Teşekkürler
Bu bölümde sizlere karşı tamamen dürüst olacağım. Ama her yorumumdan evvel teşekkür etmek istiyorum. @
Semavi7ep destek oldu, @
birisi43 en güzel yorumları paylaştı, @Tigin Yusuf her daim dürterek sonuna kadar takip etti :) . Keza @
Adm de hayli ilgi ile yaklaştı. @
Kaiser-i Rum ise sanırım en büyük fanım oldu :) . @kilical 12333 ve @Sinan hikayeyi diri tutmamda paylarını yüksek tuttular. @
Lehr için ayrı bir bölüm hazırlamak gerekir :) @Feldmarshal son dönemler de en gazlayan ve sabırla bekleyen oldu. Onun desteği benim için hayli mühimdi :) @Ctnsbr ne yalan söyliyeyim seni çok çıkaramadım, ama teşekkür ederim :) En ağır eleştirileri ile bir kalite standartı olan @
Kirpi ye de buradan bin selam olsun. Ve bu sitenin varlığı ve ortamını kuran ve dahası koruyan @
Duman a da çokça kez teşekkür ederim. Diğer yayınladığım platformda da çok değerli isimler oldu. İsimlerini not edemedğim bir çok okur daha. Tahminlerim her 2 platformdan da düzenli olarak 35-40 kadar kişilik bir kadronun bu hikayeyi "kimlikleri ile " takip ettikleri yönünde. Burada ve diğer platformda 13,000 kere teorik okunma sayısına ulaştıran herkese şükranlarımı sunarım.
Benim için en güzel ödül her daim yazılan birkaç kelime yorum oldu, en büyük hüsran uzun bir bölümün ardından bazen hiç gelmeyen okur reaksiyonlarından mahrum kalmaktı. :)
Kaynaklar
Kaybedilmiş Zaferler bir kurgu yada hikaye değil. Yaşayarak oynamaya çabalanmış , zayıf bir kurgu üstüne kurulu bir AAR'dan öte değil. Hayli amatör olan bu yazılar için basit kaynaklardan yararlandım. Bunları linkler, sinema yapımları,kitaplar, diğer oyunlar ve müzikler olarak beş gruba ayırabilirim.
A) Linkler ve Siteler
http://combinedfleet.com/
Muazzam ve bir o kadar da mütevazi bir site. Tüm pasifik cephesini öz olarak öğrenebilir, 2 tarafın donanma gemilerini öz olarak öğrenebilirsiniz. Hayli eski bir sitedir, kendinizi 15 yıl önceki 56K modem günlerinde hissedebilirsiniz. Burada çok vakit geçirdim, bana çok şey kattı. En çok yararlandığım site bu oldu.
http://ww2db.com/
Bu sitenin de içeriği hayli geniş, özellikle Pasifik Deniz Savaşları konusunda hayli veri sunuyor. Bazı resimler komple buradan geldi.
Wikipedia
Şu yazdığım günlerde şaşırtıcı bir biçimde engellenmiş olsa da ülkemizde. Onsuz bu seri var olamazdı. Çok şey kattı, yıllardır katıyor, ve yıllardır katkı sağlamaya çalışıyorum orada.
https://www.youtube.com/channel/UCK09g6g...0x1VCF1hgA
Bu kanal da bana çok şey kattı, hayli muazzam bir yaratıcısı var. Tavsiye ederim.
Reddit
Burada ki ww2 tartışmaları da bana Pasifik Cephesi konusunda bazı fikirler verdi. Her şeyden evvel Pasifik hakkında ki kaba birikimi burada ki konuları okuyarak elde ettim.
Ekşi Sözlük
Ekşi ne kadar alakasız gözükse de ww2 konularıyla kayda değer bilgiden öte yorumlar içeriyor. Burada ki olgun yada budala yorumlar kullandığım dili ve kalemi şüphesiz etkiledi.
**************************************************************************************
B) Sinema
Pearl Harbor (2001) - Çoğu kişi klasik ABD propagandası olarak görse de, muhteşem sahneleri , Zimmer'ın müzikleri ve klişe gibi dursa da sevdiğim senaryosu ile gönlümde ayrı yeri olan bir film. Filmde kine benzer bir saldırı yapmak istesem de hikayede limanı boş bulduk :)
Tora Tora Tora (1970) - Japon-ABD ortak yapımı yine bir Pearl Harbor filmi. Daha belgesel havasında, daha objektif ve daha eski bir film. Bu filmde ki japon pilotların bulutların arasından süzülen Yükselen Güneşe bakmaları hala aklımda kanlı ve canlıdır. Sanırım en güzel sahnesiydi. Bu film diğerine nazaran bir çok kritik hatayı barındırıyor ve iki tarafı anlatıyor.
The Eternal Zero (2013) - Usta bir Japon Zero pilotunun Pearl Harbor'dan Midway'e, Guadalcanal'dan Okinawa'ya yaşadıkları ve kamikaze oluşunu güzel anlatıyor. Japon havacılarının atmosferini ve psikolojilerini hayli iyi yansıttığını düşünüyorum. Bu filmin kendine has bir melodisi var ve ben onu internette bulamadım ! İlk defa bir filmin soundtrack ını bulmakta bu kadar zorlanıyorum. Bulan olursa mutlaka beni dürtsün :) Ayrıca facia ve alakasız bir trailerı var, ama aldanmayın film bu kadar aptal müziklere sahip değil.
Ve muhteşem final sahnesi, aynı zamanda filmin ilk sahnesi o yüzden spoiler sayılmaz :)
Okato-Tachi No YAMATO (2005) - Beklentimin altında kalsa da muazzam savaş gemisi YAMATO'nun ömrünün son 1 yılında mürettebatını resmetmekte olan bir film. Batış sahnesi gözlerinizi kurutacak kadar dramatiktir. Bu japonların abudik trailer müzikleri insanı çıldırtıyor. Heralde kültürümüze çok ters geliyor. İsteseler daha kötü bir trailer yapamamazlardı.
Rengo Kantai Shirei Chokan: Isoroku Yamamato: Büyük amiralin büyük filmi. Bende etkisi büyüktür. Belki bu seriyi yazarken 10 defa izledim. Japon sinemasından çıkan en iyi film gözümde budur.
Ve o sahne, Midway daha güzel aktarılamazdı.
War 360 (2008) : Türkçe ismiyle "360 derece Savaş" tam bir ABD propagandası. Fakat bu 10-15 bölümlük belgeselde USS Enterprise uçak gemisi ile adeta bütünleşiyorsunuz. Uçak gemileri hakkında sıfırdan hayli yüksek bir birikim sahibi olabilirsiniz. Ayrıca bu gemi ABD'nin Pasifik Savaşı boyunca neredeyse her kriz noktasında var olduğundan dolaylı yoldan Pasifik Cephesi hakkında da hayli birikim sahibi olabiliyorsunuz. Birde oyunda Enterprise'i batırınca çok sevinmiştim. Namussuz belgesel bende bir Enterprise korkusu yaratmıştı.
Soviet Storm (2011): Tamamen Alman-Rus Cephesini konu alsa da son bölümü Mançurya taarruzunu içerdiğinden bu bölümü de izleme listeme ekleyerek hikayeye başlamıştım. Soviet Storm yada Sovyet Fırtınası 23 yıllık yaşamamım da rastladığım en iyi belgesel yapımı. Şiddetle silah zoruyla tavsiye edilir.
Wargaming Youtube Kanalı: World of Tanks yada World of Warships gibi basit oyunların yapımcısı Wargaming'in belkide yaptığı en iyi iş Youtube üzerinde yayınladığı belgeseller. Bence oyun sektörünü bırakıp CGI destekli belgesel işine girmeliler :) Wargaming'in denizcilik belgeselleri de bende iyi bir altyapı oluşturdu. Ayrıca tüm videolarını türkçe altyazı ile yayınlamaları gözümde bir artı.
C) Kitaplar
Nimitz Class Thesis by Mehmet Özbayrak: İlk olarak Mehmet Özbayrak isimli bir subayın 1998 de kaleme aldığı bir tezi okudum. 1992 Harp Akademisi mezunu olan bu subayımız 1996-1998 arası San Diego'da ki Amerikan Donanma Akademisin'de masterini yapmış ve bu tez ile bitirmiş. Tezde Nimitz sınıfı uçak gemileri incelenmiş, işletme giderleri, yapım maliyetleri, güvenlik, savunma ve taliye planları gibi her yönüyle ele alınmış noktalar bulunmakta. Bazı bölümleri asla anlayamadım tabi. Yazan subay hakkında da hiç bir veriye rastlayamadım internette. Ne ergenekon, ne Fetö ne de bir vefat haberi, ismini hiç bir yerde göremedim.
Japanese Cruisers of the Pasific War: Boğaziçi Kütüphanesinde bulduğum bu kitap hayli ayrıntılı veriler ile japon kruvazörlerini incelemekte. Ben bir çok denizcilik teriminin anlamını bu kitap ile öğrendim. Çok teknik olduğundan ve ingilizceye olan tahammülümde bir yere kadar olduğundan tarih kısımlarını okuyup teknik detaylara o kadar takılmadım. Yoksa ne yapayım Mogami sınıfının türbin kazanlarını değişiminde elde edilen 320 tonluk hafifliğin kazandırdığı dönüş süresi kazanımlarını.
İmperial Japanese Navy Aircraft Carriers: Kirpi hediye etti, hayli güzel ve ayrıntılı bir kitap olsa da elime çok geç ulaştı, bu yüzden hikayeye bir katkısı olmadı. Ama finallerden sonra bunu hobi için okuyacağım. Gerçi yaptığım her icraat şu sıra hobi ya.
Flattop Fighting in WW2: Bu kitabıda Boğaziçi Kütüphanesinde buldum ama pek beğenmedim. Wiki de vakit geçirmek daha makul olur. Yinede Essex sınıfının neden 30 tane üretildiğini açıklayan kısmı bende çok soruya cevap verebildi.
Bunlar dışında hikaye için okuduğum herhangi bir kitap çabası yok. Zaten uçak gemilerinin prensipleri üzerine duruyordum. Yeterince birikimi elde etmiştim. Üzüldüğüm nokta türkçe kaynakların bu konuda ki zayıflığını görmek oldu.
D) Diğer Oyunlar
Eh sonuçta oyun oynuyoruz, diğer oyunlardan da etkileniyoruz.
Medal of Honor Pasific Assault (2004): Hayli sıkıcı bir oyun olsa da , Gudalcanal ve Tarawa bölümleri erken dönem Pasifik Cephesini iyi resmetmekte. Gudalcanal bölümlerini 10 yıl sonra tekrar oturdum oynadım. Daha iyi bir hikaye deneyimi için. Bir katkı sağlamadı, at çöpe gitsin.
Call of Duty World at War (2008): En sevdiğim Cod oyunu olması bir yana, Pasifik Cephesinde geçen de tek COD oyunudur. Basit bir oyun olsa da Okinawa'yı iyi yansıttığı birkaç bölümü var. Ayrıca nispeten iyi grafikleri ile tropikal ormanı hissediyorsunuz. Bilinçaltımda ki çılgın japonların süngü hücumları buradan yeşeriyor belli ki. Ayrıca en vahşet içeren COD oyunu budur.
War Thunder (2013): Gördüğüm en sosyalist mmo oyunu. Hiç para harcama gereği duymadım. Bir çok torpido uçağını hikaye süresince sıkıntıdan alıp oyuna attım kendimi. İlginç olarak hikaye boyunca hep ABD uçakları ile oynadım. Uçak modellerini tanımamda ve görsel olarak hafızama kaydetmem de yıllardır yardımcı oluyor.
World of Warships (2015): Çokmu iyi değil, ama yeterince iyi ve zevkli bir oyun. Grafikleri de fena değil. Gemi modellemeleri iyi olsa da , gemilerin üzerinde tek bir insan bile yok. Bu oyunda da yine aylarca sadece uçak gemileri ile oynadım neredeyse. Ve hep ABD uçak gemileri ile oynadım. Bu oyun sayesinde de birçok gemi sınıfı tanıdım, ama War Thunder' a nazaran çok az farklı modele ev sahipliği yaptığından tek başına o kadar yeterli olmadı. Gemi meraklılarına tavsiye edilir, zaten başkada MMO WW2 donanma oyunu yok.
E) Müzikler
Yazılı bir hikayede arada arka planda çalmasını tavsiye ettiğim birkaç parça olsa da müzik doğal olarak pek yer bulamadı. Yinede "Two Steps From Hell" ve "Hans Zimmer" başta olmak üzere genelde epik müzikleri arka fonda ara sıra dinleminizi tavsiye ettiğim paylaşımlar yaptım.
İTİRAFLAR
Öncelikle Kaybedilmiş Zaferler bir kaç yönden tam bir hayal kırıklığı oldu. Ben ismine yakışır bir biçimde Japon ana karasında bile dayanamayacağım yenilgiler ile yıkılmak istedim. Tüm Pasifik Adalarını teker teker kaybetmek istedim. Çin'den sürülmek istedim, Sovyetler gelsin Mançurya'dan beni bozguna uğratsın istedim. Tamam mozoşist değilim ama 2.Dünya Savaşı'nda Japonya'nın düştüğü durumun bir benzerini yaşamak istedim. Sonuç ne oldu, elimi kolumu sallayarak neredeyse dünya hakimiyetini sağlamak oldu. ABD yapay zekasına her türlü bonusu vermek yeterli olmadı. Keşke Çin, İngiltere ve Sovyetler Birliği'ne de çeşitli bonusları tam verseydim. Olmadı, ülkemiz çok az zorlayan birkaç an dışında kolay savaşlar ile zafere yürüdü.
ABD'ye verdiğim bonusun da beklediğim etkisini göremedim. Ne gibi diye sorabilirsiniz. Mesela binlerce uçak üretti fakat bunları cepheye sürmedi.3000-4000 uçaklık Japonya nasıl 25,000 ortalamaya sahip ABD hava gücüne karşı %80 hava üstünlüğü sağladı ben bunu merak ediyorum. Keza deniz de de aynı durum var. ABD'nin tersane sayısı benim 3 katım yani 90-100 kadar. Birde verdiğim bonus sonucu %25 yada %50 gemi üretme hızı geliyor. Bu kadar muazzam bir endüstriyi AI nasıl Pasifik'te heba ediyor akıl almıyor. 35 kadar ABD uçak gemisi yok ettik, bir yerden sonra o kadar sıradanlamıştı ki yokettiğim uçak gemilerinin fotoğraflarını bile koymayı kestim.Buna karşın ben yani Japonya hiç uçak gemisi kaybetmedim. Öyle ki 7 Aralık 1941 yani Pearl Harbor saldırısına 10 uçak gemisi ile girdim ve savaş boyunca bunları kaybetmeyi gerçekten istedim. Midway gibi bir faciayı denizlerde yaşamak istedim. Malesef hiç bir tanesini bile batıramadı. Taiho sınıfı uçak gemilerini araştırmadım ve hatta savaş boyunca bir tane bile yeni uçak gemisi denize indirmedim. Tam bir hayal kırıklığıydı koca Pasifik. Hiç istediğim gibi gelişmedi. Peki bu duruma müdahale ettim mi? Evet hemde 2 kere!
Oyun boyunca itiraf ediyorum ki 2 kere AI'ya müdahale ettim. İlk olarak 1938 de hala 22 tersane ile aval aval takılan ABD yapay zekasına dayanamadım ve kontrolünü elime altım. 40 kadar tersane siparişi verip kontrolü bırakıp tekrar Japonya'ya döndüm. 1 sene sonra ABD nin 60 küsür değil 100 kadar tersanesi olmuştu. Kendisi de gitmiş 30 daha eklemiş. Adım gibi eminim ben 38-39 kadar sıraya eklemiştim. 2 sene boyunca tersane yapmayan AI'ın gidip yapacağı tuttu. Bu hareketimi çok onaylamayabilirsiniz ama direk tek bölümde denizlerden silinecek bir ABD istemedim. Keza tarihte de ABD 1930'ların sonları ile korkunç bir gemi üretim imkanlarına kavuşuyor.
Diğer müdahale ise çok daha komik bir şey için yaptım. Hikaye de gerçekçilik yaratsın diye 7 Aralık 1941'de yaptığım Pearl Harbour saldırısndan bir hafta önce ABD'nin tüm pasifik filolalarını Hawai'ye koydum. Böylece tarihi saldırıyı yapabilecektim. Fakat saldırı ağır fail oldu. Limanda sadece 4 destoyer vardı! 3-5 gün de hepsi kalkmış gitmişti. Bu da canımı sıkan bir nokta oldu.
Bunlar dışında hiçbir ülkenin AI'yına hiç bir zaman müdahale etmedim. Bana abuk subuk ambargo uygulayan Almanya AI'na bile mühdale etmedim. Yaptığım 2 müdahale de tamamen "tarihsellik" kaygısıydı. Keza oyuna başlarken 7 Aralık 1941'e kadar tarihsel oynaycağıma ant içmiştim.
Bu kendime verdiğim söz o kadar katıydı ki 4 hafta da bitirebileceğim Çin savaşını 4 yıla uzattım. Ancak Pearl Harbor saldırısı sonrası senin gibi yapay zekanın da .... diyerek küt diye aldım. Çin faciaydı, Kara gücümün %25'i kullanarak saldırdım , hava gücümün %30'unu kullanarak saldırdım. Yine de döküldü. Güçlenmesi için yıllarca avans vardim. Yok her daim yok oldu. Keşke ona da tam boost verseydim. Yine de Çin ile olan savaş keyifliydi, ABD'den daha iyi bir challenge sundu. Ara sıra zorladığı ufak noktalar bile oldu.
Verdiğim söze dayanarak odak ağacını da belli bir düzende gitmeye çabaladım. Eğer savaşı kaybedersem kamikaze kullanacaktım mesela, kaybetmedik ve kullanmadım. Almanya Sovyetler'i 7 Aralık 1941'den evvel alsaydı kendi paktımı kuracaktım. Alamadı ve kurmadım. Eğer pasifik de kaybetmeye başlarsam "Fortress Japan" odağını kullanacaktım. Gerek olmadı. Bunların dışında Çin savaşı gibi, Vietnam'a giriş gibi, Pearl Harbor gibi olayların hem tarihi sırada olmasına odak ağacında özen gösterdim.
Hiç bir zaman eski save'e geri dönmedim. Bu benim tarzım değil, zaten yenilmek isteyen biri olarak yapacağım bir hareket hiç değil.
2 kez ABD AI'yına tarihsellik için müdahale etmeyi saymazsak asla başka müdahalem olmadı. Asla hile tabiyki kullanmadım. (Keşke add_500_random_ship_to_USA gibi bir hile yapaymışım diye de iç geçirmiyor değilim).
Sovyetler Briliği ile olan savaşın sadece bir sınır çatışması olarak kalmasını istedim. Maşallah Kazakistan'a kadar tüm Sibirya'yı abudik kubidik Mançurya süvarileri ile aldık. Berlin'i top ateşine tutan Sovyet ordusu bizim savaşa girmemiz ile Misnk'e kadar çekildi. Halbuki doğu cephesinde öyle aman aman bir Japon gücü de hiç bir vakit olmadı. Sovyet-Alman savaşı pratikte 1944 başında bitti. 2 tarafta bir birine pek mermi atmaz oldu. Cephede silahlar aylarca sustu. En sonunda 1944 yazında Sovyetler'i bitirmek istedim. Girdik ve bitti. Fazla kolay oldu. Bir çok şey gibi.
Oyun kolay oldu diyorum, ama zorlandığım noktalar da oldu tabi. Hatta kısa sürelide olsa oyunu gerçekten kaybediceğimi bile düşündüm. İlk olarak Henan Taarruzunn da evvel Çin ilginç bir biçimde benden daha fazla askeri fabrikaya kısa zamanda ulaştı. Tümen sayısı 3 katıydı ve benden aşağı kalır tarafları da yoktu. Bir an her bir noktadan öyle bir saldırıya girişti ki ciddi ciddi Çin cephesini 15 kadar tümenle takviye etmem gerekti. Yakalşık 1500 kadar uçağında katılımıyla Çin'in birçok tümenini kırparak tahlikesiz bir duruma kısa zamanda soktum. Fakat tek korku dolu anlar yaşattığı an işte o Henan öncesi saldırısıydı.
Bir diğer korku dolu an ise şüphesiz Şubat 1944 gibi gelişen Normandiya Çıkartması'ydı. Almanya o kadar hızla kayubetti ki Atlantik kıyılarını, tek başına karşı koyması imkansız görünüyordu. Türkiye, İtalya ve Kuzey Afrika'da da işler yolunda değildi. Ayrıca Avrupa'ya giden lojistik hatlar karadan değil, denizden gidiyordu. Uzun uğraşlar sonucu düşmanı Elbe nehrinde karşılayabildik ve püskürttük. Lakin 30 gün daha gecikseydim ortada Almanya kalmayabilirdi. Velev ki 1 ay erken ulaşabilseydim, İtalya kurtulabilirdi. Ancak oyunun sonunda İtalya'yı geri alabildik.
Bu Almanya'nın yaşattığı ilk korku değildi. 1 sene evvel 1943 de de Sovyetler Doğu Prusya'yı bile işgal edecek kadar Berlin'i tehdit ediyordu. Sovyetler'e savaş açmak konsuunda çok düşündüm. Aslında olması gereken Almanya'nın çöküşünden sonra bana yüklenmesiydi fakat daha 1943'ün başlarıydı ve bu kadar erken Berlin düşmemeliydi. Dolaylı olarak Almanya'yı Sovyetler'e karşı kurtarabilme şansını bulabildik ve bu şansı sonuna kadar kullandık.
Bir diğer zorlandığım anlardan biride Yamamato'nun 4.Harp Filosunu sarsılarak Doğu Caraline Adaların da yenilmesiydi. Eğer 1.Harp Filosu komutanı Ozawa gelip ortalığı toparlamasaydı. Pasifik Cephesi'nde havlu atabilirdik. Ozawa beklenin üzerinde bir biçimde düşmanı adeta yok etti. Bu sefer de ABD Pasifik'te havlu attı. Bu ilk deniz savaşlarından biriydi. Mevcut vizyonum o sırada bu çatışmanın önemini kavrayammıştı. 1942'nin sonları ve 1943 boyunca o deniz savaşının ne denli ABD'yi salladığını fark edebildim. Midway önlerinde, Guam açıklarında da ciddi çatışmalar olduysa da o deniz savaşlarının kaderi ben daha fareyi tıkladığımda kaderini belli etmişti.
Bir diğer mesele ise Çin üzerinde kaybedilen uçaklardı. 1300 kadar uçak kaybettik Pearl Harbor'a kadar ki süreçte. Bunların da neredeyse hepsi hava kazaları olarak gözüküyordu. İşte bu hayli can sıkıcıydı. Yinede Japonya savaşa çok ciddi bir hava gücü ile girebildi ve özellikle Uzak Doğu da gökler genelde hakimiyetimiz altındaydı.
Kara doktrininden ise verim alamadım. Tarihi olsun diye Grand Battle Plan aldım lakin hep saldıran taraf olduğumuzdan bir faydasını oyun boyunca hissedemedim. Deniz Doktrininde ise uçak gemilerimize etkisi büyük oldu. Hep işlevesel kalabildiler ve korkunç skorlara imza atabildiler. Fakat Savaş Gemileri bu doktrin ile çok pasif kaldılar. Örneğin Yamato ve Musashi toplamda sadece 5 gemi batırıp 2 assist yapmışlardı 1 Ocak 1945 günü. Bu hayli utanç verici bir skor, fakat sadece IJN Akagi uçak gemisi 127 gemi batırmış yada asist kaydetmişti. Bu skor diğer uçak gemilerinde de farklı değildi. Muazzam rakamlar her daim uçak gemilerini süslese de, denizaltılar hep acı çeken taraf oldular. Öyleki denizaltıların konvoy batırma ortalaması 10:9 yani her denizaltı ortalama 1 tane bile konvoyu batıramamış neredeyse. Facia bir rakam olsa da bunun etkisi deniz doktrininden çok denizaltılara gram ağrılık verememizdendi.
İstihbarat tarafında ise malesef Japonya bir bonusa sahip değil. Odak ağacı da fayda etmiyor. Çok uğraşsam da İngiltere ve ABD'ye karşı bu konuda zaaf verdik. Onları yakalayamadık savaşın sonlarına doğru.
Atom araştırmalarında da hiç yol katetmesek te ABD birçok kez atom bombasını Avrupa'da kullandı. Almanya'nın ulusal birliği %82'ye düştü tek bir bomba ile. Bu korkunç bir rakam, birkaç bomba daha yedi, bir düzine bomba daha yeseydi heralde direk teslim olacaktı. Neyse ki o kadar stoğa sahip değildi ABD.
En çok beğendiğim AI İspanya oldu, sert savaştı, iyi işlere imza attı. İtalya'dan daha çok iş gördü.