Önemli: Bunları Biliyor Muydunuz?
Deli olduğu düşünülen Roma İmparatoru Caligula'nın bazı icraatları
En sevdiği atı Incitatus'u senatoya konsül atamaya kalkmıştır
Kelleşmeye başladığı için kendisine yukarıdan bakılmasını yasaklamıştır 
Britanyayı fethetmek için ordu toplamış ama ingiliz kanalına gelince vazgeçmiştir
[+] 3 üye Kvothe nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
Antik Mısır'da Siyahlara karşı verilen fermandan bir kesit
"Saldırı, timsahın yaptığı gibi aniden yapılmalıdır.Her kim tereddüt ederse o korkaktır.Sefil bir mahluk, kendi topraklarında mağlup olan ve bir köleye dönüşen kişidir.Siyahlar sadece konuşmaktan anlarlar. Ona söylersin ve o da secde eder. Onu yakalamaya çalışan kişinin [önünde] kaçar ve sadece kendinden kaçan kişiyi kovalar. Siyahlar asla cesaret sahibi insanlar değillerdir; aksine ürkek ve güçsüzdürler ve kalpleri korkutulmuş [yıldırılmış] insanlardır."

-III.Usertsen hükümdarlığı vaktinden.
Ara
Cevapla
-Hicaz Demir Yolu yapılırken verilen imtiyazın boyutu İsviçre'nin toprak bütünlüğü kadardır.
tumblr_mjxogyPp2u1qgwg37o1_500.gif
трагедия
Cevapla
Kuzey Amerika'daki Iroquois, Huron, Sioux gibi birçok kabilenin ismi esasen Fransızların onlara verdikleri isimlerden, taktıkları lakaplardan geliyormuş.
Cevapla
İngiltereli denizcilerin Avustralya'yı keşfedip İngiltere'ye geri döndüğünde İngiliz hükümetinin Avustralya'da yaşayacak insan bulmakta zorlandığını, zira kimsenin haklı olarak dünyanın öbür ucunda kimsenin duymadığı bir adaya gitmek istememesi üzerine son çare olarak hükümetin hapishanedeki mahkumlara kolonist olarak geri dönmemek üzere gitmeleri ve orada yaşamaları karşılığında onları özgür bıraktıklarını, en nihayetinde Avustralya'nın bir tür "hapishane" olduğunu biliyor muydunuz?

Ya antlaşma ve anlaşmanın aynı şey olmadığını?Antlaşmanın devletler arasında, anlaşmanın kişiler ve kurumlar arasında yapıldığını?

Yurt dışındaki büyükelçiliklerimizin isminin bulundukları şehrin o dildeki yazılışıyla değil Türkçe okunuşuyla koyulduğunu?Örnek;

http://washington.emb.mfa.gov.tr/Mission

https://twitter.com/turkishembassy
[+] 3 üye Ksenofanex nickli üyenin bu iletisini beğendi.
Ara
Cevapla
Bellini'nin Fatih portresi orijinal değil.Orijinal olan portre tabii olarak İstanbul'da kaldı ve sonrada Topkapı Sarayı'nda kayboldu.Dini sebeplerden ötürü imha edilmiş olması ihtimal dışında değil.Bizim Fatih'in portesi diye bildiğimiz tablo ise büyük ihtimal Bellini İstanbul'dan ayrıldıktan sonra yapıldı.Bu yüzden Fatih'in portresi kendi çağdaşı kralların portreleri gibi boydan elinde kılıç ya da asa tutarken yapılmış afilli karizmatik bir şekle sahip değilde düpedüz vesikalık fotoğraf.Tıpkı Avrupa'da yapılmış pek çok Osmanlı padişahı tabloları gibi........
Ara
Cevapla
(12-09-2018, 15:08)süleyman maik : Bellini'nin Fatih portresi orijinal değil.Orijinal olan portre tabii olarak İstanbul'da kaldı ve sonrada Topkapı Sarayı'nda kayboldu.Dini sebeplerden ötürü imha edilmiş olması ihtimal dışında değil.Bizim Fatih'in portesi diye bildiğimiz tablo ise büyük ihtimal Bellini İstanbul'dan ayrıldıktan sonra yapıldı.Bu yüzden Fatih'in portresi kendi çağdaşı kralların portreleri gibi boydan elinde kılıç ya da asa  tutarken yapılmış afilli karizmatik bir şekle sahip değilde  düpedüz vesikalık fotoğraf.Tıpkı Avrupa'da yapılmış pek çok Osmanlı padişahı tabloları gibi........

Kanıt ?
Ara
Cevapla
Orjinal tablonun Topkapı Sarayı'nda kaybolduğunu internette küçük bir araştırma ile öğrenebilirsin. Bellinin İstanbul'da yaptığı ve kendisiyle götürdüğü 2 tane Fatih portresi var bildiğim kadarıyla. Bunlardan biri hep gördüğümüz resim diğeri daha kaba ve yanında bir kişi daha var ki o kişinin de Sultan Cem olduğu iddia edilir. Bellini istanbul'da bulunduğu sırada sadece fatih'in tablosunu yapmadı yaptığı bir kaç tane daha tablo var.Oturan katip buna bir örnek.İstanbul'da dururken sadece tabloda yapmadı, fatih'in kendisinden istediği madolyonları da yaptı aynı zamanda.
Bellini'nin yaptığı ve yanında götürdüğü bu tablonun en azından padişahın bilgisi dahilinde olduğu söyleyebilirim.Çünkü poz Fatih'in pozu adamın sinan bey'e yaptırdığı portrede de bellini'ye yaptırdığı portrede de hep sol profilden haberim yokmuş gibi çiz panpa pozu var. Ama bu portre ad vivum mu değil mi bilemeyeceğim. Hiç kimsede iddialı konuşamaz belki fatih portreyi çizdirirken bunu beğenmedi ve portre yarıda kaldı.Bellini de portreyi o taçlarla ve kapıyla süsleyip yanında götürdü.Ya da belki de hiç böyle birşey olmadı bellini Fatih'in bir portresini de kendi aklımdan çizeyim yanımda götürür venedikte de iyi bir paraya okuturum dedi. Ya da bu portreyi istanbulda değilde sonradan venedikte yaptı. Bilemeyiz, bildiğimiz tek bir şey var Fatih'in yaptırdığı ve yanında tuttuğu asıl tablo kayıp ve bizim fatih'in portresi fazla sıradan.En azından Sinan bey'e yaptırdığı tabloda olduğu gibi -bağdaş kurmuş ve karanfil kokladığı tablo - boydan olmalıydı.Böyle vesikalık fotoğraf çok sığ kaçar.Bm merkezinde toplanıp fotoğraf çektiren dünya liderlerinin, maç öncesi foto çekilen futbolcular gibi poz vermesi ne kadar absürt olursa bu tablo da o kadar absürt.
Ara
Cevapla
TARIHTEKI ILGINC BILGILER 

I. İbrahim (Deli İbrahim), hareminde bulunan cariyelerden biri başka bir erkekler beraber olduğu için haremindeki 280 kadını çuvala koyup denize attırmıştır.

Meksikalı bir general olan Santa Anna kesilen bacağı için bir cenaze töreni düzenletmiştir.

Nikola Tesla açıkça aşırı kilolu insanlardan iğrendiğini ifade etmiştir. Bir keresinde sırf kilosundan dolayı sekreterini işten kovmuştur.

Fransa'nın ünlü ulusal kahramanı Napolyon Bonaparte, aslında İtalyan kökenli bir aileden gelmekteydi. 
Hatta kendisinin bizzat İtalyan olduğuna ve çocukluğunda Fransızlardan nefret ettiğine dair de çeşitli iddialar vardır. Çünkü Napolyon, Korsika doğumluduydu ve ünlü komutan doğduğu yıllarda bu ada, İtalyan'ların elinden Fransızlara daha yeni geçmişti.
Ara
Cevapla
TARIHTEKI ILGINC BILGILER

Buz çağında Britonlar arasında yamyamlık vardı ve insan kafataslarını bardak olarak kullanıyorlardı.

Aztek’ler tanrıları memnun etmek için insan kurban ediyorlardı. 1487 yılında tek bir tapınakta 20 bin kişi kurban edildi.

Maya’lar da insan kurban eden bir uygarlıktı. Genellikle kurbanın hala atan kalbi vücudundan sökülürdü.

Romalılar insan idrarını ağız temizliği için kullanıyorlardı.

İlk piramitler inşa edildiğinde mamutlar hala hayattaydı.

Star Wars ilk çıktığında Fransızlar hala giyotinle idam yapıyordu.

Chicago Cubs Dünya Serisi’ni son kazandığında, kadınların oy verme hakkı hala yoktu.
Ara
Cevapla
Mimar Sinan’ın Şehzade Camii’ndeki kemerlerden birinin altına sonraki nesiller için yapı tekniğini anlattığı bir kâğıt yerleştirdiği, bir şişe içerisinde bulunan kâğıdın 1990’lardaki bir restorasyon sırasında ortaya çıktığı ve restorasyonun Sinan’ın asırlar sonra elde edilen bu yazılı dersi sayesinde yapılabildiği.

Olayı tamamem uydurma ve sonradan yazılmış bir hikayedir.

Theoder Heltz'in hiçbir zaman Abdülhamitle konuşmadığı ve Padişahtan toprak talep etmediğini biliyor muydunuz?Hatta Abdulhamit Irak ve Suriye için bu bölglere yerleşme izni vermiştir.Yahudiler tarafından nefret edilen bir isim değildir.
Ara
Cevapla
(07-11-2018, 14:20)bcabuk : Theoder Heltz'in hiçbir zaman Abdülhamitle konuşmadığı ve Padişahtan toprak talep etmediğini biliyor muydunuz?Hatta Abdulhamit Irak ve Suriye için bu bölglere yerleşme izni vermiştir.Yahudiler tarafından nefret edilen bir isim değildir.

Bu yazdıklarının hepsi palavra.
Ara
Cevapla
Türkçeye kadavra olarak geçen “cadaver” Latince Caro Data Vermibus kelimelerinden ikişer harfle oluşturulmuştur. “Solucana verilen et” anlamındadır.
Vir sapit qui pauca loquitur
Ara
Cevapla
(07-11-2018, 15:57)EspadadelAlba :
(07-11-2018, 14:20)bcabuk : Theoder Heltz'in hiçbir zaman Abdülhamitle konuşmadığı ve Padişahtan toprak talep etmediğini biliyor muydunuz?Hatta Abdulhamit Irak ve Suriye için bu bölglere yerleşme izni vermiştir.Yahudiler tarafından nefret edilen bir isim değildir.

Bu yazdıklarının hepsi palavra.

http://www.yenimesaj.com.tr/abdulhamit-t...283353.htm

Bu da kaynak hatta Murat Bardakçının videosu var bu konuyla ilgili istersen bulup izleyebilirsin.Tersini ispat eden kaynağın varsa buyur sun.
Ara
Cevapla
Haydar Baş'ın bir numaralı yalakası Muharrem Bayraktar'ın yazılarını bana kaynak göstermeyin arkadaşlar. Bu adamı kim kale alıyor ki ben alayım? Bir de Murat Bardakçı'dan bahsetmişsin. Murat Bardakçı, kendisi için ''Ben tarihçi değilim.'' diyor. Doğru da söylüyor. Ayrıca onu kitaplarını okuyanlar da iyi bilir ki çoğunda yararlanılan kaynaklar bilgisi yer almaz.

Şimdi de konu ile alakalı fikirlerimi yazayım.

Theodor Herzl ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilk resmi görüşmeler 1986'da başladı. Kont Filip Michal Newlenski'nin de politik desteğiyle Osmanlı İmparatorluğu'nun önüne Yahudi Devleti hakkında bir çözüm önerisi sundu. Bu çözüm önerisi Filistin topraklarının bağımsızlığını içeriyordu.

Sultan Abdulhamid Han ile görüşme fırsatı bulamayan Herzl, bu çözüm önerisini Sadrazam Halit Rıfat Paşa'ya sundu. Tabii bu çözüm önerisi Abdulhamid Han'ın önüne ya gitmedi ya da gitti ve Abdulhamid Han, kendisine sunulan bu çözüm önerisini başından savdı. Burası tam kesin değil.

Herzl, 1901 senesinde yeniden İstanbul'a döndü. Bu sefer istediğini elde eden Herzl, Abdulhamid Han ile birebir görüşme fırsatı yakaladı. Herzl, burada Abdulhamid Han'ın önüne bir teklif sundu. Bu teklif; Siyonistlere, Filistin topraklarına giriş izni verilmesi karşılığında Osmanlı borcunun konsolidasyonunu içeriyordu. Konsolidasyon, borçlu devletin alacaklı devletlerle anlaşarak borcun vadesini ileri bir tarihe ertelenmesi işlemidir. Yani kaynak gösterdiğin adamın söylediği gibi 32 milyon altının %80'inin Avrupalı Yahudiler tarafından ödenmesi ya da Abdulhamid Han'ın aynı kişilere Mezopotamya'dan toprak önermesi gibi bir yalan dolan yer almıyor. Bunlar tamamen kale alınmayan kişinin uydurduğu palavralar. Sultan Abdulhamid Han bu teklifi reddetti ve Herzl İngiltere'ye döndü.

Konu hakkında yazdıklarımın hepsi 26 ciltlik Yahudi Ansiklopedisinin 9. cildinde yer alıyor.
Ara
Cevapla
(08-11-2018, 19:57)EspadadelAlba : Haydar Baş'ın bir numaralı yalakası Muharrem Bayraktar'ın yazılarını bana kaynak göstermeyin arkadaşlar. Bu adamı kim kale alıyor ki ben alayım? Bir de Murat Bardakçı'dan bahsetmişsin. Murat Bardakçı, kendisi için ''Ben tarihçi değilim.'' diyor. Doğru da söylüyor. Ayrıca onu kitaplarını okuyanlar da iyi bilir ki çoğunda yararlanılan kaynaklar bilgisi yer almaz.

Şimdi de konu ile alakalı fikirlerimi yazayım.

Theodor Herzl ile Osmanlı İmparatorluğu arasındaki ilk resmi görüşmeler 1986'da başladı. Kont Filip Michal Newlenski'nin de politik desteğiyle Osmanlı İmparatorluğu'nun önüne Yahudi Devleti hakkında bir çözüm önerisi sundu. Bu çözüm önerisi Filistin topraklarının bağımsızlığını içeriyordu.

Sultan Abdulhamid Han ile görüşme fırsatı bulamayan Herzl, bu çözüm önerisini Sadrazam Halit Rıfat Paşa'ya sundu. Tabii bu çözüm önerisi Abdulhamid Han'ın önüne ya gitmedi ya da gitti ve Abdulhamid Han, kendisine sunulan bu çözüm önerisini başından savdı. Burası tam kesin değil.

Herzl, 1901 senesinde yeniden İstanbul'a döndü. Bu sefer istediğini elde eden Herzl, Abdulhamid Han ile birebir görüşme fırsatı yakaladı. Herzl, burada Abdulhamid Han'ın önüne bir teklif sundu. Bu teklif; Siyonistlere, Filistin topraklarına giriş izni verilmesi karşılığında Osmanlı borcunun konsolidasyonunu içeriyordu. Konsolidasyon, borçlu devletin alacaklı devletlerle anlaşarak borcun vadesini ileri bir tarihe ertelenmesi işlemidir. Yani kaynak gösterdiğin adamın söylediği gibi 32 milyon altının %80'inin Avrupalı Yahudiler tarafından ödenmesi ya da Abdulhamid Han'ın aynı kişilere Mezopotamya'dan toprak önermesi gibi bir yalan dolan yer almıyor. Bunlar tamamen kale alınmayan kişinin uydurduğu palavralar. Sultan Abdulhamid Han bu teklifi reddetti ve Herzl İngiltere'ye döndü.

Konu hakkında yazdıklarımın hepsi 26 ciltlik Yahudi Ansiklopedisinin 9. cildinde yer alıyor.

Abdülhamit tarafından kendisine hamidiye nişanı veriliyor.Aynı zamanda mezopotamya'ya dağınık olarak yerleşmelerine izin veriliyor.Yani Irak Suriye günümüzde.Herlz sadece bundan tatmin olmuyor.Ama Suriye ve Irakta yahudi yerleşimleri kuruluyor.Hatta İsrail devleti kurulana kadar burada yerleşik yaşıyorlar.

Evet zaten ilk görüşmeye sultanla görüşemiyor adam.Sonrasında toprak talebi yok adamın.Sadece yerleşim izni istiyor.Onu da kısmen alınca tatmin olmuyor.Görüşmeden 3 yıl sonra da ölüyor adam zaten.

Yahudilerin Abdulhamit karşıtı olduğunu bana ispatla özür dileyeceğim.Theodor Herlz aynı zamanda Abdülhamit karşıtı bir insan falan da değil.
Ara
Cevapla
Verilen nişan; Mecidiye nişanı. Ve bu nişan tamamen sembolik olarak veriliyor. Bu nişanı Herzl için edinen kişi Newlenski. Yoksa Herzl'e doğrudan nişan filan vereceklerini sanmıyorum. Mezopotamya bölgesinde Yahudiler için yerleşim izni verildiğini ben hiçbir tarih kitabında okumadım, hiçbir araştırmacıdan da duymadım. Bu sebeple bana göre bu yanlış bir bilgidir. Benim doğru bildiğim kadarıyla Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası içerisinde imtiyazlı tek Yahudi yerleşimi Kahire'de vardı. Bunu teklif edenler de İngilizlerin kendisi zaten.

Yahudilerin ya da Herzl'in Abdulhamid karşıtı olduklarını ispatlayamam çünkü bilmiyorum. Yani Herzl, Abdulhamid'e karşı nefret duyguları besleyen bir adam değil, onu biliyorum ama Yahudilerin geneli hakkında bir şey söyleyemem. Araştırmadığım, okumadığım bir konu. Merak da etmedim, açıkçası.
Ara
Cevapla
(09-11-2018, 17:46)EspadadelAlba : Verilen nişan; Mecidiye nişanı. Ve bu nişan tamamen sembolik olarak veriliyor. Bu nişanı Herzl için edinen kişi Newlenski. Yoksa Herzl'e doğrudan nişan filan vereceklerini sanmıyorum. Mezopotamya bölgesinde Yahudiler için yerleşim izni verildiğini ben hiçbir tarih kitabında okumadım, hiçbir araştırmacıdan da duymadım. Bu sebeple bana göre bu yanlış bir bilgidir. Benim doğru bildiğim kadarıyla Kuzey Afrika ve Arap Yarımadası içerisinde imtiyazlı tek Yahudi yerleşimi Kahire'de vardı. Bunu teklif edenler de İngilizlerin kendisi zaten.

Yahudilerin ya da Herzl'in Abdulhamid karşıtı olduklarını ispatlayamam çünkü bilmiyorum. Yani Herzl, Abdulhamid'e karşı nefret duyguları besleyen bir adam değil, onu biliyorum ama Yahudilerin geneli hakkında bir şey söyleyemem. Araştırmadığım, okumadığım bir konu. Merak da etmedim, açıkçası.

Ben de yanlış bilenenleri ortaya koydum doğru nişanı Newlenski aracılığıyla alıyor.Kendisi Abdülhamitin adamı zaten.Herzl mektuplarını inceleyebilirsin.Şimdi palavra dediğin kısmı da açıklayabilirsen bana sevinirim.Theodor sultandan mektuplarında övgüyle bahsediyor zaten.

Irak ve Suriye yahudilerini araştırabilirsin.İsrail kurulduktan büyük kısmı İsraile yerleşiyor.
Ara
Cevapla
Dazlak Charles'a bu şekilde bir lakap takılmasının muhtemel sebebi doğduğunda abileri kralken, kendisinin yönetecek bir toprağının (tacının) olmamasıymış. Kendisinin dazlak olmadığı, tam tersi fazlasıyla gür saçlara sahip olduğu söyleniyor. Bu şekilde bakıldığında normalde lakabının Türkçe'deki karşılığı "Taçsız Charles"
Cevapla
https://en.wikipedia.org/wiki/Iranian_Intermezzo

Abbasi nüfuzunun İran'dan çekilmesi ile Selçukluların bölgeye gelişi arasında İran'ı "İranlı" hanelerin yönettiği 821 ila 999 arasındaki döneme "Iranian Intermezzo" yani İran Perde Arası Oyunu adı veriliyormuş. Bu kullanım ilk olarak Vladimir Minorsky isminde bir Rus tarihçi tarafından oluşturulmuş.
Cevapla
 




Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi



Strategyturk Forumları

Strategyturk Forumları tüm Türk stratejiseverler için büyük ve kaliteli bir platform olma amacı güder. Forum içerisinde çok sayıda strateji oyunu için bölüm ve bu bölümlerde haber konuları, rehberler, mod tanıtımları, multiplayer etkinlikleri ve üye paylaşımları için alanlar yer alır.