İleti Sayısı: 1,177
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
4
01-02-2016, 13:05
(Son Düzenleme: 01-02-2016, 13:10, Düzenleyen: ferevon.)
Makroevrimi anlamak için şu alttaki güzel bir metin, tavsiye ederim.
Bu arada evrim teorisinin çürütüldüğünü iddia etmişsiniz, bilimsel bir makale var mı bunun nasıl olduğunu açıklayan?
Ha birde şurda AAAS içindeki anket sonucunu da koyayım da biraz daha fikrimiz olsun çürümüş mü çürümemiş mi yoksa siz gerçekleşmemiş bir varsayım üzerinden mi gidiyorsunuz
Ankette bilim insanlarının %2'si evrim yoktur derken Amerikan halkı ise bilim insanlarının %29'unun evrim olmadığına inandığını düşünüyormuş.
Darwinizmi teizm ile kıyaslayıp dogma demek de komik bence. Darwinizm 157 yıl boyunca değişti, yeni kanıtlar bulundu(Miller gibi) ve araştırma alanları genişledi. Eksiklikleri bulunduğu da oldu, eksiklikleri de kapatıldığı da zamanla. Siz ise 2000 yıldır hiç değişmemiş bir yaratılışçılık fikrinden bahsedip Darwinizmin dogma olduğunu savunuyorsunuz. Düşündürücü.
•
İleti Sayısı: 1,374
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
4
Galiba yine yanlış anlaşılma var.Burada kimse evrim çürüdü demiyor.Evrim teorisi hakkında uzun yıllar sürüyor diyorlar mesela ama fosiller bize başka veriler veriyor.Prekambrriyen döneminde 3 milyar yıllık bir süreden bahsediyoruz.Sadece mavi-yeşil alglerin var olması sonraki 50 milyon yılda oluşan canlılar fosil kayıtlarında gözüküyorlar ve buda Darwin´in düşündüğü mikro evrime terstir.Darwin bu konu hakkında fosillerin yetersizliğinden bahseder.Onun zamanında fosilleri %1´lik bir kısmı bulunduğundan bu mazaret o dönemde geçerliydi.Birçok ünlü fosilbilimci fosil kaynaklarına önemli ölçüde güvenilirdir der.Bakın o oluşan kompleks canlıların vücutlarındaki yeni doku ,organ ve beden bölümlerini her birinin yeni fonksiyonlarını düşünelim.Bir proteinin oluşması için gereken ihtimalin imkansızlığından bahsetmiyorum bile.Şimdi siz yaratılış teorisine inanan bir kişi ile evrime inanan bir kişiyi ayırt edemezsiniz.Sonuçta ikiside inanç esaslıdır.Yani siz o organların hiyerarşik düzenin 50 milyon yılda olabilceğini mikro evrimle savunabiliyorsanız aynı şekilde yaratılışa inanan biri tanrıyı savunabilir.
"Paris'te bir adam öldürülürse, bu bir cinayettir; doğuda elli bin insan boğazlanırsa, bu sadece bir meseledir"
Victor Hugo
İleti Sayısı: 740
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
22
01-02-2016, 14:12
(Son Düzenleme: 01-02-2016, 14:21, Düzenleyen: Yabgu Khan.)
Din zaten değişecek üstüne yeni oluşumlar eklenebilecek bir konu değildir. Din bir inançtır ve bu inanç sistemi doğrultusunda bütün bir sistem kurulmuştur. Dolayısıyla yeni bir şeyler bulunmasını, değişmesini bekleyemezsiniz. Ben Yaratılış'ı kusursuz buluyorum kendi inancıma göre. Milyarlarca tesadüf zincirine inanmak yerine bir Tanrı tarafından başlatılan bir yaratılışa inanmayı tercih ediyorum. Bu benim görüşüm hepinizin görüşüne de saygı duyuyorum.
Makale örneği istemişsin buyur bir kaç tane vereyim :
A. Trilobit Gözü
Kambriyen Devir'de bir anda ortaya çıkan trilobitler, son derece kompleks bir göz yapısına sahiptirler. Petek şeklindeki yüzlerce parçaya ve çift mercek sistemine sahip olan bu göz,jeoloji profesörü David Raup'un ifadesiyle "ancak günümüzün iyi eğitim görmüş ve son derece yetenekli bir optik mühendisi tarafından geliştirlebilecek bir tasarıma sahiptir".
Bu göz, 530 milyon yıl önce, bir anda, kusursuz biçimde var olmuştur. Elbette böyle bir yapının bir anda ortaya çıkması evrimle açıklanamaz ve yaratılışın varlığını ispatlar.Dahası, trilobitlerdeki bu petek göz sistemi, bugüne kadar da hiç değişmeden gelmiştir; arı yada yusufçuk gibi günümüzdeki bazı böcekler de aynı göz yapısına sahiptirler.* Bu durum, evrim teorisinin canlıların ilkelden karmaşığa doğru geliştiği yönündeki iddiasını da açıkça geçersiz kılmaktadır.
(*) R.L.Gregory, Eye and Brain: The Physiology of Seeing, Oxford University Press, 1995, p.31
Evrim teorisini Kambriyen patlaması konusunda giderek daha fazla açmaza sokan bir diğer gerçek, farklı canlı kategorileri arasında yapılan genetik karşılaştırmalardır. Bu karşılaştırmaların sonuçları, evrimci biyologların yakın zamana kadar "yakın akraba" saydıkları hayvan kategorilerinin genetik olarak çok farklı olduklarını ortaya koymakta, böylece zaten sadece teoride var olan "ara form" varsayımlarını iyice umutsuz hale getirmektedir. Proceedings of the National Academy of Sciences dergisinde 6 ayrı bilim adamının imzasıyla yayınlanan 2000 tarihli bir makalede, DNA analizlerinin, "eskiden ara form sayılan" kategorileri bu durumdan çıkardığı şöyle açıklanmaktadır:
DNA sekans analizleri, filogenetik ağaçlar için yeni yorumlar gerektirmektedir. Metazoa (çok hücreli canlılar) ağacının tabanında yer alan ve daha önceden birbirini izleyen komplekslik derecelerini temsil ettikleri düşünülen canlı sınıflamaları yer değiştirmekte ve ağacın çok daha üst kısımlarına taşınmaktadır. Bu, geriye hiç bir evrimsel "ara form" bırakmamaktadır ve bizi Bilateria (simetrik vücuda sahip canlılar)nın kompleksliğinin kökeni hakkında yeniden düşünmeye zorlamaktadır. (André Adoutte, Guillaume Balavoine, Nicolas Lartillot, Olivier Lespinet, Benjamin Prud’homme, and Renaud de Rosa, "The New Animal Phylogeny: Reliability And Implications", Proceedings of the National Academy of Sciences, 25 April 2000, vol 97, No 9, pp. 4453-4456)
Yeni moleküler temelli filogeninin bazı önemli sonuçları vardır. Bunların en önemlisi, süngerler, cnidarianlar, ctenophorlar arasındaki "ara form" sınıflamaların ve bilateryen canlıların son ortak atasının yani "urbilateria"nın ortadan kalkmasıdır... Bunun doğal sonucu olarak, urbilateria'ya giden soy ağacında çok büyük bir boşluğumuz var... Kademeli bir biçimde giderek artan bir komplekslik senaryosu yoluyla, "boşluktaki atayı" yeniden inşa etme yönündeki umudumuzu-ki bu eski evrimsel mantık yürütmede çok yaygındır-kaybetmiş bulunuyoruz. (8. André Adoutte, Guillaume Balavoine, Nicolas Lartillot, Olivier Lespinet, Benjamin Prud’homme, and Renaud de Rosa, "The New Animal Phylogeny: Reliability And Implications", Proceedings of the National Academy of Sciences, 25 April 2000, vol 97, No 9, pp. 4453-4456)
http://www.evrimaldatmacasi.com/ Bu siteye bir göz atmanızı tavsiye ederim faydalı bilgiler öğrenebilirsiniz.
İleti Sayısı: 784
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
10
Bu biraz bilgilerdeki boşlukları Tanrı ile doldurmak değil midir ?
•
İleti Sayısı: 740
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
22
Doldurulabilecek boşlukları hayır ama doldurulamayacak, bilimin yetersiz kaldığı noktalara evet diyebiliriz.
•
İleti Sayısı: 185
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
0
01-02-2016, 14:45
(Son Düzenleme: 01-02-2016, 14:58, Düzenleyen: human.)
Darwinci evrim teorisinden bahsetmiyorum, EVRİM teorisinden bahsediyorum. Menars, galapagos'ta 200 kaplumbağa türü var, ve bunların bir çoğu artık birbiriyle çiftleşemiyor. Sen diyorsun bunlar ara türler, tür tanımı lisede öğretiliyor. Sen kaplumbağadan ejderha olmasını bekliyorsan, bu milyar yıllık bir süreç ve doğrudan gözlemlenmesi mümkün değil, fosiller bu oluşumu açıklar; çünkü daha geniş bir zaman skalasını inceler. Tür içindeki farklılık diye bir şey yok, bu dünya ayın etrafında dönüyor demekten farksız, tamamen bilgi eksikliği ve yanlış yorumlama. Aslında bugün insanlar Newton'un yasalarını genel göreliliği tam olarak bilmiyor fakat ete suya/YARATILIŞ'a dokunmadığı için kimse reddetmiyor. Evrim de bu kadar ayen beyan bir teori.
"Bir proteinin oluşması için gereken ihtimalin imkansızlığından bahsetmiyorum"
Bu da yanlış bir cümle, imkansız ve mükemmel kavramları doğada yoktur. İhtimal dediğimiz kavram da hesaplayamadığımız alt kümelerin olaya etkisidir. Olabiliyorsa olabilme ihtimali birdir, zarı attığımızda bir sayı gelme ihtimalinin bir olduğu gibi. Zarı hangi açıyla havanın sürtünmesini hesaplarsan da hangi sayı geleceğini anlarsın.
Burada halen Galapagos'taki oluşumlar tür değildir ve evrim değildir diyorsanız, benim size yazacaklarımın ne kadar faydası var bilmiyorum. Çünkü google'a evrim karşıtı görüşler yazıp gördüğünüzü söylüyormuşsunuz gibi geliyor. Gidin gerçekten sağlam bir yerden evrime bakın. Evrim ağacı güzel bir site mesela, yabgu khan da vermiş.
Günümüzde ise evrimi reddeden bilim adamlarıı %5'in altında olmalı. Dediğim gibi evrim çok açık saçık bir şey, her şeye şüpheyle yaklaşmalıyız evet; fakat evrim 150 yıldır bu şüphecilikle karşı karşıya zaten ve sorduğunuz sorular muhtemelen google'dan baktığınız evrim karşıtı görüş sayfalarından, yoksa türün anlamını bilen adam böyle bir savla karşıma çıkmaz.
Yabgu Khan'ın attığı site evrim ağacı değilmiş, evrimaldatmacası tarzı bir siteymiş; anasayfasına baktım nefret ve cehalet kokuyor. Bu siteye nasıl güzel bir site diyebiliyorsun? Bir kaç yazıya baktım, yazanların yarısı yanlış, bir yarısını da daha çok bilen biri yalanlayabilir heralde.
Aşağıdaki 1 üye human nickli üyenin bu iletisini beğendi:1 üye human nickli üyenin bu iletisini beğendi.
• Gustav Adolf
İleti Sayısı: 1,177
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
4
" http://www.evrimaldatmacasi.com/ "
Adnan Oktar'ın sitesini ne kadar ciddiye alabileceğimden emin değilim, şahsın Darwinist karşıtı görüşlerinden haberdarım ve zaten bazı yazılarını okumuştum ki boyuna dini argüman kullanmasından mı yansam, açık açık ideoloji çatışması yapmasından mı yansam bilemedim.
Proteinlerin oluşması için gerekli 20 amino asidin Miller tarafından üretildiğine değinmiştim. Yani bu da imkansızlık iddiasını kırmış oluyor.
•
İleti Sayısı: 185
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
0
"Doldurulabilecek boşlukları hayır ama doldurulamayacak, bilimin yetersiz kaldığı noktalara evet diyebiliriz."
Bilimin yetersiz kaldığı noktalar var evet, ama evrim bunlardan biri değil. En azından bahsettiğin spesifik örnek hiç değil. Eminim ki evrimaldatmacısı tarzı bir siteden buldun bu örneği de, üşenip hepsini okumuyacaksın muhtemelen ama ben üşenmedim okudum.
http://www.evrimagaci.org/makale/39
•
İleti Sayısı: 740
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
22
Tartışmanın daha fazla uzamasına gerek yok. Dediklerinizle beni ikna edemediniz bende sizi ikna edemedim dolayısıyla böyle kalsın. Yoksa boşu boşuna klavye yormaya gerek yok. Ben evrimin bilimsel olarak yeterli olduğunu kabul etmiyorum edenlerinde düşüncesine saygı duyarım herkes istediğine inanmakta özgür. Benim düşüncem belli evrimi, Tanrı'nın ve dinlerin varlığını ortadan kaldıracak bir unsur olarak görülmemesi, din ve evrimin birbirine zıt kutup olarak görülmemesi taraftarıyım. Teşekkürler yorumlarınız için kimse üşenmeden bildiklerini, düşündüklerini aktarmaya çalıştı. Daha fazla yorum yazmayacağım iyi forumlar.
İleti Sayısı: 1,177
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
4
01-02-2016, 17:10
(Son Düzenleme: 01-02-2016, 17:11, Düzenleyen: ferevon.)
(01-02-2016, 16:14)Yabgu Khan : Tartışmanın daha fazla uzamasına gerek yok. Dediklerinizle beni ikna edemediniz bende sizi ikna edemedim dolayısıyla böyle kalsın. Yoksa boşu boşuna klavye yormaya gerek yok. Ben evrimin bilimsel olarak yeterli olduğunu kabul etmiyorum edenlerinde düşüncesine saygı duyarım herkes istediğine inanmakta özgür. Benim düşüncem belli evrimi, Tanrı'nın ve dinlerin varlığını ortadan kaldıracak bir unsur olarak görülmemesi, din ve evrimin birbirine zıt kutup olarak görülmemesi taraftarıyım. Teşekkürler yorumlarınız için kimse üşenmeden bildiklerini, düşündüklerini aktarmaya çalıştı. Daha fazla yorum yazmayacağım iyi forumlar.
Pekala sen bilirsin konuya katkın için teşekkürler. Malesef yaratılışçılık adına argüman sunan başka birisi olmadığından zaten konu çıkmazda kalacak gibi ancak eğer dogmalarını yıkıp düşüncelerini gözden geçirmek isteyen birisi yazılanları okursa onun bile bir etkisinin olabileceği görüşündeyim. Evrimin din ile ilişkisine özellikle girmek istemedim, tabii ona da girilebilirdi ancak yerinin bu konu olduğunu düşünmüyorum bir gün başka bir konuda belki.
•
İleti Sayısı: 185
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
0
Evet isteyen istediğini seçmekte özgür, faydası olursa diye tek diyeceğim evrimaldatmacası denilen site baştan aşağı yanlış. İyi forumlar.
•
İleti Sayısı: 694
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
9
Zamanında Kilise de ikna olmamıştı dünyanın döndüğünü duyduğunda. Bu konuyu ikna meselesi olarak görmek bile tuhaf. Çünkü bir tarafta varolanı anlamaya çalışıp mevcut bilgi ve bulgulara göre sürekli olarak geliştirilen bir bilim dalı var. Diğer tarafta istediği gibi görmek için belli başlı olguları eğip bükmeyi seçen din temelli bir ideoloji var.
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
İleti Sayısı: 2,192
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
3
02-02-2016, 16:51
(Son Düzenleme: 02-02-2016, 16:57, Düzenleyen: PiriReis.)
Ankete dorduncu seçenek eklenmiştir:
- Evrimsel yaratılışcılık.
Klasik dini öğretilerdeki Tanrı ve yaratılışı, modern bilimsel anlayıştaki biyolojik evrim kuramına uygun hale getiren görüştür. Teistik evrim bir bilimsel teori değildir, evrim bilimi ve bazı dini açıklamalar arasında bağlantı kurulan görüştür. Bu şekilde, teistik evrim görüşündekiler din ve bilim arasındaki çatışmayı reddeder, yaratılışın evrimsel olarak açıklanmasının dinsel açıdan problem yaratmadığını düşünürler.
@ Royal Guard
İleti Sayısı: 1,177
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
4
•
İleti Sayısı: 5,343
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
35
Evrimle alakalı birşey sorabilirmiyim.Şu homo erectusları kıllı olarak resmediyorlarya nerden biliyorlar kemiğin üzerinde kılmı var ? bi ingiliz belgeselinde bu homo erectusların kemiklerinin orada 2 tür bit bulmuşlar kasık ve saç biti eğer her taraf kıl olsaydı tek tip olurdu deniliyordu bulursam atarım buraya...
•
İleti Sayısı: 1,374
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
4
05-03-2016, 01:33
(Son Düzenleme: 05-03-2016, 01:33, Düzenleyen: Menars.)
Keratin Öldükten sonra fosillerde iz olarak kalıyor oradan yapılıyor.
"Paris'te bir adam öldürülürse, bu bir cinayettir; doğuda elli bin insan boğazlanırsa, bu sadece bir meseledir"
Victor Hugo
•
İleti Sayısı: 222
Üyelik Yılı: 2016
Imperium:
3
Yaratilis teorisini savunan ulkelerin hali ortada, evrimi savunan ulkelerin hali ortada.
•
İleti Sayısı: 2,859
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
15
Evrimi savunanlar in verdiği argüman sitesi evrimagaci.Org antiler ise evrimaldatmacasi.com. Evrim aldatması sitesini doğru kabul edemeyeceği ni düşünen vatandaş ise evrim ağacından makaleler doğrudur onlara inanin diyor . Ah ah .vah vah . Flash belleği bilgisayara sokarken %50 şansla doğru sokabilecekken hep yanlış sokarken evrimciler lab ortamında insan etkisiyle elde edilebilir aminoasit ile evrimi ispatladigini düşünüyor neyse ya amann
Aşağıdaki 1 üye jax61 nickli üyenin bu iletisini beğendi:1 üye jax61 nickli üyenin bu iletisini beğendi.
• Kierkegaard
İleti Sayısı: 694
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
9
Bunu bir inanç olarak görmek bile tuhaf. Yerçekimine inanmıyorum demekten bir farkı yok.
Dindar biriyseniz önünüzde iki seçenek var:
Ya inancınızla bilimi uzlaştırmayı seçeceksiniz ki hazmetmesi o kadar da zor değil bu: Yaratılışçı Evrim. Geleceğin dindarlarının neredeyse tamamının yapacağı bir şey olacak bu.
Ya da inancınızı bilime aykırı şekilde sürdürmeyi seçeceksiniz.
Kusur benim imzamdır. Bir ismim olduğu sürece bir kusurum da olacak ve olmalı.
•
İleti Sayısı: 2,859
Üyelik Yılı: 2015
Imperium:
15
13-01-2017, 15:06
(Son Düzenleme: 13-01-2017, 15:10, Düzenleyen: jax61.)
sorun burda başlıyor işte .. bilim varsayımıyla hareket eder isek tamamen TEORİ olarak ortaya atılmış olan evrim , bugün geldiğimiz noktada tamamen ispat çabasına dönüşmüş ve bu dönüşümle beraber ateistlerin izah aracına dönüşmüş durumdadır. bununla beraber inanan kimselerin de bunu reddetmesi kaçınılmaz bir durumdur. zira tamamne evrenin tesadüfen oluştuğunu , milyarlarca ihtimalin bir araya gelip kusursuza yakın bir sistemin oluştuğunu ispat çabasnının da pek bilimsel olmadığını düşünüyorum.zaten bunun tesadüfi bir ihtimalle de olsa gerçekleştiğini söylemek de direk olarak bunun tanrı diye izah ettiğimiz ilahi gücün varlıgını direk inkar olduğu için ateistlerin buna sarılması, inananların ise reddetmesi çok normal.
ha tartıştığımız konu eğer insanın ve diğer canlıların yaşadığı ortama zamanla ayak uydurması ise , bunun varlıgına ben de inanıyrum. ama her canlının ise aynı kökenden milyarlarca tür canlıya ayrılıp evrildiğine inanmak ne mantıklı geliyor ne de bilimsel..
•
|