama redditte 3.04 için geliştirilen bir mod versiyonu mevcut. Bölüm 1 Tarihçe 1808 Mayıs-Alemdar Mustafa Paşa,3.Selim'i kardeşi 4.Mustafa öldürmeden kurtarır.4.Mustafa ve yandaşları öldürülür.İmparatorluk tekrar bir nispi bir istikrar dönemine girer. 1808 Haziran-Alemdar Mustafa Paşa ,sadrazam olarak göreve getirilir ve hızla ıslahatlara başlar. 1812 Ruslarla yapılan savaşta Osmanlı yenilir ve Sırbistan'a özerklik verilmek zorunda kalınır. 1817 Yunan isyanı ve dış güçlerin baskısıyla ,Yunanistan'a bağımsızlık verilmek zorunda kalındı. 1833 Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa,isyan edip özerk devlet statüsü elde etti. Yıl 1836,Osmanlı Devleti 200 yıldır devam eden bir çöküşte idi.Yıllardan beri kendi içinde yolsuzluk ve parçalanmayla yüzleşen imparatorluk o kadar zayıflamış durumdaydı ki Avrupa'nun süper güçleri ona "Hasta Adam" lakabını takmışlardı.Birileri bu gidişe dur demeliydi. 1836 Devlet-i Aliyye
2 Ocak 1836
Alemdar Mustafa Paşa,3.Selim tarafından Afrika'da Osmanlı hakimiyetinin tahsis edilmesi amacıyla 12.000 askerle Mısır üzerinden ,Trablusgarp'a gönderilir.Seferden kendine pay almak isteyen Kavalalı Mehmet Ali Paşa ,Libya seferine destek verir. Trablusgarp Ayanı Niğdeli Hasan Paşa,padişahın merkezi otoritesine isyan etmiş ve gönderilen Osmanlı ordusuyla savaş kararı almıştır. Mısır-Osmanlı ortak kuvvetleri Libya'daki asayişsizliğe son vererek Libya'daki mutlak Osmanlı otoritesini yeniden temin ettiler. Alemdar Paşa ,Libya'dan sonra Tunus'ta soluğu alır.Tunus Valisi Cezayirli Mustafa Paşa,Devlet-i Aliyye'ye tam bir sadakat yemini eder.Bunun üzerine Tunus'a gözdağı verilip Osmanlı hükümdarlığından tamamen çıkmış olan Cezayir'e yönelinir.Cezayir,Osmanlı ordularını karşısında görünce savaşmadan teslim olur ve Cezayir'de,Tunus'ta olduğu gibi başındaki Cezayir Valisi yerinde bırakılarak Mısır'a doğru yola çıkılır.Alemdar paşa'nın Tunus ve Cezayir'i tamamen Osmanlı'ya bağlamak yerine yarı-otonom bir devlet halinde bırakılmasının amacı onlara şu an için bir sır olan Mısır Seferi için yardımına ihtiyaç duymasıdır. BÖLÜM 2
1838
Cezayir,barışçıl olarak Osmanlı egemenliğini kabul etmiş,Alemdar Paşa Mısır'a doğru dönmektedir.
Afrika'da savaşlar sürerken bir yandanda Devlet-i Aliyye'yi daha iyi hala getirmek için reformlar yapılmaktadır.
Alemdar Paşa,Mısır'a ulaştıktan sonra Kahire'de Kavalalı Mehmet Ali Paşa ile buluşur.Kavalı,Libya ve Cezayir'e yapılan seferlerde kendisine bir şey verilmediği için kırgındır.Yapılacak olan İran Seferi için destek sözü karşılığında kendisine Irak ve Kuveyt Valilikleri teklif edilir.
İran,kendisine yapılacak olan seferden önceden haberdar olup önce davranmak amacıyla Osmanlı Devleti'ne savaş açar.
Bu arada bu kadar savaşı kaldıramayan Osmanlı maliyesi tam takırlık duruma gelir.İlk kez dış borçlanmaya gidilir ve birçok ülkeden fazla miktarda borç alınır. 1839 Osmanlı-İran Savaşı'nda birçok kanlı muharebeye şahit olunur.Osmanlı'nın gevşek davranan Afrika'daki uydu devletlerine yaptıklarını görmüş olan Balkan uydu devletçikleri,Osmanlı'ya açık destek verirler.
1840 yılında tek başına Osmanlı-Mısır-Sırbistan-Eflak-Boğdan kuvvetleriyle baş edememeyerek barış antlaşmasını imzalar. 1840-Tehran Antlaşması Ve Osmanlı Devleti,1836 itibariyle tarih sahnesine hızlı bir giriş yapmış Avrupa devletleri karşısında prestiji yükselmiştir.Bütün bu elde edilen başarılarda 1808'den beri devleti reformlarla düzeltmeye çalışan ileri görüşlü Alemdar Mustafa Paşa'nın etkisi büyüktür. BÖLÜM 2
1838 Cezayir,barışçıl olarak Osmanlı egemenliğini kabul etmiş,Alemdar Paşa Mısır'a doğru dönmektedir. Afrika'da savaşlar sürerken bir yandanda Devlet-i Aliyye'yi daha iyi hala getirmek için reformlar yapılmaktadır. Alemdar Paşa,Mısır'a ulaştıktan sonra Kahire'de Kavalalı Mehmet Ali Paşa ile buluşur.Kavalı,Libya ve Cezayir'e yapılan seferlerde kendisine bir şey verilmediği için kırgındır.Yapılacak olan İran Seferi için destek sözü karşılığında kendisine Irak ve Kuveyt Valilikleri teklif edilir. İran,kendisine yapılacak olan seferden önceden haberdar olup önce davranmak amacıyla Osmanlı Devleti'ne savaş açar. Bu arada bu kadar savaşı kaldıramayan Osmanlı maliyesi tam takırlık duruma gelir.İlk kez dış borçlanmaya gidilir ve birçok ülkeden fazla miktarda borç alınır. 1839 Osmanlı-İran Savaşı'nda birçok kanlı muharebeye şahit olunur.Osmanlı'nın gevşek davranan Afrika'daki uydu devletlerine yaptıklarını görmüş olan Balkan uydu devletçikleri,Osmanlı'ya açık destek verirler. 1840 yılında tek başına Osmanlı-Mısır-Sırbistan-Eflak-Boğdan kuvvetleriyle baş edememeyerek barış antlaşmasını imzalar. 1840-Tehran Antlaşması Ve Osmanlı Devleti,1836 itibariyle tarih sahnesine hızlı bir giriş yapmış Avrupa devletleri karşısında prestiji yükselmiştir.Bütün bu elde edilen başarılarda 1808'den beri devleti reformlarla düzeltmeye çalışan ileri görüşlü Alemdar Mustafa Paşa'nın etkisi büyüktür. BÖLÜM 3
İran,Libya,Cezayir Seferlerine destek vermesine rağmen kendisine Irak ve Kuveyt Valilikleri verilmemiş olan Kavalalı,Osmanlı Devleti'ne savaş açar.
Zaten kafasında bir Mısır Seferi bulunan Alemdar Mustafa Paşa için artık gereken bahane hazırdır.Planlar hazırdır ve ordu ,Halep'e doğru taaruza geçer.
Suriye bölgesi kanlı çarpışmalara sahne olur birçok Müslüman evladı burada yaşamını yitirir.Balkan kuvvetlerininde gelmesiyle ilerleyiş hızlanır.
Mısır'daki karışıklığı fırsat bilen Cezayir Dayısı,tekrar bağımsızlığını ilan eder.Hainlere günleri gösterilecek. Devlet-i Aliyye,kendisi Mısır Seferi'yle meşgul olduğundan Avrupalı müttefikleri olan Sicilya Krallığı ve sadık Tunus askerleri Cezayir'e müdahale ederler.Önce seferde kan akıtılmayan Cezayir'de asilerin kelleri uçurulmuştur.Mutlak Osmanlı otoritesinden asla taviz verilmemiştir.Artık otonom ayan ve valilerin dönemi kapanmıştır.
Bu arada Mısır'da başarıya yakınlaşılmış,müttefik kuvvetlerinde desteğiyle Kahire işgal edilmiştir.
Mısır Seferi,birçok kayıplarla zafere ulaşmak üzere
Zaferin Osmanlı'nın olacağının anlayan Avrupa devletleri Osmanlı'ya destek verdiklerini açıklarlar.
Bir tek Fransa,Mısır'dan yana tavır koyar.Ama İngiltere ve Rusya'nın Osmanlı tarafında olduğu için uluslararası bir müdahalede bulunamaz.
Yıllar sonra Fransa'yla da Devlet-i Aliyye hesaplaşacak. Osmanlı'nın güçlenmesi icin zamana ihtiyaç var.
Ordularımız Kahire'ye ulaştıktan 1 ay sonra Mısır,pes ederek koşulsuz teslim oluyor.
Hedefimiz ilk önce Mısır'ı uydu devletliğe alıp sonra tasfiye işlemlerine başlamak.
Mısır,kuklalığa alındıkdıktan sonra Memlükten arta kalanlar ve Kavalalı ailesi hızlı bir şekilde tasfiye edilerek mutlak Osmanlı iradesine hazır hale getiriyoruz.Önümüzde 2 seçenek var.Ya ilk zamanlar gibi özerk bir yapı yada dış güçlerin tepkisini çekmek pahasına mutlak Osmanlı hakimiyeti.Aynı hataya bir daha düşülmeyecek,Mısır tamamen Osmanlı'nın olacak.
"We shall rule them directly" diyor padişahımız 3.Selim.
Afrika'da Osmanli hakimiyeti bir kez daha sağlandı.Otonom beylerin,dayıların yönetimine son verildi.Sıra Hicaz ve Arabistan'da.
Artık yeni bir Osmanlı doğuyor.
19.yüzyıl Dünyasında,artık Osmanlı'da süper güçler arasında olduğunu kanıtladı.
BÖLÜM 4
Afrika'da Devlet-i Aliyye'nin otoritesi sağlanmış sıra Arap yarımadasına gelmiştir.Mısır'dan dönen Alemdar Paşa'nın kuvvetleri ,Hicaz'da tekrar düzeni sağlanmak için saldırı emri verir.
Kutsal Şehirler,Mekke ve Medine'ye Osmanlı askerleri girerken
Hicaz,teslim alınır.
Arabistan'ın diğer büyük kabileleri olan Nejd ile Hail aşiretleri arasında bir savaş patlamak üzerinde olduğunu anlayan Alemdar Paşa,şimdilik buraya dokunmaz ve ordusunu İran'a yöneltir.
İmparatorluk topraklarında büyük ölçüde otorite sağlanmış,İstanbul,pay-ı taht ekonomik ve kültürel açıdan büyümüştür.Birçok koloni toprağından İstanbul'a göçler başlamıştır. İslam dinince kutsal şehirler olan Mekke ve Medine'nin elimizde olması bizim için bir şeref ve prestij kaynagi.
Bir yandanda sosyal ve politik reformlar yapıyoruz.3.Selim Han Hazretleri,İslam dinince meşveret usülünün daha faydalı olacağını görmüş ve seçim sistemi getirmiştir.
Sosyal ve politik reformlarımızla anayasal monarşiye geçmeye hazırlanıyoruz.
Arabistan'da biten iç savaşı Nejd kabilesi kazanınca zaten yeni savaştan çıkan Nejd üzerine sefere çıkıyoruz.
Hazinemiz herzaman ki gibi tam takır.Devam eden savaşlarla borç batağına battık.
Nejd tamamen işgal edildi.Maalesef ,körfez ülkelerine şimdilik dokunamıyoruz çünkü Birleşik Krallığının koruması altındalar.
Savaşlara ara verip batmakta olan ekonomimizi ıslah etmek için reform üstüne reform yapıyoruz.
3.Selim Han Hazretleri'nin emri fermanı o dur ki
Sıkı mali disiplin sağlanacak.!!!
Yapılan reformlarla ,serbest piyasa ekonomise zemin oluşturuluyor.İç gümrükler kaldırılarak esnafa ve serbest müteşebbislere yer açılıyor.
Sonunda reformlar sonuç vererek maliyemiz rahatlıyor.Dış borçları temizlemeyi başardık.
Sıkı mali disiplinden taviz verilmeyecek buyuruyor 3.Selim Han Hazretleri!!!
Arabistan'dan dönen Alemdar Paşa,İran üzerine sefer yapıp iki vilayeti Devlet-i Aliyye'ye kazandırıyor.
Yıl 1856'ya gelinmesine rağmen yinede çok yol kat etmemiz gerekiyor.
24-12-2017, 00:44
Oyunu hiç bilmesem de çok hoşuma gitti hikaye.Takip :)
Bir Japon Atasözü der ki:
Davranışlarınızı yönetin yoksa onlar sizi yönetir. (24-12-2017, 00:44)VladimirSzecny : Oyunu hiç bilmesem de çok hoşuma gitti hikaye.Takip :)Tesekkurler Vlad. BÖLÜM 5
Yıl 1858'e gelmiş,ülkemiz nispi bir istikrar ve toparlanma dönemini yaşıyordu.Ama Ruslarında desteğini alarak Eflak ve Boğdan Voyvodalık'ları bağlı oldukları Osmanlı İmp.'ğundan izin almadan birleşmiş ve bağımsızlıklarını ilan etmişlerdi. Devlet-i Aliyye olarak ,asilere acımamalı,isyan edenin kellesini almalıydık.
Afrika'daki bize aslen bağlı olmayan dayılara yaptıklarımızdan ders almamış olacakki bu destursuzlara,Devlet-i Aliyye gereken dersi verecek.
Sırp birliklerinin de yardımıyla ayaklanmayı fazla yayılmadan bastırdık.Romanya'dan gelen barış teklifini kabul ettik.
Böylece birleşmiş ve daha güçlü Romanya'da devletimizin otoritesi tekrar tahsis edildi.
Bir yandan savaşlar devam ederken bir yandan yapısal reformlara girişiyoruz.3.Selim Han'ın fermanıyla artık ulusal değerimiz birlik ve beraberlik (unity) olacak.İmparatorluğun bütün unsurları Ermenisi,Çerkezi,Lazı,Kürdü,Arabı,Sırbı,Yunanı,Bulgarı,Türkü beraber yaşamak zorundadır ve hiçbir ayrılık talep edemez.İsyan edenin kellesi gider.Buna karşılık Devlet-i Aliyye,her unsurun can,mal,inanç,vicdan ve hukukunu korumakla mükelleftir.
Güçlenen Osmanlı İmpatorluğu,Afrika ve Arabistan'da birçok elden çıkan yada dayı ve beylerin keyiflerine göre yönetilen toprakları geri almıştı ve sıra Balkanlara gelmişti.Romanya'daki ordu, Yunanistan sınırına yığılmış ve Yunan tarafına Osmanlı'ya tekrar bağlanması için ültimatom verilmişti.Güçlenen Osmanlı karşısında,Avusturya-Macaristan'ında desteğini alan Osmanlı'ya ,Fransa-İngiltere ve Rusya ses çıkaramamıştı.
Ultimatomumuzu kabul etmeyen Yunanistan'a savaş açıyoruz.
Romen ve Osmanlı birlikleri,Atina'ya girerken
Atina'dan sonra Osmanlı Ordusu Mora'ya girerken
Daha fazla dayanamayan Yunanistan,büyük devletlerinde desteğini alamayınca ilhakı kabul etmek zorunda kalıyor.(1863)
Yunanistan'ın ilhakından 1 sene sonra 1864'de Sultan 3.Selim Han Hazretleri büyük öngörü ve iyi niyet teşebbüsleriyle resmen anayasal monarşiye geçilmesi için gerekli adımların atılmasını emri ferman buyuruyor.
İran'da tebliğ ve irşatla vazifeli alimlerimizin öldürüldüğü haberini alıyoruz.
Sultan 3.Selim Hazretleri ,İran'dan faillerin hemen Devlet-i Aliyye'ye teslim edilmesi talebinde bulunuyor.Bunu kabul etmeyen İran'a savaş ilan ediliyor.
Osmanlı ve müttefiklerine mağlup olan İran'dan iki vilayet ve şehit edilen alimlerimizin faillerini ve onlar için tazminat aynı zamandan İran'da bulunan diğer Sünni alimlerimiz için eman alıyoruz.
Osmanlı-İran Savaşı'ndan istifade edip isyan eden Yunan ayrılıkçılarının kellesini alacağız.
Yunan isyanı ,başarılı bir şekilde bastırılıyor.İsyancıların kellesi alınıyor.Artık vilayetlerimizde tam bir barış ve huzur hakim olacak.
İlhak edilen Yunanistan'daki fabrikalara el koyuyoruz.Bununla birlikte yurtta birçok fabrika açarak sanayileşmenin ilk adımlarını atıyoruz.
Bu arada Avrupa karışmış durumda,desteklediğimiz Sardinya Krallığı,İtalya'yı kurmayı başarmış ve bizimde desteğimizi alaraktan Fransa'ya savaş ilan etmiştir.Osmanlı Devleti,200 yıl sonra ilk defa Avrupa'nın iç işlerine müdahale ediyor.
İtalya,desteğimizle beraber Fransa'dan zaferle çıkıyor.Bölgeden çekilmek zorunda kalan Fransa etkisininde yardımıyla artık büyük bir güç olan Devlet-i Aliyye , Tunus'u barışçıl olarak ilhak ediyor.
Sadece siyasi olarak değil birkaç yıl arayla çeşitli bilimsel keşiflere imza atıyoruz.Mısır'da firavunun mezarı,Osmanlı arkeologlar tarafından gün yüzüne çıkartılıyor.
Truva şehrinin ,Osmanlı-Alman arkeolog araştırma ekibi tarafından keşfi
Osmanlı kaşifleri, Nil Nehri'nin kaynağını bularak dünya çapında bir üne kavuşuyorlar.
1871'de ,Ummanlı Arap kardeşlerimiz ,Britanya sömürgeciliğine ve Batılı güçlere karşı Osmanlıyla bir olmak istiyorlar.Mutlulukla kabul ediyoruz.
Dünya'daki ilk 5 süper güç arasına girerekten bir kez daha hasta adamın iyileştiğini Dünya'ya kabul ettiriyoruz.Lakin daha alınacak çok yolumuz var.
24-12-2017, 12:11
Kaiser seni tebrik ve takip eder.
(24-12-2017, 12:11)Kaiser-i Rum : Kaiser seni tebrik ve takip eder. Eyvallah Kaiser Yorum atan arkadaslara tesekkurler. Gelen yorumlar ve begeniler yazari her zaman daha fazla yazmaya tesvik eder. BÖLÜM 6
Yeni kurulan Almanya İmparatorluğu'na , Fransa-Avusturya koalisyonu tarafından savaş açılmış.Devlet-i Aliyye'mizden yardım talep ediliyor.300 yıl evvel ceddimiz Kanuni Sultan Süleyman Hazretleri , Fransa Kralı Fransuva tarafından Almanlara karşı yapılan çağrıyı reddetmemişti.Bugün şartlar değişmiş Almanya , Sultan Selim Hazretlerinden Fransa ve Avusturya'ya karşı yardım talep etmişti.Hünkarımız talebi kabul ediyor.Böylece Almanya-İtalya-Osmanlı üçlü ittifakı kurulmuş oluyor.
Fransa ve Avusturya'ya savaş açılıyor.Almanya-İtalya ve Osmanlı-Romen-Sırp kuvvetleriyle aynı anda savaşamayan Avusturya'yı hızlı bir şekilde işgal ediyoruz.
Alp Cephesinden hızlı bir giriş yapan İtalya,Fransa içlerine kadar ilerliyor.İspanya,fırsatı değerlendirip Fransa'ya savaş açıyor.
Cezayir Beylerbeyimiz,hünkarımızın emriyle ,Fransız Cezayir'ini fethediyor.
10 şubat 1877'de Berlin Barış Antlaşması imzalanıyor.Kuklamız Romanya Devleti'ne Erdel bölgesini kazandırıp tüm hak iddia ettiği toprakları Avustuya'dan alarak Romanya'ya bağlıyoruz.Fransızlar,Cezayir'den resmi olarak atılıyor.Fransız sömürgeciliğini engellemek için değerli bir adım.
Böylece 200 seneden beri ilk defa Avrupa'da bir toprak kazanımı elde ediyoruz.200 sene önce bizlere ayrı ayrı bağlı olan Eflak,Boğdan ve Erdel Beylikleri hepsi Romanya adı altında tek olarak bize bağlı durumda.
İstanbul'da ,Avrupa'da elde edilen zaferden dolayı padişah ve saray ahalisinin katılacağı sultan alayı düzenleniyor.Tüm yabancı büyük elçiler davet ediliyor.
Güçlü bir ordunun yanında artık güçlü bir donanma kurma vakti geldi.İlk buharlı savaş gemilerimizi inşa edip denize indiriyoruz.
1879'da Sultan Selim Han Hazretleri'nin fermanıyla Hattı-Humayun ilan ediliyor.Fermana göre Müslüman tebaa ,Türk-Kürt-Boşnak-Arvanut-Mısri diye ayrılamaz.Tüm bu halklar Osmanlı vatandaşı olarak devlet önünde eşittir.Gayri müslimler ise zimmi statüsünde olup askerlikten muaf olmak koşuluyla cizye vergisi ödemekle mükelleftir.Devlet-i Aliyye,müslüman olsun veya olmasın tüm milletlerin can,mal,namus ve güvenliğini temin etmek durumundadır.
Teşkilat-ı Mahsusa'yı kuruyoruz.
Anasayasal monarşimizde ilk seçimler gerçekleşiyor,Tanzimat Fırkası ilk iktidar partisi oluyor.
Tüm bu yenilikleri yaparken sene 1880'i buluyor ve büyük devletlerle birlikte İstanbul Konferansı'nı düzenleyip Afrika'nın nasıl paylaşılacağını konuşuyoruz.Artık Devlet-i Aliyye'de büyük bir güç olduğu için diğer Avrupalı devletler,Osmanlı'yı hesaba katmadan birşey yapamayacaklarını anlamış durumdalar.
Afrika'yı kolonileştirmeye başlıyoruz.Bu amaçla etkimiz altındaki Etiyopya topraklarından geçip bir müslüman krallık olan Zanzibar'a halifelik ünvanımızla gidip Halife Sultan 3.Selim Han Hazretleri'nin kendilerini ilhak edip tüm müslümanları tek bir bayrak altında toplama çağrısını iletiyoruz.Müslüman kardeşlerimiz teklifimizi kabul ediyorlar.
Kolonileşme yarışı başladı,Fransa ile Moritanya üzerinde yarışıyoruz.
Moritanya'da Fransa çekilmek zorunda kalıyor.Kolonileşmeye'ye hızlı başladık.Mısır'dan Uganda'ya kadar hızla kolonileşebildik.Onları Avrupa güçlerinin emperyalismden koruyup Osmanlı adeletiyle tanıştırmanın vakti geldi.
Takvimler 1882'yi gösterdiğinde artık Devlet-i Aliyye ilk 4 güç arasına girmiştir.Kolonileşme yarışında önde ilerleyen ve hızla sanayileşelen bir güç haline gelen Osmanlı İmparatorluğu'nun eski şanlı günlere dönmüş gibiydi.
DUNYA 5`TEN BUYUKTUR.
25-12-2017, 09:19
Güzel güzel ellerine sağlık Vic 2 nin güzelliği unutulmamalı :)
(25-12-2017, 09:19)Feldmarschal : Güzel güzel ellerine sağlık Vic 2 nin güzelliği unutulmamalı :) Tesekkurler Feld. Victoria 2 ,EU4`e kiyasla cok az icerik almasina ragmen pdx`un cikardigi en iyi oyunlardan biridir bence. BÖLÜM 7
1877 yılı itibariyle Devlet-i Aliyye, sanayi devrine hızlı bir başlangıç yapmış ve ilk 10 ekonomiye girmeyi başarmıştır.
Padişahımızın emri- fermanı o dur ki
" Hedef 1890 ,ilk üç ekonomiye girebilmek "
1880 İstanbul'da bir Dokuma Fabrikası
1881
Fransa'nın Almanya ve İtalya ile savaşmasından istifade eden İspanya,kaybettiği toprakların bir kısmını geri alır.
Kolonileşme çabalarımız hızla devam etmekte.
Afrika ülkelerini ya savaşla yada halifelik sıfatımızla kendimize bağlıyoruz.
Libya Çölünü satın alıyoruz.
Kolonize olduğumuz yerleri en iyi şekilde yönetibilmek için gerekli bürokratik ve yönetim organlarını hayata geçiriyoruz.
Ülkemizi en iyi bir şekilde yönetilmek adıyla en yetenekli adamları uygun kadrolara atıyoruz.
Padişahımız Sultan Selim Han'ın emri fermanı odur ki
"Her görev liyakate göre verilecek,kayırmacılığa göre değil"
Sokoto Krallığı'nı da ilhak ederek çemberi kapattıyoruz.Böylece Avrupalı emperalist güçlerin Afrika'nın içine kadar ulaşmalarını engelliyoruz.
Serbest piyasa ekonomisine göre yaptığımız reformlar sonuç veriyor.Devlet destekli serbest müteşebbislerimiz tüm yurdu demirağlarla örmeye başlıyorlar.
Sadece demiryoluyla yetinmeyip %100 yerli sermaye ve Osmanlı mühendislerimizle dev Süveyş Kanalı projemize başlıyoruz.
Devletimiz sanayi devrine hızlı bir başlangıç yaptı.Artık her yurdumuz demirağlarla örülmüş durumda.Her şehirde fabrikalarımız kurulmuş ve üretim yapar vaziyette.
Balkanlardan Anadoluya Anadoludan Suriye'ye Suriye'den Mısır'a fabrikalarımız harıl harıl çalışmakta
1890 itibariyle 4.sıramızı sağlamlaştırıyor ve koruyoruz.
25-12-2017, 23:48
üst üste güzel bölümler ve fikrine kesinlikle katılıyorum bu yüzden paradoxdan en çok beklenen oyun haline geldi Vic 3 istiyoruz aslında Vic 2 oynayan herkes istiyo :D
29-12-2017, 05:39
BÖLÜM 8
1886'da yapılan nüfus sayımı sonuçları elimize ulaşıyor. 111 milyonla Dünya nüfus sıralamasında 4.sıradayız.
Nüfus önemli bir güçtür.Fabrikalara işçi,kışlalara asker lazım.En az 5 çocuk buyuruyor Sultan Selim Hazretleri
Süveyş Kanalı inşaatında 1.etapı tamamlayarak 2. etapa geçiyoruz.
1894'de İtalya ile birlikte Avusturya-Macaristan'a savaş ilan ediyoruz.
İki cepheden birde kuşatılan Avusturya fazla dayanamıyor. Hırvatistan'ı feth edip barış imzalıyoruz.
1895'de ilk 3 ekonomiye girmeyi başardık.
Gün geçmiyor ki Devlet-i Aliyye'nin herhangi bir vilayetinde bir fabrika yapılmasın.
AFrika'da kolonileşme yarışı bitti.Şimdi sıra geriye kalan bağımsız devletleri ilhak etmekte.
1896 Bütçemiz oldukça toparlanmış bir şekilde.Gümrük vergilerini aşağı çekebilmiş.Vergileri düşürebilmişiz.Yakında devlet-i aliyyemiz devasa boyutlara ulaşan sanayi subvansiyonlarını çekecek.
Okuma-yazma oranımız %60'ı vuruyor ve hızla artmaya devam ediyor.Batılı devletleri bu noktada da geçmeye gayret ediyoruz.
1897 itibariyle tüm yurdu en son teknoloji demirağlarla döşüyoruz.
İmparatorluğumuzun genişlemesiyle beraber kültürel ve bilimsel anlamda sıçrama oluyor.Kolonilerimizden gelen mallar ile bir fuar düzenliyoruz.
1900 yılı itibariyle ilk 3 ekonomi arasına girmiş,kolonileşme yarışını büyük ölçüde kazanmış ve 2.süpergüç bir Osmanlı'ya kavuştuğumuz için Allah'a hamd ediyoruz.
"20.yy ,Devlet-i Aliyye'nin yüzyılı olacak."
buyuruyor Sultan Selim Hazretleri
29-12-2017, 13:55
@Sezar 'ı buradan böyle bir hikayeyi yazdığı için tebrik ediyorum. Son bölüm özellikle müthişti. Vic2 konularının da her gün daha fazla kişi tarafından görülmesi ümidiyle iletimi sonlandırıyorum.
29-12-2017, 15:13
@Sezar ın hakkını Sezara vermek lazım çok güzel bir son bölüm belki Osmanlı oynamak isteyenlere rehber bile olabilir özellikle Afrika kolonileşmesinde ellerine sağlık :)
29-12-2017, 18:36
@Sezar Böyle bir hikaye yazdığın için teşekkürler. Kendim oynayamayınca böyle bulduklarımızı okumak düşüyor bize de . Ufak bir ricam olacak hangi maldan ne kadar üretim yaptığını gösteren prduction ekranını da atar mısın? İstatistikler konusunda baya meraklıyımda :)
Uzun bir aradan sonra hikayeye devam ediyorum.
(29-12-2017, 18:36)birisi43 : @Sezar Böyle bir hikaye yazdığın için teşekkürler. Kendim oynayamayınca böyle bulduklarımızı okumak düşüyor bize de . Ufak bir ricam olacak hangi maldan ne kadar üretim yaptığını gösteren prduction ekranını da atar mısın? İstatistikler konusunda baya meraklıyımda :) Bu oyunu uzun zaman once oynamistim, o yuzden elimde save yok. Ilerde onceden almis oldugum bazi istatistikleri paylasacagim belki biraz olsun merakini karsilar.
BÖLÜM 9
1900 Mayıs
Sultan 3.Selim Hazretlerinin vefat etmesi ile yıkılıyoruz.Kendisi 121 yaşında vefat ederek,Osmanlı Hanedanında en fazla hükümdar olarak kalan padişah oldu.Devlet-i Aliyye,onun zamanında hasta adamlıktan çıkıp Dünya'nın süper güçlerinden biri oldu.
Tahta Sultan Selim Han'ın torunu 2.Abdülhamit geçer.
1900 lerin başında sürekli İtalya-Almanya ile savaşmaktan zayıflayan Fransa'ya İspanya saldırıyor.İspanyol birlikleri Paris'e kadar gelmeyi başarıyor.
1900 yılı itibariyle 2.büyük ekonomiyiz ve 1. olmak üzereyiz.Rahmetli Sultan Selim Han'ın hayali gerçekleşmiş.
Bilimsel keşiflerimiz aralıksız devam ediyor.Kuzey Kutbuna ulaşan ilk ülke oluyoruz.
Afrika'daki bağımsız ülkeleri ilhak etmeye başlıyoruz.Bornu ,direnmeden teslim oluyor.
1905 itibariyle Rusya'yı geçip 1.süper güç oluyoruz.
1.güç olmamızın verdiği hakla Osmanlı'nın Karlofça Antlaşması ile kaybettiği tüm yerlerde hak iddia ediyoruz.Bunlardan biride Kırım bölgesi.
Fas'ı ilhak ediyoruz.Sıra Etiyopya'da.
Etiyopya,Fas gibi ilhak teklifimizi kabul etmeyip birde ,ülkesinde Osmanlı etkisini kaldırmak için büyükelçilerimizi sınır dışı ediyor.
Devlet-i Aliyye'mize böyle bir saygısızlık cevapsız kalamaz buyuruyor Sultan Abdülhamid Han Hazretleri.Savaş ilan ediyoruz.
Etiyopya beklendiğinden çok daha iyi bir mücadele veriyor.Yerel birliklerimiz yetersiz kalınca,Kafkas ordusunu yardım için bölgeye çekiyoruz.
Küçümsediğimiz Etiyopya'yı zar zor ilhak edebildik.
Süveyş Kanalı İnşa Projesi'nin 2.etabı tamamlandı son etap olan 3. 'ye geçiyoruz.
Sultan 2.Abdülhamit Han Hazretleri'nin emriyle kaybedilen toprakları geri alma amacıyla Avusturya-Macaristan'a savaş ilan ediyoruz.
"Zafer,bizim olacak,Allahu Ekber! " diye buyuyor padişahımız.
Osmanlı ve müttefikleri Avusturya sınırında
Galiçya bölgesinde duruma hakimiz.
Ordularımız Viyana'ya yürürken
Büyük zaferlerimizden görüntüler;
Viyana dahil ülkenin çoğu yeri işgal altında kalınca Avusturya ve müttefiki Fransa barış istiyor.
Antlaşma çerçevesinde , Slovenya'yı ve Temesvar'ı geri alıyoruz.
2.Avusturya-Fransa Savaşı'nın sonuçlanmasıyla beraber Avrupa sınırımız
Devlet-i Aliyye ,teknoloji alanında da liderlik yapmaya devam ediyor.İlk Savaş uçağını keşfediyoruz.
Ordumuzu ve donanmamızı en modern silah ve gemilerle donatıyoruz.
1910 yılı itibariyle nüfus sayımı,nüfusta Rusya'yı geçerek 3.sıraya yerleşiyoruz.
1912 yılı itibariyle Dünya sıralaması,Devlet-i Aliyye'miz artık eski günlerine dönmüş durumda.Yaklaşık 80 yıl gibi kısa zamanda sanayileşip,nüfusu ve okuma-yazma oranını arttırıp,teknolojide Batı'yı geçmemizi nasip eden Allah'a hamd ediyoruz.Osmanlı bir cihan devleti,Sultanımız ise bir cihan imparatoru.
16-06-2018, 00:50
BÖLÜM 10
Haziran 1913'te İtalya Büyükelçi,Sultanımızdan İtalya'nın hak sahibi olduğu Trieste bölgesini işgal etmek istediğini fakat Trieste'nin Rusya himayesi altında olduğunu söyleyip bizden Ruslara karşı destek istiyor.Bizde Avusturya'ya karşı bize destek olması karşılığında kendilerine Rusya'Ya doğru bir sefere çıkma sözünü veriyoruz.
Bunu üzerine Ekim 1913'te ,İtalya ile birlikte Avusturya'ya savaş ilan edip ordularımıza saldırı emri veriyoruz.
Modern Osmanlı ordusu ve müttefikleri ile kolayca işgal edip,Viyana'ya giriyoruz.
Rusya ile savaşa hazırlanmamız gerektiğinden şimdilik Orta Macaristan ile yetinip barış imzalıyoruz.
Rusya şuan Uzak Doğu'da Japonya ile savaşa tutuşmuş durumda.Ordusunun büyük kısmı Japon Cephesinde.Nisan ayı ile kış mevsimin bitip baharın başlamasıyla uygun zamanın geldiğini düşünüp Rusya'ya savaş açıyoruz.
Osmanlı ve Romen Birlikleri hızlı bir giriş yapıyorlar.
İlerlememiz devam ediyor.Ruslardan ciddi bir direniş göremiyoruz.Doğudaki birliklerini buraya getirene kadar ilerleyebildiğimiz kadar ilerleyeceğiz.
1.Rusya Seferi'nin başlamasından 1.5 ay sonra genel durum
Rusya,Doğudaki askerlerini getirmiş durumda.İtalya ve Romanya ile birlikte büyük savaşlar veriyoruz.
Kafkasya Cephesi'nde Bakü Muharebesi'ni kazanıp Bakü'yü işgal ediyoruz.
Harkov şehrinde ilk defa büyük bir Rus ordusuyla karşılaşıp mağlup ediyoruz.1.Harkov Muharabesi'nin yenilgisiyle Ruslar ağır bir darbe almış oluyor.
Harkov yenilgisinden sonra Rusya barış istiyor fakat Devlet-i Aliyye, Küçük Kaynarca Antlaşması ile kaybedilen toprakları öne sürünce Rusya ,savaşa devam kararı alıyor.
Rusya'ya karşı bize destek olabilecek Rus düşmanı devletlerle yakınlaşmak istiyoruz.
Çin Halk Cumhuriyeti,başarılarımızdan etkilenmiş olacak ki bize savaşta maddi destek sözü veriyor.Eğer savaşı kazanırsak Rusya'ya karşı defansif ve ofansif bir pakt sözü veriyoruz.
Kafkasların işgalinin bitmesiyle birlikte iki farklı cepheden yaz taaruzuna geçiyoruz.
Taaruz netiçesinde önemli kazanımlar elde ediyoruz.
Rusya,Uzak Doğu'da da oldukça kötü durumda.
Moskova'ya 400 km uzaklıkta bulunan Brysank şehrinde Osmanlı-İtalya kuvvetleri,Rusya'ya ağır bir mağlubiyet veriyor.7000'e karşılık 70.000 Rus askeri ölüyor. Harkov Zaferi'nden sonra büyük bir başarı elde ediyoruz.
Çaresiz kalan Rusya,barış istemek zorunda kalıyor.İtalya,Trieste'yi ilhak ederken bizde Azak bölgesi Rusya'da kalmak şartıyla Kırım ve Karadeniz sahillerini alıyoruz.
1.Rus Seferi bitmesi sonucunda sınırlarımız (1915)
Küçük Kaynarca Antlaşması ile kaybettiğimiz toprakların tekrar bize dönmesi tüm yurtta sevinçle karşılanıyor.
Resmi olarak Çin Halk Cumhuriyeti ile müttefiklik antlaşması imzalıyoruz.
Çin'den sonra ABD ile de müttefik oluyoruz.
1916 yılı itibariyle 1.süper güç olma durumumuzu pekiştiriyoruz.
|
|