Rağbet görmez diyen kim, bilim dünyasında net bir şekilde kabul ediliyor evrim teorisi. Gözlem de vardır, https://en.wikipedia.org/wiki/Gal%C3%A1pagos_Islands bu en klişe örnek ama en güzeli aynı zamanda. Zamanında bunu okumuştum: http://www.evrimagaci.org/makale/165 Bunlar denizin damlaları sadece. Teori zaten laboratuvarda ispatlanamaz, mekanizmalarla açıklanır çünkü ÇOK geniş bir aralığı inceler. Teori bir çok yasanın mekanizmalarla açıklanması, bunların da birleştirerek oluşturulmasından meydana gelir. Evrim Teorisindeki Teori'nin anlamı bu, Teori sadece hipotez demek değil. Bu sebeple evrimi yanlışlamak herhangi gibi bir fiziksel yasayı yanlışlamaktan daha kolay değil.
Teori ve kanun arasındaki ilişkiyi kavramış değilsin ve gülünç duruma düşersin diyorsun, ne yazık ki ben gülemiyorum da.
Kanunlar bilgi vermek konusunda son derece acizdirler, dolayısıyla bilimsel açıdan birer veri olmaları haricinde pek değerli değildirler. Bilimde değer verilen, bu kanunları ve kanunlardan doğan diğer sonuçları birbirine bağlayarak etrafımızda süregelen olay ve olguların "neden" ve "nasıl" o şekilde meydana geldiğini açıklayan bilgi bütünleridir. İşte bunlara "teori" denir. Örneğin kütleçekim yasasını açıklayan Newton'un Yerçekimi Teorisi, Einstein'ın Görelilik Teorisi (bununla ilgili önemli çıkarımları vardır), Kuantum Birleşik Alanlar Teorisi gibi teoriler vardır. Evrim yasasını açıklayan da birçok bilimsel teori vardır (Dawkins'in Bencil Gen Teorisi, Kızıl Kraliçe Teorisi, Gould'un Sıçramalı Evrim Teorisi, Darwin'in Doğal Seçilim Teorisi ve benzeri); bunlara Modern Sentez'den ötürü bir bütün olarak Evrim Teorisi adını verilir. Bu teoriler, doğada görünen nesiller boyu gözlenebilen biyolojik değişim yasası olan evrim yasasının neden ve nasıl bu şekilde işlediğini izah eder. Bu teorileri inşa etmek için kanunlardan yola çıkarak hipotezler inşa edilir. Bu sorgulama sürecinde ileri sürülen, sınanmayı bekleyen, bilimsel düşünüşe uygun her sav bir "hipotez"dir. Adı üzerinde, "ön-tez" anlamındadır ve teorilerin inşasında, değişmesinde, geliştirilmesinde, yanlışlanmasında kullanılırlar.
Dolayısıyla hiçbir hipotez ispatlanınca teori, teori daha da ispatlanınca kanun olmaz. Önce etrafımızda kendini tekrar eden olaylar ve olgular, yani kanunlar tespit edilir. Bu kanunların birbirleriyle ilişkileri sorgulanarak hipotezler kurulur ve bu hipotezlerden doğrulananlar (veya tekrarlanan testleri her seferinde başarıyla geçenler) arasında bağlantılar kurularak bu kanunları izah eden açıklamalar geliştirilir, bunlar da teoriler olur. Bu teoriler zaman ve bilimin sınavına tutulur ve bu süreçte bu teoriler de evrimleşirler. İlla bir hiyerarşi kurulacaksa, teoriler açıklama gücü, kapsam, içerik, test edilebilirlik gibi birçok açıdan kanunlardan üstündürler. Öyle ki, bazı kaynakalar kanunları, teorilerin "kısa ve dar bir özeti" olarak nitelerler. Ancak modern bilimde böyle bir hiyerarşiden söz etmeyiz; çünkü gerek yoktur.
(01-02-2016, 03:11)Yabgu Khan :(01-02-2016, 01:05)human : Evrim kesindir. Sorularınız varsa cevaplayayım.
Kesin olsa 'Evrim Kanunu' olurdu teorisi değil. Bilimin kesin diyemediği bir olguya kesin dersen gülünç duruma düşersin. Bilimin bir teoriyi kanun yapabilmesi için, onun gözlemlenebilir olması gerekir bu bilimsel metodun en temel unsurudur. Darvinci evrimde türler arası farklılık yanılgısı vardır. Kuş türlerinde gaga değişimi olarak açıklanmaya çalışmaktadır ancak bu türler arası değişim değil adaptasyondur. Dahil olan yeni bir hayvan türü söz konusu değildir dolasıyla darvinci evrim bu konuya cevap verememektedir. İnanmaktan bahsetmiyorum gözlemlenebilir olmasından söz ediyorum. Bana bu konu hakkında gerçek gözlemlenebilir bir örnek verebilecek var mı ?
Teori ve kanun arasındaki ilişkiyi kavramış değilsin ve gülünç duruma düşersin diyorsun, ne yazık ki ben gülemiyorum da.
Kanunlar bilgi vermek konusunda son derece acizdirler, dolayısıyla bilimsel açıdan birer veri olmaları haricinde pek değerli değildirler. Bilimde değer verilen, bu kanunları ve kanunlardan doğan diğer sonuçları birbirine bağlayarak etrafımızda süregelen olay ve olguların "neden" ve "nasıl" o şekilde meydana geldiğini açıklayan bilgi bütünleridir. İşte bunlara "teori" denir. Örneğin kütleçekim yasasını açıklayan Newton'un Yerçekimi Teorisi, Einstein'ın Görelilik Teorisi (bununla ilgili önemli çıkarımları vardır), Kuantum Birleşik Alanlar Teorisi gibi teoriler vardır. Evrim yasasını açıklayan da birçok bilimsel teori vardır (Dawkins'in Bencil Gen Teorisi, Kızıl Kraliçe Teorisi, Gould'un Sıçramalı Evrim Teorisi, Darwin'in Doğal Seçilim Teorisi ve benzeri); bunlara Modern Sentez'den ötürü bir bütün olarak Evrim Teorisi adını verilir. Bu teoriler, doğada görünen nesiller boyu gözlenebilen biyolojik değişim yasası olan evrim yasasının neden ve nasıl bu şekilde işlediğini izah eder. Bu teorileri inşa etmek için kanunlardan yola çıkarak hipotezler inşa edilir. Bu sorgulama sürecinde ileri sürülen, sınanmayı bekleyen, bilimsel düşünüşe uygun her sav bir "hipotez"dir. Adı üzerinde, "ön-tez" anlamındadır ve teorilerin inşasında, değişmesinde, geliştirilmesinde, yanlışlanmasında kullanılırlar.
Dolayısıyla hiçbir hipotez ispatlanınca teori, teori daha da ispatlanınca kanun olmaz. Önce etrafımızda kendini tekrar eden olaylar ve olgular, yani kanunlar tespit edilir. Bu kanunların birbirleriyle ilişkileri sorgulanarak hipotezler kurulur ve bu hipotezlerden doğrulananlar (veya tekrarlanan testleri her seferinde başarıyla geçenler) arasında bağlantılar kurularak bu kanunları izah eden açıklamalar geliştirilir, bunlar da teoriler olur. Bu teoriler zaman ve bilimin sınavına tutulur ve bu süreçte bu teoriler de evrimleşirler. İlla bir hiyerarşi kurulacaksa, teoriler açıklama gücü, kapsam, içerik, test edilebilirlik gibi birçok açıdan kanunlardan üstündürler. Öyle ki, bazı kaynakalar kanunları, teorilerin "kısa ve dar bir özeti" olarak nitelerler. Ancak modern bilimde böyle bir hiyerarşiden söz etmeyiz; çünkü gerek yoktur.