20-07-2015, 17:21
(Son Düzenleme: 08-03-2024, 15:09, Düzenleyen: Elefsar. Toplamda 2 kere düzenlenmiş.)
Önemli: Bilim Gündemi
|
08-01-2016, 13:34
Nikola Tesla'nın Etrafını Saran Yalanlar, Mitler ve Gerçekler: Tesla'nın Gerçek ''Bilim İnsanı'' Tarafı, Başarıları ve Başarısızlıkları
http://www.evrimagaci.org/makale/153 Muhakkak okunmalı.
11-02-2016, 21:49
Bilim İçin Tarihi Gün: Einstein'ın Kütle Çekim Dalgaları Kanıtlandı
ABD Bilim Vakfı beklenen açıklamayı yaptı: Kurum, Alman fizikçi Albert Einstein'ın Kütle Çekim Teorisi'nde bahsetitği dalgaları tespit ettiklerini açıkladı. Fizikçiler milyonlarca ışık yılı uzaklıkta iki kara deliğin çarpışmasının sesini duyduklarını ve kaydettiklerini duyurdu. http://onedio.com/haber/bilim-icin-tarih...ndi-674571
17-05-2016, 14:42
Oldukça büyük bir haber, çoğu insan yine habersiz bu durumdan: http://www.bbc.com/future/story/20140704...ck-to-life
Kan kaybı nedeniyle ölü olduğu resmiyet kazanan insan bedenleri, hızla bir soğutulma ünitesine alınıyor. Aynı aynda hem beden sıcaklığı düşürülürken hem de kan vücuttan çekiliyor. Vücuttan çekilen kan yerine tuzlu bir solüsyon enjekte ediliyor. Bu enjektenin amacı ise soğuma hızını olabilecek en maksimum noktaya çıkarmak ve vücudun en ücra köşelerine kadar iletebilmek. Soğumanın amacı ise beyinde oluşabilecek 'kalıcı' hasarları bir nebze olsun engelleyebilmek. Metabolizmanın hızı, soğuk ile birlikte minumuma inmesiyle, ölü derhal ameliyata alınıyor ve gerekli işlemler, tedavi uygulanıyor. Ameliyatın ve tedavinin ardından tekrar kan verildiğinde ölü tekrarda n gözlerini açıyor. Bu yöntemin asıl amacı ise doktorlara zaman kazandırmak. Aşırı kan kaybından dolayı yaralılara çoğu zaman müdahele olunamıyor. Oksijensizlikten dolayı hücreler patır patır ölmeye başlıyor. Bu yöntem ise bunun önüne geçiyor. Deney domuz ve fareler üzerinde denenmiş ve %90 gibi büyük bir oranla başarı yakalamışlar. İnsanlar üzerinde deneylere geçiş ise hem 'etik' kuralalr ve 'yasa'larla boğuştuğundan pek sıcak bakılmıyor şuanlık.
17-05-2016, 15:59
(17-05-2016, 14:42)magaminight : Oldukça büyük bir haber, çoğu insan yine habersiz bu durumdan: http://www.bbc.com/future/story/20140704...ck-to-life Bu donmuşluk hali en fazla kaç dakika sürebiliyormuş ?
俺たち 自由 に なれる の か ?
17-05-2016, 16:10
Haberde onunla alakalı bir veri bulamadım ama anladığım kadarıyla üst kısma yazdım. Büyük bir ihtimalle ameliyat bitene kadar o durumdan açılmasına izin verilebilir. Ameliyat sonrası bilinç yerine gelmeden kan nakil işlemleri vb yapılıyor.
17-05-2016, 16:40
Katolik kilisesi izin vermeyecek, Islam konusunda henüz bir fikre sahip değilim ama onlarda izin vermezler. Ama korkmayın 4-5 seneye heryerde görürüz, bu topraklarda bir zamanlar kan vermek de günahtı.
17-05-2016, 18:37
Diyanet işleri izin verirde tarikatlar ve yurtdışındaki selefilerin izin vereceğini sanmıyorum
俺たち 自由 に なれる の か ?
Niye izin verilmesin ki ? Zaten anladığım kadarıyla ölümden döndürülmüyor, ölüm geciktiriliyor. Bildiğim kadarıyla ölüm beynin bir daha faaliyet göstermeyecek şekilde ölmesiyle gerçekleşiyor.
17-05-2016, 21:34
Evet, ölen birisini diriltmiyor. Herhangi bir yanlış anlaşılma olmasın. Ölümü atlatması için yapılan ve doktorların ameliyatta daha fazla süre kazanabilmesi için yapılan bir işlem.
18-05-2016, 16:59
(Son Düzenleme: 18-05-2016, 16:59, Düzenleyen: uçan erişte.)
Bence son derece önemli bir gelişme. Bu işler adım adım olur. Yüzyıllar sonra "2000'li yıllarda insan öldükten sonra hemen gömüyorlarmış, ahaha ne kadar ilkeller." denilecek. Basit hastalıklara kapılıp ölen antik dünyanın insanlarına dediğimiz gibi...
İlerleyen zamanlarda ölüm, bayılma kategorisinde tıbbi bir olgu olarak bile görülebilir.
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
Ölümün geri dönüşü olucağını sanmam ama beyin ölümü gibi durumların tedavi edilebileceği bir zaman gelicektir muhtemelen.
Bu arada İslam bunlara her zaman izin vermiştir.İzin vermeyen insanın kendisidir.
"Paris'te bir adam öldürülürse, bu bir cinayettir; doğuda elli bin insan boğazlanırsa, bu sadece bir meseledir"
Victor Hugo
06-07-2016, 11:04
Gravitasyonel sapan diyorlardı buna diye hatırlıyorum. Gif bulamadım ama Voyager'ların yörüngelerine bakabilirsiniz bunun eskiden yapılmış bir örneği için.
Bizim zamanımızda elektrik yoktu. IPhone'umuzu şarj edemiyorduk.
PzC/MC/FWWC Opsiyonel Kuralları ve Parametre Verisi Diğer PzC/MC/FWWC Konuları ile PzB Konuları
10-08-2016, 16:45
Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesince, üniversitede üretilen balık ürünlerinin daha sağlıklı ambalajlarda satışa sunulabilmesi için yapılan çalışmada, kinoa bitkisinden yenilebilir ambalaj üretildi.
Atatürk Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Su İşleri Avlanma ve İşleme Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gonca Alak ve ekibi tarafından üniversitede üretilen balık ürünlerinin daha sağlıklı ambalajlarda satışa sunulabilmesi düşüncesinden hareketle başlatılan çalışmalarda, yüksek protein değeriyle bilinen kinoa bitkisinden yenilebilir, biyofilm şeklinde ambalaj üretildi. Alak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlıklı gıdaya yönelik artan tüketici talepleri doğrultusunda özellikle organik ürünlerin tüketiciye sunumunda, doğal ambalaj malzemelerine olan ihtiyacın arttığını belirtti. Bu doğrultuda bilinen klasik, açılıp içinden gıda ürününün çıkarılarak tüketildiği ambalajların yerine, gıdayı üzerini bir film tabakası şeklinde sararak koruyan ve gıdanın tüketimi safhasında yenilebilen “biyofilm” malzemelerin öne çıktığını anlatan Alak, tüm dünyada araştırmacılar tarafından doğal kaynaklı, yenilebilir ve sağlıklı biyofilmler üzerinde çalışıldığını ifade etti. Alak, biyofilm ambalajlamaların son zamanlarda önemli bir boyut aldığını vurgulayarak, şunları kaydetti: “Artık insanlar, güvenli gıda tüketimi kapsamında, sentetik ürünlerle temas eden gıdaları tüketmekten çekiniyorlar. İnsanların artık tükettiği her şeyi sağlıklı olduğundan emin olarak tüketme isteği var. Artık ambalajlama dediğimiz zaman özellikle halk sağlığı açısından da önemli boyutta artı sağlayabilecek, halkın çekinmeden tüketebileceği, yenilebilir ürünlerin de bu ambalaja dahil edilebileceği sistemler karşımıza çıkıyor. Bunlardan bir tanesi de biyofilmler.” Yüksek proteinli ambalaj Alak, fakülte olarak su ürünleri üretimi ve pazarlaması boyutunda uygulama çalışmaları olduğunu ve bu ürünlerin tüketime sunulmasında yeni anlayış doğrultusunda çalışmalar başlattıklarını ifade etti. Bu çalışmalarda, ana vatanı Güney Amerika olan, Türkiye’de yeni yeni yetiştirilmeye başlanan yüksek protein değerine sahip kinoa bitkisinden biyofilm üretmeye çalıştıklarını ve bunda başarılı olduklarını bildiren Alak, şunları söyledi: “Kinoa bitkisinin bizim için önemli olan kısmı tam protein özelliğinin çok yüksek olması. Yani ciddi anlamda dolu bir ürün ve tüketici açısından tüm protein ihtiyacını karşılayacak seviyede. Ayrıca buğdaygillerden olan ürünleri herkes tüketemiyor, mesela çölyak hastaları tüm buğdaygil ürünlerini tüketemiyor ama kinoada böyle bir sorun ortadan kalkıyor. Çok rahat bir şekilde tüketebiliyor.” Alak, kinodan henüz deneme safhasında olan ve geliştirme çalışmaları devam eden biyofilm ürünün, bu aşamada bile sağlıklı şekilde üzerini kaplayarak koruduğu gıda ürünüyle yenilmesinde hiçbir sakıncası olmadığını kaydederek, “Kinoayı yenilebilir film formatına getirdikten sonra aslında amaç tam bir ambalaj görüntüsü sağlamak. Bunun için çalışmalarımız devam ediyor. Bu kısmıyla yaptığımız analizlerimizde raf ömrünün uzatılmasında ciddi anlamda olumlu etki gösterdiğini çok rahat olarak söyleyebiliyoruz.” dedi. Kaynak: AA
10-08-2016, 17:20
Harika bir şeymiş. Ambalajların da yenilebilir olması birçok kirlilik sorununu engeller ileride. Artık 'al al kabını da ye' diyenlere 'memnuniyetle' diyebiliriz xD
22-08-2016, 00:13
Sıcak Cisimler Neden Kırmızıdır?
Sıcaklığı mutlak sıfır noktasının (0 Kelvin) üzerinde olan her cisim ışır. Isınan cisimlerin ışımasının nedeni, atomların ya da moleküllerin termal titreşim enerjilerinin bir kısmını foton olarak salmasıdır. Demir bir çubuk yüksek sıcaklıklara ısıtılırsa önce kırmızı daha sonra beyaz renkte parlar. Isı enerjisinin ışık enerjisine dönüştüğü bu olay, akkor hale gelmek olarak tanımlanabilir. Sıcaklığın yükselmesi ile cisimlerin ışıma renginin değişmesinin nedeni, sıcaklığa bağlı olarak ışıma miktarının belirli bir dalga boyu aralığında maksimum olmasıdır. Örneğin sıcaklığı 1000 Kelvin olan bir cisim her dalga boyunda ışısa da ışıma miktarının en fazla olduğu dalga boyu aralığı kızılötesi bölgededir. Sıcaklık arttıkça bu aralık görünür bölgeye doğru kayar. Böylece sıcaklığı artan cisimlerin yaydığı ışığı rengi de kırmızıdan maviye doğru kayar. Yüzeyinin sıcaklığı yaklaşık 6000 Kelvin olan güneş en çok 550 nanometre dalga boyunda ışıdığı için sarı renkte görünürken, sıcaklığı 10.000 Kelvin’in üzerinde olan daha sıcak yıldızlar daha kısa dalga boylarında ışır, o nedenle de mavi görünür. Kırmızı her ne kadar insanlar için yüksek sıcaklığı ifade etse de soğuğun rengi olarak algıladığımız mavi kırmızıdan daha “sıcaktır”. Kaynak: malzemebilimi.net |
|
Konuyu Okuyanlar: 1 Ziyaretçi