[Defterdar]

Tür:Roman
Yayımlanma Yılı:1938

Yazar:Vladimir Bartol
Hasan Sabbah'ın, Alamut Kalesinin, fedailerin ve cennet bahçelerinin hikayesi. Bir tarafta Hasan Sabbah'ın yeryüzü cennetiyle yeni tanışan güzel köleler, diğer tarafta onun en güvenilir savaşçıları olan fedailer.

Sabbah'ın yarattığı cennetin içinde gözleri açıldığında hepsinin hayatı hiç umulmadık bir şekilde değişir. Hikaye 11. yüzyıl İranında, kendini peygamber ilan eden Hasan Sabbah'ın, seçilmiş bir grup insanı intihar suikastçısına dönüştürerek bölgede hakimiyet kurmak için çılgınca ve aynı zamanda zekice bir plan tasarladığı Alamut Kalesinde geçmektedir.

Güzel kadınların, yemyeşil bahçelerin, şarap ve haşhaşın göz boyadığı sanal bir cennet yaratan Sabbah, genç savaşçılarını emirlerine uydukları takdirde bu cennete gidebileceklerine inandırır. Kendilerini onun yoluna adayan, ölmeyi de öldürmeyi de göze almış olan bu küçük orduyla hükümdar sınıfına gözdağı verebileceğini düşünür. Sabbah kendi deyimiyle insanların saflığını kullanıp dine adanmışlığı politik emellerine alet eder. Artık kapılar onun için ardına kadar açılmıştır.(Koridor Yayınlarından alıntılanmıştır)

Yorumum

Kitap oldukça akıcı ve meraklandırıcı. Tarihsel açıdan doğruluğunu bilmiyorum ama Haşhaşi tarikatının gizemini aralayarak bize iç yüzünü anlatıyor. Ayrıca Hasan Sabbah karakterini gayet iyi bir şekilde aktarıyor. Sapkın fikirlerini,umutlarını,amaçlarını...Fedailerin psikolojileri de güzelce aktarılmış. Bence okunması gereken bir kitap

[Elefsar]

Bu kitapta beni en çok etkileye şey, Sabbah'ı ziyarete gelen bir elçi mi komutan mı Sabbah ile dolaşırken, Sabbah'ın bir kuledeki askerine aşağı atlamasını emretmesi üzerine askerin bir saniye gecikmeden kendisini kuleden aşağı atmasıydı. Birlikte gezdiği adamın da ağzı açık kalmıştı. İllüzyonun ne kadar başarılı olabileceğine dair çok başarılı bir anlatım var gerçekten.