22-04-2020, 19:10
(22-04-2020, 18:37)menars :Yüce İmparator II.Franz(1610-1657)
Casper´ın ölmesiye ülkemizdeki diğer sorunlardan birini, yani enflasyonu çözmek için Günther Arenberg´i baş danışmanım yaptım.
Portekiz´in kralının vârissiz ölmesi sonucu Portekiz de Habsburg hanedanlığına katılmıştı. Fakat İspanya bunu fırsat bilerek Portekiz´e veraset savaşı açmıştı ve bizi de savaşa çağırmıştı.
Bu sırada İspanya´nın doğudaki kolonilerinin büyük çapta bir baharat ticareti yapması baharatların Avrupa´da talebini arttırdı.
Portekiz´e açılan sembolik savaşın bize bir yararı veya zararı olmadığından rahatlıkla diğer prensliklere savaşa açabilirdik. Modena eskiden topraklarımızda bulunan prenslikleri yutmuştu ve cezanlandırılması gerekiyordu.
Savaşın ilk günlerinden Bavarya ordusunu hazırlıksız yakalamamız sonucunda Bavarya´nın askeri gücü yok edildi.
Bu sırada haksız toprak alanları cezanlandırmaya devam ediyorduk ve bu cezalardan korkan Münster Kleve´i haklı sahiplerine geri bıraktı.
Bu savaşların devamı sırasında,özellikle Luthercilerin topraklarımızda isyan çıkmasını önlemek adına birkaç önlem aldık.
Türklerle olan anlaşmalarımız sonuç verdi ve Türkler artık yarım olarak Avusturya hakimiyetini kabul etti. Bunun sonucu olarak Ahmet Bey ülkemize hizmet etmek için ordularımıza katıldı.
Her ne kadar önlem alsak da Silesya´da isyan çıkmıştı.
Lucca´nın başkentinin düşmesiyle tüm anlaşmaları kabul ediceğini söyledi. Bizde Batı Afrika´da bulunan kolonisini bize teslim etmesini söyledik. Zaten gücü olmayan Lucca bu anlaşmayı seve seve kabul etti. Sonunda kolonicilik hedeflerime başlamıştım. Afrika´ya bir üs kurarak şirketlerimizi genişletmek an meselesiydi.
Ülkemizde bulunan serfler Viyana´ya akın ediyorlardı. Savaş döneminde bunları durdurmak olanaksızdı. Tabi ki soyluyor serfleri başkentimize gelince bize olan bağlılıkları zayıfladı.
Savaşı erken bitirmemiz şart olduğundan zor bir karar aldım. Kışın kalenin kuşatmasına devam edin emrini verdim. Bunun sonucunda 2 bin askerimiz soğuktan öldü. Savaşın uzaması daha çok binleri öldürebilirdi. Bu yüzden bu kararı almam gerekiyordu.
Yavaş yavaş prenslikler Katolikliği zorla ya da barış yoluyla kabul ediyor, imparatorluğumuz homojenleşiyordu.
Ülkedeki her toprağa atölye kurmak hedefimizdi fakat öncelik çok kazanç yapacağımız yerlerdi.
Bavarya yenilgiyi kabul etmişti.Bunun sonucunda işgal ettiği Salzburg´a topraklarını geri vermişti.
Sonunda Modena´nın Parma hakimiyetine son vererek bu savaşı bitirdik.
Tabi k, Wurzburg´u unutmadık. Kendilerini hazin bir son bekliyordu.
Her ne kadar eylemlerimiz sonucunda soylularla aramız bozulsa da yardıma ihtiyaçları olduklarını biliyorduk ve kasada bulunan paranın bir kısmını bu ailelere yardım etmek için kullandık.
Diplomatlarımız sayesinde dünya çapında saygınlığımız artmıştı.
Topraklarımızı yöneten topluluklardan ülkemize yardım etmeleri için istekte bulunduk. Onlarda isteğimizi kırmadılar.
Viyana´nın daha çok gelişmesi için ticari depo kurduk.
Wurzburg ettiklerinin cezası olarak hazinli bir sona boyun eğdirildi.
Yenilikçi fikirlerimizi geliştirmemiz ülkemiz adına önemli olduğundan bu fikirlere ağırlık verdik.
Adriatik denizini tamamen Almanlaştırma hayalimi yürürlüğe geçirttim. İlk işim Istria´yı almanlaştırmaktı.
Ferdinand von Hohenzollern yaşlılığı hasebiyle Nisch yolunda dünyaya gözlerini yumdu. Bedenini zarar gelmeyecek bir şekilde Berlin´e kadar götürüp teslim ettik.
Osmanlı ile olan ateşkesimizin bitmesiyle, Anadolu için savaş açtık.
Osmanlı orduları geçen seferki yaşadıkları kötü yenilgiden sonra, ilerlemek yerine geri çekilmişti. Bu yüzden başkenti hızlı bir şekilde düştü.
Gelirimiz benim yönetimim ile birlikte kısa sürede %70 artmıştı.
Gelirimizi daha da çok arttırmak için ticari gemilerimizi arttırdık.
Eflak bölgesinin zengin topraklarını değerlendirmek ve kuvvetlerimizi daha da güçlendirmek adına Eflak bölgesinin tamamına askeri kamplar yapıldı.
Osmanlı çok hızlı bir şekilde çözündü ve bize karşılık veremiyordu.
Oğlum çocukluğundan beri zalim davranışlar gösteriyor etrafındaki herkese zarar veriyor, bağırıyordu. Zamanla bu zalimliği iyice arttı. Çeke çeke dedesine çekmişti. Kendisine çeki düzen vermesi için kraliyet öğretmenleriyle görüştüm ve ona özel bir eğitim planı yapmalarını söyledim. Umarım bu zayıflığını bir an önce halleder. En azından halkın önünde yapmamaya özen gösterir.
Osmanlı´nın işgale açık bir hedef haline gelmesiyle generallim iyice rahatlamış Anadolu topraklarında fütursuzca dolaşıyorlardı. Osmanlı´da bunu fırsat bilerek Erzurum´da bulunan ordularımı bertaraf etti. Bu haberin kulağıma gelmesiyle orada bulunan generallere uyarı babında mektup yolladım. Eğer istediklerini yapmak istiyorlarsa askerlik değil, başka şeylere yönelmeliydiler.
Savaş zamanı piyadelerimizi yeni silahlarla donatmaya başladık. Talimlerde her ne kadar kullansalar da savaşta kullanmak daha farklı olacaktı bunu biliyorduk. Fakat karşıda organize olamayan bir Osmanlı olduğundan, bunun ordularımızın tecrübesi için biçilmiş kaftan olduğuna karar verdik.
Osmanlı ordusunu uzun zamandır göremeyince casuslarımı yolladım. Birde ne göreyim, Osmanlı ordusu Viyana´ya gelmiş ve kuşatmaya çalışıyordu. Viyana nasıl geldiklerini araştırdığımdaysa, Litvanya ve Polonya´nın Osmanlı ordularına yardım ettiğini öğrendim. Bu iki devletçik bunun hesabını ödeyecekler.
Başkentimizin önemini anlayan imparatorluk ordusu sayıca az olmalarına rağmen Viyana´yı savunuyorlardı. Sonunda galip gelmişlerdi. Şanlı ordumuzu bu zaferini ödüllendirmeliydim.
Tüfeklerin çoğalmasıyla elit ordulara olan ihtiyaç ortadan kalktı. Artık ordularımızı yıllarca eğitmeye gerek yoktu.
Osmanlı Viyana´daki yenilgisinden sonra anlaşmamızı kabul etti
Brandenburg ile son zamanlarda yaşadığımız husumetler Brandenburg´un ders almasına sebebiyet verdi ve aramızın açılmaması için Osterode´yi Pomerenya´ya geri verdi.
İtalyan devletler dersini hala alamamış gibi gözüküyor.
Burjuvazi sınıfıyla yaptığımız anlaşma neticesinde danışman sınıfım daha da genişledi ve ucuzladı. Tabi ki ruhban sınıfı ve soylular bundan rahatsız oldular.
En fakir bölgelerden biri olan Durres ve zamanında bize isyan eden ve bu yüzden adada insan nüfusu azalan sakız adalarına, Alman halkının yerleşmesi için bir takım destek kararları alındı.
Düşündüğüm şey başıma geldi. Her ne kadar Katolikliği korusak da Osmanlı ile yaptığımız savaş sonrası askeri anlamda biraz zayıflamıştık. Bunun neticesinde Rusya Danimarka´ya savaş açtı ve Katolikliğin koruyucusu olarak bir şey yapmam gerekiyordu. Fakat Rusya ile yapılacak savaş ülkemi çok yoracağından Danimarka´yı ve Katolikleri yüzüstü bıraktım. Sonuçta saygınlığımız yerlere indi.
İpek kumaşlarının Avrupa´da talebinin artmasıyla ipeğinde fiyatı arttı. Tabi ki bu en çok İspanya´nın işine yaradı. Her ne kadar Afrika´da küçük bir üssümüz olsa da İspanya ile rekabet etmek için daha çok yolumuz var.
İtalyanlar istediklerini gibi genişleyebileceklerini sandılar herhalde, onlara Avusturya´nın adaletini götürmek görevimiz.
İtalya ile yaptığımız savaşta kraliyet donanmasını limanlarını abluka altına almak için kullandık.
İspanya bizi gereksiz Fransa savaşlarına çağırmıştı. Artık İspanya´nın bizi bu gereksiz savaşlara sürüklemesine tahammül edemezdim ve İspanya ile olan müttefikliğimizi sonlandırdım. Fakat kraliyet evliliğimiz devam ediyordu.
Prensler tek tek Katolik olmaya devam ediyordu.
Lens yapımı geliştikçe, buna olan talepte artmıştı. Buna bağlı olarak ustaların cam talepleri artmıştı, buda camın fiyatını arttırdı.
Şehirler eski haklarını istiyordu, bizde bu hakları geri verdik. Tabi ki güzel bir ödeme karşılığında.
Aldığımız paranın bir kısmını rahiplere yardım olarak kullandık.
Moldovya´nın bereketli topraklarının bir kısmını da soylulara verdik.
Fransa artık bizle rekabet edemeyecek kadar geride kalmıştı.
Rekabetin yok olmasıyla yeni anlaşmalarda başlamıştı. Fransa ile yaptığımız anlaşmalar sonucu 2 tarafta birer generallini eğitim amaçlı değiş tokuş etmişti.
Papalık yeniden kontrolümüz altına girmişti.
En sonunda İtalyan savaşları bitmişti. Kuzey italya yenilgiyi kabul etmişti.
İmpartorluk 60 prenslik ve gittikçe gelişen homojen yapısıyla güçleniyordu.
Yenilikçi fikirlerimizde doruk noktasına ulaşmıştık.
Rusya´nın yaptığı Danimarka-Litvanya savaşını da fırsat bilerek, Polonya´ya savaş açtım. Osmanlı´ya yaptıkları yardımların bedelini ödemeye hazırlardır umarım.
Savaşın ilk aylarında İtalya´da görevli olan ordum hızlı bir şekilde Roma´ya ilerledi. Roma sınırlarına girince havada duman gören ordum hızlı bir şekilde olay yerine gözcü birliklerini gönderdi. Gözcülerin anlattıkları Hristiyan alemi için üzücü bir gündü. Lutherciler Roma sokaklarına kadar gelmiş ve Papa´ya zarar vermeye çalışmışlardı. Ordularım hızlı bir şekilde tüm Luthercileri orada öldürdü. Bunun sonucunda Papalık bize minnettarlığını iletti.
Gelirimiz Avrupa´nın belki Dünya´nın en iyisi haline gelmişti.
Sahip olduğumuz parayla cam ve demir işlerini geliştirdik.
Ülkemize bir sürü katedral yaptık.
Kamplarımızı genişlettik.
Ferrara hanedanlığı ile olan işbirliğimiz sonucu hanedanlıktaki askeri geçmişi olan soylular ülkemize hizmet etmeye razıydı. Alfonso d´Este bunların arasındaki en parlaklarıydı.
Varisim ve oğlum olan Alexander bir gün hizmetçilerden birini öldüresiye dövmüştü. Artık bu olay çok uzamıştı. Kendisini o kadar uyarmama rağmen ve sağladığım eğitimlere rağmen bu saçma davranışı devam ettirmek onun bırakın ülkeyi kendini bile yönetemediğinin bir simgesiydi. Muhafızlarımı görevlendirerek onu Portekiz´deki yeni kurulan hanedanlık kalesine sürgün ettim.
En sonunda Sakız adaları ve Durres de Alman kültürünü benimsemişti.
St. Luke loncasına yaptığımız yardımlar sonucu, lonca kültürel anlamda bizi daha da yüceltecekti.
Polonya ile olan savaşımız kısa sürdü ve yenilgiyi hızlı bir şekilde kabul etti. Hak iddia ettiğimiz yer yeri imparatorluğumuza kattık.
Tüm Avrupa´da ünüm artmıştı. Bana ulu bir imparator olarak bakan insanların sayısı kat be kat artmıştı. Avrupa´nın hatta Dünya´nın çeşitli yerinde bulunan insanlar benimle çalışmak için can atıyorlardı, hemde neredeyse bedavaya. Hepsini sarayıma davet ettim. Artık sarayım dünyanın en ihtişamlı sarayıydı.
Lutherciler güçlenmek için fütursuzca savaşlar açıyorlardı ama nafileydi bu çabalar.
Toprak öncelikleri hareketimiz devam ediyordu. Buna bağlı olarak Bosna öncelikten çıkarıldı. Onun yerine çok daha zengin olan Aydın bölgesi önceliğimize alındı.
Babürler ile olan etkileşimimiz arttıkça rekabette tırmanıyordu ve sonunda birbirimizi rakip ilan ettik.
Soyluların sahip olduğu askeri rezervin bir kısmını aldık. Tabi ki bu eylem huzursuzluk yarattı fakat, ülkenin askere ihtiyacı vardı.
Gene dedelerimin aşk ve meşk hayatları yüzünden olan hanedanlığımıza olmuştu. Birileri büyük annemin köylü olduğunu herkese söylemişti .Maalesef gerçeği açıklamak zorunda kaldım.
Fakat bu tarz hikayelere çokta kafa yoramazdım. Kültürümüzü geliştirmek için harekete geçtim. Güney Bohemya´yı Almanlaştırmaya başladım.
Uzun süren savaşlar ve bunların vergileri sonucu halka yük binmişti. Zaten gelirimiz çok fazlaydı, artık bu vergileri azaltmamız gerekiyordu.
İngiltere, zayıflayan Fransa´ya savaş açmıştı. Avrupa´da bu haber büyük yankı yaptı. Acaba İngilizler yeni bir 100 yıl savaşlarına mı hazırlanıyordu?
Napoli İspanya´nın yardımıyla genişlemeye devam ediyordu. Buna bir son vermek gerekiyordu. Sonuçta Napoli de Protestan´dı.
Osmanlı hala gücünü koruyor olsa gerek ki Sindh´in borçlarını ödüyordu.
Askeri anlamda yaptığımız reformlar ülkemizin gücünü arttırmaya devam ediyordu.
3. Oğlum Maximillian dünyaya gelmişti. Umarım bu sonuncusu olur.
Modena hala dersini almamış herhalde, Mantua´ya savaş açmış. Kendisine ültimatom yolladığımız halde kabul etmedi.
Mecklenburg´un Lübeck´i alması kuzeyde büyük yankı yaptı. Lübeck artık topraklarını bile koruyamıyordu. Tabi ki Lübeck gibi önemli bir yerin varlığı imparatorluk için önemliydi. O yüzden hemen harekete geçtim.
Ahmet Bey hayata gözlerini yumdu. Kendisini yaptığı katkılardan dolayı şeref mezarlığına gömdük.
Türklerle yaptığımız anlaşmalar 2 taraf içinde önemliydi. Bunun için Kara İbrahim Paşa´yı göreve atadım. Böylelikle Türklerin devlete entegrasyonunu hızlandırmak istiyordum.
Ahmet Bey´in ardından Alfonso d´Este hayatını kaybetmişti. Bedeni Ferrara´ya teslim edildi.
Danışmanlarımız ülkemize insan ötesi bir seviyede katkıda bulunuyordu ve bunu neredeyse bedavaya yapıyorlardı. Tanrı onları kutsasın.
İdari anlamda çok güçlenmemizin sonucu olarak bu gücü istikrarımızı arttırmakta kullandık.
Güçlü istikrarımız sayesinde Pazar okulu eğitim enstitülerini açttım.
Dinin koruyuculuğu geri almamız gerekiyordu. Bunun için çalışmalara başladım ve diplomatlarıma Avrupa´da bulunan ülkelere gidip Avusturya´nın, Katolikliğin koruyucusu olduğunu iletmeleri için küçük bir meblağ harcadım.
Doğudaki istihkam hareketleri sonucu olarak İçel´de savunmamız arttı.
İdari fikirlerimizi de geliştirme vakti gelmişti.
Ulm´u yıkan Augsburg´a ültimatom yollandı ve bunu kabul etmediler.
Şirketlerimizi güçlendirmek adına Benin´den belirli bir meblağ karşılığında toprak satın aldık.
Atalarımdan biri azizmiş ve papalık bunu bana duyurdu. Tüm halka bu haberi dağıttık. Ülkemizde barış ve istikrar tavan yaptı.
Arnavutluk ve Korfu bölgelerinde Almanlaştırma çabalarımız hala devam ediyor.
Babamın başına gelen şey benim de başıma gelmişti. Fakat ben buna hazırlıklıydım. Yaptığım evlilik aşk üzerine kurulu değildi, fakat bu yapılan şey hanedanlığıma bir hakaretti. Herkes hak ettiğini bulmalıydı. Bu yüzden danışmanımın kellesini alarak başkentin meydanına koydurttum. Eşime gelince de, onuda şımarık oğlunun yanına, Portekiz´e sürgün ettim.
Önemsiz birinin yerini hızlı bir şekilde doldurduk.
Mutlak hükümetim gelişirken buna bağlı olarak yeni sistemleri keşfediyorduk.
Yeni tıpaların icadıyla birlikte şarap artık çok daha uzaklara götürülebilirdi ve buda şarap ticaretini tüm dünyaya yaymak anlamına geliyordu. Ticari anlamda güçlendiğimiz işaretlerinden biriydi.
Küçük Augsburg savaşında, Augsburg´a yardıma gelen İsviçre´den toprak bütünlüğümüzü korumak adına Graunbünden alındı.
İmparatorluğu düzeltmek adına büyük bir savaşa girdik ve yanımızda Brandenburg´u da çağırdık.
Savaşın ilk aylarında Thuringia beyaz bayrakları çekmişti ve Katolikliği benimsemişti.
Bu sırada idari fikirleri geliştirmeye devam ettik.
Uzun zamandır özgür imparatorluk şehirlerini genişletme imkanı bulamıyorduk, fakat yaptığımız reformlar sayesinde Mantua özgür şehirlerden biri olmak istiyordu. İmparatorluk için büyük bir gün.
Ülkede neredeyse isyancı kalmamıştı.
Sonunda Elsas savaşı bitti ve imparatorluk uzun zamandır bu kadar homojen olmamıştı.
1650´lere geldiğimizde artık yazlar, kış gibi geçiyordu. Herkes giyecek elbise arıyordu. Gölleri buz tutmuştu. Buzların devri başlamıştı. Her ne kadar güneydeki topraklarımız daha az etkilense de, bu soğukluk tarlalarımıza vurmuştu. Bu olay da piyasayı derinden etkilemişti. Tabi ki biz önlemimizi daha önceden geliştirdiğimiz topraklarımızla almıştık. Belkide bu durumdan en az etkilenen Avrupa ülkesi bizdik.
Osmanlı ile olan işimiz daha bitmemişti. Anadolu´yu geri almalıydık.
Uzun zamandır İspanya ve ülkemiz arasında ilişkiler iyidi ve 2 tarafında ailesi istediği gibi bu iki ülkede dolaşabiliyordu. Bunun sayesinde İspanya Habsburg hanedanlığından olan Otto ülkemize gelmişti ve burayı çok beğenmişti. Kendisi iyi bir amiraldi ve ülkemize hizmet etmek istiyordu. Kendisinin bu isteğini elbette geri çevirmedik.
Tüccarlarımıza yaptığımız yardımlar ve reformlar sayesinde başarılı tüccarlar ülkemize katkıda bulunmaya başladı.
Osmanlı savaşı devam ederken, kuzeyde Keltler bir direniş başlattı ve İskoçları ele geçirdiler. Uzun zaman sonra ilk defa Britanya´da yeni bir aktör görüldü. Şahsen Keltlerin ülkesi olan Gaeldom´a yardım etmek için hazırdım.
Adriatik denizinde yaptığımız kültürel değişim hareketlerini genişletme fırsatı bulduk.
Ticari filomuzu savaş zamanı güvenli limanlara çekmiştik. Uzun zamandır Akdeniz sularında durmaksızın çalışan bu donanmanın biraz yenilenmeye ihtiyacı vardı. Bunun üzerine kasamızdan çıkardığımız parayla donanmayı yeniledik.
Osmanlı Halep´i son ana kadar savundu. Bu adanmışlık cidden kayda değerdi.
Osmanlı ordusu gene Anadolu etrafında gözükmüyordu. Artık Anadolu´nun elinden çıktığı fiili olarak kabul ettiğini tüm dünya anlamış oldu.
Bu sırada ülkemizde bulunan bir deha, general kadromuza katıldı. Kendisinin ülkemize en iyi şekilde hizmet edeceğinden şüphem yok.
Litvanya ve Polonya gözümüzün önüde yeniden Osmanlı´ya yardımda bulunuyor.
Rahiplerle uzun zamandır iyi ilişkilere sahip olmuştuk. Fakat iyi ilişkilerle devletler yönetilmiyordu. Bu yüzden kendilerinden yardımda bulunduk.
Yönetim kapasitemiz arttıkça yeni topraklardaki kontrolümüzü arttırıyorduk.
Osmanlı ordusuyla Anadolu´da karşılaşamasakda, Halep´te büyük çapta bir savaş yaptık.
Osmanlı sancak gemisi uzun aradan sonra yine bizim donanmamıza yenik düştü.
Osmanlı artık işgallerimize karşılık veremiyordu. Bu sebeple ordularımız Kahire´ye kadar gitti. Uzakta bulunan ordularımız bunu fırsat bilerek Kahire´yi yağmaladı. En kısa sürede o orduyu cezalandıracağım.
Bu sırada daha efektif bir sistem için, daha verimli bir otonomi sistemi gerekliydi. Bunun için çalışmalara çoktan başlamıştık ve çalışmalarımız sonuç vermişti.
Gaeldom kuzeyin sahibi olmuştu.
Savaşlardan dolayı borcu olan Gaeldom´a yardımda bulunduk.
Paramızın bolluğundan dolayı Provence´e de yardım ettik. İlişkilerimizi geliştirmenin imparatorluğumuzu genişletmek için iyi olacağı kanaatindeyim.
Kitap basımları arttıkça herkes kitap okumaya başladı. Fakat yol yordam bilmeyen bir köylünün bir kurnazın kitaplarını okuyup ona kanması ihtimalini unutmamalıydık ki düşündüğümüz şey oldu. Kitaplar sadece düzgün bir temele sahip olan insanlar tarafından okunmalıydı ki, yapılan eleştiriler yapıcı olsun ve ülkemizin kalkınmasına yardımcı olsun. Bu yüzden serbest basımları yasakladım.
Portekiz´de sürgün hayatı yaşayan eşim Ana hayatını kaybetti. Kendisi İspanya´da kendi ailesinin mezarlığına gömüldü.
İmpartoriçe ünvanın boş kalmaması için ve ileride yapabileceğimiz anlaşmalar için Montferrat ile kraliyet evliliği yapmaya karar verdim.
Gilberta ile olan evliliğim 2 ülke içinde yararlı olacaktı.
Osmanlı ile savaşın sonuna geldik ve sonunda Osmanlı şartlarımızı kabul etti.
Osmanlı ile olan savaştan sonra imparatorluğun homojenliğini korumaya devam etmek için çalışmalara başladık.
Osmanlı artık bizimle rekabet edebilecek halde değildi.
Papalık bu savaşta bile olmak istemediğinden, barışımızı kabul etti.
Mutlak güç insanların sana hayranlıkla bakmasını sağladığı gibi korkutabiliyor da. Bazı soylular bunu bana karşı kullanmaya çalıştı ve meşruluğum ülke içinde sorgulanmaya başladı. Bu dedikoduyu başlatanları bulup kellelerini Viyana meydanına koymalıydım.
Nuremberg anlaşmamızı kabul etti.
Savaştan hemen sonra Kongo´dan toprak satın aldım. Şirketlerimizi genişletmemiz artık şarttı.
Toprak satın almam Kongo ile son bulmadı. Madagaskar´dan da toprak satın aldım ve bununla da durmadım. Hint okyanusunda gücümün artması için Gujarat ile yaptığım anlaşmayla Hindistan´daki ilk şirketimizi kurdum.
Her ne kadar iyi ilişkilere sahip olsakda İspanya´nın müttefiklik isteklerini artık kabul edemezdim.
Bu sırada kuzeyde bulunan İskandinav halkları birleşip İskandinavya´yı kurdurlar. Rusya´ya karşı bir silah olarak İskandinavlarla iş yapılabilirdi.
Meşruluğumu artırmak için askeri gücümü kullandım.
İspanya bizim yaptığımız hareketleri görmüş olacak ki o da Hindistan´dan hem de hemen yanımızda bulunan Kutch´u satın aldı. Artık ileride bir çatışma çıkması kaçınılmaz.
Osmanlı´nın zayıfladığını gören Napoli savaşa hazırlanıyordu. Bir şekilde bu Napoli denilen hadsiz devlete gününü göstermeliydik. Fakat İspanya ile olası bir savaş tüm Avrupa´da kaosa sebep olabilirdi. Bu yüzden İspanya´yı bir şekilde ikna etmeliydik.
Montferrat ile yaptığımız diplomatik hamleler meyvesini verdi ve Montferrat özgür imparatorluk şehri oldu.
İdari fikirlerimizi bitirdik ve yeni bir politika benimsedik.
Zengin Anadolu topraklarını ülkemize resmen katma vakti gelmişti.
Ülkenin başına geçtiğim zamandan beri yaptığım reformlar, kanunlar ve politikalar artık amacına ulaşmıştı. Ülkemde artık istediğim kanunu istediğim gibi çıkarabilirdim ve soyluların buna karışma gibi bir gücü kalmamıştı. Artık devlet bendim!
Elitlere ve sağlam temeli olan düşünce insanlarına yaptığımız yardımların sonucu olarak ülkemiz daha da gelişmişti. Düşüncem doğruydu, sadece imkanı olana eğitim vermek daha mantıklıydı.
Keltler, İngilizlerle başa çıkmak için Afrika´da şirketler ve koloniler kurmaya başlamıştı.
Yaptğımız Katolik hareketlerinin sonucu olarak bazı kişiler Gilberta ile olan evliliğimi sorguladı. Aslında haklılardı da, bu yüzden Papalık´tan boşanma talebi istedim. Fakat reddedildi. Tabi ki Papa´ya söz geçiremem prestijimi yaralamıştı.
Gaskonya, Provence´a savaş açmıştı. En kısa sürede müdahale etmemiz lazımdı.
İbrahim Paşa´nın ölümünden birkaç yıl sonra general kadrosu Türksüz kalmıştı. Huzursuzluğun artmaması için Bozoklu Ahmet Bey´i genral kadromuza kattım.
Ordumuz bu generallerin sayesinde yeni bir profesyonelliğe ulaşmıştı.
Adriatik denizinin neredeyse yarısı Almanlaşmıştı.
Prensleri bir çocuğu terbiye edermiş gibi terbiyeye devam ediyordum.
İmparatorluk iyice güçlenmişti.
Korsika ile olan ilişkimi geliştirmek ve etkimi arttırmak önemliydi.Zira Korskia imparatorluğun uç prenslerinden biriydi ve bizi sınırlarımızda temsil ediyordu.
Afrika´da bulunan kolonilerimi gören İspanya, bu bölgelerde bulunan generallerinden biri olan Diego de Balboa´yı hizmetimize sundu. Bunu ittifaklık yapmak istediği için yaptığını biliyordum.
Balboa´nın önderliğinde Benin´e savaş açtım. Artık Afrika´da ki ticaret şirketlerimi büyütmeliydim.
Benin´e savaş açtıktan sonra yaşlılığım iyice baş göstermeye başladı. Ülkeyi yönetmeyi bırak, bir savaşa bile konsantre olamıyordum. Doktorlar iyileşmem için elinden geleni yaptı. Birkaç gün iyi bir haldeydim. Fakat öleceğimi hissediyordum. Rüzgarın sesi ve tenime çarpma hissi bile değişmişti. Aynaya baktığımda eski benden bir eser göremiyordum. Son anlarımı terasımda geçirdim. Terasımda uzanırken ülkem için yaptıklarımı düşündüm ve içim rahattı. Son nefesimi sıcak bir nisan ayında verdim.
Yüce imparatorun ölümünden hemen önce ülkenin son hali
Ve Dini harita
Edit: Yazım hatalarım olabilir.Sınav haftama denk geldiğinden böyle hatalar olabilir ve hikayemi belki en iyi şekilde sunamamış olabilirm. Hatam varsa affola. Ayrıca 2 yıllık bir naiplik var. Onuda yarın atarım inşallah.İmparatorun terasta hayata gözlerini yummasıyla birlikte cenazesinin hazırlanması için üstündeki elbiseler çıkarıldı ve cenazesine uygun kıyafetler giydirildi. Bu sırada ceketindeki bir kitap hizmetlilerin dikkatini çekti ve defteri hızlı bir şekilde baş danışmanlara teslim ettiler. Defteri açan danışmanlar bunun oğlu Maximillian için hem bir vasiyet hemde yol gösterici bir kitap olduğunu anladılar ve oğluna teslim ettiler. Kısacası kitapta şunlar yazıyordu:
İmparatorluğun iyice pekiştiğini düşündüğün bir zaman reformları geçirmeye başlamalısın. Almanlaştırma hareketleri durmamalı zira uzak topraklarda Almanların olması yönetimini kolaylaştıracaktır. Roma sınırlarına ulaşmak vazifemizdir. Bunun için ne gerekiyorsa yapmalısın. Ayrıca dünyanın değişimine ayak uydurman lazım. Bu yüzden şirketleri büyütmeye çalışabilirisn. Lakin unutma şirketlerin dışında toprak elde etmen işleri sadece senin için zorlaştırır. Alman prenslikleriyle olan ittifakları bitirebilirsin. Lakin bu karar sana kalmış. Bundan sonrası senin yapacaklarına kalmış. Umarım pişman olacağın bir harekette bulunmazsın.
Save
Portekiz olayı talihsiz olmuş ama 60 prenslik görmek ve neredeyse tüm HRE'yi katolik görmek beni keyiflendirdi... Eline sağlık çok başarılı bir oyun olmuş. Sırada @ardabakunin var. Kendisine henüz ulaşamadım eğer o oynamayacaksa ve başka talip yoksa ben devam edeceğim.